Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/196 E. 2022/482 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/196
KARAR NO : 2022/482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2021/519 Esas,
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sırasında; 13/12/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati ihtiyati hacze itirazın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP ;
Davacı vekili talep dilekçesindeki talebinde özetle; davacının Erzurum ili …… yolunda dinlenme tesisini işlettiğini, davalılar ile 10/11/2020 tarihinde sözleşme yapılarak 01/02/2021 tarihinden itibaren davacının işlettiği dinlenme tesislerine davalı firmalar bünyesinde olan otobüslerin yolcuları ile birlikte konaklama, yolcuların tesisten yararlanmasını sağlama edimlerini borç olarak yüklendiğini davalıların işlettikleri otobüsleri dinlenme tesisine getirerek yolcuların tesisi kullanmasını sağlayarak davacıya kazanç sağlamayı taahhüt ettiklerini davacının davalılara bir kısmı elden nakit olarak bir kısmı da çek olarak edimde bulunmayı üstlendiğini, davalılara ait araçların 27/07/2021 tarihine kadar davacının işlettiği dinlenme tesisine geldiğini ancak daha sonra başka bir dinlenme tesisinde konaklamaya başladığını, davacının bu nedenle uğramış olduğu zararların tahsili amacıyla ihtarname keşide edildiğini, sözleşmenin davalı tarafından bu şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, davacının ödemiş olduğu miktar nedeniyle ve sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını belirterek 500.000,00 TL cezai bedelin, 350.000,00 TL ödenen bedelin 50.000,00 TL kazanç kaybının 1.000,00 TL sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın davalılardan tahsiline davalıların mal kaçırma ihtimallerine binaen mal varlıklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME ARA KARARI;
Yerel mahkemece, 13/12/2021 tarihli 2021/519 Esas sayılı ara kararı ile “… Somut olayda davacı, davalılar ile dinlenme tesisinden yararlanmaya ilişkin sözleşme yapıldığını, bu sözleşme uyarınca davalı tarafa bir kısım ödeme yaptığını, ancak davalıların sözleşme hükümlerine uymadıklarını, bu nedenle sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle ödenen bedel, cezai şart ve kazanç kaybı nedeniyle zarara uğradığını belirterek alacak talebinde bulunmuştur. Davacının talebi bu haliyle para alacaklarına ilişkin olup dosyaya sunulan sözleşme ve diğer belgeler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının alacağının varlığı konusunda yaklaşık ispat kurallarını yerine getirdiği kanaatine varılarak; mahkememizce davacının ihtiyati haciz talebi, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmiş ve %15 teminat karşılığında talebi kabul edilmiştir. Ancak davacı mahkememizce verilen bu ihtiyati haciz kararını icra takibine konu etmiş ve davalı tarafın yaklaşık 21 adet otobüsü üzerine haciz şerhi koydurmuş ve araçlar hakkında da yakalama kararı çıkarmıştır. Davacının para alacağına yönelik talebi yaklaşık ispat kuralları doğrultusunda değerlendirilmiş ise de; talep edilen miktar kadar davacının davalılardan alacaklı olduğuna dair mahkememizce verilmiş kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Alacağın güvence altına alınması amacıyla mahkememizce ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup bu karar doğrultusunda davalıların ticari faaliyetlerini sona erdirecek ve ekonomik olarak mahvına neden olacak şekilde kararın icrası geçici hukuki koruma tedbiri olarak düzenlenen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin şartlarına aykırılık teşkil edecektir. Ayrıca verilen geçici hukuki koruma tedbirinin ölçülü ve orantılı şekilde uygulanmasınında göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu nedenle itiraz edem davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile ihtiyati haczin davalı adına kayıtlı … plaka sayılı araç üzerinden devamına, davalıya ait diğer mal varlıklarına yönelik koyulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına,” şeklinde karar verilmiş, bu ara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin 13/12/2021 tarihli ara kararın yasal hiçbir gerekçesinin olmadığını, İİK’nın 257 ve 266. maddelerindeki şartlara bakılmadan ya da başkaca nakit teminat alınmadan hukuka aykırı bir şekilde sadece araç üzerinde haciz kararı uygulandığını, davalıların mal kaçırma girişiminde bulunduklarını, mahkemece İcra Hukuk Mahkemesi yetkisi dahilinde olan taşkın haciz gibi karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların daha önce de başka bir dava nedeniyle şirketlerinin muvazaalı bir şekilde kapanış gösterip, akabinde tekrar açılış verdiklerini, bu hususun dahi davalıların kötü niyetli olduklarını gösterdiğini, davalıların kendi dinlenme tesislerinden ayrılıp rakip dinlenme tesisine gitmelerinin yaklaşık ispat koşulundan fazlaca alacaklarının varlığını ortaya koyduğunu, mahkemece yargılama sürecinde ihtiyati haciz noktasında çelişen ve kanuna aykırı kararlar alındığını, davalıların hiçbir gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi feshederek rakip dinlenme tesislerine gittiklerini, haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini için noter aracılığı ile davalılara ihtarname gönderilmesine rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını, sözleşme gereği davalıların 80.000 TL nakit, 270.000 TL bedelli çek olmak üzere toplam 350.000 TL ücret karşılığında 7.000 otobüsün diğer şirket ile birlikte müvekkil şirkete ait tesiste konaklama taahhüdü verilmesine rağmen, davalıların haksız bir şekilde sözleşmeyi feshettiklerini, alınan miktarları iade edeceklerini beyan etmelerine rağmen iade etmediklerini, bu şekilde müvekkilini zarara uğrattıklarını, sözleşme ile hüküm altına alındığı üzere davalıların haksız fesih nedeniyle 500.000 TL cezai bedeli müvekkiline ödemeleri gerektiğini, davalı vekilinin cevap dilekçesinde fesih olgusunu açıkça kabul ettiğini, Av. …’in her iki davalının avukatı olduğu ancak süresinde davaya cevap vermediğini, Av. …’ın ise yalnızca …’nin vekili olduğu halde her iki davalı için cevap dilekçesi sunduğunu ve dilekçede Av. …’in isminin de yazılmasına rağmen yalnızca Av. …’ın e-imzasının bulunduğunu, bu nedenle Av. …’ın vekaletsiz iş görmesi nedeniyle şikayet haklarını saklı tuttuklarını, davalının firmanın aldığı paraya ilişkin müvekkiline iki ayrı e fatura düzenlediğini, davalıların mal kaçırmak adına kötü niyetli eylemlerde bulunduklarını, davalının duruşmada neden fatura kestiği hususunda beyanda bulunmadığını, davalıların müvekkile alacaklarını karşılıksız bırakmak için otobüse sahte plaka taktıklarını, ihbar etmeleri üzerine bu durumun ortaya çıktığını, davalılara ait araçların …….. ülkesinde kaçakçılık faaliyetlerinde bulunduklarını, bazı araçların bu nedenle ……… ülkesinde kaldığını, bu durumun müvekkilinin alacaklarını olanaksız kılacağını, haricen edindikleri bilgilere göre davalıların borçlarının icra takibine geçmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, bu haliyle alacaklarının sıra cetveli uyarınca sona kalacağını ve karşılıksız kalacağını, davalı tarafın araçlarının hali hazırda yurt dışı seferlerinin olduğunu, alacaklarını belli olması halinde söz konusu araçları yurt dışında hacizli olarak satacakları ve araçların bir daha Türkiye’ye girmeyeceğinin açıkça ortada olduğunu, davalıların banka hesaplarının ve yeni aldıkları araçların da rehinli olması gibi bir çok nedenle alacaklarının karşılıksız kaldığını, mahkemece taleple bağlılık ilkesi hilafına karar verilerek muhafaza tedbirinin engellendiğini, alacaklarının engellenmemesi için muhafaza tedbiri talep ettiklerini, davalıların birinin kaşesinin olmasına rağmen ve açıkça çıplak gözle aynı imza olduğu belli olmasına rağmen ve yine yakın zamanlı değil de 2012 tarihli imza örneği sunmasının da açıkça davanın seyrini değiştirme amaçlı kötü niyetli tutum olduğunu, Yargıtay kararlarında da açıkça ihtiyati haczin kalkmayacağına hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen 13/12/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin davalılar tarafından ihlal edildiğinden bahisle davacı şirketin zarara uğradığı iddiasıyla 500.000,00 TL cezai bedelin, 350.000,00 TL ödenen bedelin 50.000,00 TL kazanç kaybının 1.000,00 TL sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili için belirsiz alacak davası açılmış olup mahkemece davacının zarara uğradığı iddiasının yaklaşık olarak ispat edildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulü ile borçlunun malvarlığına borca yeter miktarda haciz konulmasına karar verildiği, davalının itirazı üzerine haczin davalı adına kayıtlı … plaka sayılı araç üzerinden devamına, diğer malvarlıkları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır.
İhtiyati haciz geçici hukuki koruma yollarından biri olup davacının alacak talebi ile orantılı ve borçluların ticari ve ekonomik hayatını ağır şekilde etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun şekilde, belirlenecek mal varlıkları üzerinde bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E:2016/7957 , K:2016/8366)
Davalı şirketin yolcu taşıma işi ile iştigal ettiği konusunda ihtilaf bulunmamakta olup ihtiyati haciz konulan otobüsün değerinin davacının iddia ettiği alacağı karşılamaya yeter miktarda olduğu ve mahkemece verilen kararın “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili sözkonusu aracın yurtdışında hacizli olarak satılacağını ve alacağın tahsil imkanının kalmayacağını iddia etmiş ise de bu hususta herhangi bir bilgi ve belge sunmadığından davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin ara kararına yönelik istinaf talebinin reddi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında yeteri kadar harç alındığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.