Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1290 E. 2022/1682 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1290
KARAR NO : 2022/1682
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/444 Esas, 2020/236 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …….’un …… ilçesine bağlı ……. köyünde ikamet ettiğini, geçimini çiftçilik yaparak sağladığını, bu nedenle bir traktör almaya karar verdiğini ve bu amaçla traktör satışı yapan davalı …’e başvurduğunu, davalı tarafın traktör satışı için istediği bedeli alabilmesi için müvekkiline kredi çıkıp çıkmayacağına bakması gerektiğini bildirdiğini, davalının söz konusu kredinin çıkıp çıkmamasına dair araştırma yaptığını ve müvekkiline kredinin çıkmayacağını anlamasına rağmen davalı tarafın satış bölümünde çalışan görevli tarafından kredi çıkmaması durumunda hiçbir cezai şart olmadan traktörü aynen iade alabileceklerini bildirdiğini, müvekkiline bu nedenle boş senet imzalatarak söz konusu traktörü teslim ettiğini, müvekkilinin kredi çekmek için ……. Bank A.Ş ……Şubesine başvurduğunu ve banka görevlileri tarafından kredi çıkmayacağının bildirildiğini, bu durum üzerine müvekkilinin traktörü köyünden alarak davalıya aynen iade ettiğini, traktörün müvekkilinde yalnızca 20 saat kaldığını, aralarında herhangi bir satış sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin davalı tarafa hiçbir borcu bulunmamasına rağmen davalı tarafından müvekkili aleyhine Erzurum …….İcra Dairesi 2017/…….. Esas sayılı dosya ile icra takibine başvurulduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olarak boş senedin tarihini 01/12/2015 yazıp boş olan bedeli ise 94.000,00 TL yazarak işleme koyduğunu, ayrıca boş senedin alındığı tarihten geriye doğru yazılarak hakkında başlatılan icra takibinde 2015 ve 2016 yıllarına 94.000,00 TL üzerinden ticari faiz işletilmiş iken, takipte istenilen tutarın 7.000,00 TL olduğunu ve bunun açıkça davalının kötü niyetinden kaynaklandığını, dava konusu senedin tahsili halinde müvekkilin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını, dava konusu senedin teminatsız olarak ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili …’ın borcu olmadığının tespitini, dava konusu senedin iptalini, talep konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının davaya cevap vermediği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çiftçi olan davacının davalı ile traktör alımı hususunda anlaştıkları, davacı tarafça boş senet düzenlenerek davalıya verildiği ve davalı tarafça traktör kendisine iade edilmesine rağmen davaya konu senedin icraya konulması nedeniyle; davacı tarafça, takibi yapılan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik mahkememizde dava açıldığı, ön incelme duruşmasında davacı vekilince davaya konu senedin traktör bedeli olarak takibe konulmadığı ve davalının traktör satım işinde yaptığı masraflar nedeniyle takibe konulduğuna yönelik beyanda bulunulduğu, davacı vekilince dava konusu traktörün başka bir kişiye satıldığına ilişkin 24/01/2020 tarihli dilekçe sunulduğu, davacı tarafça davaya konu senedin satım işinde hangi masraflara karşılık icraya konulduğuna ilişkin dosyamıza yeterli delil sunulmadığı, davacı ile davalı arasında yapılan masrafların tahsiline ilişkin yapılmış bir sözleşme bulunmadığı, toplanan deliller muvacehesinde davalı tarafça karşılığı bulunmayan bir senedin icra takibine konu yapıldığı anlaşılmakla davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; duruşmalarda cevap dilekçesi sunulmadığına dair davacı tarafça herhangi bir itiraz yapılmadığını, dolayısıyla yasal süresi içerisinde sunulmuş cevap dilekçesi dikkate alınmadan yerel mahkemece müvekkil aleyhine kurulan hükmün kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece dava konusu olmayan senet üzerinden karar verilmesi müvekkilin hak kaybı yaşamasına neden olduğunu, yerel mahkemece yanlış senede dayanılarak hatalı ve hukuka aykırı karar verildiğini, davacı taraf haksız olarak gerçeğe aykırı soyut beyanlarda bulunduğunu ve yerel mahkemece davacı tarafın bu beyanları dikkate alınarak karar verilmesinin hakkaniyeti ve hukuka aykırı bir karara sebebiyet verdiğini, somut delil olmadan müvekkil aleyhine tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı nedenleri ile kararın kaldırılması, davanın reddi, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, senedin teminat senedi olduğuna dair senet üzerinde bir ibare bulunmasa da, davalı vekilinin duruşmalardaki beyanlarından senedin traktör satımı için davacıdan alındığı, daha sonra davacının traktörü almadığı ve davalıya iade ettiğinin anlaşıldığı, icra takibinin ise 94.000,00 TL olan senet bedeli için değil, traktör satış masrafları için yapıldığının davalı vekili tarafından beyan edildiği, bu beyan ile davalı vekilinin traktör satımı için yapılan masrafların nelerden ibaret olduğunu ispatlama yükünü üzerine aldığı, traktör satımı için ne tür masraflar yapıldığının ise ispat edilememesi nedeniyle icra takibine konu senedin bedelsiz kaldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde isabetsiz görülmediğinden davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.708,56-TL istinaf karar harcından başlangıçta yatırılan 1.215,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 493,56‬-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalının bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere……. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.