Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/689
KARAR NO : 2021/918
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021 (Dava), 05/03/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/10 D. İş, 2021/11 Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 04/10/2021
Taraflar arasında görülen İhtiyati Haciz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde taraf vekillerince tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı ; Müvekkil banka müşterilerinden … tarafından 20.03.2018 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında kredi kullanıldığını, diğer borçluların ise kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, ayrıca ticari müşteri olarak borçluya aynı kredi sözleşmesi kapsamında cari kredi hesapları açılıp çek karnesi teslim edildiğini, borçlular tarafından ödenmesi gereken borçların vadesinde ödenmemesi üzerine Beyoğlu ………… Noterliğinin 27.07.2020 tarih …………. Yevmiye Nolu ihtarnamesi (Ek2) ile 2.788.264,13-TL olan toplam borcun ödenmesi konusunda ihtar edilmiş; yasal süre içerisinde borcun ödenmediğini, borçluların mal kaçırma ve müvekkilimin alacağının karşılıksız kalma ihtimaline binaen ihtiyati haciz talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu, 2.788.264,13-TL’ sına ulaşan alacağımızın tahsilini temin için, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/01/2021 TARİHLİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre düzenlenen ihtiyati haciz kararında; Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin; Borçlu ……………..’nun eşinin el yazısı ile kefil olduğu miktarı belirtmemesi nedeniyle bu kişi yönünden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, diğer borçlular …, ……… İnş. Taah. Gayrimenkul Haf. ve Nak. San. Tic. A.Ş ve … yönünden ise ihtiyati haciz talebinin KABULÜ İLE, 2.788.264,13 TL nakit alacağın tahsilinin ifasının temini bakımından vaki isteği, alacak rehinle temin edilmemiş olduğundan İİK 257. maddesinin 1. fıkrası gereğince uygun bulunmuş, karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi nakit teminat veya teminat mektubu yatırıldığında, adı geçen borçlunun yukarıda gösterilen alacağa yeter miktarda yine yukarıda belirtilen malları ile alacaklarının; İİK’da muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere alacaklı lehine 910,- TL. vekalet ücreti tayinine, teminat yatırıldığında kararın elektronik imzalı örneğinin karar tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde infazı için ihtiyati haciz isteyen tarafından Erzurum İcra Müdürlüğü’ne sunulmasına, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin 05/03/2021 tarihli ek kararının özeti : “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; talep eden davacı bankanın …………………Petrol İnşaat Taah. San. Ve Tic. A.Ş.’nin kullandığı kredi sözleşmelerini diğer borçluların müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan belgelere göre asıl borçlu …………….Petrol İnşaat Taah. San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından kullanılan kredilere diğer borçluların müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla imza attıkları ve borcun ödenmemesi üzerine banka tarafından keşide edilen Beyoğlu ……….Noterliği’nin 27/07/2020 tarih ve …………. yevmiye numaralı ihtarname ile hesabın kat edildiği, buna rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İhtiyati hacize itiraz edenler belirtilen kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza etmişlerdir. 6098 sayılı TBK’nın 586/1.maddesi uyarınca kefilin müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girmesi halinde alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içerisinde olması gerektiği düzenlenmiştir. Her ne kadar itiraz edenler borcun ipotekle teminat altına alındığı ileri sürülerek ihtiyati haciz kararına itiraz etmişler ise de, hesabın alacaklı banka tarafından kat edildiği, buna rağmen asıl borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu haliyle borçlunun ifada geciktiği ve ihtarın sonuçsuz kaldığı anlaşılmakla, belirtilen bu yasa maddesi uyarınca alacaklı bankanın taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilecektir. Buna göre alacaklı bankanın ihtiyati haciz talep etmekte haklı olduğu ve ihtiyati haciz için yasada aranan şartların sağlandığı .” gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka müşterilerinden … tarafından 20.03.2018 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında kredi kullanıldığını, diğer borçluların ise kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borçlular hakkında yapılan ihtiyati haciz talebine istinaden asıl borçlu ve bir kısım kefiller için kabul kararı verilmesine rağmen kefillerden … yönünden “eşinin el yazısı ile kefil olduğu miktarı belirtmemesi nedeniyle” red kararı verildiğini verilen kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur.
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ………….. Bankası A.Ş. tarafından davaya konu alacağın ipotek ile teminat altına alındığını, müvekkile karşı Erzurum …………İcra Müdürlüğü’nün …………….. Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, ancak alacaklı banka tarafından ayrıca kefiller aleyhine de ihtiyati haciz talep edildiğini, hali hazırda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan bir takibin olması ve ayrıca kefillere başvurularak ihtiyati haciz talep edilmesinin hem orantılılık ilkesinin ihlaline hem de tahsilde tekerrüre neden olacağını, ayrıca alacaklı banka haklarını kullanırken TMK m.2 de ifade edilen ‘Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.’ şeklindeki dürüstlük kuralını da ihlal etmekte olduğunu, asıl borç için verilen ipoteklerin hali hazırda borç için güvence olmaya devam ederken müteselsil kefillere başvurulmasının ölçülülük ilkesini ihlal ettiğini belirterek ek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nın 257. ve devamındaki maddelerde geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilecektir.
İhtiyati haciz kararına karşı itiraz ise, İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin, “dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı” itiraz edebilir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden banka vekili, davalı asıl alacaklı……………………….Sanayi ve Tic. A.Ş. ile 20/03/2018 tarihli Kredi Sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, borçlular tarafından borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle Beyoğlu ……………. Noterliği’nin 27/07/2020 tarih, ……………yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat ihtarının gönderildiğini, yasal sürede borcun ödenmediğini, bu nedenle borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmiş, ilk derece Mahkemesi tarafından yukarıda yazılı gerekçe ile kefil … yönünden eşinin el yazısı ile kefil olduğu miktarı belirtmemesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine, diğer borçlular yönünde talebin kabulüne karar verilmiştir. Borçluların ihtiyati hacze itirazına ise 05/03/2021 tarihli ek karar ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz talep eden banka vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan inceleme de; kefalet sözleşmesinin şekli şartları zaman itibarı ile uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin yazılı olarak yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin, müteselsil kefalet anlamında bu anlama gelen ifadenin kefilin kendi el yazısı ile yer alması kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarıdır. TBK’nın 584. maddesi uyarınca, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın ise sözleşmenin kurulmasından önce yada en geç kurulması anında verilmiş olması geçerlilik şartıdır. Şekle ilişkin hüküm emredici kural olarak düzenlenmiştir. Somut olayda kredi sözleşmesinde …’nun kefil sıfatıyla sözleşmenin tarafı olduğu, sözleşmede davalı kefilin sorumlu olduğu kefalet miktarının el yazısı ile yazılmak suretiyle belirlendiği, eş rızası için eşin el yazısı ile kefil olduğu miktarı belirtmesi şartının bulunmadığı ve kefaletin geçerli şekilde kurulduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz talep eden banka vekilinin isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; müvekkillerinin ipotek verdiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu nedenle ihtiyati haciz istenemeyeceğini istinaf nedeni olarak bildirmiş ise de, dosyada kredi sözleşmesi ve ipotek akit tablolarının bulunmadığı, bu nedenle ipoteğin davalıların kefalet borcuna karşılık olarak mı yoksa asıl borçlu şirketin borcunu teminen mi verildiği yönünde inceleme yapılamadığı, davalılar tarafından ipoteğin asıl borçlunun borcunun teminatı olarak verildiğinin tespiti halinde, Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre müteselsil kefille karşı haciz kararı verilme koşullarının gerçekleşeceği dikkate alınarak, öncelikle ihtiyati haciz talep edenden alacağa konu kredi sözleşmesi ve ipotek akit belgelerinin istenilerek, açıklanan hususlar dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılması gerekmekte olup, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden ve ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, mahkemece 22/01/2021 tarihli borçlu …’ na yönelik kararına ve 05/03/2021 tarihli ek kararın HMK’nın 355 ve 353/6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dair aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen ve ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin borçlu …’na yönelik 22/01/2021 tarih, 2021/10 D.İş- 2021/11 K. Sayılı kararının ve 05/03/2021 tarihli EK KARARININ HMK’nın 355 ve 353/6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf peşin harcının taraflara iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.