Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2023/836 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/598
KARAR NO : 2023/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/581 Esas, 2018/195 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, …. ‘ın 02/04/2004 tarih 2004/…sayılı ÖYK Kararı ile 21 dağıtım bölgesine ayrıldığını, bu bölgelerden Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Iğdır ve Kars illerinde elektrik dağıtımı ve tedariki ile görevli şirketin … Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğunu, 01/01/2013 tarihinden itibaren de … … dağımız faaliyetine … Elektirk Perakende Satış A.Ş.’nin de perakende satış faaliyetini yürüttüğünü, iş bölümü kriterinin bilinmemesi nedeniyle husumetin iki şirkete yöneltildiğini, 25/05/2006- 01/03/2015 dönemleri içerisinde davalılardan satın alınan elektrik enerjisi içinden hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp/kaçak bedeli de bulunduğunu, kayıp/kaçak bedelinin tüketilen elektrik enerjisi miktarına bağlı olarak değişen bir bedel olduğunu, haksız biçimde faturaya yansıtılan bu bedel üzerinden TRT payı, Enerji Fonu Payı ve Belediye Tüketim Vergisi ile Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, İletim Sistemi Kullanım Bedeli ve Dağıtım Bedelinin gizlice dahil edildiğinin anlaşıldığını, faturalarda bu hususun açıkça gösterilmediğini, net olarak hesaplanmadığını, bu nedenle 25/05/2006-01/03/2015 tarihleri arasında davalılar tarafından müvekkil şirketin elektrik faturalarına haksız bir biçimde yansıtılan şimdilik 10.000,00 TL tutarındaki Kayıp-Kaçak Bedeli ile bu bedel üzerinden alınan TRT payı, Enerji Fonu Payı ve Belediye Tüketim Vergisi ile Sayaç Okuma bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, İletim Sistemi Kullanım Bedeli ve Dağıtım Bedelinin, her bir faturanın ödendiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş. vekili, davacının serbest tüketici sıfatına haiz olduğunu, şirketleri ile ilişkisini keserek tedarikçi seçme hakkını kullanıp ikili anlaşma ile başka tedarikçi firma olan … Enerji Elektrik Perakende Satış A.Ş. ‘neden temin ettiklerini, davanın … Enerji Elektrik Perakende Satış A.Ş. ihbar edilmesi gerektiğini, davanın da reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … Enerji Perakende Satış A.Ş. vekili, dava konusu uyuşmazlık hakkında yasal düzenleme yapıldığı, kabul tarihi 04/06/2016 olan 6719 Kanun nolu 29745 sayı ile 17/06/2016 günü Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun resmi gazetede yayımlanmasıyla çözüldüğünü, davanın konusuz kaldığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” … Mahkememiz dosyasında dava tarihi itibari ile davacıların Hukuk Genel Kurulu kararı gereğince dava açmakta haklı oldukları, yargılama harç ve giderinin davada haksız çıkan taraftan alınması gerektiği aynı şekilde vekalet ücretinin de dava da haksız çıkan taraf aleyhine hüküm altına alınması gerektiği, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın yargılama devam ederken yasa değişikliği nedeni ile haksız duruma düşmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği, dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeni ile davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2017/…. esas 2017/…. karar sayılı ilamı da gözönünde bulundurularak aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Dava Konusuz Kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa’nın kanunların geriye yürümediği ilkesine aykırı olduğunu, AYM’nin sadece 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile değiştirilen 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesine eklenen 10. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline diğerlerinin ise Anayasa’ya aykırı olmadığına ve yapılan itirazların reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Temel Hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken verilen kararın hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava; davalının, taraflar arasındaki abonelik sözleşmeleri nedeniyle kayıp/kaçak bedeli vs adlar altında davacıdan tahsil ettiği bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, elektrik abonesi olan davacı tarafça, kendisinden kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sair adlar altında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde tahsil edilen bedelin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E., 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihi olan 11/04/2016’dan sonra, 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d), (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumların düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2016/150 Esas 2017/179 Karar sayılı ilamı ile sadece 6719 Sayılı Kanun’un 21. maddesi ile değiştirilen 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesine eklenen 10. bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, diğerlerinin ise Anayasa’ya aykırı olmadığına ve yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni Yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece konusuz kalan davada; “Karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.