Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/5 E. 2023/291 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/5
KARAR NO : 2023/291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/507 Esas, 2020/187 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının icra dosyasına yetki itirazının yerinde olmadığını, malların teslim yerinin Erzurum olduğunu, davalının müvekkili şirketten almış olduğu mallar nedeniyle borçlanmış olduğunu, borcun kalan kısmını müvekkiline ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ancak faturaya dayalı borcunun ödendiğine dair ispat yükünün davalıya ait olduğunu, müvekkili tarafından davalı adına düzenlenen faturalar ile 766.005,85 TL tutarında mal satıldığını, bu borcun 660.000,00 TL kısmının davalı tarafından ödendiğini, ancak 106.005,85 TL miktarının ödenmediğini, TTK 21. Maddesine göre davalının 8 gün içinde itiraz etmediğini alacağın kabul edilmiş olduğunu, davacının alacağı sürüncemede bırakmak için itiraz ettiğini belirterek Erzurum ….. İcra Müdürlüğünün 2017/……. E sayılı icra takip dosyasındaki davalı itirazının iptali ve takibin devamı ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının dilekçesinde belirttiği hususların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, yetkili olan Mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARI;
Mahkemece, “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında gerçekleşen sözleşme çerçevesinde davacı tarafça davalı tarafa belli miktarda beton teslimi hususunda anlaşma yapıldığı, davalı tarafça yapılan teslimata ait ödemenin yapılmadığından bahisle Erzurum … İcra Müdürlüğünün 2017/……. Esas sayılı takip dosyasında takip yapıldığı, yapılan icra takibine itiraz üzerine takibin durması nedeniyle mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, söz konusu davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın yapılan beton teslimine ait betonun kalitesiyle ilgili olduğu, bilir kişi heyetince rapor düzenlendiği; 28/01/2019 tarihli heyet raporunda, davalı defter kayıtlarının incelenmesinde; davacının 01/11/2017 tarih ve ……. nolu 39.895,80 TL tutarındaki faturası hariç diğer faturaların tamamının kayıtlarda yer aldığının tespit edildiği, davalı tarafından davacıya, kayıtlarda gösterilen ödemeye göre halen 229.436,62 TL borçlu olduğu, teslim edilen betonların davalı kayıtlarında genel hangi inşaata ait olduğu yere değil mallar hesabına kaydedilip bu hesaptan inşaatlara dağıtıldığı, bu nedenle davalının kayıtlarından davacıdan alınan malzemelerin hangi işte kullanıldığının tespitinin mümkün olmadığı, ayrıca her ne kadar …tarafında sunulan bilgilere göre C35/45- C25/50- C18/20 malzemelerinin kullanılmadığı yönünde tespitte bulunulmuş ise de, davacı tarafın gerçekleşen ticari iş sonrasında …’nin yaptığı tespitlere ilişkin bir denetim görevi ve itiraz hakkı olmadığı da birlikte değerlendirildiğinde; teslimi yapılan malzemelerin …kayıtlarına göre tespitinin mümkün olmadığı, her ne kadar tanık beyanları alınmış ise de tanık beyanlarının teslimi yapılan malzemenin kalitesini belirlemede yeterli olmadığı, kaldı ki işin mahiyeti ve değeri dikkate alındığında davanın tanıkla ispatlanamayacak hususlardan olduğu, yine bilirkişi raporuna göre davacının faturalarına davalı tarafından TTK hükmü çerçevesinde yasal süre içinde itiraz edilmemiş olması, davalı kayıtlarında yer almış olması ve kısmi ödeme yapılması dikkate alınarak davanın kabulü ile, davalının Erzurum …… İcra Müdürlüğünün 2017/……… Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın KABULÜ ile, davanın Erzurum ……. İcra Müdürlüğünün 2017/…….. Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, Alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 oranındaki 21.201,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile, davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kendi değerlendirmesi yerine dosyaya sunulan ek rapordan bir kısım tespitleri aynen gerekçeli karara aktarmak suretiyle hüküm kurduğunu, kaldı ki ek rapordaki tespitlerin de yanlış yorumlandığını ve karara o şekilde dayanak yapıldığını, takibe konu faturalara 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, ancak süresinde itiraz etmemenin faturaların içeriğinin kabul edilmiş sayılamayacağını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, faturadaki bir kısım mal ve hizmetlerin davacı tarafından ifa edilmediğini, mahkemece davacı tarafından verilen malzemenin hangi işte kullanıldığının tespitinin mümkün olmadığı yönündeki değerlendirmesinin yanlış olduğunu, zira faturalara konu malların nerelerde kullanıldığının dava dilekçesinde açıkça belirtildiğini, dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri ile de bu durumun açıkça ortada olduğunu, mahkemece yazılı beyanlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporundaki eksik değerlendirmenin esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğunu, mahkemenin kullanılan betonun cinsinin tespit edilemediği yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, zira …Erzurum … Bölge Müdürlüğü’nün 2 adet cevabi yazısında da dava konusu iki projede sadece C25/30 ve Grobeton kullanıldığını, proje gereği farklı betonun kullanılmasının da mümkün olmadığını, kullanılan beton cinsine ait …laboratuvar sonuçlarının da idare tarafından dosyaya sunulduğunu, …tarafından yapılanın maddi vakıanın tespiti olduğunu, bu yönüyle de mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, faturalarda belirtilen C20/25, C30/37, C35/45, C16/20, C25/50, C18/20 cinsi betonların müvekkile verilmediği halde bedelinin talep edildiğini, kaldı ki müvekkilinin kayıtlarına işlediği iş bu faturaları daha sonra belirtilen betonlar alınmadığından iade faturaları keserek kayıtlarından da çıkardığını, müvekkilinin ……. nolu 39.895,80 TL tutarlı faturayı almadığı ve kayıtlarına işlemediği halde davacının bu faturayı da takibe koyduğunu, mahkemece bu hususun kararda belirtilmiş olmasına rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, kısmi red kararı verilmediğini, bu hususun bile mahkemenin delilleri doğru değerlendiremediği ve itirazlarının neye ilişkin olduğunun tam tespit edilemediğini açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilin dava konusu projelere ilişkin davacıdan aldığı C25/30 ve Grobetona karşılık 660.000,00-TL davacıya ödeme yaptığını, bu konuda bir niza olmadığını, ancak müvekkiline verilmeyen C20/25, C30/37, C35/45, C16/20, C25/50, C18/20 cinsi betonlara ilişkin bedel talebinin haksız olduğunu, itirazlarının buna ilişkin olduğunu, bu sebeple kısmi ödeme yapılmasının müvekkiline verilmeyen betonlara ilişkin itirazlarını haksız kılmayacağını, bu sebeple yerel mahkemenin bunu bir gerekçe olarak hükmüne esas almasının da hukuka aykırı olduğunu, kararın bu yönü ile de yanlış olduğunu, mahkemece alacağın likit olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, ayrıca mahkemenin de kabulü olan …….. nolu 39.895,80 TL tutarlı faturanın kayıtlarda olmadığı halde davacı tarafından takibe konulmasının bile alacağın likit olmadığını ortaya koyduğunu, bu nedenle mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmesinin de kesinlikle hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, beton satışına ilişkin faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Somut olayda davacı şirket, farklı tarihlerde davalı şirketin şantiyelerine beton dökümü yaptığını, satış bedelinin 660.000 TL’sinin ödendiğini ancak 106.005,85 TL alacağın ödenmediğini iddia etmiş, davalı şirket ise ihale işini aldıkları …’nin şantiyelerinde C25/30 cinsi beton kullanılmasının şartname gereği olduğunu, davacı şirketin …’nin şantiyelerine döktüğünü iddia ettiği betonun bu kalitede olmadığını, davacının betonları teslim ettiğini kanıtlayamadığı, …şantiyesi için gereken betonun başka firmalardan temin edildiğini, irsaliye ve faturaların defterlerine işlenmiş olmasının tek başına malların teslim edildiğini kanıtlamayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde dava konusu faturaların kayıtlı olduğu ve yine davalının ticari defterlerine göre davalının 229.000,00 TL borcunun bulunduğu yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek dava konusu betonların hangi şantiyede ve hangi işte kullanıldığının tespitinin mümkün olmadığı, davalının kayıtlarına göre takip konusu borçtan daha fazla borcun mevcut olduğu ve davalının borcunu ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Fatura düzenlenmesi tek başına alacağı ispatlamadığı gibi faturanın tebliğ edilmiş olması da fatura içeriği malların teslimi sonucunu doğurmaz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/7819 Esas 2017/2738 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğini ispat külfeti davacıya aittir. Ancak takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E:2019/3926 , K:2020/2954 sayılı kararında belirtildiği üzere şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Yargıtay 19 HD nin 2018/2293 esas ,2019/4962 karar sayılı 4.11.2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacağı değerlendirilmelidir. Benzer Yargıtay kararları, Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.)
Bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde davacı tarafından düzenlenen takip konusu faturaların davalının ticari defterlerine kayıt edildiği, davalının faturalara itiraz etmediği gibi iade faturası da düzenlemediği ve yine kendi ticari defterlerinde 229.000 TL borcunun mevcut olduğu değerlendirildiğinde davacının dava konusu malları teslim ettiğini kanıtladığı, davalının malların teslim edilmediğini kesin ve güçlü delillerle kanıtlaması gerekirken bu yönde bir delil sunulmadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde ve alacağın likit olması nedeniyle de inkar tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere mahkemece verilen karanın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf aşamasında alınması gereken 7.241,26-TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 1.811,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.430,26-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.