Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. 2022/277 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1894
KARAR NO : 2022/277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/519 Esas, 2020/445 Karar
DAVA : İtrazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka nezdinde davalı … ve Kardeşleri lehine … Kollektif Şirketi…ve Ortakları Adına …’ın müteselsil kefaletleri ile Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalı borçluların sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine açılan bu hesaplar kapatıldığını, davalılara Erzurum …. Noterliğinin 04 Ocak 2019 tarih … Yevmiye nolu ihtarname gönderilmiş olduğunu, 04/01/2019 tarihi itibariyle kredi sözleşmelerine istinaden açılmış bulunan hesaplarından dolayı alacağın 3 gün içerisinde faiz ve ferileriyle birlikte tamamının tahsili ödenmesi talep edildiğini, ancak olumlu bir sonuç alınamadığını, borçlu aleyhine Erzurum ….İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak borçluların haksız ve kötü niyetli borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçluların kredi sözleşmesine imzaları bulunduğunu, borçlardan sorumlu olduklarını, bu nedenlerle Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun haksız ve kötü niyetle takibe itiraz edip takipleri durdurduğundan dolayı %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi yaptığını ve müvekkilinden bu şekilde haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, davacı bankanın göndermiş olduğu ihtarlara tarafımızca itiraz edildiğini, buna rağmen davacının haksız bir şekilde icra takibi başladığını, bu icra takibinede haklı olarak itiraz edildiğini, zira davacı bankanın çıkartmış olduğu hesaplar ve uyguladığı faiz oaranlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu haliyle açılan davanın reddine karar verilmesini ve haksız ve kötü niyetli olarak icar takibi açtığından ve dava açtığından dolayı % 40 aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalılar arasında kredi sözleşmesine bağlı alacak nedeniyle borç ilişkisine bağlı olarak Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yürütüldüğü, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, her ne kadar davalılar hakkında dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğu tespit edilmiş ise de, davalılar… Kollektif Şirketi…ve Ortakları ve … Kollektif Şirketi…ve Kardeşleri’nin 12/07/2019 tarihinde ticaret sicilden terkin edildikleri, davalılar hakkında arabuluculuk faaliyetinin 23/10/2019 tarihinde başlayıp 05/11/2019 tarihinde sonuçlandığı, davalıların bu tarih aralığında ticaret sicilden terkin edildikleri için tüzel kişiliklerinin bulunmadığı anlaşıldığından, usulüne uygun bir arabuluculuk faaliyetinin bulunmaması nedeniyle dava şartının yerine gelmediği kanaatine varılarak, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin ihya davası ile ilgili duruşmalarda hiçbir beyanda bulunmadığını ve ihya davasının açılıp açılmadığı hususunda mahkemeye müzekkere yazılmadığını, arabuluculuk şartlarının tamamlanmasına rağmen mahkemenin bu hususu bekletici sorun ve ön mesele yapmadığını, mahkemenin arabuluculukta ilgililer ile ilgili başvuruda bulunulmamış gibi değerlendirme yaptığını, bu hususta bekletici sorun yapılarak taraflarına süre verilebilecekken, bu hususun göz önüne alınmadığını, mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a. Maddesi gereği ticari dava olduğu, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, davacı tarafça dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de, davalı şirketlerin dava tarihinden önce ticaret sicilinden terkin edildiklerinin, tüzel kişiliklerinin bulunmadığının anlaşıldığı, tüzel kişiliği bulunmayan davalılar yönünden usulüne uygun arabuluculuk faaliyetinin yürütüldüğünden bahsedilemeyeceği, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 25/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.