Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1784
KARAR NO : 2023/1898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/375 Esas, 2020/317 Karar
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
Taraflar arasında görülen davaya ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka tarafından …. Kollektif Şirketi … ve Ortaklarına, 17/08/2017 tarihli 500.000,00 TL bedelli kredi çerçeve sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığı, davalı borçlular kredi çerçeve sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi şartlarına uyulmaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle davalı borçlulara 11/10/2018 tarihi itibariyle 251.522,00 TL müvekkil banka alacağının tahsili amacıyla Beşiktaş…. Noterliği’nin 12/10/2018 tarihli… yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, yapılan ihtara rağmen ihtarnameye konu borcun ödenmemesi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden borcun tahsili için icra takibine başlandığını, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiğini, yapılan bu tebliğlere rağmen takibin durdurulmasına ilişkin kararın taraflarına tebliğ edilmediği, karar başvuru tarihinde öğrenildiğini, bu suretle itirazın iptali davası açılmasında aranan 1 yıllık yasal süresi içinde açıldığını, davalı borçluların itirazlarının iptalini, takibin ödeme emrine konu edilen miktar üzerinden devamına, davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere taraflarına icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak dava açmamıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, sürenin geçmiş olması durumunda davanın reddine karar verilmesinin zorunlu olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kötü niyetli olarak icra takibi açtığından ve dava açtığından dolayı %40 aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı arasında kredi sözleşmesine bağlı alacak nedeniyle borç ilişkisine bağlı olarak Erzurum… İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yürütüldüğü, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, her ne kadar davalılar hakkında dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğu tespit edilmiş ise de, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın 14/04/2020 tarihli yazısından anlaşılacağı üzere davalı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları hakkında 12/07/2019 tarihinde ticaret sicilinden terkin kararı verildiği, söz konusu davalılar hakkında arabuluculuk faaliyetinin 18/11/2019 tarihinde başlayıp 16/12/2019 tarihinde sonuçlandığı, söz konusu davalıların bu tarih aralığında ticaret sicilinden terkin edildikleri, açıklanan nedenle usulüne uygun bir arabuluculuk faaliyetinde bulunulmadığı, söz konusu davalılar hakkında ihya kararı verilmeden gerçekleştirilecek bir arabuluculuk faaliyetinin olumlu yada olumsuz bir netice vermesinin beklenemeyeceği, usulüne uygun bir arabuluculuk faaliyetinde bulunulmasının davamız açısından yeni düzenlemeleler karşısında zorunlu olduğunda bir tereddüt bulunmadığı dikkate alındığında arabuluculuk dava şartının oluşmadığı, davalı … Kollektif Şirketi … ve Ortakları yönünden dava şartı yokluğundan ret kararı verilmek üzere mahkememizin 2020/86 esas nolu dosyasında tefrik kararı verildiği, açıklanan nedenlerle davacının … Kollektif Şirketi … ve ortakları yönünden davasının dava şartları oluşmadığından usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava şartı olması nedeni ile arabulucuya başvurulduğu, davalı şirket ile ortaklarını temsilen ve kendi adına asaleten …. katıldığını, yargılama neticesinde usulüne uygun arabuluculuk faaliyetinde bulunulmadığı, ihya kararı verilmesi gerektiği belirtildiyse de arabulucu faaliyetine ilişkin belgelerden anlaşılacağı üzere …. tasfiye memuru sıfatı ile görüşmeye katıldığını, mahkemenin bu hususta herhangi bir araştırma yapmaksızın yahut beyanlara başvurmaksızın işbu davayı usul reddettiğini, şirketin terkinine ilişkin herhangi bir belge yahut bilginin mevcut olmadığı, bu durumda davanın usulden reddinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki tarafa ihya davasının açılması için yahut usulüne uygun bir arabulucu görüşmesinin yapılabilmesi için süre verilmesi gerektiğini, zira taraftan kaynaklanmayan bir eksiklik yahut hatadan sorumlu tutulmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması ve davanın kabulü, istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar kararın icrasının tehirine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a. Maddesi gereği ticari dava olduğu, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, davacı tarafça dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de, davalı şirketin dava tarihinden önce ticaret sicilinden terkin edildiğinin, tüzel kişiliğinin bulunmadığının anlaşıldığı, tüzel kişiliği bulunmayan davalı yönünden usulüne uygun arabuluculuk faaliyetinin yürütüldüğünden bahsedilemeyeceği, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85-TL harçtan başlangıçta alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-stinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere …. tarihinde oy birliği ile karar verildi.