Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1554 E. 2022/298 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1554
KARAR NO : 2022/298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/569 Esas, 2021/226 Karar
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddi ile konkordato projesinin tasdikine dair verilen karara karşı davacı vekili ile müdahil alacaklı T. …Bankası A.Ş. vekili, müdahil alacaklı … Katılım Bankası A.Ş. vekili, müdahil alacaklı T.C. … Bankası A.Ş. vekili, müdahil alacaklı T. … Bankası A.Ş. vekili, müdahil alacaklı Türkiye … Bankası A.Ş. vekili, tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesinde; Müvekkili … Ambalaj Mlz. Temz. Ürn. Ve Gıda Mad. San.Ve Tic. Ltd. Şti 2002 yılında Erzurum kurulduğunu, Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil no ile kayıtlı olduğunu, Şirket merkezinin … Mah. … cad. no:… …/ERZURUM olduğunu, Müvekkil şirketin tamamı ödenmiş sermayesinin 1.000.000-TL olduğunu, Müvekkil şirketin hissedarlarının …, …, …, …, …, … ,… olduğunu, bugüne kadar kendinden kaynaklı hiçbir ticari sorun yaşamadığını, ödemelerini de aksatmadığını, 16 yıllık ticari deneyimi ile kendini kanıtlayan müvekkil şirket kendini kanıtlamış ve bölgede ciddi bir güvenirliği ve potansiyeli olan ve ismi önemli bir maddi değer arzeden şirket olduğunu, malvarlıkları da çok önemli değer arzettiğini, müvekkili … Ambalaj Malze. Temz. Ürn. Ve Gıda Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. …, 01.08.2018 tarihinden itibaren döviz kurlarında meydana gelen olağan dışı artışlar sebebiyle piyasalarda oluşan durgunluk ve tahsilat güçlükleri ve kredi maliyetlerinin yükselmesi (faiz oranlarındaki artış) dolayısı ile ortaya çıkan krizden dolayı borçlarını olağan bir süreçte ödeyememe tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, döviz kurlarındaki olağan dışı artışlar müvekkil şirketin ticari faaliyetlerini geçicide olsa durma noktasına getirmiş bu durum zincirleme olarak şirketin bütün faaliyetlerini etkilediğini, şirketin iş hacmi ve piyasa şartları düşünüldüğünde ticari hayatın normale dönmesiyle şirket faaliyetlerinin eski seyrine kavuşması ve borçların ödenmesi kolaylıkla sağlanacağını, müvekkili şirketin mali yapısını ortaya koyan belgeler incelendiğinde müracaat tarihini kapsayan dönem itibariyle vadesi gelecek olan dönem borçlarının ödenemez hale geldiği açık olduğunu, ekte sunmuş oldukları malvarlığı listeside incelendiğinde şirketle ilgili sorunun geçici olduğunu; müvekkil şirketin iyiniyetli olduğu ve konkordatonun alacaklılarında çok lehine olduğunun görüleceğini, bu nedenlerle İİK 286. maddenin a,b,c ve d bentlerinde belirtilen konkordato ön projesine ve diğer dökümanlara dayanılarak müvekkil şirket hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını sağlamak üzere mahkemenize başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek müvekkil şirketin konkordato talebinin kabulüne; konkordato işlemlerine başlanarak İİK 287. madde gereği geçici mühlet verilmesini; alacaklılara bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Konkordato; bir borçlunun alacaklıları ile yasada ön görülen çoğunluğu ile mahkeme gözetiminde yaptığı ve ticaret mahkemesi tarafından tasdik edildikten sonra sonuç doğuran cebri anlaşmadır. Bu anlaşma doğrultusunda alacaklılar alacaklarının bir kısmından feragat etmekte veya borçluya borcunu ödemesi hususunda vade tanımakta, borçlunun da mahkemece tasdik edilen bu anlaşmaya uygun şekilde borçlarını ifa etmesi halinde borçlarından kurtulmasını sağlayan hukuki bir kurumdur. Konkordatoda hedeflenen amaç, borçlu ile alacaklıları arasında mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun malvarlığının iflas usulüyle tasfiyesini önlemek veya durdurmaktır. Bu şekilde yapılan anlaşmada mali durumu bozulmuş olan borçlunun iflası önlenerek hem borçlu hem de alacaklılar korunmaya çalışılmıştır. Konkordato sayesinde iflasa tabi olan borçlu muhtemel bir iflastan ve iflasın ağır sonuçlarından, iflasa tabi olmayan borçlu ise tüm mal varlığını kaybetmekten kurtulacaktır. Aynı şekilde alacaklılarda iflasa uğrayan borçludan alacaklarını alma konusunda iflas ve haciz masrafları yapmadan, iflas halinde ellerine geçebilecek olan muhtemel miktardan daha fazlasını tahsil ederek avantajlı konumda bulunabileceklerdir.
Davacı dava dilekçesinde konkordato talep etmiş ve dava dilekçesine ek olarak sunduğu konkordato ön projesinde 22.979.562,90 TL tutarında mevcut borçlarının bulunduğunu, borç tutarının tamamını faizsiz olarak ödeyeceğini, borçların konkordatonun mahkeme tarafından tasdikine ait kararın kesinleşmesinden başlayarak 60 eşit taksitte 5 yılda ödeyeceğini, şirkete ait gayrimenkullerin değerlerinin 18.000.000,00 TL, şirket ortaklarına ait olup şirket borçları için ipotek verilmiş gayrimenkullerin değerlerinin 5.000.000,00 TL, şirket cari hesap alacaklarının 2.975.000,00 TL, bankaya verilen müşterilerden alacağa ilişkin çek ve senetlerin 2.674.000,00 TL, şirkete ait araçların değerinin 900.000,00 TL, şirket demirbaş eşyalarının değerinin 450.000,00 TL, üretim araçlarının 250.000,00 TL, şirket mal stok tutarının 4.877.000,00 TL, şirketin marka değerinin 2.000.000,00 TL, şüpheli alacakların ise 1.500.000,00 TL olmak üzere toplamda 38.626.000,00 TL tutarında mal varlığı değerinin bulunduğunu belirtmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 287.maddesinde konkordato talep edilmesi sonrasında geçici mühlet kararı verebileceği ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı hususunda yakından inceleme yapılması amacıyla geçici konkordato komiseri tayin edebileceği düzenlenmiştir. İİK ‘nın 289/3.maddesinde de konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda davacının konkordato talebi ile mahkememize başvurmasının ardından 12/12/2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmiş ve davacıya mahkememizce konkordato komiseri tayin edilmiştir. Konkordato komiserlerinin yapmış olduğu incelemeler sonucunda konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunu belirterek hazırlamış oldukları raporları mahkememiz sunmaları sonrasında duruşma açılmış olup; davacı borçlu ile konkordato komiserlerinin konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna ve davacı borçlunun iyi niyetli girişimlerde bulunduğuna dair duruşmada beyanda bulunmaları üzerine mahkememizce davacı borçluya İİK’nın 289/3.maddesi uyarınca 1 yıllık kesin mühlet verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 302.maddesinde alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli olan çoğunluğa ilişkin düzenleme yapılmış olup, buna göre komiserin alacaklılar toplantısına başkanlık edeceği ve borçlunun durumu hakkında bir rapor vereceği belirtildikten sonra konkordato projesinin kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imzalanması halinde kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda konkordato komiseri tarafından rehinli ve rehinsiz alacakların belirlenmesi sonrasında 13/06/2019 tarihinde alacaklılar toplantısı yapılmış ve yapılan toplantı sonrasında 45 adet rehinsiz alacaklıdan 36’sının kabulü ile alacaklıların % 80’i ve 11.312.820,59 TL tutarındaki alacak miktarının %55.41’ine denk gelen 6.269.199,51 TL’si ile konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edildiği belirtilmiştir. Alacaklılar toplantısında tespit edilen rehinsiz alacaklılar ile alacak miktarlarına göre konkordatonun tasdik edilmesi için İİK’nın 302.maddesinde öngörülen yasal çoğunluğun sağlandığı, davacı borçlunun alacaklılarına belirlenen miktarlar üzerinden borcunu ödemesi açısından eşit taksitlerle ödeme yapacağı ve bu taksitlerin konkordatonun tasdik tarihinden itibaren 60 eşit taksite bölündüğü görülmüştür. Konkordatonun tasdik edilmesi için yasada aranan şartların gerçekleştiği anlaşılmakla, rehinsiz alacaklılar yönünden alacaklılar kurulu toplantısında kabul edilen miktarlar ve taksitler üzerinden davacının konkordato talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının konkordato talep etmesi sonrasında davacının … Bankası’ndaki hesabına dava dışı 3.bir firma tarafından 127.083,24 TL tutarında havale yapılmasının ardından banka tarafından borçlunun hesabına giren bu miktar üzerine alacaklarına karşılık bloke konulmuştur. Davacı kendi hesabına gelen bu paranın sehven yatırıldığını, parayı yatıran firmadan herhangi bir alacaklarının olmadığını beyan etmiş, parayı gönderen firmada herhangi bir alacak veya borç bulunmamasına karşılık yanlışlıkla davacının hesabına paranın yatırıldığını belirtmiştir. Konkordato komiserleri tarafından yapılan inceleme sonucunda da, davacının parayı gönderen firmadan herhangi bir alacaklarının bulunmadığını, davacının ticari kayıt ve belgelerinde de böyle bir alacağın olmadığının belirtilmesi üzerine mahkememizce bu paranın gönderen firmaya iadesine karar verilmiştir. Ancak … Bankası tarafından bu bedelin iade edilmemesi üzerine konkordato komiserleri tarafından ilgili bankanın alacağı bu bedelin düşülmesinden sonra 111.508,79 TL olarak belirlenerek alacaklıya konkordatonun tasdikinden itibaren 60 eşit taksitte ödeneceği belirtilmiştir. … Bankası vekili mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; davacının hesabına gelen ve banka tarafından bloke edilen bu miktarın iade edilmesi halinde alacak miktarlarının konkordato komiseri tarafından belirlenen tutarda olmayacağını, bu bedelin iade edilmesi sonrasında alacak miktarlarının 339.415,33 TL olacağını belirtmiştir. Konkordato komiseri duruşma esnasındaki beyanında; yaptıkları kontrollerde … Bankasının davacının hesabına sehven gelen 127.083,24 TL ‘yi parayı gönderen firmaya iade ettiğini, belirlenen borç miktarına bu tutarın eklenmesi halinde 238.592,03 TL olacağını ve bu bedel üzerinden ödeme yapmayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. Bu nedenle her ne kadar alacaklılar kurulu toplantısında … Bankası A.Ş. ‘nin alacağı 111.508,79 TL olarak belirlenmiş ise de, bu rakamın belirlenmesinde davacının … Bankası A.Ş.’deki hesabına sehven gelen tutarın dikkate alınmasının etkili olduğu, banka tarafından bu bedelin gönderen firmaya iade edilmesi sonrasında bu tutar kadar alacaklı olmaya devam ettiği anlaşıldığından, … Bankası A.Ş.’nin davacı borçludan olan alacak tutarının 238.592,03 TL olduğu kabul edilmiştir. Buna karşılık alacaklı … Bankası A.Ş. davacının hesabına sehven gelen bedelin iade edilmesi sonrasında alacak tutarının 339.415,33 TL olduğunu belirtmiş olup; banka tarafından alacak miktarının bu tutara ulaştığına dair herhangi bir hesaplama mahkememize bildirilmediği gibi, davacı borçlu ve konkordato komiserleri tarafından bu tutar kabul edilmediğinden, mahkememizce tasdik edilen bedel ile alacaklı … Bankası A.Ş.’nin bildirdiği bedel arasındaki fark çekişmeli alacak olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle mahkememizce çekişmeli alacak sahiplerine İİK’nın 308/b maddesi uyarınca kararın ilan tarihinden itibaren bir ay içeresinde dava açmaları için süre verilmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından mahkememize sunulan beyan dilekçesinde de; alacak miktarlarının 250.000,00 TL’sinin itiraza uğradığı, alacaklarının belirlenen miktarda olmadığı belirtilmiştir. … Bankası A.Ş. ‘nin davacı borçludan 2.464.294,43 TL tutarında rehinsiz, 250.000,00 TL tutarında ise rehinli alacağının bulunduğu konkordato komiseri tarafından belirlenmiş ve alacaklılar kurulu toplantısında bu tutarlar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Konkordato komiseri duruşma esnasındaki beyanında; alacaklı … Bankası A.Ş.’nin alacağının eksik belirlenmediğini, bankanın alacağının hem adi alacaklar hem de rehinli alacaklar içerisinde ayrı ayrı değerlendirildiğini, buna göre … Bankası A.Ş. ‘nin alacağının herhangi bir itiraza uğramadığını beyan etmiştir. Alacaklılar kurulu toplantısında onaylanan projede … Bankası A.Ş. ‘nin adi alacak tutarının 2.464.294,43 TL olarak, rehinli alacak tutarının ise 250.000,00 TL olarak gösterildiği, ancak … Bankası A.Ş.’nin alacak miktarının 250.000,00 TL’sinin itiraza uğradığını belirmesine rağmen hangi alacak yönünden alacağın itiraza uğradığına dair açıklamada bulunmadığı, bu haliyle … Bankası A.Ş. ‘ye yönelik çekişmeli alacak olup olmadığının belirlenemediği, bankanın iddia ettiği gibi itiraza uğrayan alacağının bulunması halinde çekişmeli alacak talebine ilişkin dava açması amacıyla İİK’nın 308/b maddesi uyarınca mahkememizce kararın ilan tarihinden itibaren bir aylık süre verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 308/h maddesinde rehinli alacaklara yönelik borçların yapılandırılması düzenlenmiş olup buna göre ön projede belirtilmek suretiyle alacaklı lehine tesis edilmiş borçların yapılandırılması mümkündür. Bu maddede konkordato komiserinin kesin mühlet içerisinde rehinli alacaklılar ile borcun yapılandırılmasına yönelik teklifleri müzakere etmek üzere alacaklılara tebligat çıkararak davette bulunacağı, müzakerede ve müzakereyi takip eden 7 günlük iltihak süresi içerisinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibariyle üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşmanın hasıl olması halinde imzalanan anlaşmanın tutanağa bağlanacağı ve rehinli alacaklılar ile anlaşma yapıldığını belirtir gerekçeli raporunu mahkemeye sunacağı belirtilmiştir. Buna göre alacak miktarı itibariyle üçte ikiyi aşan çoğunlukla borçlunun teklifinin kabul edilmesi halinde rehinli alacaklılar yönünden konkordatonun tasdiki mümkün olacaktır.
Somut olayda davacı borçlunun 6 adet alacaklıya toplamda 10.749.096,41 TL tutarında rehinli borcunun bulunduğu konkordato komiserleri tarafından tespit edilmiştir. Konkordato komiserleri rehinli alacaklılar ile borcun yapılandırılması hususunda görüşme yapmak istediklerini belirterek görüşme talebinde bulunduklarını, bir kısım alacaklılar ile görüşme yapabildiklerini belirtmişler ve rehinli alacaklar içeresinde 6.364.466,00 TL ile en büyük paya sahip olan …. A.Ş. ile anlaşma sağlandığını belirterek buna ilişkin sözleşmeyi dosya kapsamında ibraz etmişlerdir. Ancak konkordato komiserleri tarafından dosyaya ibraz edilen 01/06/2021 havale tarihli gerekçeli raporda, rehinli alacaklılar ile yasada ön görülen çoğunluk ile anlaşma sağlandığı ve buna ilişkin tutanağın imzalandığı belirtilmemiştir. Raporda komiserler tarafından rehinli alacaklı olan …….. A.Ş. ile görüşmelerin devam ettiği, diğer bir rehinli alacaklı olan ……. ile 3.303.628,41 TL üzerinden anlaşmada son aşamada gelindiği belirtilmiştir. Konkordato komiseri … tarafından gerekçeli raporun sunulmasından sonra 04/06/2021 tarihinde sunulan dilekçe ile …… T.A.Ş. ile yapılan anlaşma uyarınca imzalanan sözleşme ibraz edilerek rehinli alacaklılar yönünden de anlaşma sağlandığı belirtilmiş ise de; hem bu raporun borçluya tayin edilen bir konkordato komiseri tarafından ibraz edilip diğer konkordato komiseri tarafından dosyamıza sunulmadığı hem de yapılan anlaşmanın son gerekçeli raporda açıkça belirtilmediği, bu haliyle rehinli alacaklıların denetimine sunulmadığı anlaşıldığından, esas itibariyle davacı borçlunun rehinli alacaklılar yönünden yasada aranan şekil ve şartlarda anlaşma sağlayamadığı anlaşıldığından, rehinli alacaklılar yönünden davacının konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 307.maddesinde, borçlunun talebi üzerine rehinle temin edilen alacağın konkordato talebinden önce doğmuş olması, rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizinin bulunmaması, rehinli malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olması şartlarının gerçekleşmesi halinde rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışının karar tarihinden itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışının karar tarihinden itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenebilmesi borçlunun talepte bulunması ile birlikte diğer şartların varlığına bağlanmıştır. Somut olayda mahkememizce rehinli alacaklara yönelik konkordato talebi reddedilmiş, borçlunun herhangi bir talebinin bulunmaması nedeniyle rehinli malların muhafazası veya satışının ertelenmesine yönelik mahkememizce herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Her ne kadar karar verilmesinden sonra borçlu tarafından bu yönde bir talepte bulunulmuş ise de; karar verilmekle dosyadan el çekildiğinden, davacı borçlunun bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından verilen 10/12/2018 tarihli dava dilekçesi ile davacının konkordato mühleti alarak, vadesi geçmiş borçlarını ödemek ve mali darboğazdan çıkmak istediğini, borçların ödeme konusunda zamana ihtiyacı olduğunu, konkordato mühleti elde etmesi halinde tüm alacaklılara yapmış olduğu müzakereler sonucunda en iyi ödeme planının ortaya çıkacağını, alacaklılar ile yapılan borç yapılandırma anlaşmasının mahkeme tarafından tasdik edilmesi ile borçları ödeyeceğini belirterek hem vade hem de tenzilat konkordatosu (adi konkordato) talep edildiği, mahkememizin 12/12/2018 tarihli tensibi ile tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilerek, komiser …’in geçici komiser olarak görevlendirildiği, mahkememizin 02/01/2018 tarihli ara kararı 2. komiser olarak …’un atanmasına karar verildiği, mahkememizin 08/03/2019 tarihli celsesinde 13/03/2019 tarihinden itibaren İİK’nın 289. maddesi gereğince 1 yıl süre ile kesin mühlet verildiği, mahkememizin 10/03/2020 tarihli celsesinde 13/03/2020 tarihinden itibaren İİK 289. maddesi gereği 6 (altı) ay süre ile kesin mühlet kararı verildiği, mahkememizin 11/09/2020 tarihli celsesinde 14/09/2020 tarihinden itibaren durma süresince işlemeyen 86 günlük sürenin davacıya verilmesine, 10/12/2020 tarihinden itibaren 6 aylık ek sürenin uzatılmasına kararı ile komiserin görevinin devamına karar verildiği, komiserin alacaklılar toplantısı yaptıktan sonra konkordato hakkında gerekçeli raporunu dosyaya sunulduğu, konkordato süreci içerisinde tespit edilen 45 adet adi alacaklıların toplamda 11.312.830,59 TL tutarında alacaklarının bulunduğu, konkordato projesinin 36 alacaklının kabulü ile alacakların % 80 ve 6.269.199,51 TL ile alacak tutarının % 55.41 ‘ine denk gelen oranda kabul edildiği, İİK’nın 302.maddesinde aranan yasal çoğunluğun bu şekilde rehinsiz alacaklar yönünden sağlandığı, bu nedenle rehinsiz alacaklar yönünden konkordato tasdik talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, rehinli alacaklar yönünden ise 6 adet alacaklının bulunduğu, toplam alacak miktarının 10.749.096,41 TL olduğu, rehinli alacaklar yönünden yasada aranan yasal çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle konkordato tasdiki şartlarının gerçekleşmediği, bu nedenle rehinli alacaklara yönelik konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı borçlunun rehinli ve rehinsiz borç miktarı üzerinden toplamda 38.350,00 TL tutarında konkordato tasdik harcının yatırıldığı, İİK’nun 305/1-e ve Harçlar Kanunu gereğince rehinsiz alacaklar yönünden ödemesi gereken % 02,27 (binde iki virgül yirmiyedi) oranında hesap edilen harcın mahsup edilmesi sonrasında, rehinli alacaklara yönelik talebin reddedilmesi nedeniyle 11.858,25 TL tutarındaki harcın davacı borçluya iadesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İstinaf yasa yoluna başvuran Davacı Şirket uyap ortamında gönderdiği 02/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinden rehinli malların muhafaza işlemlerinin bir yıl süre ile ertelenmesi yönünde İİK ‘nun 308/h maddesi gereğince talepte bulunmuş olmalarına rağmen mahkemece bu yönde karar verilmediğini rehinli alacaklılar ile de ayrıca anlaştıklarını ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye …Bankası A.Ş uyap ortamından göndermiş olduğu 21/06/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; ” alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulduğunu zira bazı alacaklar yönünden 60 ay vade belirlenmiş iken bazı alacaklar yönünden 4 aylık vadenin belirlendiğini, rehinli alacaklar toplantısının yapılmadığını, teminatlı alacaklar yönünden teminatlara ilişkin alınan kıymet takdir raporlarının teminatlı alacaklılara tebliğ edilmediğini, bankanın alacağının doğru hesaplanmadığını ve 04/06/2021 tarihli dilekçeleri üzerine inceleme yapılmadığını, projenin gerçekleştirme olanağının bulunmamasına rağmen tastik kararının verildiğini ” belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf yoluna başvuran … Katılım Bankası A.Ş uyap ortamında göndermiş olduğu 16/06/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; ” alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulduğunu zira bazı alacaklar yönünden 60 ay vade belirlenmiş iken bazı alacaklar yönünden 4 aylık vadenin belirlendiğini, rehinli alacaklar toplantısının yapılmadığını,projenin gerçekleştirme olanağının bulunmamasına rağmen tastik kararının verildiğini, ayrıca 03/06/2020 tarihli dilekçelerinin incelenmediği” belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran T.C ….. Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 28/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; ” adi alacaklar arasında eşitlik ilkesinin bozulduğunu, ilk derece mahkemesinini gerekçeli kararında tastik şartlarının tek tek ele alınıp değerlendirilmediği konkordato komiser raporlarının genel ve soyut ifadelerle olumlu görüşler içerdiği somut verilere dayanmadığı bu sebeple hukuka aykırı olduğu, tastik edilen konkordato projesinin gerçekleştirilebilir nitelikte olmadığını, ilk derece mahkemesinin 07/02/2019 tarih ve 1 nolu ara kararı hukuka ve usule aykırı olduğunu ” ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye … Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 28/06/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; “alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin bozulduğu, banka alacağının yanlış hesaplandığı, proje tastik şartlarının oluşmadığı, yanıltıcı bilgilerde bulunulması sebebiyle de dürüstlük ilkesinin ihlal edildiğini ” belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye … Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 24/06/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; tastik şartları oluşmadan karar verildiğini, alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, teminatlı alacaklar yönünden teminatların kıymet takdirlerinin tebliğ edilmediği” belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran ….. Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 08/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, bankasının gayri nakdi riskinin dikkate alınmaması nedeniyle alacaklıların eksik hesaplandığını, konkordato projesinin gerçekçi olmadığını ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava konkordato istemine ilişkindir.
Konkordato, borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi ile karşılaşan herhangi bir borçlunun, kendisine vade tanınmak ve / veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını dürüstlük kuralı çerçevesinde ve alacaklılarına karşı eşit davranmak suretiyle ödemelerini planlayıp belirli şartlar altında alacaklıları ile görüşüp iflasına göre daha iyi şartlar altında ödemelerini tamamlayıp faaliyetine devam etmesini sağlayan alacaklılar ile borçlunun lehine fayda sağlamayı amaçlayan karşılıklı olarak yürütülen bir süreçtir.
6100 Sayılı HMK’nun 355. Maddesi gereğince kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Davacı şirket … Ambalaj malzemeleri temizlik ürünleri ve Gıda maddeleri sanayi ve ticaret limited şirketinin konkordato isteminde bulunması üzerine Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/06/2021 tarih ve 2018/569 Esas, 2021/226 Karar sayılı kararı ile adi alacaklar yönünden konkordato projesinin tastikine rehinli alacaklar yönünden ise talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 02/07/2021 tarih ve … sayılı nüshasında yayınlanmış ayrıca davacı şirkete 29/06/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye …Bankası A.Ş uyap ortamından göndermiş olduğu 21/06/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; ” alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulduğunu zira bazı alacaklar yönünden 60 ay vade belirlenmiş iken bazı alacaklar yönünden 4 aylık vadenin belirlendiğini, rehinli alacaklar toplantısının yapılmadığını, teminatlı alacaklar yönünden teminatlara ilişkin alınan kıymet takdir raporlarının teminatlı alacaklılara tebliğ edilmediğini, bankanın alacağının doğru hesaplanmadığını ve 04/06/2021 tarihli dilekçeleri üzerine inceleme yapılmadığını, projenin gerçekleştirme olanağının bulunmamasına rağmen tastik kararının verildiğini ” belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf yoluna başvuran … Katılım Bankası A.Ş uyap ortamında göndermiş olduğu 16/06/2021 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; ” alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulduğunu zira bazı alacaklar yönünden 60 ay vade belirlenmiş iken bazı alacaklar yönünden 4 aylık vadenin belirlendiğini, rehinli alacaklar toplantısının yapılmadığını,projenin gerçekleştirme olanağının bulunmamasına rağmen tastik kararının verildiğini, ayrıca 03/06/2020 tarihli dilekçelerinin incelenmediği” belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran T.C ….Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 28/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; ” adi alacaklar arasında eşitlik ilkesinin bozulduğunu, ilk derece mahkemesinini gerekçeli kararında tastik şartlarının tek tek ele alınıp değerlendirilmediği konkordato komiser raporlarının genel ve soyut ifadelerle olumlu görüşler içerdiği somut verilere dayanmadığı bu sebeple hukuka aykırı olduğu, tastik edilen konkordato projesinin gerçekleştirilebilir nitelikte olmadığını, ilk derece mahkemesinin 07/02/2019 tarih ve 1 nolu ara kararı hukuka ve usule aykırı olduğunu ” ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye … Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 28/06/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; “alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin bozulduğu, banka alacağının yanlış hesaplandığı, proje tastik şartlarının oluşmadığı, yanıltıcı bilgilerde bulunulması sebebiyle de dürüstlük ilkesinin ihlal edildiğini ” belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Türkiye … Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 24/06/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; tastik şartları oluşmadan karar verildiğini, alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, teminatlı alacaklar yönünden teminatların kıymet takdirlerinin tebliğ edilmediği” belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran …. Bankası A.Ş uyap ortamında gönderdiği 08/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, bankasının gayri nakdi riskinin dikkate alınmaması nedeniyle alacaklıların eksik hesaplandığını, konkordato projesinin gerçekçi olmadığını ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran Davacı Şirket uyap ortamında gönderdiği 02/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinden rehinli malların muhafaza işlemlerinin bir yıl süre ile ertelenmesi yönünde İİK ‘nun 308/h maddesi gereğince talepte bulunmuş olmalarına rağmen mahkemece bu yönde karar verilmediğini rehinli alacaklılar ile de ayrıca anlaştıklarını ifade ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Konkordato kurumu borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi ile karşılaşan borçluya yardımcı olma amacını taşıdığı gibi, bu durumdaki borçluların mali durumlarının iyileşebilmesi ve iflas tehlikesinden kurtulabilmesi amacını taşıdığı gibi alacaklıların da iflasa oranla alacaklarının daha fazlasını elde etmesini sağlaması bakımından alacaklıları da koruyan ve neticede ticari hayatın devamını amaçladığından ülkenin ekonomik durumu ile de doğrudan bağlantılı olan bir kurumdur. Bu anlamda konkordato kurumunda dürüstlük ve eşitlik ilkeleri geçerlidir buradaki eşitlik ilkesi konkordatoya tabi borçların alacaklıları bakımından da geçerlidir. Bir başka ifade ile konkordatoya tabi borçların alacaklıları kendileri ile aynı durumda bulunan alacaklar bakımından aynı muameleye tabi tutulmaları gereklidir. Dolayısı ile gerek konkordato projesinde ve gerekse tastikine karar verilen konkordatonun uygulanmasında konkordatoya tabi borçların alacaklıların eşit muamele görmesi gereklidir. Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/06/2021 tarih ve 2018/569 Esas, 2021/226 karar sayılı gerekçeli kararının hüküm fıkrasında ” tastik edilen proje kapsamındaki konkordatoya tabi tüm adi borçlarının” tastik edildiği ve madde numaraları altında her bir bu nitelikteki alacaklı yönünden ödeme şartlarının takside bağlandığı ancak bağlanan taksit sayılarının 12 ay, 14 ay, 24 ay,6 ay, 4 ay,18 ay, 15 ay,3 ay,8 ay, 5 ay, 36 ay, 60 ay şeklinde taksitlere bağlandığı görülmüştür. Söz konusu taksitlerin vadeleri farklı olarak belirlendiğinden aynı durumdaki alacaklılar yönünden eşitlik ilkesinin ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle; bu yönden istinaf yasa yoluna başvuran Türkiye …Bankası A.Ş, … Katılım Bankası A.Ş, T.C … Bankası A.Ş, Türkiye … Bankası A.Ş, Türkiye … Bankası A.Ş ….. Bankası A.Ş ‘nin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gereklidir.
Alacak miktarlarının doğru hesaplanmadığı yönünde istinaf yasa yoluna başvuran Türkiye …Bankası A.Ş. Türkiye … Bankası A.Ş. ve ….. Bankası A.Ş. ‘nin bu yöndeki istinaf sebeplerinin incelenmesinde, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, Türkiye … Bankası A.Ş. ve Türkiye … Bankası A.Ş yönünden yapılan değerlendirmede ” Davacının konkordato talep etmesi sonrasında davacının … Bankası’ndaki hesabına dava dışı 3.bir firma tarafından 127.083,24 TL tutarında havale yapılmasının ardından banka tarafından borçlunun hesabına giren bu miktar üzerine alacaklarına karşılık bloke konulmuştur. Davacı kendi hesabına gelen bu paranın sehven yatırıldığını, parayı yatıran firmadan herhangi bir alacaklarının olmadığını beyan etmiş, parayı gönderen firmada herhangi bir alacak veya borç bulunmamasına karşılık yanlışlıkla davacının hesabına paranın yatırıldığını belirtmiştir. Konkordato komiserleri tarafından yapılan inceleme sonucunda da, davacının parayı gönderen firmadan herhangi bir alacaklarının bulunmadığını, davacının ticari kayıt ve belgelerinde de böyle bir alacağın olmadığının belirtilmesi üzerine mahkememizce bu paranın gönderen firmaya iadesine karar verilmiştir. Ancak … Bankası tarafından bu bedelin iade edilmemesi üzerine konkordato komiserleri tarafından ilgili bankanın alacağı bu bedelin düşülmesinden sonra 111.508,79 TL olarak belirlenerek alacaklıya konkordatonun tasdikinden itibaren 60 eşit taksitte ödeneceği belirtilmiştir. … Bankası vekili mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; davacının hesabına gelen ve banka tarafından bloke edilen bu miktarın iade edilmesi halinde alacak miktarlarının konkordato komiseri tarafından belirlenen tutarda olmayacağını, bu bedelin iade edilmesi sonrasında alacak miktarlarının 339.415,33 TL olacağını belirtmiştir. Konkordato komiseri duruşma esnasındaki beyanında; yaptıkları kontrollerde … Bankasının davacının hesabına sehven gelen 127.083,24 TL ‘yi parayı gönderen firmaya iade ettiğini, belirlenen borç miktarına bu tutarın eklenmesi halinde 238.592,03 TL olacağını ve bu bedel üzerinden ödeme yapmayı kabul ettiklerini beyan etmiştir. Bu nedenle her ne kadar alacaklılar kurulu toplantısında … Bankası A.Ş. ‘nin alacağı 111.508,79 TL olarak belirlenmiş ise de, bu rakamın belirlenmesinde davacının … Bankası A.Ş.’deki hesabına sehven gelen tutarın dikkate alınmasının etkili olduğu, banka tarafından bu bedelin gönderen firmaya iade edilmesi sonrasında bu tutar kadar alacaklı olmaya devam ettiği anlaşıldığından, … Bankası A.Ş.’nin davacı borçludan olan alacak tutarının 238.592,03 TL olduğu kabul edilmiştir. Buna karşılık alacaklı … Bankası A.Ş. davacının hesabına sehven gelen bedelin iade edilmesi sonrasında alacak tutarının 339.415,33 TL olduğunu belirtmiş olup; banka tarafından alacak miktarının bu tutara ulaştığına dair herhangi bir hesaplama mahkememize bildirilmediği gibi, davacı borçlu ve konkordato komiserleri tarafından bu tutar kabul edilmediğinden, mahkememizce tasdik edilen bedel ile alacaklı … Bankası A.Ş.’nin bildirdiği bedel arasındaki fark çekişmeli alacak olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle mahkememizce çekişmeli alacak sahiplerine İİK’nın 308/b maddesi uyarınca kararın ilan tarihinden itibaren bir ay içeresinde dava açmaları için süre verilmiştir.
Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından mahkememize sunulan beyan dilekçesinde de; alacak miktarlarının 250.000,00-TL’sinin itiraza uğradığı, alacaklarının belirlenen miktarda olmadığı belirtilmiştir. … Bankası A.Ş. ‘nin davacı borçludan 2.464.294,43 TL tutarında rehinsiz, 250.000,00 TL tutarında ise rehinli alacağının bulunduğu konkordato komiseri tarafından belirlenmiş ve alacaklılar kurulu toplantısında bu tutarlar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Konkordato komiseri duruşma esnasındaki beyanında; alacaklı … Bankası A.Ş.’nin alacağının eksik belirlenmediğini, bankanın alacağının hem adi alacaklar hem de rehinli alacaklar içerisinde ayrı ayrı değerlendirildiğini, buna göre … Bankası A.Ş. ‘nin alacağının herhangi bir itiraza uğramadığını beyan etmiştir. Alacaklılar kurulu toplantısında onaylanan projede … Bankası A.Ş. ‘nin adi alacak tutarının 2.464.294,43-TL olarak, rehinli alacak tutarının ise 250.000,00-TL olarak gösterildiği, ancak … Bankası A.Ş.’nin alacak miktarının 250.000,00 TL’sinin itiraza uğradığını belirmesine rağmen hangi alacak yönünden alacağın itiraza uğradığına dair açıklamada bulunmadığı, bu haliyle … Bankası A.Ş. ‘ye yönelik çekişmeli alacak olup olmadığının belirlenemediği, bankanın iddia ettiği gibi itiraza uğrayan alacağının bulunması halinde çekişmeli alacak talebine ilişkin dava açması amacıyla İİK’nın 308/b maddesi uyarınca mahkememizce kararın ilan tarihinden itibaren bir aylık süre verilmiştir. “şeklinde değerlendirme yapıldığı; 2004 sayılı İİK ‘nun 302/6 maddesi gereğince çekişmeli alacaklar hakkında konkordato süreci içerisinde konkordato tastik yargılaması yapan mahkemenin bu alacakları ne miktarda konkordato oylamasındaki nisaba dahil edilip edilmeyeceği konusunda karar vermesi gerektiğinden ve sadece bu yönde verilecek kararın alacağı esasını ve miktarını etkilemeyip konkordato yargılamasında dikkate alınacak miktarı belirlediğinden ilk derece mahkemesince bu yönde bir karar verilmesi gereklidir. Konkordato tastik kararı ile birlikte verilecek çekişmeli alacakların dava edilmesi ile ilgili verilecek süre alacağın esasına ve miktarına ilişkin konkordato tastik kararı ile verilecek süre alacağın esası ve miktarı ile ilgili yargılama yapılması için verilecek ayrı bir süredir. Bu iki farklı durumun birbirine karıştırılarak konkordato tastik yargılaması ve oylaması bakımından hangi miktarın esas alınacağına ilişkin değerlendirme yapılmaksızın sadece İİK’nun 308/b maddesinde belirtilen sürenin verilmesi konkordato sürecindeki nisapları etkilediğinden bu yöndeki istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu yön itibariyle de kaldırılması gereklidir.
İlk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen sebep ve gerekçelerle kaldırılmasına karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu ile müdahil alacaklıların yukarıda belirtilen sebepler dışında kalan istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Konkordato tastik şartlarından kaynakla orantılılık, dürüstlük ve iflasa göre avantajlı olma şartınında da konkordato tastik yargılamasında ve konkordato süreci içerisinde değerlendirilmesi gereklidir.
Tüm bu nedenlerle yukarıda belirtilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılması gerektiğinden diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Türkiye …Bankası A.Ş, … Katılım Bankası A.Ş, T.C … Bankası A.Ş, Türkiye … Bankası A.Ş, Türkiye … Bankası A.Ş ….. Bankası A.Ş. ‘istinaf isteminin KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen hususlar sebebi ile ilk derce mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiğinden diğer istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
3-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı ve Müdahil alacaklılar tarafından yatırılan istinaf peşin harcının taraflara iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında müdahil alacaklılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.