Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1445 E. 2023/1654 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1445
KARAR NO : 2023/1654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/43 Esas, 2021/35 Karar
DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin 26/10/2017 tarihinde akşam saatlerinde internet bankacılığını kullanmak üzere davalı bankaya ait internet sitesine giriş yapmak istediğini, ancak bir türlü bunu başaramadığını, sistemde bir sıkıntı olduğunu düşünüp yapacağı işlemi sabaha kadar ertelediğini, ertesi sabahında işlemi yapmak istediğinde hesap bakiyesinin yetersiz olduğunu görünce bankaya müracaat ettiğini, hesap bakiyesinin olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin hesabında 17.500 TL paranın bulunduğunu banka görevlisine söylediğini, bunun üzerine yapılan kontrollerde 26/10/2017 tarih saat: 23:00 ile 00:30 saatleri arasında hesabından müvekkilinin bilgi ve rızası dışında farklı kişi ve hesaplara para ödemesi yapıldığının tespit edildiğini, bankanın tespit almaya çalıştığını ancak sadece 17.500 TL’nin sadece 2.380,52-TL’sinin kurtulabildiğini, 2.380,00.-TL’nin müvekkiline 22/11/2017 tarihinde iade edildiğini, müvekkilinin bunun üzerine CBS’ye suç duyurusunda bulunduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile banka kontrolündeki müvekkiline ait hesapta yer alan 15.120 TL tutarın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı tarafından açılan davanın haksız yere açıldığını, davacının sisteme kayıtlı cep telefonuna mesaj gönderildiğini, gönderilen mesajda “sms şifresini kullanarak mobil bankacılığa giriş yapabilirsiniz, güvenliğiniz için şifrenizi banka personeli dahi kimseyle paylaşmayınız” uyarısının verildiğini, davacının kullanmış olduğu o gün ve o saat itibariyle yapmış olduğu işlemlerin davacının tanımlı cep telefonuna kısa mesaj ile iletildiğinin görüldüğünü, davacının bilgisi olmadan davacının hesabından para çekilmesinin mümkün olmadığını, davacının internet bankacılığı şifresini girdikten sonra davacının internet bankacılığını dilediği gibi kullanmanın davacının kendi sorumluluğunda olduğunundan bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacıya ait internet bankacılığı hesabından rızası dışında para çekildiğinden bahisle mahkememizde alacak davası açıldığı, bankacılık alanında uzman bilirkişi ve bilişim alanında uzman bilirkişilerden alınan rapora göre; Anılan ihtilaflı işlemlerin internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirilebilmesi için gerekli ve şart olan tek kullanımlık (dinamik/her işlemde değişen) şifrenin aynı gün 26.10.2017 tarihinde saat … de davalı banka tarafından davacıya ait ……… numaralı cep telefonuna başarılı bir şekilde gönderilmiş olduğu, şifrelerin dolandırıcılarla paylaşılması halinde veya paylaşıldığına kanaat getirilmesi halinde davalı bankalara atfedilebilecek bir kusur gözükmediği, davalı bankanın, davacının internette sahte bir web sitesine girmesini engelleyebilecek bir tedbir almasının pratikte mümkün gözükmediği yönünde tespitte bulunulduğu, davacı tarafa banka tarafından gönderilen şifrenin davacının sorumluluğunda olduğu, bu şifreyi başkaları ile paylaştığında bankanın sorumluluğunun dosya kapsamında ortadan kalktığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davanın REDDİNE, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişiden alınan rapor içeriğinin davalının sorumluluğunu gerektirir nitelikte olmasına rağmen sonuç kısmının müvekkili aleyhine düzenmiş olduğunu, raporda belirtildiği gibi müvekkiline bir bildirim gelmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, davalı bankanın ihmalinin olduğunu savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabınndaki mevduatının bilgi ve talimatı dışında internet bankacılığı yolu ile havale edilmesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davacıya ait mevduat, davalı bankaya karşı internet bankacılığı dolandırıcıları tarafından gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile davacı hesabından çekilerek başka hesaplara havale edilmiş olduğu, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıya vermiş olduğu şifre ve parolaların davacının kusuru ile üçüncü kişilerce ele geçirildiğini de kanıtlayamamış olduğu, EFT işleminin sahtecilik suretiyle gerçekleştirildiğinin tespiti halinde eylemin davalı bankaya karşı gerçekleştirildiğinin ve bu durumun davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağının kabulü ile (Y. 11. HD 2022/3589-2023/3440 E-K sayılı ilamı) karar verilmesi gerekirken “davalı bankanın davacının internette sahte bir web sitesine girmesini engelleyecebilecek bir tedbir almasının pratikte mümkün gözükmediği, internet bankacılığı işlemlerinin ilgili bankanın web sitesine girilerek yapılması gerektiğini, hiç bir bağlayıcılığı olmamak üzere davacı tarafından yapılmış olan alacak talebinin yerinde olmadığı” yanılgılı gerekçesine dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı hesabındaki paranın internet dolandırıcılığı yoluyla davacı hesabından havale yapıldığı ve toplam miktarın 17.495,00 TL olduğu, bu miktarın banka tarafından bloke edilen 2.380,52 TL’sinin iade edildiğinin davacının kabulünde bulunduğu belirtilmektedir. Buna göre davacının hesabından havale edilip davacıya iade edilmeyen miktarın 17.495,00-2.380,52= 15.114,48 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda işlemlerin 26/10/2017 tarihinde saat 22.23.53’te başlayarak 00.29.15′ e kadar devam ettiği ve toplam 16 ayrı havale işlemi ile gerçekleştirildiği, bu gerçekleştirilen işlemlere yönelik banka tarafından şüpheli işlem olmasına yönelik bir tedbir aldığına yönelik bir delil bulunmasa da davacıya 26/10/2017 tarihinde saat 21.04.17’de “internet ve mobil bankacılık giriş güvenlik tercihiniz değiştirilmiştir. Bu işlemi siz yapmadıysanız …..Çağrı Merkezimizi Arayınız” mesajı gönderildiği, davacı vekili tarafından 04/10/2018 tarihli duruşmada da davacıya banka tarafından mesajlar gönderildiğinin kabul edildiği görülmektedir. Banka tarafından uyarı mesajı dışında telefon ile arama vs. şeklinde başkaca bir bildirim yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı saat 21:04:17’de gelen mesaja gerekli dikkati vererek bankanın çağrı merkezini aramış olsa idi meydana gelen zararı önleyebilecek ya da azaltabilecekti. Buna göre somut olayın gerçekleşme şeklinde davacının da az da olsa müterafik kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. (Y.11 HD. 2021/4893- 2023/1538 E.-K. Sayılı ilamı) Bu nedenle tazmin edilmesi gereken miktarda bir miktar indirim yapılması gerektiği takdir edilerek davalı bankanın ödemesi gereken miktardan %20 müterafik kusur indirimi yapılarak 12.091,58 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; mahkemece verilen hükmün HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile; 12.091,58-TL’nin 22/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınacak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 825,98-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 258,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 567,76-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvuru harcı ile 258,22-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.545,55‬-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1.236,44‬-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 12.091,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.022,90-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının davacıya iadesine,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL başvuru harcı, tebliğ ve dosya gidiş dönüş masrafı 71,00-TL istinaf yargılama gideri toplamı 233,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
V-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VI-İİK 36. maddesi gereğince istinaf aşamasında başvuruda bulunan tarafça varsa yatırılmış olan teminatın iadesine,
VII-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, teminat, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere…… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.