Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1391 E. 2021/1113 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1391
KARAR NO : 2021/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SARIKAMIŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2016 (Dava), 16/03/2021 (Karar)
NUMARASI : 2016/545 Esas, 2021/138 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili 01/04/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25/08/2017 tarihinde … önündeki yaya geçidini yaya olarak kullandığı sırada …’in sürücüsü olduğu …’in ise maliki bulunduğu … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkilinin yaralandığını ve parmağının ameliyat edildiğini, kaza ile ilgili 24/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda …’in kazada tek asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, müvekkilinin kaza sonrası psikolojik bakımdan çöküntü yaşadığını, hayati fonksiyonlarının olumsuz etkilendiğini ve çalışamadığını, bu nedenlerle davanın adli yardımlı olarak görülmesine, 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın olay tarihiden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta vekili 29/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının sürekli bir sakatlığının tespit edilmediğini, maluliyet oranının %0 olduğunu, bu nedenlerle muaccel bir alacak oluşmadığından haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 30/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile karışmış olduğu kazanın basit nitelikli bir kaza olduğunu, bu kazada davacının iddia ettiği gibi bir maluliyetin olmasının mümkün olmadığını, maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunu, kusur tespitinin yapılması gerektiğini, davacı taraf için istenilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davacının zenginleşmesine sebebiyet vereceğini, bu nedenlerle davalı müvekkili aleyhine açılan iş bu davanın reddi ile yasal vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 30/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile karışılan kazanın basit nitelikli bir kaza olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir maluliyetin olmasının mümkün olmayacağını, kazada kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 14/01/2021 havale tarihli raporda özetle “şahısta 30/03/2013 tarih ve 28603 Resmi Gazete sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkındaki Yönetmelik esaslarına göre maluliyet oluşturacak bir sekel olmadığı, trafik kazası ile ortaya çıkan lezyonlarına göre şahsın 3 gün süre ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde olacağı” yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmıştır.
Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli kusur raporunda “Sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın kusursuz olduğu” yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 06/07/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; 100,00-TL olarak talep etmiş oldukları maddi tazminat değerini 135,00-TL’ye artırarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğundan, adli tıp kurumu tarafından düzenlenen kusur ve adli tıp ana bilim dalı başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet raporları hükme esas alınmıştır. Davacının üç günlük geçici iş göremezliği nedeniyle kaza tarihindeki asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama ıslah ile artırılan tutarın üzerinde olduğundan maddi tazminat talebinin kabulü ile; 135,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketi yönünden 31.10.2019 tarihinden diğer davalılar yönünden 25.08.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Davacının yaşı, meydana gelen kazadaki kusurunun bulunmaması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının geçici maluliyeti nedeniyle çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi, davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak ve davalının kusur durumu” gerekçesiyle davanın kabulüne dair, karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İstinaf eden davacı vekili dilekçesinde; Müvekkilin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle manevi tazminat talebimizi içerir davalarında görülen yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olduğunu, söz konusu karar hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davaya konu kazada müvekkilimin kusursuz olduğunu ve davalı sürücünün kazada tam kusuru bulunduğunu mahkemece tespit edildiğini, tüm bunlara rağmen yerel mahkemece oldukça düşük bir tutar üzerinden kabul kararı verildiğini, manevi tazminat takdirinde zarar verende “caydırıcı” etki uyandırılması gereğini, nitekim yerel mahkeme kararında bu hususa değinerek manevi tazminatın belirlenirken davalıda caydırıcılık uyandırmayacak oranda düşük olmaması gerektiğininin belirtildiğini, buna rağmen kararda hükmedilen manevi tazminat miktarı yerel mahkemenin gerekçesiyle gelişecek kadar düşük tutarlı olduğunu ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebi ile açılmıştır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, davacının 25/08/2017 tarihinde yaya geçidini yaya olarak kullandığı sırada davalı …’in sürücüsü olduğu …’in ise maliki bulunduğu … plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığını, kazaya neden olan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu iddia ederek, davanın adli yardımlı olarak görülerek, 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsilini, talep ettiği, davalı vekillerinin cevap dilekçelerinde, davalı sürücünün dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep ettikleri, mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 135,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketi yönünden 31.10.2019 tarihinden diğer davalılar yönünden 25.08.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 250,00-TL manevi tazminatın 25.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde tarafLara yüklenebilecek kusurun tespitine yönelik bilirkişi raporu alındığı, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli kusur raporunda “Sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın kusursuz olduğu” yönünde görüş bildirildiği, davacının uğradığını iddia ettiği maluliyet oranın tespitine yönelik alınan, Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 14/01/2021 havale tarihli raporunda, “şahısta 30/03/2013 tarih ve 28603 Resmi Gazete sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkındaki Yönetmelik esaslarına göre maluliyet oluşturacak bir sekel olmadığı, trafik kazası ile ortaya çıkan lezyonlarına göre şahsın 3 gün süre ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde olacağı” nın bildirildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, davacı için manevi tazminatın takdiri esnasında, davalı sürücünün kazada asli kusurlu ve davacının kusursuz olduğu, olay tarihi ve paranın alım gücü gibi somut olayın özellikleri yeterince dikkate alınmadan tazminat belirlenmiştir. Somut olayın özellikleri ile hak ve nasafet kuralları gereği, bir miktar daha fazla manevi tazminata karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkemenin 2020/119 Esas-2021/260 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, davacının manevi tazminat talebi yönünden yeniden hüküm tesisi ile, “davanın kısmen kabulüne, 1.500,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere istinaf incelemesine konu Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/119 Esas-2021/260 Karar sayılı KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-YENİDEN HÜKÜM TESİSİ İLE,
Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 135,00-TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden 31.10.2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden 25.08.2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 1.500,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca; maddi tazminat yönünden alınması gereken 9,22-TL karar ve ilam harcı ile manevi tazminat yönünden alınması gereken 102,46-TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin yatırılan 87,09-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 24.59-TL’nin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 87,09-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.723,00 TL ATK fatura bedeli ve 283,55-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam yapılan 3.087,24-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranları nazara alınarak 944,29-TL’sinin davalı … ve …’den, 30,32-TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden;
a)Maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 135,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b)Manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalı … ve O…’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; Manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-Davacıdan istinaf başvurusu sırasında alınan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL İstinaf başvurma harcı ve 95,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 257,10-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
11-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 27/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.