Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1104 E. 2023/1097 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1104
KARAR NO : 2023/1097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/427 Esas, 2020/392 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/06/2018 tarihinde davalılardan …. adına kayıtlı ve diğer davalı ….. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracı ile Erzurum ili … Mah. ….kara yolu istikametinde müvekkili ….’in sevk ve idaresindeki …plaka sayılı araca çarptığını ve müvekkili ….’in kullanmış olduğu araç içerisinde yolcu konumunda bulunan eşi …..’in vefat ettiğini, soruşturma aşamasında tanzim edilen tutanaklara göre …. plaka sayılı araç sürücüsü …..’ın kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, davacı müvekkillerinden ….’in kazada vefat eden …..’in eşi olduğunu, davacı müvekkillerinin ise müteveffa …..’in çocukları olduğunu, …..’in böylesine elim bir kazada vefat etmesi ile eşi ve çocuklarının derin bir acı yaşadıklarını, davacı müvekkillerinin …..’in desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketinin bu kaza nedeniyle müvekkillerine bir miktar ödeme yapmış olsa da bu ödeme müvekkillerinin gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu, davacı müvekkili …’ın kullanmış olduğu …plaka sayılı aracın poliçesinin diğer davalı …. Sigorta A.Ş tarafından düzenlendiğini, davalı sigorta şirketinin bu kaza nedeniyle müvekkillerine bir miktar ödeme yaptığını bu ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu, bu nedenlerle müvekkillerinin bu kaza sonrası yakınları …..’in vefatı sonucu yaşamış oldukları acı ve ruhsal çöküntü nedeniyle davacı eş …. için 50.000,00 TL, Davacı …. için 25.000,00 TL, Davacı …. için 25.000,00 TL, Davacı ….. için 25.000,00 TL, Davacı ….. için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılar …. ve …..’dan müştereken ve müteselsil olarak tahsiline, müvekkillerinin destekten yoksun kalması nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı kalması kaydıyla …. Sigorta A.Ş yönünden Davacı …. için 10.000,00 TL, Davacı …. için 10.000,00 TL, Davacı ….. için 10.000,00 TL’nin ….. plaka sayılı aracın trafik poliçesi kapsamında davalı …. Sigorta A.Ş’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline, …. Sigorta A.Ş yönünden Davacı …. için 10.000,00 TL, Davacı …. için 10.000,00 TL, Davacı ….. için 10.000,00 TL’nin …. plaka sayılı aracın trafik sigorta poliçesi kapsamında davalı …. Sigorta A.Ş’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekilinin 11/11/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davacılardan …. yönünden 44.913,22-TL, …. yönünden 27.782,70-TL ve ….. yönünden 12.069,99-TL olmak üzere maddi tazminat taleplerin yönünden dava değerini toplam 84.761,95-TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ….’ın kaza ile ilgili bir ilgisi bulunmadığını, sadece aracın sahibi olması hasebiyle davada müvekkilin ismi zikredildiğini, kaza ile bir ilgisi bulunmayan müvekkil ….’a yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, Müvekkilinin aracını trafiğe iyi bir şekilde çıkacak duruma getirdiğini, aracın muayenesi 16/03/2017 tarihinde yapılmış olduğunu ve herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediğini, bu nedenle araç sahibi olan müvekkil … …’a atfı kabil bir kusur izafe edilemeyeceğini, Davacıların abartılı rakamlarla çok yüksek miktarlarda (toplamda 150.000 TL.) manevi tazminat istemiş olduğunu, kusur oranı ne olursa olsun taksirle ölüme sebebiyet, sorumluların ekonomik gücünü yok edecek derecede yüksek bir tazminat isteğini haklı kılınamayacağını, bu nedenlerle müvekkili yönünden davanın bütünü ile reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç ile davacılardan …. sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada kaza raporu incelendiğinde davacılardan ….’in asli kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinden sorumlu olduğunu, “Hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi gereğince açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kazanın oluşumuna sebebiyet verenin …. olmasına rağmen müvekkilinin aleyhine dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi müvekkil şirketine yapılan başvuru doğrultusunda oluşturulan hasar dosyası kapsamında 16.07.2018 tarihinde 4.544,13-TL ve 37.605,68-TL olmak üzere 42.149,81-TL tutarında ödemeler yapılmış olduğunu, yapılan gerçek zarar ödemeleri nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ödenen tutarların farazi olmadığını, alanında uzman aktüer bilirkişiler vasıtasıyla yapılan hesaplamalar dikkate alındığını, bu bakımdan yapılan gerçek zarar ödemeleri ile dava konusuz kalmış olduğunu, TMK 2. maddesine aykırı şekilde açılan davanın reddi gerekmektiğini, zira müvekkil şirketinin gerçek zarar ödemeleri yapmasına rağmen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacak şekilde dava açılmış olup bu bakımdan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ın kendi sigorta poliçesinden hiçbir şekilde tazminat talep hakkı olmadığını, müvekkili tarafından davaya konu olay ile ilgili düzenlenmiş olduğu poliçe davacı ….’in sürücülüğünü yaptığı ve yine davacı adına kayıtlı aracın trafik sigorta poliçesi olduğunu, sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sebebi ile işletene tekabül eden 3. Kişilerin uğradıkları zararları teminat altına aldığını, davacı …’ın ise sigortalı araç için üçüncü kişi olmadığını, doğrudan sorumluluk sahibi işleten ve yanı zamanda sürücü olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARI;
Mahkemece, “… Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ….’in …. Sigorta A.ş’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının, KTK’nin 92/1-g maddesi gereğince hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğundan reddine, somut olay trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davası olduğundan, adli tıp kurumu tarafından düzenlenen kusur raporu ve hesap uzmanı tarafından tanzim edilen zarara ilişkin rapor hükme esas alınarak, davacı ….’in …. Sigorta A.Ş’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile; 6.736,98 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.Ş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine, Davacı ….’in maddi tazminat davasının kabulü ile; 23.615,29 TL maddi tazminatın 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.ş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine,4.167,4 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta Aş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine, Davacı …..’in maddi tazminat davasının kabulü ile; 10.259,49 TL maddi tazminatın 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.ş’den alınarak davacı …..’e ödenmesine, 1.810,49 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta Aş’den alınarak davacı …..’e ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı ….’in yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, eşi olan …..’in hayatını kaybetmesi nedeni ile çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …..’ın kusur durumu, hakkaniyet, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacılar …. ve …..’in yaşları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, annelerş olan …..’in hayatını kaybetmesi nedeni ile çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …..’ın kusur durumu, hakkaniyet, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….’e ve …..’e ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar ….. ve ….’ın yaşları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, anneleri olan …..’in hayatını kaybetmesi nedeni ile çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …..’ın kusur durumu, hakkaniyet, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….. ve ….’a ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle “1-)Davacı ….’in …. Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının reddine,
2-)Davacı ….’in …. Sigorta A.Ş’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile;
6.736,98 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.Ş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine,
3-)Davacı ….’in maddi tazminat davasının kabulü ile;
23.615,29 TL maddi tazminatın 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.ş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine,
4.167,4 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta Aş’den alınarak davacı ….’e ödenmesine,
4-)Davacı …..’in maddi tazminat davasının kabulü ile;
10.259,49 TL maddi tazminatın 28.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta A.ş’den alınarak davacı …..’e ödenmesine,
1.810,49 TL maddi tazminatın 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Sigorta Aş’den alınarak davacı …..’e ödenmesine,
5-)Davacı ….’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-)Davacı ….’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….’e ödenmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-)Davacı ……’in ….. manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı …..’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
8-)Davacı …..’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı …..’e ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
9-)Davacı ….’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;
3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …..’dan alınarak davacı ….’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verilmiş karara karşı davacılar vekili, davalı ….. vekili ve davalı …. Sigorta A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Trafik İhtisas Dairesi’nin müvekkili ….’in %85 oranında kusurlu olduğu yönündeki raporu esas alınarak kusur indirimi yapılmak suretiyle oldukça düşük meblağlarda tazminata hükmedildiğini, rapora karşı itirazlarının kabul edilmeyerek bu yönde karar verildiğini, müvekkili ….’e atfedilen asli kusurun haksız olduğunu, müvekkilinin tüm kurallara uyduğunu, tüm dosya incelendiğinde asli kusurun …..’a ait olduğunu, davalı …..’ın kendi beyanına göre 80-90 km hız ile kavşağa girdiğini ve dava konusu kazanın meydana geldiğini, olay yeri tutanaklarına göre çarpmanın etkisiyle müvekkili ….’e ait aracın 50 metre takla atamasının davalı …..’ın hızının 80-90 km’nin kat kat üstünde olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin sola dönüş sinyalinin açık olması da nazara alındığında davalı …..’ın asli kusurlu olduğunu, davalının 10 saat içerisinde almış olduğu mesafe dikkate alındında KTK’ya göre dinlenme kurallarına aykırı bir şekilde hareket ettiğini, aracı kullanırken yorgun ve uykusuz olduğuna açık bir delil olduğunu, davalının hızının çok yüksek olması, yorgun ve dikkatsiz olması sonucunda dava konusu kazanın meydana geldiğini, ancak dosyadaki bu delillerin aksine Ankara ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun raporunda müvekkili ….’e %85 kusur izafe edildiğini, bu haksız ve dosyadaki delillerle uyarlı olmayan raporun hükme esas alınarak müvekkilleri …., …. ve …..’e mahsup yapılmak suretiyle çok düşük miktarlarda tazminata hükmedildiğini, yine müvekkili ….’in kazada vefat eden eşi için hükmedilen 7.000,00-TL tutarındaki manevi tazminatın da davalı tarafın kusuru dikkate alındığında çok düşük olduğunu, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı ….. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç ile davacılardan ….’in sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada kaza raporu incelendiğinde davacılardan ….’in asli kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinden sorumlu olduğunu, “Hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi gereğince kazanın oluşumuna sebebiyet verenin …. olmasına rağmen müvekkili aleyhine …. lehine tazminata hükmedilmesinin usul ve Yasaya aykırı olduğunu, bu durumun ne hukukla nede hakkaniyetle bağdaşmadığını, soruşturma dosyasında her ne kadar müvekkili tali kusurlu olarak gösterilmiş ise de; bu durumu kabul etmediklerini, ayrıca borçlar kanunu 74. maddesinde hakimin zarar verenin kusurunun olup olmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığının hüküm altına alındığını, dava konusu olayda da soruşturma dosyasındaki kusur oranları dikkate alınmadan olayın oluşu ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alındığında müvekkilinin davacılar açısından doğacak manevi zarardan sorumlu olmayacağının aşikar olduğunu, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak …. lehine verilen tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçedeki teminat tutarıyla sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, teminat kapsamında olmayan hiçbir talepten sorumlu tutulmayacağını, dava konusu kaza ile ilgili olarak müvekkil şirkete yapılmış herhangi bir başvuru olmadığını, davacının mevzuatta belirtilen evrakları müvekkil şirkete sunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 2918 sayılı KTK’nın 97 ve 99. maddeleri uyarınca davacı tarafın dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunması ve yapılacak ödemenin belirlenebilmesi için gerekli tüm evrakların sunulması gerektiğini, başvuru tarihi itibariyle faiz işletilmesine karar verildiğini, ancak müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru olmadığından müvekkil şirketin başvuru tarihi itibariyle temerrüte düşmediğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, hesap raporunda müteveffanın çocukları olan davacıların üniversite öğrenimi göreceklerinden bahisle 25 yaşına kadar destek görecekleri varsayılarak hesap yapıldığını, ancak davacı çocukların üniversite öğrenimi görüp görmeyecekleri belirsiz olduğundan 18 yaşına kadar destek alabileceklerinin kabul edilmesi gerektiğini, bu konuda eksik araştırma yapıldığını, hükme esas alınan aktüer raporunda pay dağılımı yapılırken müteveffanın anne babasının hayatta olup olmadığının dikkate alınmadığını, mahkemece bu konuda inceleme yapılmadığını, anne ve babanın payının ayrılmaksızın destek tazminatı belirlendiğini, bu nedenle hükmün kaldırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda kişinin evlenme ihtimalinin değerlendirilmediğini, hesap raporunda bu hususun göz önünde bulundurulmadan davacı …. lehine tazminat hesaplamasının doğru olmadığını, yeni alınacak rapor ile bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından 16/07/2018 tarihinde 42.149,81-TL ödeme yapılması nedeniyle dava konusuz kaldığından reddine karar verilmesi gerektiğini, o halde bilirkişi tarafından gerçekte ödenen miktarın hesaplama yapılırken göz önünde bulundurulması gerektiğini, müteveffanın emniyet kemeri takıp takmadığının araştırılarak, takmaması halinde müterafik kusuru indirimi yapılması gerektiğini, Anayasa’nın 141. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca iddia, savunma ve delillerinin belirtilmeksizin ve değerlendirilmeksizin tartışılmadan hüküm verildiğini, yargılama sırasında belirttikleri itirazlarının hiçbirisinin gerekçeli kararda irdelenmediğini, tartışılmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı …. ile davalı … idaresindeki araçların karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacı …’ın eşi , diğer davacıların annesi olan …..’in vefat ettiği, davacıların her iki aracın ZMMS olan sigorta şirketleri ile karşı araç sürücüsü ve işleteninden maddi, karşı araç sürücüsü ve işleteninden manevi tazminat isteminde bulunduğu, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacılar vekili ile davalı … ve Davalı …. Sigorta vekillerince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacıları vekili istinaf talebinde özetle; hükme esas alınan kusur raporunun dosya içeriğine uygun olmadığını, davalı araç sürücüsünün soruşturma aşamasındaki kendi ifadelerinden sabah 05:30 da yola çıkıp yaklaşık 1000 km’lik yolu 11 saat gibi kısa sürede yapmış olması nedeniyle yorgun ve uykusuz araç kullanmış olduğundan kazada asli kusurlunun davalı olduğunu, davacının sinyal vererek kurallara uygun şekilde dönüş yapması nedeniyle kural ihlalinin bulunmadığını ileri sürerek kusur raporuna itiraz etmiştir.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde davacı sürücü ….’in şerit değiştirme kuralını ihlal ettiği, davalı araç sürücüsünün hız kurallarını ihlal ettiğinden kazaya sebebiyet verdikleri şeklinde tutanak düzenlendiği, soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile ceza dosyasına sunulan ATK raporunda kazada asli kusurlunun davacı …. olduğuna yönelik rapor düzenlendiği, mahkemece hükme esas alınan davalının %15, davacı ….’in %85 kusurlu olduğuna yönelik ATK raporunun gerek KTT’na ve gerekse soruşturma ve ceza dosyasına sunulan raporları teyit eder nitelikte olduğu, tüm dosya kapsamı ve kusur raporlarından kazada asli kusurlunun davacı …. olup davalıya %15 oranında tali kusur izafe edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakta olup davalı araç sürücüsünün sabah erken saatlerinde yola çıkıp 1000 KM’lik mesafeyi yaklaşık 11 saatte almasının tek başına davalının kazada asli kusurlu olduğunu göstermeyeceği anlaşıldığından davacıları vekilinin kusura yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Yine manevi tazminat tutarının belirlenmesinde olay tarihindeki Ülkenin ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücünün de dikkate alınması gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin E:2021/17318, K: 2021/3767 sayılı kararı)
Somut olayda; olayın gelişim şekli, davacı araç sürücüsünün %85 kusurlu, davalı araç sürücüsünün %15 kusurlu olması tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi ve kaza tarihindeki ülkenin ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı …’ın eşini, diğer davacıların annelerini kaybetmiş olmaları nedeniyle davacılar lehine lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayın özellikleri ile yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınarak davacılar lehine bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekir.
Davalı Davalı ….. vekili istinaf talebinin incelenmesinde; davacı …’ın asli kusurlu olduğundan hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını ve bu nedenle davacı … lehine tazminata hükmedilemeyeceğinden davalı … yönünden davanın reddi gerektiği savunulmuş ise de davacı …. asli kusurlu olmakla birlikte kazada davalı sürücünün de kusurunun bulunduğu açık olup kusuru nispetinde davacıların maddi ve manevi zararlarından sorumlu olduğundan kazada asli kusuru bulunan davacı … lehine tazminata hükmedilemeyeceği yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davacılar tarafından usulüne uygun başvuru yapılmadan dava açıldığından dava şartının yerine gelmediği ve faizin başvuru tarihine göre belirlenmesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2918 sayılı KTK’nun 99. ve ZMSS Genel Şartlarının B.2.1 maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır.Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2014/22997, K: 2017/4526)
Somut olayda, davadan önce sigortaya başvuru yapılmış olup sigorta şirketince ZMSS Genel Şartlarının B.2.1 maddesi uyarınca sunulan belgelere itiraz edilmediği veya belgelerin eksik olduğuna yönelik bir talepte bulunmadığından davacıların rizikoyu ihbar ettikleri tarihten 8 iş gün sonrasında temerrüt gerçekleşmiş olması nedeniyle mahkemece belirlenen faiz başlangıç tarihinde yasaya aykırılık olmadığı gibi davadan önce de sigortaya başvuru yapılmış olması nedeniyle dava şartının da yerine getirildiği açık olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.
Kaza tarihinde davacı …’ın yaşı 14, davacı … yaşı 19 olup adı geçen davacıların eğitim durumu, çalışmaya başlama yaşını ve çalıştıktan sonra elde edilecek geliri belirleyecek olup, maddi tazminatın doğru biçimde hesaplanabilmesi bakımından davacıların okuduğu ilgili eğitim kurumundan öğrenim bilgilerinin istenilmesi, eğitim durumu ve yaşadığı sosyal çevre dikkate alınarak, üniversite eğitimi alıp alamayacağının değerlendirilmesi gerekirken her iki davacının da üniversite eğitimi alacak şekilde hesaplama yapılan aktüer bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulması doğru olmadığından bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekir.
Kaza tarihi itibariyle nüfus kayıtlarından desteğin annesinin sağ olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen desteğin sağ olan annesine pay ayrılmaksızın hesapla yapılan aktüer raporuna göre hüküm kurulması nedeniyle bu yöndeki istinaf talebi de yerindedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereği; desteğin eşinin evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. O halde, davacı eşin kaza tarihindeki yaşı ve 18 yaşından büyük ve küçük çocukları bulunduğu gözetilerek, evlenme ihtimali oranının belirlenmesi gerekirken(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E:2016/10994 , K:2018/4624); evlenme ihtimali değerlendirilmeden hesaplanan tazminata göre karar verilmesi doğru görülmediğinden bu yöndeki davalı vekilinin istinaf talebinin de yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilince desteğin otopsi raporunda kemer izinin bulunmaması nedeniyle emniyet kemerinin takmadığını ve bu nedenle müterafik kusur indimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de kazaya karışan aracın takla attığı ve uzun süre sürüklendiği dikkate alındığında salt kemer izinin bulunmaması emniyet kemeri takmadığını göstermeyeceğinden bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığından reddine, davacılar vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. Vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulüyle tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemece verilen kararın HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ….. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının KISMEN KABULÜ ile, mahkemece verilen hükmün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf aşamasında alınması gereken 478,17‬-TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 119,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 358,63-TL harcın davalı …..’dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacılardan ve davalı …. Sigorta A.Ş.’den alınan peşin harçların yatıran taraflara iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesinde verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
7-İİK 36. maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı …. Sigorta A.Ş. tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın adı geçen davalıya İADESİNE,
8-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere …….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.