Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1103 E. 2023/2107 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1103
KARAR NO : 2023/2107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/525 Esas, 2019/561 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
Taraflar arasında görülen davaya ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 08/02/2018 tarihinde …. Ltd. Şti’ye ticari mal karşılğı… Bank ….. Şubesine ait 27/10/2018 tarih ve …. çek nolu 65.000,00 TL bedelli çeki verdiğini, maların teslim edilmediği için …. Ltd. Şti ye borcunun bulunmadığını, sözleşmeye konu malların teslim edilmemesi nedeniyle Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, tedbirin kısmen kabul edilerek 3. Kişiler yönündeki tedbir talebinin reddedildiğini, dava konusu çekin takas merkezinde yazıldığını, çekte müracaat hakkı yetkili ciroya ait olduğu …. tarafından çekin tahsil ciro edilerek davalı bankaya verildiğini, takas odası merkezinde yetkili hamil …. Ltd. Şti olarak sunulduğunu, mahkememizin değişik iş dosyası ile yalnızca …. şirketine verilen tedbir kararının diğer davalı banka tarafından öğrenilmesinden sonra yetkili hamilin kendisi oldukları iddia edilerek yeniden ibraz edildiğini, yeniden ibraza sunulurken … Bankasının teminat alacaklısı olduğunun bildirildiği ve bu hususun ……bank bilgi ekranında mecut olduğunu, yetkili hamilin davalı banka olmadığını, davalı bankanın çeki rehin cirasu ile aldığı kendi kayıtlarında sabit olduğunu, yetkili hamil olmamasına rağmen çekin yazılmasına neden olan ve sonraki tarihlerde çekin iadesi hususunda talepte bulunulmasına rağmen çekin iade edilmediğini, bu nedenlerle müvekkilinin dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davaya konu çekin iptaline karar velirmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. ,,,,,,,,,Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olarak çeki elinde bulundurduğunu, çekin takas odasına verilirken T.C … Bankası A.Ş emrine ödeyiniz ibaresi yazılarak teslim edildiğini, çekin arkasındaki emrine ödeyiniz ibaresi ile çekin davalılaran …. şirketi temlik cirosu ile davalı bankaya ciro edildiğini, bu nedenlerle yetkili hamilin … Bankası olduğunu, bu nedenlerle davanın müvekkil yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalının davaya cevap vermediği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı şirketin çek karşılığı olarak malların teslim edilmediği ve bankanın iyi niyetli hamil olmadığını zira çek ile rehin cirosu yapılamayacağını belirterek müvekkilinin bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, TTK’nun 689.maddesine göre rehin cirosu “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” veya bunlara uygun bir ibarenin senede yazılması ve altının meşru hamil tarafından imzalanıp senedin rehnalana teslimi ile oluştuğu, çekte yukarıda açıklanan ibarelerden birinin yer almaması halinde senedin rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, ayrıca davacının iddiasının aksine davacının tahsil cirosunun da bulunmadığı, dava konusu çekin lehtarı tarafından yapılan cironun beyaz ciro yani temlik cirosu olduğundan ve rehinle ilgili bir ibare yer almadığından çekin rehin cirosu ile devredilmediğini gösterdiği, yukarıda belirtilen emsal içtihatların da bu yönde olduğu, davalı bankanın çek lehdarına kullandırmış olduğu kredi nedeniyle bedeli ödendiğinde tahsil edilmek üzere çeki teslim almasının çekteki ciroyu rehin cirosu haline getirmeyeceği ve bu nedenle çekten doğan tüm haklarını kullanabileceği, çek temlik cirosu ile devredildiğinden davacının davalı şirkete karşı olan şahsi defilerini davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği, aksinin kabulünün kambiyo senetlerinin ruhuna aykırı olacağı anlaşılmakla davacının bankaya yönelik menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı gibi dava konusu çekin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının dava konusu çekin davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki (mal alış verişine)’ye dayalı olarak verildiği ve davalının çek bedeli karşılığından taahhüdünü yerine getirmediğine yönelik hiçbir belge sunulmaması nedeniyle de davalı şirkete borçlu olmadığını da kanıtlayamadığı anlaşılmakla her iki davalı yönünden de davanın reddine karar verilmiş, Mahkememizce verilen tedbir kararına istinaden teminat yatırılarak tedbir kararı uygulanmadığından davacı hakkında tazminata hükmedilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süresi içerisinde ticari defterlerin sunulmasına rağmen davalı şirket yetkililerinin ticari defterlerini sunmadıklarını, ileri tarihli olarak kararlaştırılan bir sözleşme ile çek teslimi yapılması nedeniyle malların müvekkile teslim edildiği hususunun davalı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini, şarta bağlı bir devir işleminin bulunması nedeniyle davalı bankanın dava konusu çekte yetkili hamil olmadığını, dosya içerisinde mevcut tüm deliller ile davada haklı olunduğunun ispatlanmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete usul ve yasaya aykırı olduğu nedenleri ile kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, avans çeki nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı özetle, davalı ……Ltd.Şti.’den satın almış olduğu kozmetik ürünleri nedeniyle …bank … Şubesine ait …. no’lu 65.000,00 TL bedelli çeki verdiğini, ancak çekin karşılığı satın almış olduğu malların kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle çek’ten dolayı borcu bulunmadığını, davalı ……Ltd.Şti’nin çeki diğer davalı … Bankasına rehin cirosu ile devrettiğini, … Bankasının teminat alacaklısı olduğunu, bu nedenle yetkili hamilin banka olmadığını, davalı bankanın rehin cirosu ile çeki alması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, çeki iyiniyet ile elinde bulundurduğunu, aksini ispat külfetinin davacıda olduğunu, çekin temlik cirosu ile devraldıklarını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Poliçeye ait olup çek hakkında da uygulanması mümkün bulunan 6102 sayılı Kanun’un 818 inci maddesinde, rehin cirosu ile ilgili aynı Kanun’un 689 uncu maddesine yapılmış bir atıf bulunmadığından çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik olarak teminat amacıyla çekin ciro ile elde edilmesi halinde çeki devir alan kişi çeke dayalı hakları kullanamaz. Nitekim Dairemizin yerleşik uygulaması da bu şekildedir. (Yargıtay 11.H.D. 11.04.2018 tarihli, 2016/15070 E., 2018/2588 K. sayılı ve 26.09.2017 tarihli, 2016/7396 E., 2017/4744 K. sayılı ilamları)(Bkz. Yargıtay 11. H.D. 2022/1804 Esas-2023/5522 Karar)
Somut olaya gelince; davalı banka vekili, davacının bedelsiz kaldığını ileri sürdüğü dava konusu …. no’lu 65.000,00 TL bedelli çeki temlik cirosu ile devraldığını savunmuş ise de davalı bankanın dosya içerisindeki 21.02.2019 tarihli ve……sayılı yazısında; davalı …. isimli şirkete 750.000,00 TL kredi tahsis edildiği ve teminat durumuna göre kredi kullandırıldığı, çekin temlik cirosu ile devrolunduğunu bildirdiği ve ilgili çeklerin görüntülerini yazı ekine eklediği anlaşılmıştır. Yine bankanın 16.05.2019 tarihli ve …..sayılı yazısında davalı …. isimli şirkete 750.000,00 TL kredi kullandırıldığı ve kredinin teminatı olarak ekte belgeleri bulunan gayrimenkul ipoteği ile ilgide kayıtlı yazı ekinde daha önce görüntüleri gönderilen müşteri çeklerinin alındığını bildirmiştir. Davalı bankanın bu yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde, davalı bankanın dava konusu …. no’lu 65.000,00 TL bedelli çeki davalı …….isimli şirketin kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak devraldığını ikrar ettiği anlaşılmıştır. Davalı banka teminat amacıyla çeki ciro ile elde ettiği anlaşıldığından çeki devir alan banka çeke dayalı hakları kullanamaz. Bu itibarla mahkemece, “… davalı bankanın çek lehdarına kullandırmış olduğu kredi nedeniyle bedeli ödendiğinde tahsil edilmek üzere çeki teslim almasının çekteki ciroyu rehin cirosu haline getirmeyeceği ve bu nedenle çekten doğan tüm haklarını kullanabileceği, çek temlik cirosu ile devredildiğinden davacının davalı şirkete karşı olan şahsi defilerini davalı bankaya karşı ileri süremeyeceği..” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacının dava konusu …..bank ……. Şubesine ait …. no’lu 65.000,00 TL bedelli çeki avans çeki olarak verdiği ancak karşılığında malların teslim edilmediğini ileri sürdüğü gözetilerek ve davacı ile ……. isimli şirket arasındaki 08.02.2018 tarihli sözleşmeden dava konusu çekin avans çeki olarak verildiği anlaşıldığından, sözleşmeye konu malların davacıya teslim edilip edilmediği hususunun aydınlatılması gerekmektedir.
Bu kapsamda mahkemece davalı …. isimli şirkete ticari defterlerini sunması için ihtarat yapılmış ise de bu yapılan ihtarat mazbatasında, davalı …. isimli şirkete verilen süre içerisinde mahkemeye defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı ihtaratı bulunmadığı anlaşılmıştır. (HMK m.222/5) Öyleyse mahkemece davalı ….. isimli şirkete yeniden usulüne uygun şekilde ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi için “ticari defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı” ihtaratlı tebligat çıkartılarak, ticari defterlerini sunması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve vergi dairesinden B/S formları celbedilerek sözleşmeye konu malların teslim edilip edilmediği hususu aydınlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca, kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, mahkemece verilen hükmün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harçların yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesinde verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
5-İİK 36. maddesi gereğince istinaf aşamasında tehiri icra talebi doğrultusunda yatırılan teminat olması halinde yatıran tarafa İADESİNE,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere …… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.