Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/862 E. 2022/2254 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/862
KARAR NO : 2022/2254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/63 Esas, 2019/273 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücü davalı …… adına kayıtlı ………. plaka sayılı aracın 15/10/2014 müvekkili …’a çarparak yaraladığını, müvekkilinin tedavi sürecinde ve sonrasında davalının hiçbir şekilde müvekkili ve ailesini ziyaret etmediğini ve maddi ve manevi şekilde hiçbir zararlarını karşılamadığını, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin sağlığında ve algılama yeteneğinde bozulmalar olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle çektiği acı ve elem nedeniyle fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 1000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ……..Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarında dava öncesi başvuru yapılmadığını, dava şartının yerine getirilemediğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe kapsamında olduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………’nın davaya cevap vermediği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm doya kapsamından davacı tarafca, 15.10.2014 tarihinde yaya halde yolun karşı tarafına geçmek isterken davalı … idaresindeki …… plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda yaralanması nedeniyle,aracın … Sigorta Şirketine karşı,madi ve manevi tazminat davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, meydana gelen kaza nedeniyle tutulan kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/381 Esas sayılı dosyası, davacının tedavi olduğuna ilişkin tedavi evrakları, dosyamız arasına celp olunmuş, kusur durumunun tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan rapor aldırılmış, davacının maluliyetinin tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor aldırılmış, aktüerya bilirkişiden aktüerya hesabına ilişkin rapor aldırılmıştır, yine manevi tazminat davası yönünden tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları kolluk marifetiyle yaptırılmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 07/09/2017 tarihli kusur raporunda özetle; Sürücü …’nın %25(yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu, yaya …’ın %75(yüzdeyetmişbeş)oranında kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından aldırılan 06/06/2018 tarihli maluliyet raporunda; ……. kızı …… doğumlu …’ın 15/10/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyete neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi tarafından mahkememize sunulan 07/01/2019 havale tarihli raporda; yaralanan davacı …’ın geçici iş göremezlik zararının 675,04.-TL olarak hesaplandığını, davacının ATK raporu ile de sabit olduğu üzere sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığını, hesaplamalarda ATK raporu ile mütalaa olunan % 75 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 49/1. maddesinde ” kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmüne yer verilmiştir.Öte yandan zorunlu mali sorumluluk sigortası, motorlu araçların işletme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü kişileri korumak amacıyla getirilmiştir. KTK’nun 91.madde hükmüyle, zorunlu mali mesuliyet sigortasında sigortacının sorumluluğu aynı Kanunun 85/1 maddesindeki işletenin sorumluluğu esasına dayandırılmıştır. Dolayısıyla, kural olarak işletenin tabi bulunduğu sorumluluk ilkeleri, sigortacı bakımından da geçerli olacaktır.
KTK’nun 86.maddesinde öngörülen, işletenin sorumluluktan kurtulması ve tazminat miktarının indirilmesi suretiyle sorumluluğunun azaltılması hallerinde, sigortacının da bundan yararlanması halefiyet ilkesinin bir gereğidir.
Toplanan tüm deliller ,usul ve yasaya uygun hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları karşısında davacının kazanın meydana gelmesinde %75 kusurlu olduğu,kalıcı maluliyetinin olmadığı,geçici maluliyetinin 3 ay süreceği,kendi kusur oranı düşüldükten sonra geçici iş göremezlik zararının 675,04.-TL olduğu anlaşılmakla davacınoın maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 675,04.-TL geçici iş göremezlik tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibraren, diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
Davacının Sigorta Şirketine karşı açtığı manevi tazminat davasında … Sigorta poliçesinin manevi tazminat klozu içermediği dolayısıyla teminat altına alınmayan rikden sigorta şirketinin sorumlu bulunmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin bu davalı yönünden reddine karar verilmiş,diğer davalı yönünden ise taraflaraın kusur durumu,kazadan dolayı yaşanılan elem,davacının geçici iş göremezlik hali ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hak ve nesafet ilkeleri de gözetilerek davacının …’ya karşı açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin tedavi sürecinde ve sonrasında davalının hiçbir şeklide müvekkil ve ailesini ziyaret etmediğini, madden ve manen hiçbir zararını karşılamadığını, kaza neticesinde müvekkilin hayati tehlike geçirmesine rağmen manevi tazminat talebinin kısmen kabul edildiği ve çok 1.000,00-TL takdir edildiğini, Asliye Ticaret Mahkemesinin benzer bir davada 10.000,00-TL manevi tazminata hükmettiğini, bu veçhile kararın tamamen eksik inceleme ve yetersiz gerekçeler ve somut bilgi ve belgelerin aksine verildiği nedenleri ile istinaf talebinin kabulü, kararın kaldırılması, davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davacı vekilinin maddi tazminat bakımından istinaf başvurusunun incelenmesinde; 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasa ile değişik HMK 341/2. maddesinde öngörülen istinaf sınırı, yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi olan 2020 yılı için 5.390,00-TL’dir. Davacı vekili davasını 1.000,00-TL alacak dolayısıyla açmış olup mahkemece 675,04-TL alacak yönünden davanın kısmen kabulü yönünden hüküm kurmuştur.
İstinaf konu edilen reddedilen miktar 324,96-TL olması nedeniyle karar tarihi itibari ile miktar olarak kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında HMK 346/1. madde uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin manevi tazminat bakımından istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, davacının kaza sonrasında hayati tehlikesinin olmadığı ve sadece müşahade altına alındığı, yaralanmanın derecesi, maluliyet bulunmaması ve davacının % 75 oranında kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gözetilerek mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olmadığı anlaşıldığından mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince davacı vekilinin maddi tazminat bakımından istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-İlk derece mahkemesinin manevi tazminat bakımından hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
7-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere tarihinde oy birliği ile karar verildi.