Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/792 E. 2022/1956 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/792
KARAR NO : 2022/1956
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/312 Esas, 2020/96 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ……. Müh…..Ltd. Şti’nin Erzurum ……… Noterliğinde yapmış oldukları sözleşme ile adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, sözleşme gereğince tek başına senet düzenleme yahut cirolama yetkisi verilmemesine rağmen müvekkili dışındaki diğer ortak şirket lehtarı iş ortaklığı olan ……. Bankası …….. Şubesine ait 25.000-TL bedelli bir çek düzenlediğini, ardından bu çeki iş ortağının diğer tarafı müvekkilinin onayı yahut imzası olmadan davalı şirkete ciroladığını, bu işlemden herhangi bir şekilde haberi olmayan müvekkilinin söz konusu çekin varlığından ancak icra takibi başlatıldıktan sonra haberinin olduğunu, başlatılan icra takibinin tek muhatabı yetkisiz işlem yapan müvekkil dışındaki diğer ortak olması gerekirken davalı tarafından kötü niyetli olarak hareket edilerek müvekkiline de yöneltildiğini, ayrıca yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de bir sonucun çıkmadığını, bu nedenlerle Erzurum ……. İcra Müdürlüğü’nün 2019/……. Esas sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin Erzurum ……… İcra Müdürlüğü’nün 2019/…… Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, davalının takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yapmış olduğu itirazın esasen borca itiraz niteliğinde olduğunu, İİK uyarınca süresinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacının ortağının bütün ticari kayıt, borç ve alacaklarını bilmesine, borcuna karşılık bu çeki vermesine rağmen sonrasında çekteki imza eksikliğinden bahisle çekin geçersiz olduğunu ileri sürdüğünü, bu davranışının ceza hukuku açısından da suç oluşturduğunu, tarafların yıllardır aynı ticari ilişki sürmesine rağmen maddi zorluğa düştüklerinde haksız olarak çekin geçersiz olduğunu ileri süren davacı ve ortağının kötü niyetli olduklarını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … Müh…Ltd. Şti’nin Erzurum …… Noterliğinde yapmış oldukları sözleşme ile adi ortaklık ilişkisi kurdukları, sözleşme gereğince tek başına senet düzenleme yahut cirolama yetkisi verilmemesine rağmen ………. Müh…Ltd. Şti’nin, …… Bankası ………Şubesine ait 25.000-TL bedelli bir çek düzenlediğini ardından bu çeki iş ortağının diğer tarafı olan davacının onayı yahut imzası olmadan davalı şirkete ciroladığını, bu işlemden herhangi bir şekilde haberi olmayan davacının söz konusu çekin varlığından ancak icra takibi başlatıldıktan sonra haberinin olduğundan bahisle mahkememizde menfi tespit davası açıldığı, dava dilekçe ekinde yer alan 18 Ekim 2016 tarihli davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesi incelendiğinde; 4.maddede “Ortaklığın gelecek tüm vecibelerini yerine getirmesinde, ortaklar müşterek ve müteselsilen mesul olacaklardır” ibaresinin yer aldığı, 5.maddesi incelendiğinde “Pilot ortak yani ……… MÜHENDİSLİK … LTD. ŞTİ.- özel ortak yani ………… ortaklığının nam ve hesabına müşterek olarak hareket etmeye tam olarak yetkilidirler.” ibarelerinin yer aldığı, sözleşme kapsamında dava dışı ………… MÜHENDİSLİK…LTD. ŞTİ.’nin davaya konu çeki davalıya verme yetkisinin bulunduğu, dava dışı şirket ile davacı arasındaki iç ilişkinin davalının inisiyatifinde olmayan bir mevzu olması nedeniyle davalının tarafına ciro edilen kambiyo senedi vasfındaki çek üzerinde tasarrufta bulunabileceği” gerekçesi ile “davacının davasının reddine”şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; herhangi bir ortağa tek başına senet düzenleme yahut cirolama yetkisi verilmemesine rağmen müvekkili dışındaki diğer ortağın, şirket lehtarı iş ortaklığı olan …. Bankası ……. Şubesine ait 25.000,00-TL bedelli farklı tarihlere ait 2 adet çek düzenlediğini, ardından bu çeki iş ortaklığının diğer tarafı müvekkilinin onayı yahut imzası olmadan davalı şirkete ciroladığını, bu işlemden herhangi bir şekilde haberi olmayan müvekkilinin söz konusu çekin varlığından ancak icra takibi başlatıldıktan sonra haberdar olduğunu, tek başına ortaklık adına senet düzenleme yahut ortaklık namına yazılmış senetleri cirolama yetkisi olmayan ortağın yapmış olduğu bu işlem açıkça batıl olduğunu, ortaklık adına senedi cirolayan ortağın işleminin ortaklık sözleşmesine aykırılık taşıdığı ve geçerli olmadığını ortaya koyduğunu, her ne kadar diğer ortak için sözleşmede pilot ortak sıfatı kullanılsa da bu ortağa ortaklığın idaresine yahut temsiline yönelik her hangi bir özel yetki verilmediğini aksine 5. madde ile ortakların müştereken karar alması gerektiği net bir şekilde düzenlendiğini, ortaklığın diğer tarafı olan şirketin ortaklık adına tek başına senet düzenlenmesi/cirolamasının sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmeye aykırı yapılan işlemlerden yetkisiz olarak hareket eder ortağın tek başına sorumlu olması gerektiğin belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında;6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Erzurum ……. İcra Müdürlüğü’nün 2019/……. Esas sayılı dosyasında aleyhine yapılan kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra yolu ile takipte borçlu olmadığından bahisle, davacı ………. tarafından açılan davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın reddi yönünde karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Erzurum …….İcra Müdürlüğü’nün 2019/…… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; …… Bankası …… Şubesine ait …….seri numaralı keşidecisi ……….. Mühendislik Elektrik San. Ltd. Şti. olan, Erzurum 30/09/2018 keşide tarihli, 25.000,00-TL bedelli, lehtarı ……. Mühendislik Ltd. Şti … iş ortaklığı olan çekin, cirosu suretiyle dolaşıma çıktığı ve 03/10/2018 tarihli karşılıksız olduğuna ilişkin şerhin bulunduğu, ciranta ……. Ltd. Şti tarafından çekin … Mühendislik Ltd Şti ve … borçlu gösterilmek suretiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … tarafından 03/09/2019 havale tarihli dava dilekçesi ile … Mühendislik Ltd. Şti. ve davacı arasında Erzurum …….Noterliğinde yapmış oldukları adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, bu ortaklık sözleşmesine göre kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin ortaklardan birine verilmediği, bu sebeple takibe konu yapılan çekten dolayı kendisinin borcunun bulunmadığı gerekçesi ile menfi tespit davası açmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddi yönünde karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun’da düzenlenen adi ortaklık ilişkisi tüzel kişiliği bulunmayan dolayısı ile her hangi bir yere tescil edilmeyen, ortaklar arasında aksine bir düzenleme yok ise iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu, tüm ortakların birlikte hareket etmesi gereken bir hukuki kurumdur. Taraflar arasında Erzurum ……. Noterliğinde yapılan ortaklık sözleşmesine göre, kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi müstakilen ortaklardan birine verilmemiştir. İcra takibine konu çekte lehtar olarak iş ortaklığı gösterilmiş, icra takibinde alacaklı olarak ortaklar dışındaki çekin cirantası yetkili hamil ve alacaklı olarak yer almıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; adi ortaklık ilişkisinde taraflar arasındaki ortaklık hükümlerinin 3. kişi konumunda bulunan takip alacaklısının bilme imkanı yoktur. Yine takibe dayanak yapılan çek bir kambiyo senedi olup, kamu güvenine sahiptir. Bu sebeple de ciro ve teslim yolu ile devredilebilmektedir. Kamu güvenine sahip olan bir çekin dolaşıma çıkması ve bundan dolayı adi ortaklık ilişkisindeki ortaklardan birinin adi ortaklık sözleşmesine dayanarak diğer ortağın yetkisinin olmadığından bahisle, borçlu bulunmadığını ileri sürmesi mümkün olmadığı gibi TMK 2. madde de düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırıdır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 945,00-TL harcın mahsubu ile fazlaca alınan 864,30-TL harcın davacıya iadesine,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ……… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.