Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/719 E. 2022/1820 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/719
KARAR NO : 2022/1820
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/258 Esas, 2019/546 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın mülkiyeti resmi olarak müvekkiline ait olduğunu, şihafi sözleşme gereği aracın %50 hissesi müvekkiline %50 hissesinin ise davalı şirkete ait olduğu hususun da anlaştıklarını, 26/06/2016 tarihinde taraflarca imzalanan yazılı sözleşme gereğince davalı tarafın %50 hissesini müvekkiline devrettiğini, devir işlemi yapılmadan önce mezkur araç 19/10/2015 tarihinde resmi kira sözleşmesi ile davalı firmaya kiralandığını, davalı tarafça aracın kullanıldığını, adi ortaklığın devam ettiği süre içerisinde toplamda elde edilen gelirin 62.800,00 TL olduğunu, seyahat giderlerinin davacı tarafından karşılandığını elde edilen %50 oranına tekabül eden 31.400,00 TL’nin müvekkiline ait olduğunu, ancak bu hakkın ödenmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından Erzurum …. Noterliği …. yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini ve ödeme için on günlük süre verildiğini, söz konusu süre dolmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, iddia ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalı tarafından müvekkile ödenmeyen 31.400,00 TL alacağın temmerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının tümü dayanaksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu araç üzerinde eşit paylar oranında ortaklığının bulunduğu hususunun doğru olduğunu, paylarını davacı tarafa devrettiğini, aracı kiraladığını ve taşıma faaliyetlerinin devam ettiği müddetçe sözleşmede böyle bir koşul bulunmamasına rağmen günü gününe ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin davacı tarafından kayıt altına alındığını, davacının meydana gelen zararında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığının haksız ve mesnetsiz olarak açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … plakalı aracın davalı firmaya kiralandığı, kira ilişkisi nedeniyle sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça yapılması gereken ödemelerin yapılmadığından bahisle mahkememizde dava açıldığı, aldırılan bilirkişi raporuna karşı davalı tarafça; incelenen defterde koparılan sayfaların olduğundan bahisle dikkate alınmaması gerektiği belirtilmiş ise de, bilirkişi raporu kapsamında tarih itibariyle kopartılan sayfaların dikkate alınmadığı, aldırılan bilirkişi raporuna karşı davacı tarafça sunulan itiraz dilekçesinde bilirkişi raporunun altıncı bendi ile ilgili olarak “Söz konusu ticari işler için kazancın %40 kar üzerinden hesap edilerek raporun tanzim edildiği görülmektedir, masraflar zaten düşülmüştür, artık kar hesaplaması bu oran üzerinden yapılmalıdır” denilmekte ise de, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü ile ……. arasında yapılan 15/06/2019 tarihli sözleşmenin 7.maddesi dikkate alındığında ilave giderlerin sözleşme tutarının içerisinde yer aldığının anlaşıldığı, mahkememizce Mali Müşavir ve Hesap Uzmanı Bilirkişiden alınan rapor neticesinde davalı tarafın davacıya 15.862,12.-TL borçlu olduğu tespitinde bulunulmuş ve temerrüt tarihi olan 03/09/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece bahsi geçen eksikliklerin tamamlanması için tarafa muhtıra gönderilmediğini, tarafa muhtıra göndermeksizin başvurunun reddedildiğini, davacı taraf günlük yevmiyeyi 1.000,00-TL gibi afaki bir rakam olarak belirlediğini, ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde yaptığı giderlerin tamamını gününde ödediğini iddia ettiğini, fakat bununla ilgili tarafa yahut dava dilekçesinde hiçbir fatura yahut kayıt sunmadığını, tarafa tebliğ edilen bilirkişi raporunda öncelikle davacının iddialarının aksine … plakalı aracın davacının iddia ettiği bazı seferlerde kullanılmadığı ve bazı kalemlerin hiç bulunmadığının tespit edildiğini, davacı yaptığı masraflara ilişkin dosyaya faturalarını ibraz etmediği nedenleri ile kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, adi ortaklık nedeniyle elde edilen kazançtan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili istinaf etmiştir. Mahkemece 28.02.2020 tarihli karar ile, davalı vekili tarafından istinaf dilekçesi ile birlikte istinaf harç ve masraflarının yatırılmaması nedeniyle eksikliklerin tamamlanması için davalı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, eksik harç ve masrafların kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurusunun yapılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/19-286. E 2010/330 karar sayılı kararında bir muhtıranın geçerli olması için gereken özellikler belirtilmiştir. Buna göre;
Temyiz (istinaf) harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432. maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Hakim veya mahkeme başkanı tarafından “temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için yedi günlük kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde temyizden (istinaftan) vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle muhtırada hakim veya mahkeme başkanının sicili ve imzası bulunmalıdır. Muhtıra hakim veya mahkeme başkanı tarafından imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da hakim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur.
Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz (istinaf) edene süre vermesi veya tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve hakim imzası taşımayan muhtıra usule aykırıdır. Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre ya da tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve hakim imzası taşımayan muhtıra üzerine temyiz (istinaf) harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz (istinaf) talebinden vazgeçmiş sayılamaz.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı 1 sayılı Tarife III/e bendine göre harca tabi davalarda istinaf başvurularından istinaf başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) istinaf peşin harcı olarak alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; davalı …… … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf karar harcı eksik yatırıldığı gerekçesiyle 271,00 TL istinaf nispi harcı, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 150,00 TL gider avansının yatırılmasına ilişkin tebligat hakim imzası olmadan mahkeme kalemince çıkartılan tebligata şerh olarak yazılmıştır, bu itibarla istinaf harç ve giderlerinin tamamlanmasına ilişkin muhtıra usulsüz olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin ek karar yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin (yatırılan 650,70 TL) anlaşılmakla; istinaf harcı yatırılmadığı sürece istinaf incelemesi yapılamayacağından HMK’nın 344. maddesi gereğince bu konudaki usuli işlemlerin tamamlanması 28.02.2020 tarihli ve 2019/258 Esas, 2019/546 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmesine karar verilmiştir.
2- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmesinde;
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, taşımacılık işi yapılan kurumlara yazılan müzekkere cevaplarına göre, taşımacılık hizmeti karşılığında kurumların davalıya ödediği hizmet bedelleri üzerinden yapılan hesap bilirkişi raporunda belirlenen bedel üzerinden ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükümde, davalının aşamalardaki beyanlarında adi ortaklığı kabul ettiği, adi ortaklık üzerinden elde edilen kazançtan davacının payına düşen kısmı ödemeyi ispat külfeti davalı ait olduğu ve davalının davacıya ait kazanç payını ödediğini ispat edemediği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin ilk derece mahkemesince verilen istinaf başvurusundan vazgeçilmiş sayılmasına ilişkin 28.02.2020 tarihli ek karara ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesinin 28.02.2020 ve 2019/258 Esas, 2019/546 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.083,54‬-TL istinaf karar harcından başlangıçta yatırılan 271,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 812,54-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafın bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.