Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/713 E. 2022/1869 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/713
KARAR NO : 2022/1869
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/520 Esas, 2020/25 Karar
DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
Taraflar arasında görülen banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında franchise sözleşmesi yapıldığını, davacının bu sözleşmeye istinaden kira depozito bedeli olarak 20.000 USD teminat senedi ile 8.550 USD teminat mektubunu verdiğini, tarafların franchise sözleşmesini karşılıklı olarak feshettiğini, davacının, sözleşmeden doğan cari hesap borcunun 93.000,00.-TL olduğunu, borcun 40.000 TL’sinin banka kanalı ile ödendiğini, bakiye kalan 53.000 TL için çek keşide ettiğini, borcun bu şekilde sonlandığını, davalının 20.000 USD’lik teminat senedini iade ettiğini ancak 8.550-USD’lik teminat mektubunu iade etmediğini, teminat mektubunun karşılıksız kaldığını iddia ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, franchise sözleşmesinin sonlandırıldığı tarih itibariyle 93.000,00.-TL borcunun bulunduğunu, 40.000-TL ödeme yaptığını ve bakiye 53.000,00.-TL borç için 4 adet çek keşide ederek davalı şirkete verdiğini, dava tarihi itibarıyla toplam 43.000 TL’lik 3 adet çekin vadesinin gelmediğini ve davalı tarafından tahsil edilmediğini, teminat mektubunun bakiye 43.000 TL borç nedeniyle nakde çevrildiğini ve bir adet 15.000 TL lik çekin davacıya iade edildiğini, davalı tarafından teminat mektubunun iade edileceğine yönelik bir taahhütte bulunulmadığını, davanın konusuz kaldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalıyla arasındaki ticari ilişki nedeniyle borcuna kafi gelen miktarı karşılamak üzere üç adet çek verdiği, ayrıca borca karşılık gelecek çekler verilmeden önce teminat mektubu düzenlendiği, davacı tarafından verilen çeklerin borcu karşılamaya kafi geldiğini, davalı tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle istirdat ve manevi tazminat talebiyle birlikte mahkememizde dava açıldığı, anlaşmazlığın iki taraf arasında borç ilişkisinin davalı tarafından verilen çekler nedeniyle yenilenip yenilenmediği üzerinde toplandığı, Borçlar Kanunu 133. maddesinde; “Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.” denilmektedir. Borçlar Kanunu ışığında bakıldığında davacı tarafından borca karşılık gelecek çeklerin verilmesi ile taraflar arasında borç ilişkisinin yenilenmediği, borç ilişkisini açıkça yenileme iradesine yönelik taraflar arasında bir sözleşme düzenlenmediğinden verilen çeklerin borca güvence olarak verildiğinin kabulünün gerektiği, davalının borca karşılık öncelikle teminat mektubuna başvurmasında hukuki bir engel bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin dosyadaki belgeleri yapılan sözleşmeleri anlaşma belgelerini irdelemediği ve teminat mektubunun neden verildiğini ve teminat mektubunun karşılıksız kaldığı konusunda hiçbir yargılama ve muhakeme yapmadığının anlaşıldığını, davalı taraf alacağına karşılık çek aldığını, başka bir kişiyle franchise sözleşmesi imzaladığını ve teminat mektubu aldığını, bu haliyle çeklerin verilmesiyle mevcut borç ilişkisinin sona erdirildiğini ve bu husus yazılı sözleşmeyle ve fesih sözleşmesiyle açıkça belirlendiğini, davalı taraf haklarını kötüye kullandığını ve teminat mektubunun iade edeceğini yazışmalarda belirtmesine rağmen kötü niyetli olarak teminat mektubunun iade etmediği ve haksız yere bozdurduğunu, kira alacakları için alınan teminat mektubu ciro alacağı için verilen çeklere rağmen bozdurulduğu nedenleri ile kararın kaldırılması veya bozulmasına karar verilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili özetle, taraflar arasındaki franchise sözleşmesi gereğince davalı şirkete kira depozitosu olarak verilen 8.550 USD teminat mektubunun taraflar arasındaki sözleşme feshedildiğinden iade edilmemesi nedeniyle karşılıksız kalan teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi ile yargılama aşamasında teminat mektubunun paraya çevrilmiş olması nedeniyle davalı tarafından tahsil edilen 8.550,00 doların ve davacı şirketin ticari itibar kaybı nedeniyle 20.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili istenmiştir.
Davalı vekili özetle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanını reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
Dosya içerisindeki tarafların beyanları, bilirkişi raporları ile bilgi ve belgeler incelendiğinde; taraflar arasındaki 16.10.2017 tarihli alt kira sözleşmesi ve dava konusu ………’a ait …………numaralı 8.550,00 ABD doları bedelli teminat mektubunun …… …… Kat:….. No: …….’de bulunan işyeri kirasına depozito olarak davacı tarafından davalıya verildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla artık teminat mektubunun veriliş amacına aykırı şekilde taraflar arasındaki cari hesap alacağına istinaden paraya çevrilmesi mümkün değildir. Ancak taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi alacağına istinaden davalının teminat mektubunu paraya çevirdiği, geri kalan çekleri ve 53.000,00 TL’yi de davalıya iade ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının teminat mektubunun haksız şekilde paraya çevrilmesi ile oluşan zararın davacıya ödenmesi gerekir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre davacının bu zararı 4.607,81 TL olarak hesaplanmıştır. Bu itibarla davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekirken, mahkemece davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile 4.507,81 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki A.A.Ü.T gereğince davalı lehine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemek üzere (A.A.Ü.T m.13/3) karşı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/01/2020 tarihli, 2018/520 Esas ve 2020/25 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 4.607,81 TL’nin ıslah (19.02.2019) tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 314,75-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 800,24-TL’den mahsubu ile bakiye 485,49-TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 70,00 TL tebligat, 440,00 TL bilirkişi, 27,50 TL posta, 314,75 TL karar harcı, 35,90 TL başvuru harcı olma üzere toplam 888,15 TL yargılama giderlerinin, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak 53,29 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde geçerli AAÜT gereğince 4.607,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T m.13/3 gereğince 4.607,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 148,60-TL başvuru harcı ve 59,50-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 208,10 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
V-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VI-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere …………. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.