Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/532 E. 2022/1355 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/532
KARAR NO : 2022/1355
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/557 Esas, 2019/605 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … …tarafından müvekkili … aleyhine 01/01/2017 ödeme tarihli 40.000TL bedelle bir adet bonaya dayalı olarak Erzurum ………. İcra Müdürlüğünün 2018/…….. Esas sayılı İcra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, davalıyla aralarındaki boşanma davasından dolayı davalının eşi olan müvekkil …’ye ve ailesine karşı kin beslediği için bu bonoyu takibe koyduğunu, söz konusu bona dolayısıyla herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile asıl alacak olarak gösterilen 44.310,14 TL’nin %20 si üzerinden kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin Erzurum ……. İcra Müdürlüğünün 2018/…….. Esas sayılı icra takibi ile ilamsız takip başlattığını, takibin kambiyo takibi olduğunu, bononun verilme nedeninin müvekkilinin davacının oğlu ……… …ile nişanlı olduğu dönemde müvekkilinin 2 ablasından alınan 200 gr altın ile müvekkiline ait olan 73 gr altının bozdurularak ……….. A.Ş.’ye ev alımı için verilen peşinata kullanılması ve bu altınların karşılığında da …’nin babası olan davacıdan altınların karşılığı olduğunu, altınların iade edilmediği gibi senedin de ödenmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir..
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın kambiyo senetlerine mahsus yolla başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, senedin verilme nedeni konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğundan yerleşik Yargıtay kararları uyarınca ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olduğu, davacı tarafından sunulan bila tarihli satış sözleşmesinde aracın davalıya teslim tarihinin ve davalının satış bedelinin peşınatı olarak 40.000 TL ödeme yaptığı tarihin 26/12/2016 tarihi olduğundan sözleşme tarihinin aynı tarih olmasının kuvvetle muhtemel olduğu, dava konusu senedin de keşide tarihinin ödeme tarihi ile aracın teslim tarihi ile aynı tarih olan 26/12/2016 tarihi olduğu, senet bedelinin de davalının araç için ödeme yaptığı bedel olan 40.000 TL tutarında olduğundan senedin verilme nedeninin davalının araç için yaptığı ödemenin teminatı niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, aracın daha sonra … isimli şahsa satılması ile adı geçen şahıs tarafından aracın satış bedeli tutarındaki 50.000 TL’nin davalının annesi olan …’na ödendiği, davalı tarafından kendi hesabında bloke olmadığı ve kendisi dışında başka bir şahsa yapılan ödemenin geçerli olmadığı savunulmuş ise de davalının kendi hesabında haciz, bloke vs. gibi bir durumun olması nedeniyle ödemenin annesi hesabına yapılmasını talep etmiş olmasının mümkün olduğu, keza davalının aracı satın alan …’ın annesi adına neden ödeme yaptığı konusunda da bir açıklama getiremediği, davalı senedin verilme nedeninin davacının oğluna borç altın verilmesi olduğu iddia etmiş ise de altınların davacıya değil, davacının oğluna verildiği ve iş-güç sahibi olan ve evlenme arefesindeki davacının oğluna altın borç verilmesi halinde senedin davacı tarafından değil davacının oğlu tarafından verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olacağı, davacının oğlu …’nin taraflar arasındaki satış sözleşmesinde tanık olarak imzası bulunurken altınlar için verildiği iddia edilen senedin kendisi tarafından verilmemesinin , en azından kefil olarak senedi imza etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tanığı …’in altınları davacının oğluna düğünden 1 ay önce verdiğini beyan ettiği oysaki evlilik tarihi 29/12/2016 tarihi olup senedin tanzim tarihinin ise 26/12/2016 olduğundan bu tarihten 1 ay önce altın borç verilmesi durumunda senedin tanzim tarihinin de 1 ay önce olması gerektiğinden dava konusu senedin verilme nedeninin borç altın verilmesi nedeninden kaynaklanmadığı, davalı tarafça Erzurum 1. Aile Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davasında davacı tarafından sunulan dekontların düğün masrafları için kullanılacağını beyan edildiğinden davacının iddiaları arasında çelişki bulunduğu iddia edilmiş ise de boşanma davasında davacının taraf olmadığı ve oğlunun beyanının davacıyı hukuken bağlamayacağı anlaşıldığından davacının dava konusu senetten borçlu olmadığı kanaatine varılmış, davalının senedin bedelsiz olduğunu kesin olarak bilmesine rağmen senedi takibe koymada haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle aleyhinde tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
HMK 331/2 maddesi gereğince Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tamamen kabul edilmiş olmasına rağmen davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukukla bağdaşır bir tarafı bulunmadığı nedeni ile sadece davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden hükmün ortadan kaldırılması, istinaf masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum 1. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında davacının aynı dekontları sunduğunu, açıklamasında düğün masrafları için gönderildiğini beyan ettiğini ve bunun için teminat talebinde bulunduğunu, sonrasında açılan icra takibinde borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açarak bu dekontların gerekçesini araç satış bedeli olarak sunduğunu, yerel mahkeme bu hususu defalarca dile getirilmesine rağmen değerlendirilmediğini, senede karşılık yapıldığı iddia edilen ödemelerin müvekkilin annesi hesabına çıkarmalarının sebebi olarak müvekkilin banka hesaplarında bloke olduğunu söylediklerini, ancak yargılama aşamasında bankalara müzekkere yazıldığı ve müvekkilin hesabında bugüne kadar herhangi bir bloke olmadığının ispatlandığını, yerel mahkeme gelen yazı cevaplarını dikkate almadığı nedenleri ile kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Erzurum……….. İcra Müdürlüğgü’nün 2018/…………. Esas sayılı dosyası üzerinden 01/01/2017 vade tarihli davalı alacaklının lehtar olarak bulunduğu, davacı borçlunun tanzim eden olarak yer aldığı, 26/12/2016 tanzim tarihli 40.000,00-TL bedelli bonodan dolayı icra takibi yapıldığı, yapılan icra takibi sebebiyle davacı borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü yönünde karar verildiği, verilen karar karşı davalı alacaklı tarafından kararın kaldırılması ve davacı borçlu vekili tarafından davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; kambiyo senedinde mündemiç hakkın tespiti yoluna gidildiği, bu sebeple tarafların delillerinin toplandığı, delil değerlendirilmesinin usulüne uygun olarak yapıldığı ve ulaşılan sonuç da Yerleşik Yargıtay kararlarına ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunda belirttiği sebeplerin yerinde olmadığı anlaşılmış, bu sebeple davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
Davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunda belirttiği davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin incelenmesinde, gerekçeli kararın 6 numaralı paragrafında 1,362,50- TL vekalet ücretine hükmedildiği ve vekalet ücretine Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki görevsizlik kararı nedeniyle hükmedildiğinin belirtildiği anlaşılmış dolayısı ile 6100 sayılı HMK ‘nun 331/2 maddesi gereğince ” kendisine görevsizlik veya yetkisizlik kararı ile gelen dosyada esastan karar veren mahkemenin yargılama giderlerine hükmedeceği ” belirtildiğinden davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararında bu yönden de usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 3.026,82-TL harçtan başlangıçta alınan 757,00-TL harcın mahsubu ile 2.269,82-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.