Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/531 E. 2021/1003 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/531
KARAR NO : 2021/1003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2018 (Dava), 19/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/448 Esas, 2019/595 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 23/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin çocuğu olan ……..’ın davalı sigorta şirketine kayıtlı … poliçe nosu ile sigortalanan …….. plakalı aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini, davalı ……..Sigorta A.Ş.’ne gerekli başvuruların yapıldığını, ancak herhangi bir cevap verilemediğini, müvekkillerinin çocuğu olan 2011 doğumlu ……..’ın ölümü ile hem maddi zarara uğradıklarını hem de destekten yoksun kaldıklarını, meydana gelen kazada aracın asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla, davanın kabulü ile şu aşamada gerçek miktarı ile destekten yoksun kalma tazminatı gerçek zarar bilinemediğinden HMK 107 md ile belirsiz alacak olarak şimdilik baba …….. için 3.000 TL, anne …….. için 3.000 TL olmak üzere toplam 6.000 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödemelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan başvuruda defalarca istenmesine rağmen taraflarına gerekli olan belgelerin sunulmadığını, davanın açılmasına davacının kendisinin sebep olduğunu, kovuşturma dosyalarından aldırılan kusur raporunda müteveffa şahsında kusurlu olduğunun yazıldığını, yargılama aşamasında adli tıp kurumundan kusur raporu aldırılması gerektiğini, yine iş bu kaza neticesinde müvekkili kurumun tazminat anlamında sorumlu olup olmadığının sigortacılık konusunda uzman bilirkişilercen oluşacak heyet incelemesinden anlaşılacağını, bu nedenlerle haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, meydana gelen kaza nedeniyle tutulan kaza tespit tutanağı, …………… plakalı araca ait poliçe sureti ve kaza nedeniyle açılan hasar dosyası, Tekman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/………… soruşturma sayılı dosyası, dosyamız arasına celp olunmuş, adli tıp kurumu trafik ihtisas kurulundan kusura ilişkin rapor aldırılmış, aktüerya bilirkişiden tazminat hesabına ilişkin rapor aldırılmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan aldırılan 08/03/2019 tarihli kusur raporunda Sürücü ……..’ın % 85 oranında kusurlu olduğu, 2011 doğumlu çocuk yaya ……..’ın % 15 oranında kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
………….Bilirkişisi tarafından sunulan 17/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; 23/08/2018 günü meydana gelen trafik kazası sonucu destek ……..’ın ölümü nedeniyle davacı hak sahiplerinden Anne …….. için 74.529,31.-TL, baba …….. için 48.795,71.-TL olmak üzere toplam 123.325,02.-TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığını, kaza ve poliçe tarihi esas alınarak davacıların maddi zararlarının hesaplanmasında Karayolları Motorlu Araçlar Trafik Sigortası Genel Şartları ile düzenlenen esasler ile “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülünün kullanıldığı, Yargıtay içtihatları doğrultusunda küçük yaşta ölen destek yönünden, evlilik, askerlik ve çocuk varsayımlarının gözetildiği, desteğe atfedilen % 15 oranıdaki müterafik kusurunun hesaplanan zarardan indirilmiş olduğunu, davalı sigorta şirketinin kaza tarihi olan 2018 yılı için geçerli… sakatlanma ve ölüm teminat limiti olan 360.000,00.-TL ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 22/09/2019 tarihli ıslah dilekçesinde; Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi ile sonucunda davacıların zarar miktarları belirli hale gelmiş olduğundan davanın HMK 107 maddesi gereğince belirsiz alacak miktarını artırma gereği doğduğunu Davacı …….. için 3000.00TL miktarın 74.529.31olarak belirlenmesine, Davacı …….. için 3000.00TL miktarın 48.795.31 TL olarak belirlenmesine, zarar tarihinden itibaren işleyecek faiz ve kanuni vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; 23/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların çocuğu olan ……..’ın vefat etmesi nedeniyle mahkememizde destekten yoksun kalma zararının tazmini için maddi tazminat davası açıldığı, kusur tespiti için Adli Tıp Kurumundan aldırılan bilirkişi raporuna göre Sürücü ……..’ın % 85 oranında kusurlu olduğu, 2011 doğumlu çocuk yaya ……..’ın % 15 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, ………. Bilirkişisi tarafından sunulan rapora göre; % 15 oranında kusur indirimi yapılmak suretiyle Anne …….. için 74.529,31.-TL, baba …….. için 48.795,71.-TL olmak üzere toplam 123.325,02.-TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı anlaşılmakla, 74.529,31.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı ……..’a ödenmesine, 48.795,71.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı ……..’a ödenmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “davanın kabulü ile; 74.529,31.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı ……..’a ödenmesine; 48.795,71.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı ……..’a ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili, kaza tespit tutanağında vefat edenin 2. derece kusurlu olduğunun açıkça yazılı olduğunu, 08/03/2019 tarihli ATK raporunda sürücünün %85 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu ile bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, bu haliyle raporun hükme esas teşkil edecek nitelikte olmadığını, poliçe genel ve özel şartlarına açık bir aykırılık meydana geldiğinin tespit edildiğini, davanın açılmasına bizzat davacının kendisinin neden olduğunu, ilgili kasko sigortası genel ve özel şartlarına aykırılık nedenleri ile haksız olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının ortadan kaldırılması, davanın reddi ve tehir-i icra kararı verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma talebine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, 23/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacılarınçocuğu olan ……..’ın davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı blunan …….. plakalı aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini, davalı ……..Sigorta A.Ş.’ne gerekli başvuruların yapıldığını, ancak herhangi bir cevap verilemediğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu iddia ederek belirsiz alacak olarak şimdilik baba …….. için 3.000 TL, anne …….. için 3.000 TL olmak üzere toplam 6.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde, başvuru sırasında taraflarına gerekli olan belgelerin sunulmadığını, davanın açılmasına davacının kendisinin sebep olduğunu, kovuşturma dosyalarından aldırılan kusur raporunda müteveffanın da kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ileri sürerek davanın reddini talep ettiği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın kabulü ile davalı …….. için 74.529,31 TL, davalı …….. için 48.795,71 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yargılama sırasında davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde taraflara yüklenebilecek kusurun tespitine yönelik bilirkişi raporu alındığı, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 08/03/2019 tarihli raporunda sigortalı araç sürücüsü ……..’ın % 85 oranında kusurlu olduğu, 2011 doğumlu çocuk yaya ……..’ın % 15 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, mahkemece davacıların talep edebileceği tazminat miktarının tespitine yönelik alınan 17/07/2019 havale tarihli aktüer bilirkişi raporunda; destek ……..’ın ölümü nedeniyle davacı hak sahiplerinden Anne …….. için 74.529,31.-TL, baba …….. için 48.795,71.-TL olmak üzere toplam 123.325,02.-TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, davacı vekilinin 22/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı …….. için 74.529.31 TL, davacı …….. için 48.795.31 TLmaddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkemece yargılama sırasında alınan kusurun ve tazminat miktarının tespitine yönelik bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, davalı vekilince kaza tespit tutanağı ile mahkemece hükme esas alınan ATK’nın 08/03/2019 tarihli raporu arasında çelişki olduğu ileri sürülmüş ise de raporlar arasında çelişki bulunmadığı, davaya konu kazanın meydana gelmesinde taraflara yüklenebilecek kusur durumunun mahkemesince usulünce tespit edildiği, dava dışı sürücü hakkında devam eden ceza yargılamasının sonucunun beklenmesinde zorunluluk bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/12/2019 tarih ve 2018/448 Esas, 2019/595 Karar sayılı hüküm usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında alınması gereken 8.424,33-TL harçtan istinaf aşamasında yatırılan 2.161,40-TL harcın mahsubi ile bakiye 6.292,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalının bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.