Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/451 E. 2022/1436 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/451
KARAR NO : 2022/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/365 Esas, 2019/444 Karar
DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 18/09/2014 tarihinde Erzurum – …… … numaralı Devlet Karayolu’nun …… Km …. metresinde … Mah. Hudutlarında, yaya geçidinin olduğu bir yerde yolu karşıdan karşıya geçmek istediği esnada, ….. plakalı kamyoneti kullanan ……..’ın müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, bu yaralanma sonucu müvekkilinin vücudunun çeşitli yerlerinde yaralanmalar meydana geldiğini ve sakat kaldığını, müvekkilinin tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, müvekkilinin kaza nedeniyle sakat kaldığını, müvekklinin çocuklarının yaşlarının küçük olması ve bakıma muhtaç olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilleri …… için 20.000,00 TL, ……. için 20.000,00 TL, ……. 20.000,00 TL, …….. için 20.000,00 TL, …… için 20.000,00 TL, ……. için 40.000,00 TL, …… 60.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı …… ve ……’dan avans faizi ile tahsilini, trafik kazasında müvekkilinin bedensel zararar uğraması nedeniyle toplanacak delillere göre şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ………….Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ticari faiz talebinin reddini, sigortaladığı aracın işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabilceğini, dosyada gerekli bilirkişi incelemelerinin yapılması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve mesnetsiz davanın reddini, kazaya karışan ……… plakalı aracın kaz anında adına kayıtlı ise de; o tarihten çok önce diğer davalı …….’e satıldığını, ancak alıcı tarafından resmi satış ve devir işlemlerinin gerçekleştirilmediğini, olayla herhangi bir ilgisinin olmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça müvekkilinin 18/09/2014 tarihinde Erzurum – …. … numaralı Devlet Karayolu’nun ….. Km …….. metresinde ……… Mah. Hudutlarında, yaya geçidinin olduğu bir yerde yolu karşıdan karşıya geçmek istediği esnada, … plakalı kamyoneti kullanan …’in müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu ve sakat kaldığını belirterek, işgücü tazminatı nedeni ile maddi tazminat anne ve kardeşleri için de toplamda 200.000,00 TL manevi tazminat istemi ile dava açmış oldukları,
ATK ‘dan alınan 29/06/2016 tarihinde kusur raporuna göre ” …’ın gece vakti meskun mahal dışında, devlet karayolu üzerinde aydınlatmanın olmadığı kavşak üzerinde koyu renk elbise ile kurallara uygun olmayacak şekilde gelen aracın hız ve mesafesini dikkate almadan kontrolsüzce yola girip tekrar aracı farkettiğinde geri döndüğü esnada kazanın meydana gelmesinde % 75, … ‘in ise % 25 oranında kusurlu olduğu ” anlaşılmıştır. Kazanın meydana geldiği tarih itibari ile aktüerya bilirkişi tarafından ……. ve Progresifrant Yaşam Tablosu kullanılmış, davacının çiftçilikle uğraştığı beyan edilmiş, ancak herhangi bir belge sunulmadığından asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış, aktüerya raporu da mahkememizce uygun görülerek, davacının da ıslahı gözönünde bulundurularak, işgücü kaybından kaynaklı toplam 17.708,71 TL ‘nin sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken – müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Davacı …’ın Manevi Tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile; Takdiren olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, tarafların mali ve sosyal durumu gözönünde bulundurularak 30.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’a ödenmesine,Diğer davacıların Manevi Tazminat taleplerinin alınan maluliyet raporu gereğince BK 56.maddesinde belirtilen Ağır Bedensel Zarar niteliğinde olmadığından, bu yöndeki taleplerinin Reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın olay yerinde davalının yani kazaya sebebiyet veren davalı sürücünün hızlı ve kavşağa girerken dikkatsiz girmesi meydana geldiğinin dosyada sabit olduğunu, müvekkilin kaza tarihinden beri tedavi görmesi yaşantısını ayak diz kalça ve vücuduna yerleştirilen platin tel vidalarla ikame ettirmesi nedeniyle çalışma hayatını kaybettiğini, müvekkilin yaptığı işlerin beden gücüne dayanan işler olması nedeniyle işlerini yapamadığını, iş ve çalışma hayatının son bulduğunu, kendisine ve ailesine çalışarak bakan tek kişi olması nedeniyle bu kazada sonra sadece müvekkil değil ailesinin de mağdur olduğunu, maluliyet durumunun yani çalışabilme durumunun tamamen ortadan kalktığının sabit olduğu nedenleri ile müvekkil … yönünden verilen manevi tazminatın kaldırılması ve dava dilekçesindeki talep edilen miktar üzerinden davanın kabulü, … dışında diğer müvekkiller yönünden talep edilenler doğrultusunda karar verilmesi, bu nedenle bu husustaki ret kararının kaldırılması, yargılama masrafları ve mahkeme vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı …….. istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar eksikliğin tamamlanması için tebligat yapıldığından bahsedilmekte ise de müvekkile bu yönde yapılmış bir tebligat bulunmadığını, kararın bu yönüyle usulsüz olduğunu, olayda herhangi bir kusuru bulunmadığını, dosyada mevcut karara dayanak bilirkişi raporlarında da herhangi bir kusur atfedilmediğini, davaya cevap dilekçesinde de belirtildiği gibi kazaya karışan araç olaydan aylar önce diğer davalı …’e satıldığını ve devredildiğini, dosyadaki kusur ile maluliyet raporu uyarınca davacının manevi tazminat talep etmemesi gerektiğini, bilirkişi raporunda kusur durumu hatalı belirlendiğinden dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu’na tevdi edilmesi gerektiğini, maluliyet raporu tespit edilirken hiçbir tedavi evrakının incelenmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu nedenleri ile eksik harçların usulüne uygun bir şekilde tebligatla bildirilmesi, kararın kaldırılmasına karar verilmesi, davanın esası hakkında bir karar verilene kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi, maddi ve manevi tazminat yönünden talebin tamamının reddi, davanın mahkemede yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulması ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davacının kusur ve maluliyet oranıyla bağdaşmayacak şekilde davacı lehine hükmedilen 30.000,00-TL manevi tazminat miktarının son derece yüksek olduğunu, müvekkilinin ekonomik geleceğini sarsacağı gibi davacının da manevi tazminat yoluyla zenginleşmesine yol açacak düzeyde olduğunu, … kazanın oluşumuna kendi kusuruyla neden olduğundan dolayı bu kişinin manevi tazminat talep hakkının olmadığını, müvekkilin olayda kusuru bulunmadığını, bilirkişi kusur raporunda kusur durumu hatalı belirlendiğinden dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu’na devdi edilmesi gerektiği nedenleri ile davanın esası hakkında bir karar verilene kadar icrasının tehir edilmesi, ilk derece mahkemesinin manevi tazminat hususundaki hükmünün kaldırılarak talebin tamamının reddi, bunun mümkün olmaması halinde davacının kusur oranı dikkate alınarak daha düşük bir manevi tazminata hükmedilmesi, ilk derece mahkemesinin maddi tazminat hususundaki hükmünün kaldırılarak talebin tamının reddine hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminata ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davacılar ve davalılar vekillerinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, kazanın oluş şekli, davacının yaralanmasının oranı, davacının itiraz edilmeksizin kesinleşin ATK Kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu olduğunun belirlenmesine göre davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu ve fazla olmadığının anlaşılmasına göre tarafların manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı … dışındaki davacıların manevi tazminat talepleri yönünden 6098 sayılı TBK’nın 56/2. Maddesinde düzenlenen ağır bedensel zarar koşulunun oluşmaması nedeniyle mahkemece manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalı ……..’ya gerekçeli kararın 28.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ……… tarafından hükmün 12.12.2019 tarihinde istinaf edilmesi üzerine, mahkemece 814.74 TL istinaf nispi karar peşin harcı yatırılması gerekirken 44,40 TL yatırılması nedeniyle eksik kalan 770,34 TL bakiye harcın tamamlanması için davacıya ihtaratlı çıkartılan tebligatın 23.12.2019 tarihinde davacının eşi ………. tarafından tebliğ alındığı, tebligatın usulüne uygun olduğu ve kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle mahkemece 08.01.2020 tarihli ek karar ile davalı ………’nın istinaf kanun yolu başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, davalı ……….’nın ek karara karşı istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekili, davalı …….vekili ve davalı ……….’nın yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin, davalı ……. ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 3.258,98-TL harçtan peşin alınan 814,70-TL harcın mahsubu ile 2.444,28-TL harcın davalı Fehmi Koca’dan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 3.258,98-TL harçtan başlangıçta alınan 814,74-TL harcın mahsubu ile 2.444,24-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 05/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.