Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/444 E. 2022/1338 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/444
KARAR NO : 2022/1338
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/158 Esas, 2019/529 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Ardahan ili ve ilçeleri “E1 bilgisayar/endeksör cihazı ile GPSR’li Endeks Okuma Hizmet Alımı” sözleşmeleri imzaladığını, birinci sözleşmenin 2012 Mart ve Nisan Ayları için 2 aylık, 2. Sözleşme’nin 01/06/2012-01/06/2013 tarihleri arası, üçüncü ek sözleşmenin 01/06/2013-19/09/2013 tarihleri arasını kapsadığını, davalının bu sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, sözleşmelerin eki teknik şartnameye göre yapılacak işin alçak gerilimden beslenen abonelerin el bilgisayarı/endeksör vasıtasıyla abone adresinde, endeksin okunarak fatura bildirimi tanzimi ve aboneye bırakılması, durum kodu konmasına yönelik sayaç müdür ve kontrolü kaçak ve usulsüz kullananların belirlenmesi, abone kayıtlarının güncellenmesiyle bu bilgilerin idare bilgisayarına aktarılarak faturaya dönüştürülmesi olarakl belirlenen yükümlülükleri kapsadığını, sözleşme ve eki dokümanlarda işin detaylarının belirlendiğini, teknik şartnameye göre verilen iş emri gereğince müvekkilinin endeks oklumaya gittiği sayaçta teknik şartnamede belirtilen kodlara göre sayacın okunmaması durumunda davalının kontrol ve güncellenme sorumluluğunun olduğunu, davalı tarafından güncelleme yapmadan müvekkilinin tekrar aynı adrese gönderilmesidurumunda ücretin % 100’ünü ödemek durumunda olmasına rağmen, müvekkiline bu ödemenin yapılmadığı, bu kodlar dışında kurum tarafından abone dosyalarının yanlış açılması mevcut olmayan abone plakaları, olmayan adreslere iş emri düzenlemesi nedeniyle bunlara ilişkin fatura düzenlemesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından fiilen yerine getirilmesi mümkün olmayan hizmetin bulunması durumunda bunun sorumluluğunun davalı olduğunu, davacı tarafından şartnameye uygun olarak kaçak elektrik kullanımlarını her ay davalıya bildirdiği halde, buna ilişkin ücretlerin idare tarafından kaçak tahakkuku yapılıp faturaya bağlanıp ödenmesi gerekirken ödenmediğini, sonuç olarak sayacın teknik şartnamede belirtildiği gibi okunamaması ve faturaya bağlanamaması, gene teknik şartname gereğince kaçak ihbar bedellerinin müvekkiline ödenmemesi, sayacı uygun hale getirmeyen ve makul sürede fatura düzenlemeyen davalının kusurlu olduğunu, kendi edimlerini yerine getirmeyen davalının bu bedelleri müvekkiline ödemesi gerekirken bahisle davanın kabulü ile tahkikat sonucunda alacağın kesin olarak belirlenmesinin, mümkün olduğu anda arttırılmak üzere alacağın davalının temerrüde uğradığı tarihten itibaren avans faizi ile brilikte harca esas teşkil etmek üzere şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm taleplerine ilişkin zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından ilgili mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun hareket edilerek sözleşme gereği yaptıkları tüm istihkakların hak edişlerin ödendiğini, sözleşme eki hizmet işleri genel şartnamesinin 42. Maddesinde yüklenicinin geçici hak edişleri itiraz olduğu takdirde karşı görüşlerinin neler olduğunu, ve dayandığı gerekçeleri idareye vereceği ve bir örneğini de hak ediş raporuna ekleyceği ihtirazi kayıtla ya da bu anlamda gelecek itiraz şerhiyle imzalanması gerektiğini, itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hak edişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağını, davacı şirketin bu anlamda bir itirazının olmadığının, dava dilekçesinde de belirtilen hususların gerçeğe uygun olmadığının, davacının ticari faiz talebinin de usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen karar ile; “Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve teknik şartnameler, Endeks Okuma Hizmet Alımı Sözleşmeleri, iş emirleri ve dökümleri, EMM ihbar raporları, kaçak bildirim raproları, hak ediş raporları ve hak ediş fişleri, davacı tarafından davalıya yapılan ihtaranameler, … sorumluluk alanı içerisindeki Ardahan İşletmesine ait 2012-03, 2013-09 dönemlerine ilişkin endeksör verilerinden oluşan CD kaydı, dosyamız arasına celp olunmuş, Elektrik Elektronik Mühendisi, E. Sayıştay Denetçisi ve Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Elektrik Elektronik Mühendisi, E. Sayıştay Denetçisi ve Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden aldırılan 08/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanmış olan Ardahan İli ve İlçeleri “E1 Bilgiayarı/Endeksör ile Endeks Okuma (GPRS’li) hizmet alım” işi sözleşmesine göre abone ve sayaç durum kodlarının ancak davalı şirketçe tahakkuka abğlanması halinde davacıya ödeme yapılabileceğini, Fakat davacı tarafça okuması yapılan durum kodlarının endeksöre girilmesinden sonra uygulanması gereken yaptırımların ve tahakkuka bağlanması işlerinin sadece davalı şirketçe yapılabilecek olup bu konuda davacı tarafın herhangi bir yetkisinin bulunmadığını, davaya konu olan tip sözleşmeler kapsamında endeksöre girildiği halde makul bir süre içerisind3e gerekli işlemlerin yapılmamasından ve okumaların tahakkuka bağlanmamasından davalı … …’ın kusurlu olduğunu, Endeksöre girildiği halde tahakkuka bağlanmamış olan okumalar konusunda davacı tarafın herhangi bir kusurunun buunmadığını, benzer davalarla ilgili olarak Yüksek Mahkeme tarafından verilmiş olan “Bozma” ya da “Onama” kararlarından da görüleceği üzere durum kodlarının tutanağa bağlanmaması sebebiyle tahsilat yapılamamasının davacı alacağını ortadan kaldırmayacağını, tüm bunlara istinaden ödenmesi konusu mahkememiz takdirinde olmak üzere; ana hizmet karşılığı eksik ödenen abone durum kodu toplam bedelinin KDV dahil 27.107,49.-TL, eksik ödenen sayaç durum kodu (kaçak ihbarı) toplam bedelinin KDV dahil 673.436,15.-TL olmak üzere toplam 700.543,64.-TL olup, buna istinaden davacının talep ettiği 10.000,00.-TL’nin uygun olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ve davalı taraf arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında davalı tarafça eksik ödemede bulunulduğundan bahisle davacı tarafından mahkememizde dava açıldığı, dosyamızda Elektrik Elektronik Mühendisi, E. Sayıştay Denetçisi ve Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden aldırılan rapora göre her ne kadar Durum kodlarının tutanağa bağlanmaması sebebiyle tahsilat yapılamamasının davacının alacağını ortadan kaldırmayacağı ve bu kapsamda davalı tarafın davacı tarafa borçlu olduğu yönünde tespitte bulunulmuş ise de, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2018/2114 E. 2019/62 K. Nolu ilamında ” Somut olayda, davacı sözleşme kapsamında verdiği hizmet nedeniyle eksik ödenen iş bedellerinin tahsilini istemiştir. Dava konusu sözleşmelere ilişkin hakediş raporlarından davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini aldığı anlaşılmakta olup davacı taraf da hak edişlere itiraz ettiğine dair bir delil bildirmemiştir. Bu durumda, mahkemece davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir itirazının bulunmadığı nazara alınıp davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. (Yargıtay 23.HD.’nin 2015/9063 Esas-2016/5425 Karar, 2015/8858 Esas-2017/1203 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)” denilmektedir. Belirtildiği üzere davaya konu hakediş raporlarından davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini aldığı, herhangi bir itirazının bulunmadığı nazara alınıp, davacının hak edişleri olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının yanlış olduğunu, yargılama sırasında deliller toplandığını, bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, müvekkilinin alacağı hesaplanmış ve tespit edildiğini, ancak mahkemenin yanlış gerekçeyle davanın reddine karar verildiği, mahkeme kararında, “….dosyamızda Elektrik Elektronik Mühendisi, E.Sayıştay Denetçisi ve mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden aldırılan rapora göre her ne kadar durum kodlarının tutanağa bağlanmaması sebebiyle tahsilat yapılamamasının davacının alacağını ortadan kaldırmayacağını ve bu kapsamda davalı tarafın davacı tarafa borçlu olduğu yönünde tespitte bulunulmuşsa da ….” diyerek müvekkilinin alacağının varlığı kabul edilmiş ancak davada ki alacak kalemleri ile ilgisi olmayan eski bir Yargıtay kararı ve henüz kesinleşmemiş Erzurum BAM mahkemesi kararı dayanak yapılarak davanın reddine karar verildiğini, mahkemenin, “.. Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. Maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir itirazının bulunmadığı nazara alınıp, davacının hakedişleri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir ..” gerekçesiyle davayı reddettiğini, bu gerekçenin yanlış olduğunu, tutanağa bağlanmayan ve hakedişe girmeyen alacaklara ihtirazi kayıt konulmasının mümkün olmadığını defalarca belirttiklerini, buna rağmen mahkemenin yanlış karar verdiğini, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolun başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca eksik ödendiği iddia edilen hak ediş bedelin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 2012 mart-nisan, 01/06/2012-01/06/2013, 01/06/2013-19/09/2013 tarihleri için Hizmet Alımı Tip Sözleşmeleri imzalandığı, davacının sözleşme kapsamında verilen hizmet bedellerinin eksik ödendiği iddiasıyla işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında çeşitli tarihlerde imzalanan hizmet sözleşmesinin 9. maddesinin 9.1. bendinde ihale dokümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki olduğu zaman ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağının kararlaştırılmış olup; maddenin 9.2. bendinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında Hizmet İşleri Genel Şartnamesi de yer almaktadır.
Anılan şartnamenin 42. maddesinde “Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ……tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yani anılan maddede geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı sözleşme kapsamında verdiği hizmet nedeniyle eksik ödenen iş bedellerinin tahsilini istemiştir. Dava konusu sözleşmelere ilişkin hakediş raporlarından davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini aldığı anlaşılmakta olup davacı taraf da hak edişlere itiraz ettiğine dair bir delil bildirmemiştir. Bu durumda, mahkemece davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir itirazının bulunmadığı nazara alınarak, davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 23. H.D.’nin 2019/1599 Esas- 2020/2152 Karar, 2015/9063 Esas-2016/5425 Karar, 2015/8858 Esas-2017/1203 Karar, 2018/1005 Esas-2020/3697 Karar sayılı kararları ve Yargıtay 15. H.D.’nin 2021/2146 Esas-2021/2192 K., 2021/1344 Esas-2021/1993 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.