Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/281 E. 2022/1451 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/281
KARAR NO : 2022/1451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/465 Esas, 2019/471 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Erzurum …… İcra Müdürlüğü’nün 2018/…… Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından düzenlenen faturalarda imzasının bulunmadığını bu nedenle borcun ödenmediğini, davalı tarafın ödeme yaptığını iddia etmesine rağmen bu ödemeye dair herhangi bir belge sunmadığını, bu nedenlerle davalı tarafından Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/…. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını bu nedenle davanın süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın faturada imza bulunmaması durumunun ödeme yapılmadığı anlamına geldiğini iddia ettiğini ancak bunun yalnızca faturanın geçersiz olduğuna ilişkin olabileceğini, imzasız faturanın malın teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, davacıdan alınan bütün ürünlerin nakit olarak alındığını ve ileriye dönük bir borç ortaya çıkarılmadığı halde davacı tarafından kötüniyetle ihtiyati haciz kararı alınarak müvekkilinin mağdur edildiğini, davacı tarafla 2018 yılında alışverişlere devam ettiğini ve fatura kestiğini, sonraki borçların ödenmiş olması önceki borçların ödendiğine karine teşkil ettiği gibi müvekkil şirketin eski borçlarını bırakıp yeni borçlarını ödemesinin mantığa aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız açılmış davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Davanın konusu, davacı tarafından davalı aleyhine girişilen takipte davalının yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya aslı celp edilen Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/…. Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklısının …, borçlusunun …….İnşaat Taahhüt Gıda Tekstil Turizm Hayvancılık Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti., alacak miktarının 60.661,60 TL asıl alacak, 6.913,23 TL işlemiş faiz, 485,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 101,20 TL ihtiyati haciz gideri, toplam da 68.161,03 TL olduğu, takibe dayanak olarak 14 adet faturanın gösterildiği, düzenlenen ödeme emirlerinin borçluya tebliğini müteakip borca itiraz edildiğinden takibin durduğu ve alacaklı vekilince de itirazın iptali davasının süresinde açıldığı görülmüştür.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip, tarafların ticari defterleri sunulmuş ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosya Mali Müşavir …….’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 04/04/2018 tarihli raporunda özetle” davacı şahıs işletmesinin 2017 yılı yevmiye defter kayıtlarının, davalı şirketin e-defter yükümlülüğünün olduğu varsayımı ile ibraz edilen CD ortamında PDF formatındaki 2017 yılı yevmiye defterlerine ilişkin dokümanların olması gereken şekilde sunulmadığını, 30/09/2017 tarihli …… yevmiye nolu kayıt ile …..- kasa hesabından borcun tamamını defaten nakit olarak ödediğine ilişkin kaydın herhangi bir belgeye dayandırılmadığının tespitiyle, davacı şahıs işletmesinin 2017 yılı yevmiye defteri kayıtlarının, davalı şirketin 2017 yılı yevmiye defteri dokümanlarına kıyasla dava konusu iddiaları ile örtüşmekte olduğu, davalı ……. …. Ltd. Şti’nin söz konusu 14 adet faturadan kaynaklanan borcunu ödemediğine dair somut belge sunamadığını, dolayısıyla davacı … şahıs işletmesinin 28/06/2017 tarihinden itibaren toplamda 60.660,60 TL’si tutarındaki alacağını tahsil edemediğini, Erzurum ……. İcra Müdürlüğünün 2018/…… Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin kaldığı yerden devam etmesi gerektiği” yönünde görüş beyan edildiği görülmüştür.
Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ve Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına müzekkere yazılarak Erzurum Halinde 03:00 08:00 saatleri arasında yapılan nakit alışverişlerde belge- makbuz düzenlenip düzenlenmediği ve nakit alışverişlerde ne tür işlem yapıldığının bildirilmesinin istenilmesi üzerine talebe istinaden yazılan müzekkere cevabında belirtilen saatlerde nakit alışverişlerde mal/ürün bedeli ödenmedikçe ürünlerin alıcıya teslim edilmediği, nakdi ödemeye karşılık herhangi tahsilat fişi yahut makbuz düzenlenmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu edilen alacağa ilişkin tüm faturaların açık faturalar olduğu görülmüştür. Açık faturaların hukuki niteliği hakkında yasal bir düzenleme olmamakla birlikte yerleşik Yargıtay kararları uyarınca açık fatura düzenlenmesi fatura bedelinin henüz ödenmediğini gösterir. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası tarafından …. Halinde yapılan nakit satışlarda mal/ürün bedeli ödenmedikçe ürünlerin alıcıya teslim edilmediği, nakdi ödemeye karşılık herhangi tahsilat fişi yahut makbuz düzenlenmediği bildirilmiş ise de, tarafların tacir olduğu açık fatura düzenlenmesinin bedelinin ödenmediğini gösterdiği, 03:00 08:00 saatleri arasında yapılan satışlarda kendisi hakkında açık fatura düzenlenen davalı şirketin bedelini nakit ödemesi halinde faturanın kapalı olarak düzenlenmesini talep etmesi gerektiği, aksi durumun tacirin basiretli olması gereğine aykırı olduğu anlaşıldığından takip konusu alacağı talep etmekte haklı olduğu yönündeki bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tüm delillerinin toplandığı ve davalının yemin deliline dayandığı anlaşılmakla davalı vekiline yemin delili hatırlatılmış ve HMK 225 vd. Maddeleri gereğince usulüne uygun olarak davalı vekilinin sunduğu yemin metnine göre yemin teklif edilmiş ve davacının yemini eda etmesi nedeniyle davacının kesin delille davasını kanıtladığı anlaşılmakla davanın kabulüne davanın kabulüne, Erzurum …… İcra Müdürlüğü 2018/…… E sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK’nın “264/2” maddesi uyarınca 7 gün içinde dava açılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, faturanın şekli yönünden, her ne kadar gerekçeli karar da dava konusu faturaların açık fatura olduğu, açık fatura düzenlenmesinin de fatura bedelinin henüz ödenmediğini gösterdiğini belirtmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacının kestiği faturalarda “ödemesi yapılan ve veresiye” olmak üzere iki bölüm şeklinde basıldığını, davacının faturaları açık/kapalı fatura ayrımına gitmeye gerek kalmadan davacıya ödemesi yapılan ve yapılmayan satışları ayırt etme imkanı verdiğini, davacı taraf, veresiye yaptığını, yani ücreti ödenmemiş satışları veresiye tarafında girecek; buna karşılık nakit ödenmişleri ise “tutarı” başlıklı diğer kısma yazması gerektiğini, fatura altında bulunan “veresiye hanesinde gösterilen meblağ borcunuzdur” ibaresinin de beyanlarını doğruladığını, genel uygulamanın da bu şekilde olduğunu, davacı tarafından kesilen faturalarda açıkça satılan malın bedelinin veresiye kısmında değil ödeme yapılan kısmına yazılmasının ödemenin peşin yapıldığını gösterdiğini, TBK.’nun 102. Maddesi yönünden, davacının 2018 yılı faturalarının ödendiğini kabul edip talepte bulunmamasına rağmen 2017 yılına ait faturaları icraya koyduğunu, 2017 yılına ait ödemeleri yapmayan bir firma ile 2018 ‘de de iş yapılmasının hayatın olağan akışana aykırı olduğunu, haldeki işleyiş yönünde gelen yazıda alışverişlerin peşin ve nakit yapıldığının belirtildiğini, davacının ödenmediğini iddia ederek sunduğu faturaların müvekkili şirket defterlerine aynen alış faturası olarak geçirildiğini ve ödeme bilgisinin girildiğini, yalnızca bu durumun bile karinenin aksini yani müvekkili şirketin borçlu olmadığını gösterdiğini, her ne kadar bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 01/01/2016 tarihinden itibaren e-defter tuttuğunu, fatura ve ödeme bilgisinin girildiğini, davacı tarafa ödemelerin düzenli yapıldığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava ve takibe dayanak faturaların ödenmediğini iddia etmiş, davalı faturaların ödendiğini savunmuş, yapılan yargılama da tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, dava ve takibe dayanak faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerinde ödeme kaydı bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde faturaların toplam tutarı olan 60.660,60 TL’nin kasa hesabı üzerinden defaten nakit olarak ödenmiş olduğu tespit edilmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davacının takip ve dava konusu yaptığı faturaların hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip konusu faturaya dayalı satışın ispatlandığı, ancak ödeme iddiasının ispatlanamadığı, davacının münhasıran davalı kayıtlarına dayanmadığı bu nedenle davalının ticari defterlerindeki ödeme kaydının tek başına ispat için yeterli olmadığı, davalı şirket vekilinin faturalar dolayısıyla ödemenin nakit olarak yapıldığını savunduğu, faturaların 2017 yılı mart-haziran aylarında düzenlenmesine karşın davalı ticari defterlerinde ödeme kaydının 30/09/2017 tarihli olduğu, davalının nakit ödeme savunmasını kendi defterleri ile aynı gün para çıkışı ile teyit edilmesi gerektiği halde ispatlayamadığı, davalı tarafça teklif edilen yeminin davacı tarafından eda edildiği, anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 4.656,07-TL karar harcından peşin alınan 1.164,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.492,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 06/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.