Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/225 E. 2022/1455 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/225
KARAR NO : 2022/1455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2016 tarihinde … idaresindeki … plakalı kamyonetin sağ ön kısmının aynı istikamette önünde seyreden … idaresindeki … plakalı traktöre bağlı römorkun sol arka kısmına çarpması sonucu meydana gelen kazada …’un vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesine neden olan aracın trafik sigortasının yaptırılmamış olması nedeniyle güvence hesabının bedensel zararlar yönünden sorumluluğu bulunduğunu, davalı hesaba başvuru yaptıklarını ancak çok az tazminat bedel teklif edilmiş olması nedeniyle kabul etmediklerini, davalıların kusur oranı belirlenerek HMK 107 madde uyarınca davalarının kabulü ile … yönünden teminat limitleri dahilinde tüm davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen küçük çocuklar … İçin 1000 TL, …için 1000 TL, … için 1000-TL, … için 1000 TL, ve … için 1000 TL olmak üzere toplam 5000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacıların duydukları elem ve ızdırabın giderilmes için küçük … için 15.000-TL, …için 15.000-TL, … için 15.000-TL, … için 40.000 TL ve …15.000 TL, … için 15.000-TL, ….. için 15.000 TL, …… için 15.000 TL, …. için 15.000 TL olmak üzere toplam 160.000.-TL manevi tazminatın davalı … ile ……..’dan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için açılan davalarda ZMMS genel şartlarının uygulanması gerektiğini, görülmekte olan bu davadaki kaza tarihinin 26/10/2016 olduğu ve ilgili Yargıtay kararı doğrultusunda yeni genel şartların uygulanmasını, sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesabının yapılabilmesi için maddi tazminata ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla Hazine Müsteşarlığı 2010/4 sayılı genelgesi uyarınca aktüerler siciline kayıtlı Aktüer sıfatına sahip bir bilirkişinin görevlendirilmesini, ………… yapılacak başvuruların 5684 Sayılı Kanunun 14. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtildiği ve başvurunun münhasıran bedeni zararlara yönelik yapılacağını, kabul anlamına gelmemek üzere maluliyet tazminatı hesaplaması yapılmasına karar verilmesi halinde 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemenin göz önüne alınmasını, haksız açılan bu davanın reddini, reddedilen kısım açısından yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmilini iddia ve talep etmiştir.
Davalı … ve …vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların açtıkları destekten yoksun kalma tazminatı davasında yetkili ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, dava açan davacılar ile kendilerinin hiçbir ticari yönleri olmadığı ve kazaya karışan aracın ticari olmadığını, sadece güvence hesabının davalı konumunda olmasının bu davayı ticaret mahkemesinin yetkili kılamayacağını, mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyanın asliye hukuk mahkemelerine gönderilmesini, açılan bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde kendilerinin kusuru bulunmadığını, kazaya asli kusurla …’un sebep odluğunu, kazanın gece vakti meydana gelmiş olması nedeniyle polislerce olay yerinde tutulan tutanağın kazayı aydınlatacak nitelikte olmadığını, mahkemece gerekli görülürse keşif yapılmasını, davacıların talep ettikleri maddi ve manevi tazminatı kabul etmediklerini, vefat eden …’un hiçbir geliri olmayan yaşadığı bölge ve toplum itibariyle çalışma ihtimali bile olmayan kişi olduğundan hayatın olağan akışına aykırı olarak maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise fahiş olduuğnu, davacıların… başvurduklarını, ancak teklif edilen tutarın az olması nedeniyle teklifi kabul etmediklerini beyan ettiklerini, maddi ve manevi tazminat hesabında güvence hesabından ödenecek tutarın dikkate alınmasını, arz ve izah etmeye çalıştıkları nedenlerle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, maddi ve manevi tazminat talepli bu davanın reddine karar verilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı …….. ve davalı ……’in karıştığı kaza nedeniyle … idaresindeki … plakalı aracın, … idaresindeki … plakalı traktöre bağlı römorkun sol arka kısmına çarpması sonucu meydana gelen kazada …’un vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açtıkları, mahkememizce Adli Tıp Kurumundan aldırılan rapora göre Sürücü ……….’un % 50 oranında, Sürücü Belgesiz …’ın %50 oranında kusurlu olduğu, yine mahkememizce aldırılan Aktüerya raporuna göre kusur durumu gözetilerek Davacı … için 85.333,43.-TL, ……….. için 1.573,59.-TL, … ……… için 4.917,92.-TL, ……………için 7.313,10.-TL, … ……… için 7.313,10.-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ………….için Aktüerya bilirkişisinin hesap ettiğinden fazla maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davalılar ile davacı tarafın ekonomik ve sosyal durumu ve kazaya karışan tarafların kusur durumu, davalının sürücü ehliyetsiz olarak araç kullanması, olayın ağırlığı ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak maddi ve manevi tazminat yönünden davacının davasının kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza yeri incelemesi kapsamında çekilen resimlerden de açıkça anlaşılacağı üzere müvekkillere ait traktör emniyet şeridinde ilerlediğini, … takip mesafesine uymadığını, emniyet kemeri hem dava …’da KTK’nın aradığı hiçbir şartı sağlamadığını, buna rağmen ATK’ca taraflara %50-%50 kusur yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hiçbir beyan ve savunmaların dikkate alınmadığını, müvekkillerin bir kez olsun dinlenmediğini, ambulanstan sonra gelen trafik ekiplerince tutulan tutanak yaklaşık kazadan 1 saat 10 dakika sonra gelip kaza sanki karanlıkta olmuş gibi tutanak tutulduğunu, resimlerde yer alan lastik izleri traktörün hiçbir dönüş manevrasında bulunmadığını açıkça gösterirken tutanak içerisinde traktörün dönerken kazaya sebep olduğu yazıldığını, … Tekman Başsavcılığınca alınan ifadesinde tüm bu olanları ve kusurun %100 kendisinde olduğunu ikrar ettiğini, ancak bu ifadelerin dosya içerisine dahil edilmediğini, davacı … eşi …’un vefatından her ne kadar manevi çöküş içerisine girdiğini beyan etse de kazadan hemen sonra başka bir kadınla imam nikahlı olarak birlikte yaşadıklarını, … için müvekkil tarafa yüklenen maddi manevi ve destekten yoksun kalma tazminatlarının tümüyle derhal kaldırılması gerektiğini, ölümlü kaza neticesinde kaybeden çocukların meydana gelen sonraki evlilik ile maddi anlamda herhangi bir destekten yoksun kalmadığı nedenleri ile istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması, hükmün bozulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça KTK MD. 97’deki başvuru şartı yerine getirilmediğinden söz konusu davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan yargılama geçilmesinin kanuna aykırı olduğunu, hesaplamada müteveffanın anne anne ve babasının pay oranlarının hesaplanmadığını, kız çocukları için 22 öğrenim görmeyen çocuklar için 18 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesabının yapılması gerektiğini, müvekkil kurumun sorumluluğu dava tarihinden itibaren başladığı nedenleri ile kararın kaldırılması, istinaf incelemesi sonuna kadar tehir-i icra kararı verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İstinaf başvurusunun duruşmalı incelenmesine yönelik davalılar …ve … vekilinin 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talebinin reddine karar verilerek dosya üzerinden yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi sonucunda;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, somut olayda; olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacıların murisinin kazanın meydana geldiği … plaka sayılı araç içerisinde yolcu olması nedeniyle kazanın oluşumunda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı, davacıların vefat edene yakınlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına, müteveffa destek …’un eşi ……………….’un yeniden evlenme ihtimalinin yüzde sıfır olduğunun anlaşılmasına, vefat edenin emniyet kemerinin takılı olmadığının ispatlanamaması ve dava konusu kaza nedeniyle yapılan ceza kovuşturması neticesinde; dosya içerisindeki ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 24.11.2017 tarihli davalı sürücü …’ın % 50 kusurlu olduğuna dair kusur raporu ile uyumlu olarak Erzurum …… Ceza Dairesinin kararında her iki sürücünün eş değer derecede kusurlu oldukları kabulü de dikkate alınarak davalılar vekilinin kusur durumunun tespitine ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalı … vekili ve davalılar …ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda çocukların destek alabilecekler yaşların doğru tespit edilerek hesaplama yapılmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. H.D. 2021/7550 E.- 2021/10692 K.)
Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken, desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş ve çocukları ile anne ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde destekten yoksun kalanlara ayrılacak paylar Yargıtay uygulamaları ile kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe, %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanacaktır. Desteğin gelirinin 100 pay olduğunun kabulü ile bu 100 payın davacılar ile dava dışı hak sahiplerine dağıtılması, dağıtılan payların toplamının 100 olması gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek, kaza tarihi itibariyle desteğin anne ve babasının sağ olup olmadığının nüfus kayıtları temin edilerek tespit edildikten sonra sağ iseler onlar için de destek payı ayrılarak ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle davacıların hak kazanacağı muhtemel tazminat tutarının hesaplanması konusunda aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı belirlendiği rapordaki hesaplamanın kabulü doğru görülmemiştir.
HMK.’nun 353/1-a-6. maddesinde “…Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” bölge adliye mahkemesince başvuruya konu kararın esası incelemeden kaldırılmasına karar verilmesi gereken haller arasında sayılmıştır. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı biçimde izah edilen yargılamadaki eksiklikler uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz niteliktedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz nitelikte delillerin usulüne uygun biçimde toplanılıp değerlendirilmediği, toplanılan bir kısım delillerin hükme esas alınamayacak derecede yetersiz olduğu, tarafların iddia ve savunmalarının karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmakla; HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekili ve davalılar …ve … vekilinin sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 14.785,77-TL harçtan başlangıçta alınan 3.700,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.085,77-TL harcın davalılar …ve …’dan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, mahkemece verilen hükmün HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
5-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
6-Davalı … tarafından yatırılan istinaf peşin harcının davalı …’na iadesine,
7-İstinaf başvurusu aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 06/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.