Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/165 E. 2022/1459 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/165
KARAR NO : 2022/1459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/297 Esas, 2019/516 Karar
DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
Taraflar arasında görülen iflas davasının yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili tarafındanistinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; …. ….. Yapı Koop. hakkında Erzurum 2. AHM’nin 2012/…. E-2015/… sayılı ilam alacağı nedeni ile aleyhinde Ankara …..İcra Müdürlüğü’nün 2018/…. E sayılı dosyası ile takip tarihi itibari ile toplam 336.329,54 TL alacağın tahsili için ilamlı takip yolu ile takibe girişildiğini, alacak ödenmediğinden dolayı borçlu kooperatif aleyhine takibi iflas yoluna çevirerek davalı borçlu kooperatife örnek no:11 ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ilamlı takibe rağmen ve takip yolunun değiştirilmesinden sonra kanuni süreye rağmen borcunu ödemediğinden İİK 177/4 ve 155 vd. maddeleri gereğince borçlu kooperatifin iflasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun bir iflas takibi olmadığından , dava yoluyla iflas isteme hakkı olmadığını, davacının takip yolunu değiştirmiş olmasına rağmen süresi içerisinde takip yolunu iflas yoluyla takip şeklinde dönüştürmediğini, iflas ödeme takibinin iptali için Ankara İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/…. E. Sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, iflas ödeme emri henüz kesinleşmediğinden Ticaret Mahkemesinde iflas kararı istenmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamından; Davacılar tarafından borçlu davalı …….. Yapı Koop. hakkında Erzurum 2. AHM’nin 2012/….. E-2015/….. sayılı ilam alacağı nedeni ile aleyhinde Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/…. E sayılı dosyası ile takip tarihi itibari ile toplam 336.329,54 TL alacağın tahsili için ilamlı takip yolu ile takibe girişildiği, alacak ödenmediğinden dolayı borçlu kooperatif aleyhine takibi iflas yoluna çevirerek davalı borçlu kooperatife örnek no:… ödeme emrinin tebliğ edildiği, ilamlı takibe rağmen ve takip yolunun değiştirilmesinden sonra kanuni süreye rağmen borcunu ödemediğinden İİK 177/4 ve 155 vd. maddeleri gereğince borçlu kooperatifin iflasına karar verilmesi için dava açılmıştır. Ankara … İcra Müdürlüğü’nün ilgili dosyasında 263.211,44 TL asıl alacak, 145.854,13 TL faiz olmak üzere ilam alacağından kaynaklı iflas yolu ile takip olarak değiştirilmesi talebi ile takip talebinde bulunulduğu, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/…. E-2018/….. K sayılı ilamı gereğince ” İlamı icraya koyarak borçluya icra emri gönderen alacaklı icra emrine konu alacağın ödenmemesi üzerine, haciz yolu ile takibe devam edebileceği gibi, haciz yolu ile takibini İİK 43/2 ‘ye göre iflas yoluna çevirmeden doğrudan doğruya Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak doğrudan iflasına karar verilmesini isteyebilir. İflas yolu ile adi takibe ilişkin örnek 11 ödeme emri gönderilerek, ilamsız takibe geçilmesi yasanın emredici kurallarına aykırı olup alacaklının herhangi bir hukuki yararda olmadığından, …. İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen 13/03/2018 tarihli örnek …. nolu ödeme emrinin iptaline ” karar verilmiş, davacı tarafın davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilince son celse 14/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile, davacı tarafın doğrudan iflas talebinin Anayasa’nın 152. maddesi gereğince somut norm denetiminde bulunmakla birlikte, mahkememiz dosyasında dava şartı yokluğundan usulden red kararı verildiğinden, davalı tarafın Anayasaya aykırılık iddiası ile somut norm denetiminde bulunma talebi konusunda bu yöndeki taleple ilgili ” karar verilmesine yer olmadığına” gerekçesiyle açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı borçlu Kooperatif ilamlı takibe ve takibin kesinleşmesine rağmen borcunu ödemediği için hakkında iflas kararı verilmesi için dava açtığını, davanın ikamesinden önce takip yolunun değiştirilmek istenmiş ve borçlu kooperatife ödeme emri gönderildiğini, vaki itiraz üzerine üzerine Ankara …. İcra Hukuk Mah.nin 30.05.2018 tarih ve 2018/… E. -2018/… K. Sayılı ilamı ile işlem iptal edildiğini ve bu işlemin herhangi bir geçerliliği kalmadığını, dava dilekçesinde çok net olarak iflas taleplerini İİK’nun 177/4 ve 155 ve devamı maddelerine dayandırıldığı, kesinleşmiş ilamlı icra takibi nedeniyle doğrudan iflas talep etme hakkları olmasına rağmen ayrıca “borçlu kooperatifin durumun ciddiyetine idrak etmesi için ödeme emri gönderildiğini, dosyaya sundukları 07.08.2018 tarihli dilekçe de icra takibinin ilamlı bir takip olduğu, iflas kararı verilmesine ilişkin davanın dayanağının ilamlı kesinleşmiş icra takibine rağmen borcunu ödememiş olan borçlu kooperatifin İİK’nun 177/4 ve 155. ve devamı maddelerince iflasına karar verilmesine ilişkin olduğunu dosyaya sundukları 13.11.2019 tarihli dilekçe ile icra takibin ilamlı takip olduğu kesinleşmesi bulunduğu tekrar edilmiş ve borçlu kooperatifin İİK’nun 177/4 ve 155. ve devamı maddeleri gereğince iflasına karar verilmesinin talep ettiklerini, yerel mahkeme, kanuna ve usule aykırı olarak davanın konusuyla ve özellikle talepleri ile ilgili ve kanuni olarak bakması ve araştırması gereken hususlar dışında davayı sürüncemede bırakarak, borçlu davalı kooperatifin borcunu ödemesini geciktirecek ve müvekkillerinin alacağına kavuşmasını engelleyecek yol ve yöntemler uyguladığını, kesinleşmiş ilamlı icra takibine rağmen takibe konu ilamın kesinleşmesini beklettiğini, gereksiz ve davaya her hangi bir etkisi olmamasına rağmen Ankara… İcra Hukuk Mahkemesi dosyasını celbi için zaman kaybına neden olduğunu, depo kararı verilmesi taleplerinin her defasında gereksiz olarak sonraki tarihlere bırakıldığını, davalı tarafın Anayasaya Aykırılıkla ilgili oyalama taktiklerine devamlı süreler vererek göz yumduğunu, kararın gerekçesine Ankara ….. İcra Hukuk Mahkemesi kararını kopyalayarak yersiz, anlamsız ve kanuna ve usule aykırı şekilde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verdiğini, ileri sürerek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, İİK.nun 177 ve devamı maddelerine dayalı doğrudan iflas davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacıların, Erzurum 2. AHM’nin 2012/…. E-2015/….sayılı ilam alacağı nedeni ile davalı S.S. …Yapı Koop. aleyhinde Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/….. E. sayılı dosyası ile ilamlı takip başlattığı, Örnek no ….-… icra emrinin davalı kooperatife 10/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, dosyanın 22/02/2018 tarihinde yenilenerek alacaklı vekili tarafından takibin iflas yoluna çevirerek davalı borçlu kooperatife örnek no:…. ödeme emrinin tebliğ edildiği, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/…. E. -2018/… K. sayılı kararı ile Ankara …. İcra Dairesinin 2018/…. E. sayılı dosyasında düzenlenen 13/03/2018 tarihli örnek no:… nolu ödeme emrinin iptaline karar verdiği, hükmün 31/07/2018 tarihinde kesinleştiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, İİK.nun 177/4. maddesi gereğince doğrudan iflas koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Doğrudan doğruya iflas halini düzenleyen ve davacının dayandığı İİK.nun 177.maddesi gereğince;
Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3-308 inci maddedeki hal varsa;
4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse, Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
Davalı borçlunun İİK’nın 177. maddesi gereğince doğrudan doğruya iflasının istenebilmesi için ilama dayalı bir alacağın icra emriyle istenildiği halde ödenmemiş olması maddede aranan sebeplerinden biri olup, davacı tarafından ilama dayalı olarak takip yapıldığı, icra emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, buna rağmen alacağın ödenmediği, İİK. 177/4 maddesinde uyarınca alacaklının borçlunun doğrudan doğruya iflasını talep edebileceği, yasal şartların mevcut olduğu gözetilmeksizin, yeterli olmaya gerekçe ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2019 tarih ve 2018/297 Esas, 2019/516 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 07/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.