Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/158 E. 2022/1132 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/158
KARAR NO : 2022/1132
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/512 Esas, 2019/497 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, Müvekkili şirketin, görevli tedarik şirketi ve tedarikçi sıfatını aynı lisans belgesi ile yürüttüğünü, EPDK tarafından müvekkili şirkete verilen … Lisans Numarası ve 17/04/2014 tarihli tedarik lisansının ekte sunulduğunu, bu lisansın, müvekkili …’ne 17/04/2014 tarihinden 01/09/2036 tarihine kadar geçerli olmak üzere Ağrı, Erzincan, Erzurum, Kars, Bayburt, Ardahan, Iğdır illerinde ilgili mevzuat çerçevesinde son kaynak tedarikçisi olarak faaliyette bulunma yetkisi verdiği gibi aynı zamanda elektrik enerji ticareti yapma yetkisi de verdiğini, yani ikili anlaşmalar ile enerji satın almayan ve yukarıda belirtilen illerdeki müşterilere “görevli tedarik şirketi” sıfatı ile elektrik temin etmekle yükümlü olan müvekkili şirketin aynı zamanda bölge içi ve bölge dışında ikili anlaşma yaparak “tedarikçi” sıfatı ile enerji satışı gerçekleştirebildiğini, ancak her iki durumda da EPDK tarafından müvekkili şirkete verilen hem görevli tedarik şirketi hem de tedarikçi sıfatını belgeleyen tek bir lisans ile iş ve işlemler yürütüldüğünü, davalı ile müvekkili şirket arasında 2016/… sayılı ihaleye dayalı ikili anlaşma imzalandığını, dava konusu fatura alacağının ise müvekkili şirketin tedarikçi sıfatıyla katıldığı iş bu ihaleden kaynaklanan ve mevzuatın uygun gördüğü ek fiyat farkı alacağına dayandığını, müvekkili şirketin tedarikçi sıfatıyla katıldığı davalının 2016/……. sayılı ihalesinde, ilanı veya duyurusu 24/02/2018 tarihinden önce tesis edilen elektrik alımına dayanan ve 01/01/2016 tarihinden sonra gerçekleştirilen kısımları için davalı tarafından ödenecek ek fiyat farkı hesaplanarak ilgili fatura davalıya gönderildiğini, ancak davalının bu fiyat farkını ödeyemeyeceğini bildirdiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hak ve alacakların saklı kalması kaydıyla müvekkili şirketin 16.519,76.-TL alacağının yasal faizi ile birlikte tahsiline, Anayasanın 152 md gereği ilgili mevzuat hükümlerinin anayasaya aykırılığı iddiaları dikkate alınarak dosyanın anayasa mahkemesine tevdi ile anılan maddelerin; 25/05/2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7144 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 12. Maddesi ile 05/01/2002 tarihli ve 4735 sayılı kamu ihale sözleşmeleri kanununun geçici 3. Maddesine eklenen “geçici madde 3-14/03/2013 tairhli ve … sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3. Maddesinde tanımlanan görevli tedarik şirketlerinin yüklenicisi olduğu sözleşmeler hariç olmak üzere, ilanı veya duyurusu 24/02/2018 tarihinden önce yapılarak 4734 sayılı kanuna göre ihale edilen ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanacağına ilişkin hüküm bulunan elektrik alım sözleşmelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce fesih veya tasfiye edilmeksizin kabulü yapılan veya bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam edenlerin 01/01/2016 tarihinden sonra gerçekleştirilen kısımları için ek fiyat farkı ödenebilmesi veya kesilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite kurumun teklifi üzerine bakanlar kurulu yetkilidir.” hükmünde belirtilen “görevli tedarik şirketlerinin yüklenicisi olduğu sözleşmeler hariç olmak üzere…” ifadesinin anayasa mahkemesi tarafından madde metninden kaldırılmasına, 30/06/2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan 2018/….. numaralı 20/06/2018 karar tarihli kararnamenin 6 maddesinin 3 fıkrasında belirtilen, bu esaslara göre ek fiyat farkı hesaplanabilmesi için yüklenicinin, 14/03/2013 tarihli ve … sayılı elektrik piyasası kanununun 3. Maddesinde tanımlanan görevli tedarik şirketi olmaması gerekir” maddesinin anayasa mahkemesi tarafından iptaline, yüce mahkeme kararı kesinleşinceye kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, … Şube Müdürlüğü ile davacı firma arasında ihalesi yapılan 2016/….. ihale kayıt numaralı 15/08/2016–14/08/2017 tarihleri arasında elektrik enerjisi alımı yapıldığını, sözleşme kapsamında ise ilgili hakedişleri davacı firmaya ödendiğini, davacı firmanın ise 04/10/2018 tarih ve …sayılı müvekkili kuruma göndermiş olduğu yazıda 2018/…. sayılı bakanlar kurulu kararı doğrultusunda “ek fiyat farkı” usulünden faydalanmak istediğini ve bu nedenle de 16.519,76.-TL fatura bedeliniln ödenmesini müvekkili kurumdan talep ettiğini, yapılan incelemede ise 30/06/2018 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018/……. sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 2. Maddesi ile 6. Maddesinin 3 fıkrasında bu esaslara göre ek fiyat farkı hesaplanmasının yapılabilmesi için yüklenicinin 14/03/2013 tarih ve … sayılı kanunun 3 maddesinde tanımlanan görevli tedarik şirketinin olmaması gerektiğinin vurgulandığını, davacının bu davayı açmakta haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalı idareden tedarikçi sıfatıyla katıldığı ihale nedeniyle mevzuattan kaynaklanan ek fiyat farkı alacağına yönelik dava açtığı, davacı tarafın talebi ile mahkememizin talebi ciddi bulması üzerine 4753 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na 16/05/2018 tarihli ve 7144 sayılı kanunun 12. Maddesiyle eklenen geçici 3. Maddede yer alan “…görevli tedarik şirketlerinin yüklenicisi olduğu sözleşmeler hariç olmak üzere…” ibaresinin iptaline karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesine başvuru yapıldığı, başvuru üzerine Anayasa Mahkemesince davanın idari yargı mercileri tarafından çözülmesi gereken bir dava olması sebebiyle ve mahkememizin yetkisizliği nedeniyle başvurunun reddi yönünde karar verildiğinin belirtildiği, Anayasa Mahkemesi kararından da anlaşılacağı üzere bakılmakta olan davada davacı şirket ile davalı idare arasında yapılan elektrik alımına ilişkin sözleşme, özel hukuk hükümlerine tabi olarak yapılan bir elektrik enerjisi alım sözleşmesi olsa da, bununla birlikte dava, söz konusu sözleşmenin ifası koşullarıyla veya yorumuyla ilgili olmadığı gibi sözleşme kapsamından kaynaklanan bir ihtilafın çözümüyle de ilgili olmadığı, dava 4735 sayılı kanun’a 7144 sayılı kanun’la eklenen elektrik alımı sözleşmelerinde ek fiyat farkı öngören geçici 3.maddenin nasıl uygulanacağına ilişkin olup idarenin bu hüküm kapsamında tesis ettiği işlemin kamu gücüne dayanılarak tesis edilen tek taraflı idari işlem niteliğinde olması dikkate alınarak davanın idari yargı mercileri tarafından çözülmesi gereken bir dava olması sebebiyle Yargı Yolunun Caiz Olmaması Nedeniyle” HMK 114/1-b ve HMK 115’nci maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davacının T.C. … Genel Müdürlüğü’ne yönelik açtığı alacak davasında “Yargı Yolunun Caiz Olmaması Nedeniyle” HMK 114/1-b ve HMK 115’nci maddesi gereğince USULDEN REDDİNE; ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında ikili borçlar hukuk sözleşmesi bulunduğunu, bu anlamada davanın davalı idarenin idari işlemine karşı açılmış bir dava olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacının dava ile sözleşmeyi görevli tedarik şirketi olarak değil tedarik şirketi olarak imzaladığını, 4734 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesinde “görevli tedarik şirketlerinin” imzaladığı sözleşmelerin hariç tutulduğunu, bu bağlamda davacının talebinin ikili anlaşma ve özel hukuk hükümlerine göre ek fiyat farkına yönelik olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın idari yargı yerinde görülmesine yönelik gerekçesinin isabetli bulunmadığını, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, 4735 sayılı Kanun’a 7144 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 3. Madde uyarınca elektrik alımı sözleşmelerinde ek fiyat farkı talebine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, taraflar arasında elektrik alım sözleşmesi bulunduğunu, 4735 sayılı Kanun’a 7144 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 3. madde uyarınca elektrik alımı sözleşmelerinde ek fiyat farkı talebine imkan tanındığını, bu nedenle davalı adına düzenlenen 16.519,76 TL’lik fatura düzenlendiğini, davalı İdarenin faturayı ödemeyeceğini bildirdiğini, bahsedilen Geçici 3. Maddedeki, “görevli tedarik şirketlerinin yüklenicisi olduğu sözleşmeler hariç olmak üzere” ibaresinin Anayasa’ya aykırı bulunduğunu ileri sürerek dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesini ve anayasa Mahkemesi kararının bekletici mesele yapılarak 16.519,76 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin davanın reddini istediği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davaya ilişkin Anayasa Mahkemesince verilen 14/03/2019 tarihli ve 2019/29 E.- 2019/10 K. sayılı ilamı iş bu davanın İdari Yargı yolunda görülmesi gerektiğinin belirtildiği, Anayasamızın 153/son maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Düzenlemesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı nedeniyle davacı vekilinin isabetli bulunmayan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin davalı idare ile yapmış olduğu ihale sözleşmesinde tedarikçi şirket sıfatıyla hareket ettiğine dair iddiası da bulunmakta olup, davacı şirketin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verdiği 17/04/2014 tarihli tedarik lisansı belgesinde “Ağrı, Erzincan, Erzurum, Kars, Bayburt, Ardahan, Iğdır ilerinde ilgili mevzuat çerçevesinde Son Kaynak Tedarikçisi Olarak faaliyette bulunma ile elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi ticareti yapmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 17/04/2014 tarihli ve 4968-35 sayılı kararı ile verilmiştir.” denilmekte olup, davacının sözleşmeyi tedarik şirketi mi yoksa görevli tedarik şirketi mi olarak imzaladığı hususunda alanında uzman bir bilirkişiden bilirkişi raporu alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf peşin karar harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 20/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.