Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1554 E. 2022/2449 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1554
KARAR NO : 2022/2449
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2015/724 Esas, 2020/73 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2015 tarihinde … Lojistik Ulus Taş. Ve Ant. Rope. San. Ve Tic. A.Ş.’ne ait ……….. plakalı çekici ile buna bağlı ……… plakalı LPG yüklü gaz tanker römorkun …’ın sevk ve idaresinde iken aşırı hızdan virajı alamayarak kaza yaptığını, gaz dolum-tahliye kısmının zarar görmesiyle LPG tankerinde bulunan gazın hızla boşaldığı ve vadi içerisine yayıldığını, karşı yönden gelen araçlardan inen insanlar araçlarından inerek kaçmaya çalışırken yayılan gazın patladığını, … ……. firmasına ait ………. plakalı otobüs ile … ……… firmasına ait otobüsün yolcularının yanarak zarar gördüğünü, … ……. firmasına ait ………. plakalı otobüste yolcu olan müvekkili …………’ın da yaralandığını, hastane giderleri ve bakım masrafları dşında yaralanma sebebiyle pek çok masrafının olduğunu, BK’nun 50. Maddesine ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre maddi zarar kapsamına meydana gelen fiili zararlar ile birlikte yoksun kalınan karın da girdiğini, …… Lojistik Ulus Taş. Ve Ant. Rope. San ve Tic. A.Ş.’nin BK 66. maddesine ve trafik kanununa göre kusursuz sorumlu olduğunu, yine tankeri sigortalayan ……………… Sigorta Şirketi’nin de sorumluluğunun kesin olduğunu, söz konusu maddi ve manevi zararın davalılar tarafından müteselsil olarak karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin vücudunda oluşan yanık ve sabit izler için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle brilikte şimdilik 5.000 TL maddi tazminata hükmesilmesine, müvekkilinin çekmiş olduğu elem ve ızdırap için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte asgari 50.000 TL manevi tazminata hükmesilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine krar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …… Lojistik Ulus Taş. Ve Ant. A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu olay haksız fiile dayandığından fiilin gerçekleştiği yer olan Lice Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu edilen alacağın belirsiz alacak değil, aksine HMK’nun 109/2 md uyarınca belirli alacak davası olduğu ve kısmi davaya konu edilemeyeceğini, kazanın tanker sürücüsünün karşı yönden gelen ancak plakası belirlenmeyen bir araca çarpmamak için yolun sağına yanaşması ve fren almaya çalışması nedeniyle aracın yan yatarak devrilmesi sonucu oluştuğunu, bu devrilme ile tankerdeki gazın sızdığını, kaza sonrasında yoldan geçmekte olan………. plakalı davacıyı taşıyan aracın alınan önlemler nedeniyle devrilen tankere yakın mesafeye gelememesine rağmen davacının araçtan inerek tankere yaklaştığını, bu sebeple kazanın oluşunda sürücü …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, görgü tanıklarının ifadelerine göre …’ın insanları olay yerinden uzaklaştırmak için defalarca uyarı ve ikazlarda bulunduğunu, araç sahibi …… Lojistik Ulus Taş…A.Ş.’nin davacının maluliyetinden sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, 03/09/2014 tarihli bilrikişi raporuna göre kazada Karayolları ….. Bölge müdürlüğü’nün % 20 abalı Askeri Birlği’nin % 18, … ……. Otobüs Firması’nın % 4, sürücüsünün ise % 15 kusurunun tespit edildiğini, bu durumda diğer şirket ve şahısların da davaya dahil edilmeleri gerektiğini, davanın öncelikle usulden reddine, esasa girilmesi halinde hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……………… Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından iş bu dava açılmadan önce tarafına başvuru olmadığından temerrüt tarihi olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini, poliçeye birden fazla maddi ve manevi tazminat talebi bulunduğundan bütün dosyaların göz önünde bulundurularak garameten usulüne göre paylaştırılma yapılması gerektiğini, zorunlu sigorta poliçelerinde manevi tazminatın teminat dışı olduğunu, ancak kasko poliçesinde ise 500.000 TL ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet durumlarının tespiti için adli tıp kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, Davacının SGK’dan rücuya tabi ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, yargıtay içtihatlarına göre ihbarda bulunmadan dava ikame edilmesi halinde sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 21/07/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle … ……. firmasına ait ………. plakalı otobüste yolcu olan …………’ın yaralanması sonucu mahkememizde tazminat davası açıldığı, Lice Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan kusur raporuna göre ………. plakalı tanker sürücüsü …’ın % 15, …… Lojistik Ulus Taş….A.Ş.’nin % 3 oranında kusurlu bulunduğu, toplam olarak davalıların %18 oranında gerçekleşen kazada kusurlu oldukları, aktüer bilirkişisi tarafından sunulan rapora göre ………… için 126.958,04.-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.433,52.-TL bakiye geçici iş göremezlik tazminatı (SGK tarafından ödenen 1.691,67.-TL iş göremezlik ödeneği tenzil edildikten sonra) olmak üzere toplam 129.391,56.-TL iş göremezlik tazminatı alabileceği yönünde rapor düzenlendiği, davalı tarafların kusur oranları dikkate alındığında; 129.391,56 TL’nin %18’i olan 23.290,48 TL olarak maddi tazminat alacağı doğduğu, her ne kadar davalı ………. Sigorta vekilince kaza nedeniyle 3.856.059,39 TL ve yine kazaya bağlı hasar nedeniyle 1.637.137,83 olmak üzere toplam 5.493.193,22 ödeme yapılarak teminat limitlerinin aşıldığı belirtilmiş ise de, poliçe limitleri incelendiğinde ölüm ve sakatlanma nedeniyle kaza başına 5.375.000,00 TL, tedavi giderleri için kaza başına 5.375.000,00 TL, maddi zararlar için kaza başına 537.500,00 TL olmak üzere her bir başlık için ayrı ayrı teminat düzenlendiği, bu kapsamda sigorta teminat limitlerinin aşılmadığı yönünde tespitte bulunulduğu, davalılar ile davacıların ekonomik ve sosyal durumu ve kazaya karışan tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak maddi ve manevi tazminat yönünden davacının davasının kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle yerel mahkemenin kararının müteselsil sorumluluk esaslarıyla bağdaşmadığı gibi kendi içinde de çelişkili bir karar olduğu, zira yerel mahkeme dava konusu olayda TBK’da yer alan müteselsil sorumluluk esaslarını hiçe sayarak kusur oranlarını dikkate alarak kısmen kabul kısmen red kararı verdiğini, kusur oranlarını gösteren rapor yerel mahkemece aldırılmadığı soruşturma dosyasındaki rapora dayanılarak hüküm kurulduğunu, meydana gelen çok taraflı bir trafik kazasında müvekkilin bütün sorumluları tek tek bilebilmesinin ve hepsine karşı dava ikame edebilmesinin mümkün olmadığını, yerel mahkemenin dava dışı olanlara dava açılmadığı gerekçesinde dayanan kısmen red kararının hak arama özgürlüğünün de kısıtlanmasının zorlaştırılmasına anlamına geldiği nedenleri ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilamın kaldırılması, davanın kabulü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı ……………… Sigorta Şirketi istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hasar başvurusu neticesinde yapılan işgöremezlik/ölüm ödemelerine hasar ödemesi tahribinin kullanılması nedeniyle bu ödemeler araçlarda meydana gelen maddi hasar olarak algılandığını, bu yanlış anlaşılmanın dikkate alınarak poliçe teminatının tükenmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yan müvekkil şirketten manevi tazminat talep ettiğini, bu halde müvekkil açısından reddedilen manevi tazminat için de karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın konusu davacı yanın gelecekte uğradığı iş göremezlik zararı olduğunu, gelecekteki bir zarar için bugün faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğu nedenleri ile tehiri icra talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ve Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında zarar tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davaya konu olay, 21/07/2014 günü davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan davalılardan …… Lojistik ve Uluslararası Taşıma ve Ant. San. Ve Tic. A.ş.nin işleteni, ……………… Sigorta A.Ş nin Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı olduğu, ……… plakalı LPG dolu dorse ve dorseye takılı bulunan ……….. plakalı çekicinin ………. istikametinden ……. istikametine seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında bulunan boş alana devrilmesi sonucu dorsenin çekiciden ayrılması üzerine LPG tankının kapağının açılarak LPG gazının karayoluna sızması ve patlaması sonucu, ……. istikametinde seyir halinde olan dava dışı … ……. Turizm, Tekstil Gıda Akaryakıt İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ye ait ………. plaka sayılı yolcu otobüsünde yolcu olarak bulunun davacı …………’ın yaralanması şeklinde gerçekleşmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; yargılama sırasında mahkemece kusur raporu alınmadığı, ceza soruşturmasında alınan kusur raporuna göre ve bu rapordaki kusur oranlarına göre karar verildiği görülmüştür. Kural olarak hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği maddi olgularla bağlı olsa da kusur tespitiyle bağlı değildir. Dava konusu kazanın oluşumunda LPG yüklü tanker sürücüsünün kusurlu olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Bu itibarla zararın tamamından davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı ……………… Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; somut olayda hak sahibi davacının hak ettiği toplam tazminat miktarının ( Hazine Müsteşarlığınca asgari tutarları belirlenen) kaza tarihindeki poliçe limitlerini aştığı iddia edilmiştir.
Garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Bu sebeple mahkemece davacı ile birlikte kazada ölen ve yaralanan birden çok hak sahibinin bulunması ve tüm hak sahipleri için hesaplanan toplam tazminatın davalının düzenlediği poliçedeki kaza ve kişi başına öngörülen ölüm teminat limitinin aşılıp aşılmadığı belirlenmeli aşıyorsa garame hesabı yapılmak suretiyle davacının hak kazanacağı tazminat miktarına hükmedilmelidir. Mahkemece yukarıda belirtilen yöntem doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yönden inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca, kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı ……………… Sigorta Şirketi vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 06/02/2020 tarih ve 2015/724 Esas, 2020/73 Karar sayılı kararının, HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı ve davalı ……………… Sigorta Şirketi tarafından yatırılan istinaf peşin harcının yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı ve davalı ……………… Sigorta Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………… tarihinde oy birliği ile karar verildi.