Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1398 E. 2022/22 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1398
KARAR NO : 2022/22
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/137 Esas, 2020/19 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili, 11/05/2014 tarihinde davacı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda, davacı …’un yaralandığını ve % 34 oranında malul kaldığını, davalı sürücünün ağır kusurlu olduğunu, davacı …’un kuaförlük yaptığını, … plaka sayılı aracın … numaralı trafik poliçesinin davalı … şirketi tarafından düzenlendiğini, sigorta şirketine başvuru yaptıklarını, hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını iddia ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutarak aracın hasarı, aracın değer düşüşü, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların tamamı, bedene gelen zarar, ayrıca 200.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüye ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili, … plaka sayılı aracın … numaralı trafik poliçesi ile sigortalandığını, … plaka sayılı aracın … numaralı kasko poliçesi ile sigortalandığını, araç hasarı ve değer kaybına ilişkin taleplerinin zaman aşımına uğradığını, iddia edilen zararların ispat edilmesi gerektiğini, davacının kusurlu olduğunu, kusur raporu alınması gerektiğini, aktüerya rapor alınması gerektiğini, davacıların Sosyal Kurumdan tazminat alıp almadıklarının tespitinin gerekeceğini, almış iseler tazminattan düşülmesine, davacıların sigorta şirketine başvuruda bulunmadıklarını ve sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, yasal dayanağının bulunmadığını, meydana gelen kazada davacıların kusurlu olduğunu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “… Davacı tarafından araç hasarı ve değer kaybı istemine yönelik olarak dava dilekçesinde herhangi bir delil sunulmadığı, ön inceleme aşamasında verilen sürede de bu yönde bir delil sunulmadığı görülmüş olup, makine mühendisi bilirkişisi tarafından kazalı araca ait fotoğrafların, kilometresinin, tramer kaydının vs. dosyada bulunmadığı, dosyaya sunulması halinde rapor düzenleneceği” yönünde görüş beyan edilmiş ise de HMK madde 145 uyarınca sonradan delil gösterilmesinin mümkün olmadığı ve davacı tarafından da bu delillerin ileri sürülememesinin kendi kusurlarından kaynaklanmadığına ilişkin bir bilgi ve belge sunulmadığından araç hasarı ve değer kaybı istemine yönelik davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin yerleşik Yargıtay kararlarında tarafların mali ve sosyal durumu, uğranılan zararın ölçüsü, kazanın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, manevi tazminatın zararın giderimi amacı taşımaması ve zenginleşme aracı olmaması hususları tazminat miktarının belirlenmesinde önem arz etmektedir.
Tarafların SED raporlarının incelenmesinde davacı …’nin kuaförlük yaptığı aylık gelirinin 3.000- 4000 TL civarında olduğu, davacı …’ın üniversite mezunu olup işinin olmadığı , Davacı … lise öğrencisi olduğu, davalıların ise … Giyim isimli işyerinde pazarlamacı olarak çalıştıkları, davalı …’ın aylık gelirinin 2.000 TL, davalı …’ün aylık gelirinin 1.500 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … kaza nedeniyle ATK raporunda belirtildiği üzere %24,2 maluliyete uğramış olup, İyileşme (iş göremezlik) süresinin de olay/kaza tarihinden itibaren 6(altı) aydır. Yine ATK’dan aldırılan kusur raporunda kaza tarihinde sürücü belgesi bulunmayan 15 yaşındaki oğluna aracı kullandırması nedeniyle davacının %15 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Erzurum 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/273 E- 2014/249 K sayılı kararı ile davacının ehliyetsiz oğluna araç kullandırmasına rağmen kendisini aracı kullanan kişi olarak göstermesi nedeniyle suç üstlenme suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı … …nun da kazanın meydana gelmesinde %15 kusurlu olduğu ATK raporunda belirlenmiştir. Davacı kaza tarihinde 15 yaşında olup nispeten fiilinin anlam ve sonuçlarını bilebilecek yaşta olup annesinin kendisinden aracı kullanmasını istemesine rağmen aracı kullanma hak ve yetkisinin olmadığını bilebilecek yaştadır. Bu nedenle manevi tazminat miktarının da kusuruna ve yaşı itibariyle fiilinin anlam ve sonuçlarını bilebilecek yaşta olması durumu gözetilerek belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kaza nedeniyle davacı …’un ağır şekilde maluliyete uğraması, iyileşme süresinin uzun ‘6 ay) sürmesi nedeniyle manevi zarara uğradığının sabit olduğu bu nedenle tarafların mali ve sosyal durumu, uğranılan zararın ölçüsü, kazanın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacı lehine 40.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı …’nin çocukları olan diğer davacıların annelerinin yaşadığı sakatlık ve tedavisinin uzun sürmesi nedeniyle manevi acı yaşadıkları ve bu davacıların da manevi tazminat taleplerinde haklı oldukları, davacı …’nun kazada bir kusurunun bulunmadığından davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminat takdirinin gerektiği, davacı … …nun kazanın meydana gelmesinde %15 kusurlu olduğu ve yaşı itibariyle de fiilinin anlam ve sonuçlarını bilebilecek yaşta olması ve annesinin yaşadığı yaralanmada kendisinin de katkısının bulunması nedeniyle davacı lehine 5.000 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davacı tarafın araç hasarı ve değer kaybı istemine yönelik davasının REDDİNE, Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; davacı … yönünden 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminat, davacı … yönünden 5.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 11/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili, müvekkili …’un % 24,2 oranında malul kaldığını, müvekkilinin ömür boyu sakat kalmaya mahkum edildiğini, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, aracın değer kaybı yönünden mahkemece hiçbir inceleme yapılmadığını, tramer kayıtları, araçla ilgili tespitler, gerekirse keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, mahkemece bu hususta hiçbir inceleme yapılmadığını, oysa ki araca ilişkin kilometresi, özellikleri, cinsi, tramer kaydının istenilmesinin teknik bir konu olup, bu hususun bilirkişi tarafından istenilmesi halinde ancak dosyaya ibrazının söz konusu olduğunu, sırf bu bilgiler dosyada yoktur diye davanın bu yönüyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar Erzurum 5. Asliye Ceza mahkemesi’nin 2013/273 Esas 2014/249 Karar sayılı ilamına atıf yapılmış ise de; söz konusu ilamın henüz kesinleşmediğini, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
Davalılar … ve … vekili, kaza tarihinin 11/06/2012 olduğunu, bu nedenle zaman aşımı süresinin dolduğunu, dosyada alınan ilk raporların hukuka aykırı olduğunu, zira dosyada tutanağı tutan ve beyanları veren kişi veya kişiler hakkında soruşturma yapılarak ceza verildiğini, buna ilişkin mahkeme ilamlarını sunduğunu, dava konusu kazaya sebebiyet verenin davacılar olduğunu, kaza tarihinde aracı kullanan … olduğunu, araç içerisinde bulunan davacı …’un kazadan sonra aracı kendisi kullanıyormuş gibi şoför koltuğuna geçerek delillerin hukuka aykırı olarak toplanmasına sebep olduğunu, bu eylem nedeniyle … ve …’dan müvekkilinin şikayetçi olduğunu, …’un müvekkilini tehdit etmesi nedeniyle de müvekkilinin kendisinden şikayetçi olduğunu, Erzurum …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 201…. Esas sayılı dosyasında …’un suç üstlenme ve basit tehdit suçlarından cezalandırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle dosyanın ilk beyan ve tutanağa göre kusur tespitine gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyada alınan raporları kabul etmediklerini, zira kazadan sonra davacının araçtan inerek şoför tarafına geçtiğini, akabinde inerek dolaştığının kamera kaydı ile sabit olduğunu, bu kamera kaydında herhangi bir yaralanmasının olmadığının açıkça belli olduğunu, yine kazada yaralanmasına sebep olan dav acıların kendisi olduğu halde müvekkiline kusur mal edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tutulan ilk kaza tespit tutanaklarının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilgili trafik polisleri hakkında soruşturma başlatıldığını, davacı … hakkında mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından soruşturma yapıldığını, kazaya davacıların kendilerinin sebep olması, delilleri karartmaları ve en önemlisi tarafların maddi durumları göz önüne alındığında verilen kararın yerinde olmadığını, davacı tarafın bu kaza nedeniyle sigorta şirketinden 200.000-250.000 TL civarında para aldıklarının resmi olarak belli olduğunu, manevi tazminat ve faizinin fahiş bir miktar olduğunu, manevi tazminatın tarafların maddi durumuna göre belirlenmesi gerektiğini, davacının kazadan sonra hastaneye gitmediğini, alınan raporun hukuka aykırı olduğunu, kaza anında yaralanma olup olmadığı, olmuş ise bu yaralanmada maluliyet oranının ne olduğunun irdelenmediğini, araştırılmadığını, tüm bu nedenlerle ilk tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak zaman aşımı nedeniyle usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacılar vekilinin dava dilekçesinde, 11.05.2014 tarihinde davacı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda, davacı …’un yaralandığını ve malul kaldığını, davalı sürücünün ağır kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yaptıklarını, hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakların saklı tutarak sigortalı araçta oluşan hasar bedeli ile aracın değer kaybı ve davacı …’un uğramış olduğu maluliyetten kaynaklı maddi zarara ilişkin şimdilik 1.500,00 TL nin, ayrıca davacı … ve çocukları olan diğer davacılar için toplam 200.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında davalı … şirketi ile anlaşmaya varılmış olması nedeni ile davalı … şirketi aleyhine olan maddi tazminat davasının tefriki ile ayrı bir esassa kaydedildiği, davacıların manevi tazminata ve araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybına ilişkin taleplerinin ise işbu dosyada görülmeye devam edilerek yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davacıların hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin taleplerinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulü ile, davacı … yönünden 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminat, davacı … yönünden 5.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 11/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılama sırasında davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde taraflara izafe edilebilecek kusur durumunun tespitine yönelik bilirkişi raporu alındığı, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş,18/08/2017 tarihli raporunda, sürücü …’nın, … yönetimindeki … plaka sayılı araca ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususa riayet etmeden, seyir hızını azaltmadan kavşağa giriş yapması sonucu gerçekleşen olayda %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü belgesiz …’nun, ilk geçiş hakkı kendisinde olsa da kavşağı kontrol ederek güvenli bir ortam olduğundan emin olduktan sonra kavşağa girmesi gerekirken bu hususa riayet etmemesi nedeni ile gerçekleşen olayda %15 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin ise yaşı gereği sürücü belgesi bulunmayan 1997 doğumlu oğlu … …’nun aracı kullanmasına izin vermiş olması nedeni ile %15 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, davacı …’nin maluliyet oranının tespitine yönelik alınan ve Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince düzenlenen 08.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının %24,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davalılar vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hakkına ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği esas alınarak takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmaya uygun bir miktar olması gerektiği, 22/6/1966 günlü 7/7 sayılı İBK’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiş olduğundan mahkemece, tarafların yaşanan olaydaki kusur durumu, olayın oluş şekli, tarafların mali ve sosyal durumu, olayın davacı üzerindeki psikolojik etkisi, olayın yarattığı üzüntü, elem ve acı dikkate alınarak takdir edilen manevi tazminat miktarının somut olaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın somut olaya uygun olduğu anlaşıldığından, manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesinde ise, dava dilekçesinde, davaya konusu trafik kazası nedeni ile davacıya ait araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybı zararının tahsilinin de talep edildiği, mahkemece bu kapsamda makine mühendisi bilirkişiden alınan 27.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda, “kazalı araca ait fotoğrafların, kilometresinin, tramer kaydının vs. dosyada bulunmadığı, dosyaya sunulması halinde rapor düzenleneceği” yönünde görüş beyan edilmesine rağmen mahkemece, davacı tarafça, dava dilekçesinde araç hasarı ve değer kaybı istemine yönelik olarak herhangi bir delil sunulmadığı, ön inceleme aşamasında verilen sürede de bu yönde bir delil bildirilmediği, makine mühendisi bilirkişisi tarafından kazalı araca ait fotoğrafların, kilometresinin, tramer kaydının vs. dosyada bulunmadığı, dosyaya sunulması halinde rapor düzenleneceği” yönünde görüş beyan edilmiş ise de HMK madde 145 uyarınca sonradan delil gösterilmesinin mümkün olmadığı ve davacı tarafından da bu delillerin ileri sürülememesinin kendi kusurlarından kaynaklanmadığına ilişkin bir bilgi ve belge sunulmadığı gerekçesi ile araç hasarı ve değer kaybı istemine yönelik davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile yerel mahkemenin istinafa konu kararının ortadan kaldırılarak, davacı tarafa makine mühendisi bilirkişiden alınan 27.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda bildirilen bilgi ve belgeleri sunması için süre verilerek, aynı bilirkişiden, araçta oluşan hasar bedeli ve değer kaybının hesaplanmasına yönelik alınacak ek rapor doğrultusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 3.757,05-TL karar harcından peşin alınan 928,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.828,89-TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KISMEN KABULÜ ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/137 Esas-2020/19 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında davacılardan alınan peşin karar harcının başvuru sahibi iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacılar yönünden yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesinde verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
C)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
D)Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 05.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.