Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1267 E. 2022/2301 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1267
KARAR NO : 2022/2301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/245 Esas, 2019/520 Karar
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından … T.A.Ş’ye ait ……… nolu, 10/06/2017 keşide tarihli, keşide yeri Erzurum olan 35.500,00 TL bedelli çeki keşide ederek … Ambalaj Ltd. Şti’ye verdiğini, iş bu çekin … Ambalaj Ltd. Şti. Tarafından ise müvekkil bankaya borcuna karşılık ciro ettiğini, ciranta … Ambalaj Ltd. Şti tarafından müvekkil bankaya olan borcun ödenmemesi üzerine keşideci borçlu aleyhine Erzurum ….. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, bu nedenlerle alacağının muaccel ve likit olduğundan dava boyunca davalıların mal kaçırmasını engellemek için davalların yedinde ve üçüncü şahıslarda olan taşınmaz taşınır malları ile alacaklarına, banka hesapları ve diğer haklarına ihtiyati haciz konulmasını, haksız ve kötüniyetli yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının davaya cevap vermediği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Dosya aslı celp edilen Erzurum ….. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklısının …Bankası A.Ş, borçlusunun ……. Kozmetik Med. Gıda… Ltd. Şti. olan, takip miktarının 35.500,00 TL asıl alacak, 13.402,73 TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %19,5 temerrüt faizi olmak üzere toplam da 48.902,73 TL olduğu, düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğini müteakip borca ve faize itiraz ettiğinden takibin durduğu ve alacaklı vekilince de itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Takibe dayanak çekin incelenmesinde yasal sürede bankaya ibraz edilmediği, çekin davalı şirket tarafından dava dışı … Ambalaj Ltd Şti lehine keşide edildiği, bu şirket tarafından davacı bankaya temlik cirosu ile temlik edildiği görülmektedir.
TTK 818. Madde atfı ile uygulanması gereken TTK 732 maddesinde ” Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükümleri yer almaktadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin E:2017/2437 , K:2018/2768 sayılı kararında da belirtildiği üzere yasal süresinde ibraz edilmeyen temlik cirosu ile çeki devralan çek hamili banka tarafından TTK 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideci aleyhine takip yapılması mümkündür. Davalı şirket tarafından icra dosyasına yapılan itirazda zamanaşımı def’i ileri sürülmediği gibi davaya cevap verilmemiş ve zamanaşımı definde bulunulmamış olduğundan davacının çek bedelini davalı keşideciden talep etmesi mümkündür.
Davacı tarafça çekin keşide tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin E:2016/9611 , K:2016/15851 sayılı kararında da belirtildiği üzere davalının takibin başlaması ile birlikte temerrüde düştüğü anlaşılmakla takip öncesi için talep edilen faizin yerinde olmadığı anlaşılmış ve takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilmiş ve davanın kısmen kabulü ile davalının 35.500,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar yönünden devamına takip sonrasında asıl alacağın %19,50 ve değişecek oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiş, likit nitelikteki borca haksız itiraz nedeniyle davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl alacak yönünden talebin kabulüne davaya konu çekin muhatap bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle işleyen faiz yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararında belirtildiği üzere çekin bankaya ibraz edilmesi dahi keşideci sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince borçtan sorumlu olacağını, ibraz süresi içerisinde çekin bankaya ibraz edilmediğinde ibraz tarihinin son gününde davalı tarafın sebepsiz zenginleşeceği sayılacağından ibraz tarihinin son gününde temerrüde düşeceğini, çekin ibraz tarihinin son gününden itibaren faiz işletilmesi gerekirken işleyen faizin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu nedenleri ile kararın kaldırılması, davanın kabulü ile takip talebinde yer aldığı şekliyle faize hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, ibraz süresi geçmiş olan çek nedeniyle keşideci hakkında başlatılan TTK’nın 818/1-m maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 732. maddesi uyarınca açılmış sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, keşide tarihi 10.06.2017 olan 35.500,00 TL bedelli çekin ibraz süresi geçmiş olduğundan davalı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde, davalının itirazı üzerine takibin durması nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiası ile itirazın iptalini talep etmiştir, davalı cevap dilekçesi sunmamış, mahkemece davanın kısmen kabulü ile asıl alacak yönünden itirazın iptaline, işlemiş faiz yönünden ise davanın kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
Çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemesi halinde hamil, ciranta ve keşideciye karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Yani süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklı haklar yitirilmiş olur. Bu durumda çeke dayalı müracaat hakkını kaybeden hamil alacağına kavuşabilmesi için iki yola başvurabilir. Hamil; ya aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki devraldığı ciranta veya lehtara başvurarak ve süresinde ibraz edilmeyen çeki yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle, alacağını diğer her türlü delille ispat edebilir, ya da TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak ve sadece keşideciden alacağını talep edebilir.
Bu kapsamda TTK’nın 732. maddesinde “Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir. Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez. Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Çekler hakkında da uygulanacak olan bu maddede ifade bulan sebepsiz zenginleşme talebi hukuki niteliği itibariyle, çekten doğan hakkın korunması veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü veya zamanaşımına uğradığı hallerde çek borçlusu keşideci nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşme nedeniyle ve çekten kaynaklı alacağını elde edemeyen, bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı şekilde keşideci lehine değer kaybı oluşan yetkili hamile, kambiyo hukuku uyarınca tanınmış yeni bir haktır.
TTK’nın 732. maddesi uyarınca keşideciye başvurabilmek için öncelikle kıymetli evrak vasfında bir çekin bulunması ve çeke dayalı hak talebinde bulunan kişinin yetkili hamil olması zorunludur. Ayrıca hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkması da gerekmektedir. Zararın mevcudiyeti sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talebin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için hamile ait ve tahsili mümkün bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu kıymetli evrak borçlusu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması yani sebepsiz olması yeterlidir. Bu madde uyarınca alacak talebinde bulunmak için hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığına da ihtiyaç yoktur. TTK’nın 732. maddesi uyarınca açılan davalarda ispat yükü sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir.
Diğer yandan, çek nedeniyle talebin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak niteliğinde bulunması nedeniyle takip öncesi dönem için temerrüt faizi talep edilmesi ancak borçlu-keşidecinin TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmesi halinde söz konusu olur. Takip konusu çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo vasfı kalmamıştır. Bu durumda keşide tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilemez. Somut olayda davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından işlemiş faiz talebinde bulunulamaz. Bu sebeple davacı-hamilin bu yöndeki talebi de kabul edilmemiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2639 Esas, 2020/486 Karar sayılı kararında da benzer şekilde, “…davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşme sebebiyle sorumluluğu saptanırsa bu durumda çeklerin keşide veya bankaya ibraz tarihlerinden itibaren temerrüt başlaması söz konusu olamayacağından temerrüt sağlayan icra takibi veya noter ihtarı gibi bir durum olduğunun davacı tarafından ispatlanamaması halinde temerrüt halinin dava tarihinden başlatılması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.” ifadeleriyle takip veya dava tarihinden önce borçlu keşidecinin temerrüte düşürüldüğüne dair bir delil alacaklı davacı-hamil tarafından sunulamaz ise davalıdan ancak icra takibinden veya dava tarihinden itibaren temerrüt faiz istenebileceğini belirtmiştir.
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ……tarihinde oy birliğiyle karar verildi.