Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1223 E. 2022/2473 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1223
KARAR NO : 2022/2473
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/186 Esas, 2020/28 Karar
DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı taraflarca yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin … Bölge Distribitörü olduğunu, bu nedenle sayısı 450’yi bulan alt bayilerinin olduğunu, hat ve fiziki kontör satışı ile beraber sanal kontör adı verilen kredi kartı aracılığıyla günün her saati müvekkili şirket olmaksızın kontör satın alma hizmetinin sunulduğu, … şirketinin müvekkili olan şirkete sanal kontör hizmetine geçildiğini ve bununla ilgili olarak ….. Bankası ve …. ile anlaşma sağlandığının bildirildiği, bunun üzerine … ….. Şubesine başvuruda bulunularak sanal post cihazı açtırdığını, Bu cihazıda mart 2013 tarihinden itibaren müvekkilinin kullanıma sunduğunu, müvekkili şirketçe davalı banka şubesinde sanal post cihazı başvurusu yapılırken günlük muhtemel işlem hacminin yüksekliği anlatılarak güvenlik ile alakalı olarak oluşabilecek sorunların minimuma indirilmesi maksadıyla müvekkilinin maximum güvenlikli olmasını talep ettiğini, bankaca işlemler için 3D güvenliği sağlandığı, ancak söz konusu güvenlik sıkıntılarından sonra görüşülen banka yetkililerinden öğrendiği üzere ayrı ve üst bir güvenlik sistemi olarak tabir edilen secure sistemi hizmetinin sağlanmadığı, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisince itirazda bulunulduğu ve banka tarafından secure sisteminin ayrıca istenmesi gerektiği yönünde karşılık aldığını, 2013 yılının Ağustos ayınca müvekkili şirketi arayan şahıslarca kendi kredi kartlarının rızası ve bilgisi olmadan kontör alımı için kullanıldığının belirtildiği, konu ile alakalı işlem yapılan alt bayilerden birinin ………..’ta bulunan … iletişim adlı iş yerinde yapıldığının tespit edildiğini, mevzu bahis iş yerinde ……….. İP no kullanılarak toplam 7.000,00.-TL’lik şikayete konu sanal kontör yüklemesi yapıldığını, bankanın objektif özel yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik oluşan zararları olan 7.000,00.-TL’nin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tarafına verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili, davacı ile davalı banka arasında üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, yine diğer davalı … ile alt bayi sözleşmesinin imzalandığını, alt bayisi davalı …’ın aracı olduğu internet üzerinden yapılan kontör satışında usulsüzlüklerin olduğu, ilgili işlemlerden sorumlu olmadığı, buna karşın işlem bedeli olarak 7.000,00.-TL’nin hesaplarından haksız alındığından iadesini talep ve dava ettiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, taraflar arasında gerçekleşen işlemlerin ve tarafların akit sorumluluklarının tespitinin yapılması halinde dava konusu işlemler davacı firmanın sanal postundan gerçekleştiğini, davacı firma alt bayi sözleşmesi bulunan diğer davalının ilgili işlemlerde davacı firmaya tahsis edilen sanal post üzerinden işlem yapılmasına izin verdiğini, diğer davalı ile davacı arasındaki uyuşmazlığın alt bayi sözleşmesinden kaynaklandığını, bankanın bu işlemlerden sorumlu olmasının mümkün olmadığını, alt bayi sözleşmesi uyarınca alt bayinin bir bayi kodu ve şifre vermek suretiyle davacı firmanın sanal posu üzerinden işlem yapılmasına müsade ettiğini, her hangi kusur ve sorumluluklarının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … duruşmadaki beyanında, kendisinin ………… bayisi olduğunu, olayın nasıl gerçekleştiğini bilmediğini, usulsuz işlemler nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı şirketin … Bölge Distribitörü olduğu, davacı şirketçe sanal kontör hizmetine geçildiği, bununla ilgili olarak … ile anlaşma sağlandığı, bunun üzerine … … Şubesine başvuruda bulunularak sanal pos cihazı açtırıldığı, doğubeyazıt da bulunan … iletişim adlı iş yerine ait pos cihazı üzerinden müşterilerin rızası ve bilgisi olmadan kredi kartlarının kontör alımı için kullanıldığı, mevzu bahis iş yerinde …….. İP no kullanılarak toplam 7.000,00.-TL’lik şikayete konu sanal kontör yüklemesi yapıldığı, söz konusu 7.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebiyle mahkememizde dava açıldığı, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2018 tarih ve 2017/1081 Esas, 2018/637 Karar sayılı ilamı doğrultusunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosya suretleri dosyamız arasına alınmış ve bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığı dosyalarının incelemesinde davaya konu olay nedeniyle Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun oluştuğu, davalı …’a ait sistem üzerinden sanal hesaba ait bilgilerin çalındığı, …’a ait sistemin korumasının kendisine ait olduğu ve yeterli güvenlik önlemini almayarak ihmalde bulunduğu, Dava konusu usulsüz işlemlerin doğrudan doğruya davacının sistemi üzerinden değil davacının alt bayisi olan davalı …’ın sistemi aracı kılınarak gerçekleştirildiği, davacı ile alt bayisi … İletişim-… arasındaki ………. bayi sözleşmesi gereğince davalı …’ın gerçekleşen sanal kontör işlemleri nedeniyle yeterli önlemi almaması suretiyle pos sistemine ait hesap bilgilerinin çalınmasına ihmal suretiyle sebebiyet vermesi nedeniyle sorumlu olduğu, Böge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin ortadan kaldırma kararında belirttiği üzere: Güven kurumu olan bankalar müşterilerinin talebine bakmaksızın bankacılık hizmetinin sunumu sırasında olabilecek en üst düzey güvenlik önlemlerini almak zorundadır. Burada amaç; sadece banka veya müşterisinin yararının korunması değil, bankanın hizmetin sunumu sırasında sebebiyet verdiği güvenlik açığının kullanılması suretiyle 3. kişilerin zarar görmesinin önüne geçilmesidir. Bu nedenle, davacının talebi olmasa dahi, davalı bankanın hizmetin sunumu sırasında en üst düzey güvenlik sistemini, somut olay yönünden 3D Secure sistemini, kullanmaksızın işlem yapılmasına olanak tanıyan sanal pos yazılımını, davacının ve alt bayilerinin kullanımına sunması, davalı banka açısından kusur teşkil etmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 2011/10738 – 2013/12799, 2012/19125 – 2013/17219 Esas – Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.) Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı bankanın kusurunun bulunmadığı tespitinde bulunulmuş ise de; davalı konumunda olan …’ın ihmal suretiyle zarara sebebiyet vermesinin davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, zira davalı banka tarafından sanal pos hesapları tanımlanırken 3D Secure Sistemi kullanılsa idi davalı …’ın ihmali olsa bile sanal hırsızlık işlemlerinin gerçekleşmeyeceği aşikardır. Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin ortadan kaldırma kararı doğrultusunda yaşananlar değerlendirildiğinde; güven kurumu olan bankalar müşterilerinin talebine bakmaksızın en üst düzey güvenlik sistemini standart olarak sağlamalıdır. Davalı banka tarafından; güvenlik sistemi açık olarak (3D Secure kullanılmadan) tanımlanan hesap nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuzluklar davacı müşteriye anlatılmadan ve davacı tarafın daha az güvenli bir sistemi istediğine ve oluşabilecek tüm olumsuzluk durumlarında sorumluluğun kendisinde olduğuna ilişkin yazılı beyanı alınmadan, taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme nedeniyle bankanın sorumluluğu ortadan kalkmayacaktır. 05/05/2014 tarihli bilirkişi raporunun incelemesinde; “…… no’lu hesap ekstresinde, 10/10/2013 tarihinde 7.000,00 TL bedelin ……- …… Telekominikasyon Paz. Dağ. Tic. Ltd. Şti.- … transfer açıklaması ile çekilmiş olduğu görülmektedir. İşlemin mahiyeti tüm açıklığı ile hesap ekstresinde açıklanmadığı için bilinememekle beraber hesap ekstresi tümü ile incelendiğinde 7.000,00 TL ile aynı tutarda başkaca bir borçlu işlem kaydına rastlanılmadığından davacının iddia ettiği, bankaca hesabından çekilen tutarın bu tutar olabileceği kanaati uyanmaktadır” yönünde tespitte bulunulduğu, yapılan tespit dikkate alındığında 10/10/2013 tarihinde 7.000,00 TL bedelin davacının hesabından çıktığı, gerçek zararın davacının hesabından paranın çıktığı anda gerçekleştiği anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile 7.000,00.TL’nin 10/10/2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; 7.000,00.TL’nin 10/10/2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkil bankanın dava konusu olayda herhangi bir kusurunu olmadığını, üzerine düşen yasal ve kanuni sorumlulukları yerine getirdiğini, diğer davalının davacı ile aralarındaki sözleşme gereği ve bilgisayarına virüs bulaşmasını engellemediği için kusurlu olduğunu, bunu ispat eden uzman bilirkişi heyetinin ek ve kök raporunun tersine mahkemece açık ve net bir gerekçe gösterilmeden müvekkili bankanın da sorumlu olduğunu kabul edip bu yönüyle davanın kabulüne karara vermesinin istinaf sebebi olduğunu, müvekkil banka açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki uyuşmalığın davalı bankanın davacıya sözleşme uyarınca tahsis ettiği sanal pos yazılımının 3D Secure güvenlik sitemi kullanılmadan işlem yapılmasına imkan vermesinden kaynaklandığını, ilgili güvenlik sistemlerinin kurulması gerekirken kurulmamasından dolayı dışarıdan müdahale sonucu aktarmaların meydana gelmiş olduğunu ve birçok kişi ile birlikte kendisinin de mağdur olduğunu, eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılası gerektiğini savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekili müvekkiline ait sanal post cihazından davalıya ait iş yerinden yapılan işlemlerle kart sahiplerinin rızası dışında 7.000,00-TL’lik kontör yüklendiğini, bankanın gerekli güvenlik önlemini almadığını, oluşan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı banka vekili cevap dilekçesinde, bankaya yüklenecek bir kusur bulunmadığından davanın reddini istediğini, davalı …’ın yapılan usulsüz işlemlerin nasıl gerçekleştiğini bilmediğini, bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirterek davanın reddini istediğini, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 10/04/2018 tarihli ve 2017/1081 E. – 2018637 K. sayılı ilamı ile kaldırılması üzerine mahkemece yeniden yapıla yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan … ……….. vekilinin ve davalı …’ın ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, meydana gelen zararın oluşmasında davacı ile davalı … arasındaki alt bayilik sözleşmesi hükümleri de değerlendirilerek davalı …’ın sözleşme hükümlerine uymadığı tespit edilerek sorumlu olduğu belirtilmiş, ayrıca bankalar basiretli tacir ve güven kurumu olmaları nedeniyle hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğundan mahkemece davalı bankanın da davalı … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılarak … …. vekilinin ve davalı …’ın istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …A.Ş. vekilinin ve davalı …’ın istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında davalı taraflardan harcın tamamı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.