Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1218 E. 2022/2181 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1218
KARAR NO : 2022/2181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/423 Esas, 2020/37 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkillinin …… ili … İlçesinde akaryakıt istasyon işletmeciliği yaptığını, davalı yanın ise … ilçesinde … Elektrik işletmesi şefliğinin taşeronu olarak hizmet verdiğini, davalı yan … ilçesin de faaliyet verirken müvekkilinin sahibi olduğu akaryakıt istasyonundan araçları için akaryakıt alımı yaptığını, tarafların ticari defterlerinde de bu durumun ispatlanabilir olduğunu, son zamanlarda davalı yanın müvekkilinden almış olduğu akaryakıt ücretinin bir kısmını ödemediğini, müvekkilinin alacağından dolayı Borçlu aleyhine Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasında 18.700,00 TL asıl alacak ve 3.130,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 21.830,84 TL tutarında takip yaptığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu bu nedenlerle davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve yersiz itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı müvekkilinin iflasın ertelenmesi talebiyle Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine dava açtığını, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/70 Esas sayılı dosyasının 20/01/2016 tarihli tensip tutanağının 12. Maddesine göre davacı şirket aleyhindeki 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verildiğini, daha sonra dava sonucunda verilen nihai kararda müvekkil şirketinin iflasının kabulüne karar verildiğini, dosyanın temyiz edildiğini ve Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinde davanın halen devam ettiğini, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle usul, kabul edilmediği takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; itirazın iptali davasının görülebilmesi için mevcut ve geçerli bir icra takibinin özel dava şartı olduğu, davaya konu Erzurum ….. İcra Müdürlüğünün 2019/… E sayılı dosyasın … icra Müdürlüğünün 2017/…….E sayılı dosyasının devamı niteliğinde olduğu ve takibin başlatıldığı tarih itibariyle davalı şirket hakkında iflas erteleme kararı verilmiş olduğu ve tedbirin de devam ettiği, davacının alacağının İİK 206. Maddesinde belirtilen alacaklar arasında da yer almadığından sözkonusu alacağa ilişkin olarak tedbir kararının devamı süresinde icra takibinin yapılmasının mümkün olmadığı, ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, 12/11/2019 tarihli tensip ara kararı ile davalı şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davacı tarafça yatırılan teminatın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı şirket hakkında iflas erteleme kararı verilmemişken yada henüz kesinleşmeden somut dosya halen derdest olmasına rağmen müvekkilinin alacağının İİK 206 maddesinde belirtilen alacak kalemlerinden olmadığından bahisle reddi kararının hukuki olmadığını, dava şartı olan arabuluculuğa taraflarınca başvuru yapıldığını ve yapılan görüşmelere şirket temsilcisinin katıldığını, ikici oturum isteyip sonrasında ise görüşmelere katılmadığını, ilk görüşmede borca itirazlarının olmadığının beyan edildiğini, davalı vekili tarafından … İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takipte de davalı tarafça borca ve yetkiye itiraz edilmiş olduğunu ve şirket hakkında iflasın ertelemesine yöneik dava açtıklarını sadece beyan ettiklerini, iddiaların doğru olması halinde dahi kesinleşmemiş bir mahkeme kararı olmadan davalı şirketin iflasın ertelendiğine dair beyanatta bulunma olasılığının söz konusu olduğunu ve ilgili dosyanın mahkemece incelenmediğini, davalı şirketin iflasının peşin hükümle dava açıldığı masadıyla kabul etmenin hukuki garabet olduğunu, ilgili davanın neticesine göre bu davadaki talep ve haklarının incelenmesinin gerektiğini, müvekkilinin alacağını almak için başlatmış olduğu icra takibinin iflas erteleme talebine engel olamadığı halde borçlu aleyine dava açmanın bu duruma engel olmayacağının mahkemece gözetilmeyerek müvekkilinin alacağını almak için hukuki yollara başvurmasının doğal hakkı olmasına rağmen müvekkilinin talep ve haklarının dinlemeden alacağın var olup olmadığının dahi bilirkişi marifetiyle tespit edilmeden İİK 206 maddesinde belirtilen alacak kalemleri içerisinde yer almadığından bahisle mahkemece karar verildiğini, gerek usule ilişkin itirazlarının gerekse esasa ilişkin itirazlarının irdelenmeden karar verildiğini savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı şirketin iflas erteleme talebine ilişkin Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/70 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada verilen 20/01/2016 tarihli tedbir kararına aykırı olarak ve anılan tedbir kararından sonra 11/04/2017 tarihinde takip başlatıldığı, itirazın iptali davalarında usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması ve bu icra takibine süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durmuş olması dava şartı olup, ilk derece mahkemesince ortada Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/70 Esas sayılı dosyasında verilmiş ve yürürlükte bulunan 20/01/2016 tarihli tedbir kararı olduğu halde davalı hakkında icra takibi yapılmasının mümkün olmamasına rağmen icra takibi başlatıldığı, buna göre ortada geçerli bir icra takibi olmadığından davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle, istinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..(Yargıtay 11. HD’nin 2016/12132 E.-2016/8844 K. sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.