Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1195 E. 2022/2021 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1195
KARAR NO : 2022/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/164 Esas, 2020/143 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2016 tarihinde Erzurum … Karayolunda bulunan … Petrol’ün önünde meydana gelen kazada, ruhsat sahibi …’ın sevk ve idaresinde bulunan aracın müvekkiline çarptığını, davalı … Sigorta A.Ş’nin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini yaptığı … plakalı aracın kusurlu haraketi neticesinde müvekkili …’nin ağır şekilde sakatlandığını, davalı …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin bilincini yitirdiğini ve kazaya şahitlik edenler tarafından çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin başında, belinde kalçasında birçok ağır kırık fark edildiğini, vücudunda peyda olan sayısız yara ve kesikler ile birlikte iş bu kırıkların da tedavi edilmeye çalışıldığını, ancak geçen zamana ve yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen tedavi edilemediğini, müvekkilinin sakatlığı nedeniyle hayatını idam ettirmekte ciddi sıkıntılar yaşadığını, bu nedenlerle müvekkili için fazlaya ilişkin hakkın saklı kalması kaydıyla beden gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat tutarının belirlenerek, davalı … açısından kaza tarihi olan 23/07/2016 tarihinden, sigortacı davalı yönünden ise dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı ……….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmadan tazminat davası açıldığını, başvurunun dava şartı olarak değerlendirildiğini, davacı tarafından başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yayaların, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasak olduğu halde davacının ihlali ile yayanın geçmemesi gereken bir yerden taşıt yolunun karşı tarafına geçmeye çalıştığı esnada kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının geçici işgöremezlik taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kaza nedeniyle davacının kalıcı bir maluliyeti bulunmamakla birlikte kaza nedeniyle uzun süre tedavisiyle meşgul olmak zorunda kaldığı, iyileşme süresinin uzun “6 ay” sürmesi nedeniyle manevi zarara uğradığının sabit olduğu bu nedenle tarafların mali ve sosyal durumu, uğranılan zararın ölçüsü, kazanın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacı lehine 4.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği” gerekçesiyle ” Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1.971,22 TL maddi tazminatın davalılardan 23/07/2016 tarihinden (Sigorta şirketi dava tarihinden sorumlu olmak üzere), işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 4.000,00 TL manevi tazminat alacağının davalı …’dan 23/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taksir derecesinde kusurunun bulunmadığını, müvekkili hakkında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/…………. Sor.2017/……… K. Sayılı dosyası kapsamında soruşturma başlatıldığını Takipsizlik Kararı verildiğini, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda % 25 kusur izafe edildiğini, İstanbul Adli Tıp Grup Raşkanlığı 3. İhtisas Dairesi’nin 12.09.2018 tarihli raporunda davacının maksimum 6 aya kadar iyileşebileceğinin belirtilmiş olmasına rağmen tam olarak ne zaman iyileşliğinin tespit edilemediğini, raporda en üst hadden (6 aylık) iyileşme sürecinin hesaplandığını, davacının 63 yaşında olduğunu ve kaza tarihinde çalıştığını gösterir bir delilin dosyada bulunmadığını, kazaya davacının sebep olduğunu, bilirkişi raporunda davacı lehine gelir kaybı hesaplanmış olmasının yanlış olduğunu buna binaen hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu belerterek kararın kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
23/07/2016 tarihinde, davacı yayanın davalılardan …’ın işleteni ve sürücüsü olduğu, … plaka sayılı davalılardan … Sigorta A.Ş nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğu araçla meydana gelen kaza neticesinde, davacının maddi ve manevi tazminat istemi ile açtığı davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü yönünde verilen karara karşı davalılardan … vekili tarafından kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
23/07/2016 tarihinde taraflar arasında meydana gelen trafik kazasında ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 25/06/2019 tarihli raporuna göre, davacı yayanın % 75, davalı sürücünün % 25 oranında kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu, ATK 3. İhtisas Kurulu ‘nun 05/09/2018 tarihli raporuna göre davacı yayanın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik halinin ise 6 ay olarak belirlendiği, 09/12/2019 tarihli Aktüerya Hesap raporuna göre maddi zararının hesaplandığı da anlaşılmış, alınan raporların usul ve yasaya uygun olduğu denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu davalının taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmadığı bu sebeple de davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve ATK tarafından davalıya çıkarılan % 25 oranındaki kusurun doğru olmadığı ifade edilmiş ise de; ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesini bağlamadığı, kusur durumunu belirleyen ATK raporunun denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu, ayrıntılı açıklamalar içerdiği anlaşıldığından, davalı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu, davacı lehine gelir kaybı hesaplanmasının yanlış olduğu yönündeki istinaf sebebi davacının alınan maluliyet raporuna göre, geçici iş göremezlik zararının bulunduğu belirli olduğundan yerinde değildir. Yine, her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde hesaplamaya esas alınan davacı gelirini ispat eder delil bulunmadığını ifade etmiş ise de; 09/12/2019 tarihli hesap raporunda davacının geliri asgari ücret esas alınarak hesaplamalar yapılmış olduğundan, bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerin yukarıda ifade edildiği üzere yerinde olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 407,89-TL harçtan başlangıçta alınan 101,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 305,92-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …………….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.