Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1187 E. 2022/2031 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1187
KARAR NO : 2022/2031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/17 Esas, 2020/178 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı olan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından …………… poliçe numarası ile sigortalandığını, ilgili aracı kullanan sürücü ………’un 17/01/2015 tarihinde saat 03:50 sıralarında …………. karayolunun ……… ili ……….. kavşağından ……… istikametine seyir halindeyken maddi hasarlı,ölümlü, yaralamalı trafik kazası yaptığını, aracın ehliyetsiz kullanıldığını, kış lastikleri olmadığı için idari para cezası karar tutanağı düzenlendiğini, araç şoförü …’un kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, toplam 672.345,74-TL tazminat ödendiğini, ilgili miktarın tahsili için Erzurum ……… İcra Müdürlüğünün 2017/……….. E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı Trafik kanunun 95/2 maddesinin ve ZMSS Poliçesi Genel Şartlarının B.4 maddesinde ”zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletenin veya eymelerinden sorumlu olduğu kişilerin kasdi bir hakereti veya ağır kusuru sonucu meydana gelmiş ise gene c bendinde tazminatı gerektiren olay, aracın KTK hükümleri gereğine göre ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucu meydana gelmişse hükümleri diğer bendleri yanında yer aldığını ,davacı tarafında bu davada a ve c bendine dayalı olarak rücu talebinde bulunduğunu oysa ki rücu şartlarının oluşmadığını,işletenin ve eylemlerin sorumlu olduğu kişilerin ”kasti bir hakeketi veya ağır kusuru yoksa ” yüzde yüz kusurlu olmasalar bile” sigortacının dönme hakkından söz edilmeyeceğini, ceza mahkemesindeki kusur raporunun hukuk mahkemesini bağlamadığını davalı ve araç işletenin %100 kusurlu olmadığını, her ne kadar davacı taraf davalının aracının işletenin ehliyetsiz araç kullandığını iddia etse de bu iddianın doğru olmadığını, davanın reddi ile davaının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamından ; Davacı tarafça Davalı adına kayıtlı olan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından …………… poliçe numarası ile sigortalandığını, ilgili aracı kullanan sürücü …’un 17/01/2015 tarihinde saat 03:50 sıralarında ……..-………. karayolunun ……. ili …………. kavşağından ………. istikametine seyir halindeyken maddi hasarlı,ölümlü, yaralamalı trafik kazası yaptığını, aracın ehliyetsiz kullanıldığını, kış lastikleri olmadığı için idari para cezası karar tutanağı düzenlendiğini, araç şoförü …’un kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, toplam 672.345,74 TL tazminat ödendiğini, ilgili miktarın tahsili için Erzurum …….İcra Müdrlüğünün 2017/……… E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını beyan ederek itirazın iptali davası açılmıştır. ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan bilirkişi raporuna göre dava dışı sürücü …’un % 100 kusurlu olduğu, keza 05/09/2019 tarihli alınan bilirkişi raporunda da; ki bir kısım bilirkişilerin daha önceki bilirkişi raporunda da imzasının mevcut olduğu anlaşılmış, söz konusu bilirkişi raporuna göre ” Kış lastiğinin bulunmaması, kazayı olumsuz yönde etkilediği ve ağır kusur olarak kabul edilmesi gerektiği ” bildirilmiştir.
Dava; Davacı tarafça dava dışı sürücü …’un geçerli bir sürücü belgesi olmadan ve kış lastiğinin mevcut olmamasından, işletenin ağır kusurundan dolayı kaza nedeniyle ödenen tazminatların rucüen tazminat talebi ile yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’ne yazılan 21/07/2014 tarihli müzekkere cevabında …’un E+B sınıfı sürücü belgesine sahip olduğu, ceza dosyasının infazından sonra sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararın yerine getirileceğinin belirtildiği, Erzurum Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nün 18/04/2019 tarihli cevabi müzekkeresinde de; Kaza tarihinde Erzurum’dan verilme ……… belge numaralı C-C1-D sınıflarında sürücü belgesinin olduğu, yani kaza tarihinde geri alınmış herhangi bir sürücü belgesinin olmadığı anlaşılmıştır.
Kış lastiklerinin takılmamasından kaynaklı rücu talebine gelince; genel şartlar B.4 sigortacının kendi sigortalısına karşı dönme hakkını;
1-Tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır bir kusuru sonucunda meydana gelmiş ise…
Kış lastiği takmamanın kasti bir hareket veya ağır kusur olarak nitelendirilemeyeceği, keza, Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1347 E-2020/182 K sayılı ilamında olduğu gibi benzer nitelikteki bu olayda zincir takılmadığından bahisle, keza kış lastiği takmamakta aynı kategoride nitelendirilip, zincir takmama, kış lastiği takmama, ağır kasti bir hareket veya kusur olarak nitelendirilip, sigorta şirketinin işletene yönelik rücu talebi şartlarını oluşturmayacağı anlaşılmakla, davanın reddine, karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın kötü niyet tazminat talep şartları oluşmadığından reddine” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin bir kişinin öldüğü 23 kişinin yaralandığı (bir çoğu sakat kalmış ve müvekkiline tazminat talepli başvuru yapmıştır.) bu kazada yolcu taşıyan bir otobüsün -23 derecede kar yağışlı bir havada yazlık lastikler ile yola çıkmasını normal karşıladığını, 25/09/2019 tarihli ATK raporunda dahi ilgili kusurun ağır kusur sayılmasını göz ardı ettiğini, hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde ilgili ağır kusuru adeta akladığını, mahkeme heyetinin rücu şartlarının oluşmadığına dair gerekçesinin yersiz olduğunu, davalıya ait olan araçta kış lastiğinin olmamasının bir rücu nedeni olduğunu, nitekim kaza tarihi itibari ile hakim olan kış şartlarında düz buzlu olmayan asfalt yolda araçta kış lastiğinin olmamasının ağır bir kusur olup, ilgili kazanın meydana gelmesinde tek etken olduğunu, … plakalı araç şoförü …’un kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, yerel mahkemenin yazmış olduğu gerekçenin kendi içinde çelişkili olduğunu, 05/09//2019 tarihli ATK raporunda olayın tamamen irdelendiğini, iş bu kazanın meydana gelmesinde kış lastiğinin olmamasının tek ağır kusur olarak belirlendiğini, sürücünün ehliyetli yada ehliyetsiz olsa dahi sadece ağır kusurlu olmasının yeterli bir rücu nedeni olduğunu, bu durumun bilirkişi raporlarında sabit olduğunu, ayrıca yerel mahkeme kararının kamu düzeni açısından olumsuz etkiler doğurabileceğini, bir kişinin öldüğü 23 kişinin yaralandığı buna benzer olaylarda kış lastiği takmamanın rücu sebebi sayılmaması yada bunun sigorta hukuku açısından bir karşılığının olmamasının toplumda yargı ve adalet duygusunda ciddi zararlar oluşturacağını, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, davacı … şirketinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden dolayı davalının işleteni olduğu aracın dava dışı üçüncü kişilere verdiği zararın üçüncü kişilere ödenmesi nedeniyle kendi sigortalısına sigorta sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle rücu etmek için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; 17/01/2015 tarihinde, davalı adına kayıtlı dava dışı sürücü … idaresinde bulunan davacı … tarafından …………… poliçe numarası ile sigortalanmış … plakalı aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek otobüsün sol yana yatması şeklinde meydana gelen kazada bir kişinin vefat ettiği çok sayıda kişinin yaralandığı, davacı … şirketinin iş bu davayı kendi sigortalısına yönlendirdiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur” dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve ceza dosyasında alınan beyanlarda sigortalı araç sürücüsünün yola gerekli dikkati vermediği, aracını hızlı sürdüğü, önünde ki tırı sollamada tereddüte düştüğü, fren yapınca aracın kayarak devrildiği ve trafik kazasında %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davalı araç lastiklerinin kış lastiği olduğunu iddia etmiş ise de, aracın ön lastiklerinde kar lastiği olmaması nedeniyle cezai işlem uygulandığı ve yine davalının beyanı ile karar karşı itiraz edilmediği anlaşılmıştır. Sürücü kazanın oluşumunda %100 kusurlu ise de, sürücünün açıklanan bu ihlali kasıt veya kasta yakın ağır kusur olarak nitelendirilemeyeceği kanaati ile istinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve İİK’nın 364. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere ………… tarihinde oy birliği ile karar verildi.