Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1091 E. 2022/2353 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1091
KARAR NO : 2022/2353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/68 Esas, 2020/149 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, bir kısım ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğini ve fatura usulüne göre davalı yana tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafın 30/09/2015 tarihli ve … numaralı 33.072,00.-TL, 18/10/2015 tarihli ve …numaralı 38.420,17.-TL ve 30/10/2015 tarihli … numaralı 1.040,00.-TL 3 adet faturayı ödemediğini, borcun ödenmemesi nedeniyle ilamsız takip başlatılarak davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafın ödeme emrindeki borca kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafın, borç miktarını müvekkilinin ortağı …’e ödediğini iddia ederek itiraz ettiğini, ancak müvekkilinin ortağının olmadığını, davalı tarafın malzemeleri, sahibi olduğu ve kendisinin işlettiği … Elektrik işletmesi için aldığını, bu nedenlerle Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nde 2017/… sayılı dosyada toplam 72.532,17.-TL olan asıl alacak değeri ve işlemiş faize ilişkin ilamsız takipte gönderilen ödeme emrine vaki davalı yanın 19/06/1932 tarih ve 2128 sayılı kanun md 67’e göre itirazının iptaline, İİK’nun md 67/2 ye göre asıl alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kararlaştırılan fatura bedelinin bir kısmının ödenmesine iş başlangıcından önce ödemeye başlanması şartıyla davacı-alacaklı …. Madencilik tarafından gayri resmi yetkili kılınan ve alım-satım işleminin gerçekleştirildiği …. ilçesinde de herkes tarafından davacı şirketin şirket ortağı olarak bilinen …’e 2015 yılının 11. ayında tamamının ödemesi hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, davacı şirket ile yapılan ticari iş sonucu kaydedilen borç miktarının gayri resmi yetkili kılınan ve …ilçesinde herkes tarafından şirket ortağı olarak bilinen …’in …Bankası hesabına yatırıldığını, iş bu borç, ferileri ile birlikte eksiksiz olarak, davacı tarafa ödendiğini, …’in söz konusu borcun müvekkilinden tahsil edilerek davacı şirkete ödendiğine dair tanıklık edeceğini, bu nedenlerle davanın reddine, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca bir kısım ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği ancak davalı tarafın 30/09/2015 tarihli ve … numaralı 33.072,00.-TL, 18/10/2015 tarihli ve ….. numaralı 38.420,17.-TL ve 30/10/2015 tarihli … numaralı 1.040,00.-TL 3 adet faturayı ödemediği, borcun ödenmemesi nedeniyle ilamsız takip başlatılarak davalıya ödeme emri gönderildiği, davacı tarafça borca itiraz nedeniyle mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, Mali Müşavir tarafından aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı firma … tarafından … Bankası kanalıyla … adına 6 adet toplam 77.250,00.-TL EFT’lerin yapıldığını, netice olarak davacı firma olan … Müh. İnş…Ltd. Şti’nin düzenlediği faturaların ticari defterlerde yer alan kayıtlarla uyuştuğunu, davalı firmanın ilgili faturaları Ticari Defterlerinde kayıt altına aldığı, ancak ödemelerini yaptığını iddia ettiği ve … adına gönderilen EFT’lerin ticari defterlerinde kayıt altına alınmadığı, davacı firma … Müh….Ltd. Şti’nin davalı firma olan …’dan 72.532,62.-TL alacaklı olduğu yönünde tespitte bulunulduğu, her ne kadar davalı tarafça davacıya ödenmesi gereken paranın dava dışı … hesabına yatırıldığı iddia edilmiş ise de, taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş olması, davanın mahiyeti ve miktarı dikkate alındığında yapılan ödemelerin hangi iş için davacı adına dava dışı …’e yapıldığı yönünde bir belgenin olmaması dikkate alındığında bilir kişi raporu doğrultusunda davalının davacı tarafa 72.532,62.-TL borcu olduğu ve davacı tarafça davalının temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak Davalının Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas nolu takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 72.532,17.-TL üzerinden devamına; alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si oranındaki 14.506,43.-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararına hakkaniyetsiz ve davalı yararı gözetilmediğinden araştırma yapmadan sadece dosyaya sunulan ticari defterler incelerek karar verildiği, halbuki bilirkişi raporunda ve beyanlarda vekaletsiz iş görme hükümlerinin muhtemel olduğunun belirtildiğini, yerel mahkeme araştırma gereği duymadığı gibi hazır olan tanığı da dinlemediği ve müvekkilin ispatını engellediğini, ticari defterler incelendiğinde her ne kadar kayıt davacı adına olarak görünmesi de gerek dosyaya eklenen dekontlarda gerek tanık beyanlarında müvekkile olan borcuyla örtüşen miktarda olan bedeli …’in hesabına aktardığı borcunu ödediği dekontların dosyada mevcut olduğunu, gerekçeli kararın hüküm kısmında davanın kısmen kabul ve reddi kararı verildiği fakat reddedilen kısmın açıklanmadığı ve reddedilen miktara karşı vekalet ücretine de hükmedilmediği nedenleri ile hüküm kesinleşinceye kadar icranın ertelenmesi, kararın kaldırılması ve davanın reddi, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, davalıya teslim edilen ürünler nedeniyle üç adet fatura kesildiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle 2017/… esas sayılı ilamsız icra takibi ile davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının borcu …’e ödediği savunması ile ödeme emrine itiraz ettiğini, davacının ortağının bulunmadığını, bu nedenle ödeme de yapılmadığı gerekçesiyle itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin ise savunmasında özetle, icra takibine konu fatura bedellerinin davacı şirketin gayri resmi yetkili kılınan ve davacı şirketin ortağı olarak bilinen …’e ödendiğini, …’in davacı şirket nam ve hesabına işlemler yaptığını bu nedenle borcu olmadığını bu nedenle davacıya borcu bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili istinaf etmiştir.
Ticari temsilci 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 547 ve devamı maddelerinde şu şekilde düzenlenmiştir; Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir. İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış olmasına bağlı değildir. (TBK m.547) Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayılır. Ticari temsilci, açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz. (TBK m.548) Temsil yetkisi, bir şubenin işleriyle sınırlandırılabilir. Temsil yetkisi, birden çok kişinin birlikte imza atmaları koşuluyla da sınırlandırılabilir. Bu durumda, diğerlerinin katılımı olmaksızın temsilcilerden birinin imza atmış olması, işletme sahibini bağlamaz. Temsil yetkisine ilişkin yukarıdaki sınırlamalar, ticaret siciline tescil edilmedikçe, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm doğurmaz. Temsil yetkisine ilişkin diğer sınırlamalar, tescil edilmiş olsalar bile, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.(TBK m.549) Temsil yetkisinin verildiği ticaret siciline tescil edilmemiş olsa bile, sona erdiği tescil edilir. Temsil yetkisinin sona erdiği ticaret siciline tescil ve ilan edilmediği sürece, bu yetki iyiniyetli üçüncü kişiler için geçerliliğini korur.(TBK m.550)
Somut olaya gelince; davalı vekili icra takibine konu fatura bedellerini davacının ….ilçesinde temsilcisi gibi hareket eden, davacı nam ve hesabına alım ve satım işlerini yürüten …’e ödediğini savunmuş, tanık olarak duruşmada dinlenen … beyanında özetle; dava konusu borcun ödendiğini, davacı firma ile sigorta acentalığı yaptığı sırada tanıştıklarını ve davacı firma ile maaş karşılığı çalışma konusunda anlaştıklarını, davalının kendi hesabına gönderdiği paranın bir kısmını davacı şirkete ve … Çimentoya aktardığını, davacı şirket adına kasa defteri tuttuğunu ifade etmiştir.
Mahkemece, …’e ait hesaptan davacı şirkete ödemeler yapılıp yapılmadığı ve yine …’in davacının borçlarına istinaden ödeme amacıyla …Çimentoya para gönderip göndermediği ise araştırılmamıştır.
Yukarıda açıklanan ticari temsilciye ilişkin 6098 sayılı TBK hükümlerine göre, …’in davacının ticari temsilcisi olarak hareket edip etmediği, davacı adına işlemler yapmasına davacının açık veya zımni yetki verip vermediği, …’e ait hesaptan davacı şirkete ödemeler yapılıp yapılmadığı ve yine …’in davacının borçlarına istinaden ödeme amacıyla … Çimentoya para gönderilip gönderilmediği mahkemece araştırılıp, davacı adına …’in ticari temsilci gibi hareket ettiği ve davalının …’e yaptığı ödemelerin, dava konusu icra takibine ilişkin faturalara istinaden yapılıp yapılmadığı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca, kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 12/03/2020 tarih ve 2018/68 Esas, 2020/149 Karar sayılı kararının, HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere … tarihinde oy birliği ile karar verildi.