Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/967 E. 2022/10 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/967
KARAR NO : 2022/10
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/589 Esas, 2019/60 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin 29/05/2009 tarihli Genel Kurul toplantısında 5. maddesinde yer aldığı gibi yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, Aynı genel kurulun 7. maddesinde inşaat maliyetinin % 12’sinin yöneticilere huzur hakkı olarak verilmesinin kararlaştırıldığını, Müvekkili …’un Ağustos 2014 tarihi itibariyle yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını, …’un yönetim kurulu üyeliğinin ise halen devam ettiğini; Ağustos 2011 tarihi itibariyle inşaatın bittiğini, inşaatın bitiş tarihine kadar ki maliyeti üzerinden müvekkillerinin %4’er huzur hakkı olmasına rağmen bu güne kadar hiçbir huzur hakkının ödenmediğini; Bu nedenlerle; 300.000.-TL … için, 300.000.-TL … için olmak üzere toplam 600.000.-TL huzur hakkı alacağının faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline ve masrafların davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “….tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça davalı kooperatifin 29/05/2015 tarihli Genel Kurul toplantısının 5. maddesinde yer aldığı gibi yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, aynı genel kurulun 7. maddesinde ise inşaat maliyetinin % 12 ‘sinin yöneticilere huzur hakkı olarak verilmesinin kararlaştırıldığını, …’un Ağustos 2014 tarihi itibariyle yönetim üyeliğinden ayrıldığını, …’un yönetim kurulu üyeliğinin ise halen devam etmekte olduğunu, Ağustos 2014 tarihi itibariyle inşaatın bittiğini, yönetim kurulu 3 kişiden oluştuğundan her birine inşaat maliyetinin % 4 ‘ü oranında huzur hakkı düştüğünden bahisle 300.000,00 TL …, 300.000,00 TL … için faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsilini talep etmiştir. Davalı kooperatifin 29/05/2009 tarihinde yapılan ilk kuruluş genel kurul toplantısında yönetim kurulu asil üyeliklerine 4 yıllığına …, … ve …’un seçildiği 18/07/2011 tarihinde ise yapılan genel kurul toplantısında yine aynı kişilerin 4 yıllığına seçildikleri, davacıların yönetimde bulunduğu süre içinde muhasebe kayıtlarının mevcut olmadığı, inşaatların bittiği yıl olarak belirtilen 2014 yılına ilişkin 31/12/2014 tarihli bilanço bulunmadığı gibi 29/05/2009 ile 14/07/2010 dönemi bilançosuna göre ise bilançonun tek kalem olarak inşaat giderinden oluşmakta olup 324.000,00 TL olarak belirlendiği, yine Erzurum ……. Ağır Ceza Mahkemesi’nde zimmet suçundan dolayı kooperatif eski yöneticileri …, … ve … aleyhine zimmet suçundan dolayı dava açıldığı, bu dosyada karar verildiği, gerekçeli kararda ise söz konusu kooperatife ait blokların tamamlanmış olup, içinde oturulmakta olduğu, inşaat maliyetlerinin 9.737.212,50 TL olduğu, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre tespit edilen gelir miktarının 4.714.300,00 TL olduğu, inşaatlar için harcanan para miktarının toplanan para miktarından fazla olması nedeniyle zimmet suçundan beraatlerine karar verildiği, dosyanın Yargıtay’ da olduğu henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Kooperatifler Ana sözleşmenin 6.maddesi dışına çıkılarak davacı eski kooperatif yöneticilerinin kooperatifin bu amacı dışına çıkarak bir yapsatçı gibi kooperatifi yönettikleri herhangi bir tüzel kişiliği bulunmayan, adi şekilde yürütülen bir yapı ortaklığı şeklinde işlerin yürütülerek maliyet bedelleri üzerinden her bir davacının % 4 huzur hakkı ( ücret, kâr payı vb.) talep edilmesi, inşaat maliyetinin % 12 ‘sinin huzur hakkı verilmesine dair karara dayandırılması Kooperatifler Ana Sözleşmesinin 49. ile KK 56.maddesine açıkça aykırılık oluşturacağı, inşaat ve imalat işlerini emanet usulü ile yapan kooperatifin gerçek maliyetleri yansıtmadığı, ortak sayısı, yapılacak konut sayısının belirlenmesi, konutların yapılması için ortaklardan alınması gereken aidatların belirlenmesi, genel kurulun görevi olduğu halde bu hususlarla ilgili genel kurul tarafından kararlar alınmamıştır. Kooperatife ortak kaydına dair yönetim kurulu kararı alınmazken hangi dairenin kaç TL ‘den kime satıldığına, ödeme şartlarının ne olduğuna dair kararlar alınmıştır. Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi heyeti raporunda ayrıntıları anlatıldığı üzere, kurucu 7 ortağın iştiraki ile yapılan ilk genel kurulda daha kooperatifin ortak sayısı ve mali durumu hakkında bilgi sahibi olunmadan, yönetim kurulu üyelerine inşaat maliyetlerinin % 12 ‘si oranında veya yüksek miktarda ücret ödenmesinin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, inşaat maliyetleri üzerinden yüzde hesabı ile bir ödeme yapılması da Kooperatifler Kanunu 56.maddesinin amir hükmüne açıkça aykırı olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların diğer kurucular ile birlikte davalı kooperatifi kurdukları, 29.05.2009 tarihli genel kurulda … ile birlikte yönetici seçildikleri, aynı genel kurulda inşaat maliyetinin %12’sinin huzur hakkı olarak yöneticilere verilmesinin kararlaştırıldığı, kooperatifin davacılar ve diğer yöneticinin yönetiminde 96 normal daire ve 10 bodrum kat daire olmak üzere 106 dairenin olarak yapılıp bitirildiği ve üyelere teslim edildiğini, Erzurum ….. Ağır Ceza Mahkemesinin 20…../…….. E sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda 9.737.212,50 TL inşaat maliyetin belirlendiğini, tarafların bu rapora itiraz etmediklerini ve raporun kesinleştiğini, diğer yönetici …’in 9 daire satıp kendi huzur hakkını aldığını, davacıların huzur hakkını alamadığını, Anayasanın 18. Maddesi gereğince angaryanın yasak olup davacıların her birinin maliyetin %4’ü karşılığında yönetici seçildiğini, adına ister huzur hakkı , ister başka bir şey denilse de genel kurul kararı ile davacılar ile kooperatif arasında kooperatifin bitirilmesi karşılığında maliyetin %4′ ü oranında bir bedel ödenmesi hususunda bir iş ve ücret sözleşmesinin kurulduğunu, davacıların görevlerini yapmalarına rağmen gereken bedeli alamadıklarını, Erzurum’da %12-15 vs huzur hakkı alındığının birçok kooperatife ait pekçok genel kurul kayıtlarında yazılı olduğunu, yöneticilere yüzde üzerinden huzur hakkı ödenmesinin örf halini aldığını, kooperatif yöneticilerinin mülga 6762 sayılı yasanın 336, 346 ve 433 maddesindeki sorumlulukları ile vergi ve Sgk mevzuatından kaynaklanan sorumluluklarının büyüklüğü dikkate alınarak davacı yöneticilere ödenmesi gereken ücretin belirlenmesi gerekirken davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, davacıların yönetim kurulu üyeliği yaptıkları dönemde alması gereken huzur hakkı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacıların davalı kooperatifin dava dışı … ile birlikte yönetim kurulu üyesi olduklarını, genel kurulun 7. maddesinde inşaat maliyetinin % 12’sinin yöneticilere huzur hakkı olarak verilmesinin kararlaştırıldığı, davacıların görevlerini tamamlayıp inşaatları bitirip daireleri teslim etmelerine rağmen genel kurulda kararlaştırılan ücretlerini alamadığını iddia ettikleri, mahkemece yönetim kurulu üyelerine inşaat maliyetlerinin % 12 ‘si oranında veya yüksek miktarda ücret ödenmesinin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, inşaat maliyetleri üzerinden yüzde hesabı ile bir ödeme yapılması da Kooperatifler Kanunu 56.maddesinin amir hükmüne açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacıların davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları hususunda bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık davacıların genel kurulda kararlaştırılan ücretin Kooperatifler Kanunu 56.maddesine aykırı olup olmadığı, aykırı olduğunun kabulü halinde de davacıların belli bir ücrete hak kazanıp kazanmadıkları noktasında toplanmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 56/son maddesinde, “Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Huzur ya da ücret hakkı, verilen bir emeğin karşılığı olup, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla TTK’nın 373. maddesi uyarınca yöneticinin yaptığı hizmet, iş ve katıldığı toplantılar gözönünde bulundurularak ve kooperatif uygulaması, teamülleri dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. TTK’nın anılan hükmü uyarınca, huzur hakkının ödenmesi için yönetim kurulu üyeliği yeterli olup, fiilen toplantılara katılma ya da toplantı yapılmış olması şartı da aranmamalıdır.
Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 56/son maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretin genel kurulca belirlenmesi gerekmekte olup bu ücretin genel kurulca baştan belirlenebilir nitelikte olması gerekir. Aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında, tazminat veya komisyon mahiyetini taşıyacak şekilde inşaat maliyetinin belli bir yüzdesinin ücret olarak kararlaştırılması mümkün değildir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin E:2014/161 , K:2014/3662 ve E:2012/3492 , K:2012/5294 sayılı kararları)
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 56/son maddesindeki düzenleme yönetim kurulu üyelerine başkaca ödeme yapma yasağı ile ilgilidir. Yoksa, huzur hakkı ya da aylık ücretin genel kurulca mutlaka karar altına alınması, karar alınmamışsa ya da alınan kararın geçersiz olması durumunda yöneticinin bu alacakları hak edemeyeceği anlamına gelen bir hüküm değildir. Anılan Kanunda, TTK.’nda ve davalı kooperatif anasözleşmesinde yöneticilere ücret verilmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. TTK.’nun 144 ncü maddesinde, ortakların kooperatifteki hizmetlerinden ücret almalarının anasözleşme ile mümkün olacağı öngörülmüş ve anasözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa da, önemli olanın, davacının ücret istemediğine yönelik bir iradesinin bulunup bulunmadığıdır.
Böyle bir iradesi bulunmadıkça, Anayasa’ya göre angarya yasak olduğundan, davacı yöneticinin ücret alacağının doğduğunun ilke olarak kabulü ve genel kurullarda kararlaştırılmamış olsa bile 1163 sayılı Kanunun 98. maddesi yollaması ile TTK’ nun 333. madde hükmü uyarınca davacıya münasip bir ücretin ödenmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin E:2011/843 , K:2011/1735)
Somut olayda mahkemece genel kurulda kararlaştırılan inşaat maliyeti üzerinden belirlenecek ücretin Kooperatifler Kanunu’nun 56 maddesine ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de ücret talebinin tümüyle reddi kararının T.C. Anayasası’nın 18. maddesinde düzenlenen angarya yasağına aykırı olduğundan kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacıların yaptıkları hizmet ve harcadıkları mesaileri göz önünde bulundurulup, görevlerini yasal mevzuata uygun olarak yapıp yapmadıkları da değerlendirilerek davacıların ne miktar ücrete hak kazanacağı tespit edilmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yanlış ilkeye ve eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteği yerinde görülmüştür. HMK.’nun 353/1-a-6. maddesinde “…Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” bölge adliye mahkemesince başvuruya konu kararın esası incelemeden kaldırılmasına karar verilmesi gereken haller arasında sayılmıştır. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı biçimde izah edilen yargılamadaki eksiklikler uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz niteliktedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz nitelikte delillerin usulüne uygun biçimde toplanılıp değerlendirilmediği, toplanılan bir kısım dellilerin hükme esas alınamayacak derecede yetersiz olduğu anlaşılmakla; HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca davanın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, mahkemece verilen hükmün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin karar harcının başvuru sahibi davacılara iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesinde verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 05.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.