Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/953 E. 2021/1330 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/953
KARAR NO : 2021/1330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/78 Esas, 2019/5 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı … vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkilinin Erzurum Merkezde Pimapen işiyle uğraştığını, davalı tarafa mal gönderdiğini, davalının borcunun bir kısmını ödediğini, ancak bakiye 8.367,23 TL’yi ödemediğini, davalı tarafın daha önceden ödediği borç bedellerini borcun tamamını ödemiş gibi gösterdiklerini, bunun üzerine Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu ile takip başlatıldığını, ancak karşı tarafın yapılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili, davacıların hiçbir zaman müvekkillerine borç ile mal vermediklerini, hep peşin çalıştıklarını, davalıların davacılara herhangi bir borcunun olmadığını, davacıların art niyetli olarak fatura düzenlediklerini, alacaklı tarafından yapılan takibin kötü niyetli olduğunu, düzenlenen faturanın tek taraflı ve haksız bir fatura olarak düzenlediğini, davalıların faturada imzalarının olmadığı gibi tebliğ edilmemesine rağmen, hukuki bir delil olmayan kendilerinin oluşturduğu cari hesap ekstrelerine dayanarak takip yapıldığını, bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddine, davacıların, olmayan bir alacak için art niyetli olarak takip yaptıkları için % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamından davacı tarafca Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün … e sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı-borçlunun itirazı üzerene duran takibin devamına yönelik 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, Erzurum …. İcra Dairesi’nin … sayılı icra takip dosyası, icra takibine konu faturalar, hesap ekstreleri, tahsilat makbuzları, davalı …’ye ait işletme hesabı defteri, dava konusu faturanın davalı yana ……. Kargo ile 13/11/2017 tarihi ve 17:54’te teslim edildiğine dair gönderi takip çıktısı, davacı tarafa ait ticari defterler dosyamız arasına celp olunmuş, mali müşavir bilirkişisinden rapor aldırılmış, tanıklar …, … dinlenmişlerdir.
Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün … e sayılı dosyasının incelenmesinde davacı-alacaklının davalı-borçlu aleyhine aralarındaki cari hesap ilişkisi ve faturalara binaen 8.367,23TL asıl alacak ve 82,53TL faiz olmak üzere toplam 8449,76TL üzerinden takibe geçildiği anlaşılmıştır
Davacı taraf davalı ile aralarındaki cari hesab ilişkisine binaen göndermiş olduğu malların 8367,23TL sinin ödenmediği iddiasında bulunmuş davalı taraf itiraz dilekçesinde 10.000TL yi peşin ödediğini,30.000TL için çek verdiğini,6104,96Tl yi ise müşteri senedi olarak halen ödemeye devam ettiklerini ve yine cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlaraında 26.10.2017 tarihli … nolu 8540TL bedelli faturalardaki malların kendilerine teslim edilmediğini,davacıların satmadıkları malın faturasını kestiklerini dolayısıyla böyle bir borcu kabul etmediklerini savunmuştur.
Davacı taraf bahsi geçen faturalardaki malların davalıya ………. kargo aracılığıyla teslim edildiğini idida etmekle bu konudaki kargo fişini dosyaya sunmuş ve ……. Erzurum merkez Şubesine kargo gönderi takip çıktısı da eklenerek bilgi sorulmuş ancak sağlıklı cevap alınamamıştır.
Davacı tanığı …’nın 05/12/2018 tarihli celsedeki beyanlarında;”Ben davacılar … ve …’nun iç muhasebecisi ve pazarlamacısıyım. Dava konusu 26/10/2017 düzenleme tarihli 8.540,41.-TL bedelli, … seri nolu faturadaki belirtilen tauruz marka PVC profil ……. ve ………..’ye teslim edilmiştir. Bir kısmını faturadaki belirtilen profillerin bir kısmını bizzat …….bizim iş yerine gelerek teslim aldı. Bir kısmıda daha önceden tauruz fabrikasından yüklenerek bizim talimatımız üzerine davalı tarafa teslim oldu. Faturada belirtilen 5 adet profil’in markası Tauruz’dur, faturada belirtilen malzemeler Tauruz’un malzeme isim adlarıdır. Benim biraz önce bahsettiğim mallar sizin bana dava dosyanızda göstermiş olduğunuz 8540,41 TL lik az önce yukarıda bahsetmiş olduğunuz faturadaki mallardır. Bu faturanın bedelini davalı taraf ödememiştir, biz sattığımız malların bedelini çek veya senet olarak tahsil ediyorduk, bu mallar ile ilgili karşı taraf bize hiçbir şey vermedi, daha önce giden malzemeden 6000 TL bakiye alacağımız kalmıştı. Biraz önce yukarıda bahsettiğimiz 8540,41.-TL’lik faturadan 2000 küsür TL alacağımız kaldı. Geri kalan 6.000 TL bu fatura için ödendi, ancak daha önce teslim edilen mallara ilişkin 6000 TL borç kaldı. Bu faturaya ilişkin 2000 küsür TL borcu kaldı. Söyleyeceklerim bundan ibarettir dedi.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …’nin 05/12/2018 tarihli celsedeki beyanlarında; “Ben davacı tarafın firmasında PVC ustası olarak çalışıyorum. Patronlarımız bize malzemeleri bildirdikleri takdirde biz yüklemeyi yaparız ve karşı tarafa teslim ederiz. Yine davalı taraf ile bizim patronlarımız sürekli ticari ilişki halinde olduğundan … ve ………. bir kaç kez geldi. Gelip araba ile malları aldılar. Dava konusu faturadaki mallarda teslim edilmiştir büyük ihtimalle. Ama hangi faturaya ait malların olduğunu bilmiyorum. Ama biz faturayı bilmediğimiz için patronlarımız bize neyi teslim edin derse biz onları teslim ederiz dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur
Mali Müşavir bilirkişisinin her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 04/09/2018 havale tarihli raporunda özetle; Davacı firmanın 2017 yılına ait ticari defterleri 213 sayılı VUK’un 220. Maddesi, 6102 sayılı TTK’nun ilgili 64. Maddesi hükmüne göre açılış tasdiki, kapanış tasdiklerinin zorunlu olduğu tarih olan 28/03/2013 tarihinden itibaren 2017 yıllarına ait yevmiye defterinin kapanış tasdiki zamanında yapılmış olup, HMK’nun 222. Maddesine istinaden sahibi lehine delil taşıdığının tespit edildiğini, davalı …’nin ticari defterlerine bakıldığını ve davalının defterlerini bilanço esasına göre değil, işletme defterine göre tuttuğunu, defterlerini süresinde tasdik ettirdiğinin tespit edildiğini, davacının yasal defterlerinin incelenmesinde, 2017 yılı yasal defter kayıtlarına göre davacının davalı firma adına toplam 79.961,96 TL fatura düzenlediği ve davalı firma tarafından 2017 yılı içerisinde 71.601,96.-TL ödeme yapıldığını, 2017 yılı sonu itibariyle davalının davacıya 8.360,00.-TL borcunun bulunduğunu, davalının yasal defterlerinin incelenmesinde 2017 yılında tarafına 71.421,55.-TL fatura düzenlendiği ve aynı yıl içerisinde sadece 65.000,00.-TL ödeme yapıldığının, davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği fatura tutarının 79.961,96.-TL olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği faturaların tamamında hem “teslim alan” hemde “teslim eden” kısımlarının imzalı olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve dava konusu olan … nolu 26/10/2017 tarihli ve 8.540,41.-TL tutarındaki faturanın davalının defter kayıtlarında tespit edilmediğini ve bu faturanın iptaline ilişkin davalı tarafından düzenlenen bir ihtarnamenin olup olmadığının dosya içerisinde tespit edilemediğini, davalı adına düzenlenen faturalar ve davalı tarafından davacı adına yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan bakiyenin yani davalının davacıya olan borcunun 8.360,00.-TL olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Davacı cari hesap ilişkisi içerisindeki 8540 TL lik faturalardaki malların dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında kargo yolu ile teslim edildildiğini iddia etmişse de ………. den bu konuda net cevap alınmaması ve yine davacının sunduğu kargo takip gönderi çıktısında faturaya konu malların özelliklerinin belirtilmediği neyin teslim ediliğinin anlaşılmadığı dolayısıyla kargo yolu ile işbu malların teslim edildiği iddiasının somutlaştırılmadığı ve yine davacı tanığı …’nın 05/12/2018 tarihli celsedeki beyanında “8.540,41.-TL bedelli, … seri nolu faturadaki belirtilen tauruz marka PVC profil …’ye teslim edilmiştir. Bir kısmını faturadaki belirtilen profillerin bir kısmını bizzat … bizim iş yerine gelerek teslim aldı. Bir kısmıda daha önceden tauruz fabrikasından yüklenerek bizim talimatımız üzerine davalı tarafa teslim edildiği” şeklinde beyanda bulunması karşısında davacı tarafın dava dilekçesi ve tanığının anlatımları arasında çelişki olması nedeniyle işbu fatura konusu malları davalıya teslim ettiği iddiasını ispatlar nitelikte mahkememizde kesin kanaat oluşmamıştır. Yine davacı tanığı ve aynı zamanda muhasebecisi olan … ve daha önce ki alışverişlerden kalan 6000TL bakiye borcun davalı tarafından ödendiği ve bu ödemenin 8.540,41.-TL lik bu fatura alacağına sayıldığı ve geriye bu faturadan bakiye 2000TL ve eski borçları 6000TL kaldığını beyan etmesi ancak davalı defterlerinde bu faturanın kayıtlı olmaması ve mali müşavir bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalının defterlerinin incelenmesinde 2017 yılında tarafına 71.421,55.-TL fatura düzenlendiği ve aynı yıl içerisinde sadece 65.000,00.-TL ödeme yapıldığı dolayısıyla geriye 6421,00TL borcu kaldığı sonucuna ulaşılarak davacının davasının kısmen kabulü ile Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takipte, takibin 6421,00.-TL asıl alacak üzerinden devamına; davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteminin reddine;alacak likit olduğundan kabul edilen kısım yönünden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine;Reddedilen kısım yönünden % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takipte, takibin 6421,00.-TL asıl alacak üzerinden devamına; davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteminin reddine; Kabul edilen kısım yönünden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; Reddedilen kısım yönünden % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine; ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde belirttiği 8.540,41-TL tutarındaki faturanın müvekkilinin ticaret defterlerinde kayıtlı olmadığını ve kendisine tebliğ dahil edilmediğini, davacıların faturayı teslim ettiklerini kanıtlayamadıklarını, uyuşmazlığın gönderilmeyen mal için kesilen faturadan kaynaklandığını, davacı tarafından asıl istediğinin gönderilmeyen mal için kesilen sahte fatura bedeli olduğunu, davacıların hem tanığı hemde iç muhasebecisi ve pazarlamacısının tanık olarak dinlendiğini, şahsın tarafsız olmasının mümkün olmadığını ve tanığa muvafakatleri olmadığına dair itirazlarının mahkemece kabul edilmediğini, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini, takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde davanın reddini istediği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı tarafından Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 09/11/2017 tarihli takip talebi ile cari hesaba dayanan 8.367,23-TL asıl alacak ve 82,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.449,76-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin …’e ve …’ye 22/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular tarafından 23/11/2017 tarihinde borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece 04/09/2018 havale tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna istinaden davalının yasal defterlerinde 2017 yılında davacı tarafından düzenlenmiş toplam 71.421,55-TL bedelli fatura kayıtlı olduğu, aynı yıl içerisinde 65.000,00-TL bedelli ödeme kaydı bulunduğu gerekçesiyle bu iki bedel arasındaki farkın davalı tarafından davacıya ödendiği ispat edilemediği gerekçesiyle 6.421,00-TL bakiye borç bulunduğu kanaatine varılarak bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de taraflar arasındaki ihtilaf davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 26/10/2017 tarihli 8.540,41-TL bedelli faturadan kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf bahsedilen faturaya konu malların davalıya teslim edildiğini, yasal delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davacı taraf bu hususta tanık deliline başvurmuş, davalı vekilinin 31/10/2018 tarihli celsede açıkça muvafakat etmemesine rağmen mahkemece davacı tanıkları dinlenilerek davalının bilanço esasına dayalı defter tutmadığı işletme defteri tuttuğu gözetilmeksizin davalı defterlerindeki 65.000,00-TL’lik ödeme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Davacı taraf ile davalı taraf arasındaki 26/10/2017 tarihli fatura miktarı çıkarıldığında taraflar arasındaki diğer fatura kayıtlarının 71.421,55-TL olarak birbiri ile tutarlı olduğu, bununla birlikte davacının defterlerinde davalı tarafça yapılan ödeme miktarının 71.601,96-TL olduğu, buna göre davalının davacıya bakiye bir borcunun kalmadığı anlaşılmasına göre davacı defterlerindeki davalı tarafından yapılan ödeme kaydına ilişkin tespitin davacı aleyhine delil teşkil edeceği düşünülmeksizin davalı işletme defterindeki ödeme kaydı esas alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ispat edilemeyen davanın reddine yönelik aşağıda yazılı şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiş ve davacının alacağını ispat edememesi davacıyı kötüniyetli yapmayacağından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteğinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/01/2019 tarihli 2018/78 Esas ve 2019/5 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı isteğinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 142,90-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 83,60-TL’nin isteği halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, ilk derece yargılaması aşamasında davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalı …’ye verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davalı …’den alınan istinaf karar peşin harcının davalıya iadesine,
IV-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 121,30-TL başvuru harcı, tebliğ ve dosya gidiş dönüş masrafı 77,50,00-TL istinaf yargılama gideri toplamı 198,80-TL’nin davacından alınarak davalı …’ye verilmesine,
V-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VI-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 30.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.