Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/862 E. 2021/1045 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/862
KARAR NO : 2021/1045
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2018 (Dava), 06/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/230 Esas, 2019/55 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
Taraflar arasında görülen tazminat davasında yapılan açık yargılaması sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24/03/2016 günü … yönetimindeki … plakalı ticari aracıyla seyir halindeyken diğer sürücü ………..’ın idaresindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu müteveffa …’in vefat ettiğini, geride mirasçı olarak eşi …, öğrenci çocuğu …, yine öğrenci çocuğu …………’i bıraktığını, her ne kadar 25/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren kanunun mağdurlara tazminat ödenmesini engellemiş olsa da kaza tarihinden sonra kanun değiştiğinden dolayı müvekkillerine tazminat ödenmesine engel olmadığını, trafik kazası tespit tutanağı ve Ağrı Savcılığınca yapılan soruşturma dosyasında ATK’dan aldırılan rapora göre % 100 kusurlu sayılarak dosyanın kapatıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davacılardan her biri için 500,00.-TL olmak üzere şimdilik toplam 1500,00.-TL maddi tazminatın sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, şimdilik 500,00.-TL dinsel tören ve gömü giderlerinin temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile brilikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 01/06/2015 tarihinde değiştiğini, yeni mevzuatta A.6 D’ye göre müteveffanın kendi kusuru ile kazaya sebebiyet vermesi halinde “destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminat talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat dışında kalan haller arasında sayıldığını, dolayısıyla kazanın genel şartlarda yapılan değişiklikten sonra meydana geldiğini, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Tüm dosya kapsamından davacı taraflarca 24.03.2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında murisleri … idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacılar murisi …’in vefat etmesi sonucunda destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze masraflarının tazminine yönelik karşı taraf aracının … Sigorta Şirketine karşı dava açtıkları anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, meydana gelen kaza ile ilgili tutulan kaza tespit tutanağı, Ağrı Cumhriyet Başsavcılığı tarafından aldırılan kusur raporu, sigorta poliçesi ile hasar dosaysı dosyamız arasına celp olunmuştur.
Ağrı Cumhiyet Başsavcılığı tarafından aldırılan İstanbul Trafik İhtsas Dairesi’nin 01/08/2016 tarihli kusur raporunda; kazanın oluşumunda şüpheli sürücü …’ın kusursuz olduğu, maktul sürücü …’in asli derecede kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Kazaya karışan … idaresindeki … plakalı aracın … Sigorta Şirketi kaza tarihinde davalı … Sigorta olup poliçe tarihi 24/06/2015-24/06/2016 dır.İşbu poliçe 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonradır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminat kapsamı dışında kalan haller arasında sayılmıştır.(Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6.(d) )
Bu konuda Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/688E-2017/1226K sayılı ilamı da emsal niteliktedir.İşleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile ölüm nedeniyle desteğini yitiren kimselere destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun yansıtılamayacağın ilişkin HGK.’nın 15.6.2011,2011/17-142 E.-411 K., 22.2.2012,2011/17-787 E. 2012/92 K.,16.1.2013, 2012/17-1491 E.2013/74 K.Sayılı kararının bu tarihten sonraki olaylara emsal olarak uygulanması olanağı kalmamıştır (17 HD.31.10.2017,2017/1541E.2017/9897 K). Somut olayda davacıların desteği mütevveffa kazanın oluşumunda tek ve asli kusurlu olduğu” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İstinaf eden davacılar vekili dilekçesinde; davaya konu kazanın meydana geldiği tarihin 24/03/2016 tarihi olduğu, 25/04/2016 tarihinde yapılan kanun değişikliğinin müvekkillerini etkilemeyeceğini ifade ederek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2019 tarih ve 2018/230 Esas, 2019/55 Karar sayılı kararı ile mütevefa araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tek kusurlu olması sebebiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerine ilişkin maddi tazminat davasının reddine karar verildiği,
Davacılar vekilinin 27/02/2019 tarihli istinaf dilekçesi ile; “davaya konu kazanın meydana geldiği tarihin 24/03/2016 tarihi olduğu, 25/04/2016 tarihinde yapılan kanun değişikliğinin müvekkillerini etkilemeyeceğini” ifade ederek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
24/03/2016 tarihinde davacıların murisi …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması suretiyle trafik kazası meydana geldiği, bu trafik kazası neticesinde davacılar murisi …’in vefat ettiği, davacıların … plakalı aracın kaza tarihindeki zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketi aleyhine defin gideri ile birlikte destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle maddi tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 24/03/2016 tarihli trafik kazasında davacılar murisi …’in asli ve tek kusurlu olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi destekten yoksun kalma tazminatı ve defin gideri talepleri haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Haksız fiili sorumluluğu ise, kusurlu ve hukuka aykırı eylemi başkasına zarar veren kişinin bunu tazminle yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Başka bir deyişle tazminat talebinde bulunan kişinin kusursuz veya karşı tarafa göre daha az kusurlu olması şarttır. İlk derece mahkemesi dosya kapsamında yer alan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 01/08/2016 tarih ve 2016/………. sayılı raporunda belirtildiği üzere; “şüpheli sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalli kavşağına geldiğinde, bölünmüş yolun karşı yön şeridinden gelip sola doğrultu değiştirme manevrasıyla kavşağa durmaksızın kontrolsüzce giren maktul sürücü idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Maktul sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde, kavşak içinde istikametine hitap eden yol ver levhasını dikkate alması ve istikametine göre sağ tarafından gelip düz devam etmek suretiyle kavşağı geçmekte olan şüpheli sürücü idaresindeki araca ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, durmaksızın karşıya geçiş yapmak istemesi sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derece kusurludur” şeklindeki denetime ve hüküm vermeye elverişli rapora dayanılarak karar verilmesi ve ayrıca 24/03/2016 tarihinde meydana gelen kazanın 01/06/2015 tarihinde yapılan kanun değişikliğinden sonra meydana geldiğinden dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatı yönünden sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kaldığı da gözetilerek ilk derece mahkemesince kurulan hükümde ve ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada delillerin takdir ve değerlendirilmesinde bir hukuka aykırılık görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gereklidir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin 27/02/2019 tarihli istinaf başvurusunu, ilk derece mahkemesinin kararında hukuka aykırılık görülmemesi sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında alınması gereken 59,30-TL harçtan istinaf aşamasında yatırılan 44,40-TL harcın mahsubi ile bakiye 14,90-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacıların bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 19/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.