Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/803 E. 2022/9 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/803
KARAR NO : 2022/9
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/668 Esas, 2019/36 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket üzerine kayıtlı ve sürücüsünün … olduğu … plakalı aracın, müvekkili şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi eksenin … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, 19/03/2014 tarihinde saat 14:30 sıralarında … ilçesi hudutlarındaki bahçeli evler kavşağına geldiği esnada … ve …plakalı araca ve ardından devamında trafik işaret ve levhalarına çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini; Kaza sonrası ilgili sigortalı aracın hasar aldığını, bu kaza neticesinde yine hasar alan …plakalı aracın içerisindeki yolculardan …isimli şahısların maluliyetleri neticesinde müvekkili kurumdan tazminat talep ettiğini, ek olarak maluliyet raporları düzenlendiğini, 06/02/2015 tarihli ihbarname ile ilgililere bu kaza neticesinde 90.650,00.-TL tazminat ödendiğini; Bu nedenlerle davanın kabulü ile öncelikle … plakalı aracın trafik kaydı üzerine 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tebligat çıkarmadan ve teminatsız olarak HMK 391. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına; 90.650,00.-TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası’nın uyguladığı en yüksek reesekont avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “…Tüm dosya kapsamından; davacı vekili sunmuş olduğu dilekçesinde; davalı şirket üzerine kayıtlı ve sürücüsünün … olduğu … plakalı aracın, müvekkili şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi eksenin … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, 19/03/2014 tarihinde saat 14:30 sıralarında … ilçesi hudutlarındaki bahçeli evler kavşağına geldiği esnada … ve …plakalı araca ve ardından devamında trafik işaret ve levhalarına çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini; Kaza sonrası ilgili sigortalı aracın hasar aldığını, yine hasar alan …plakalı aracın içerisindeki yolculardan …isimli şahısların maluliyetleri neticesinde müvekkil kurumdan tazminat talep edip ek maluliyet raporları düzenlendiği, 06/02/2015 tarihli ibranamede anlatıldığı gibi 90.650,00 TL ödeme yapıldığını, kazaya sebep olan …’ın % 100 kusurlu olduğu bu nedenle TTK’nu 1301.maddesi ile sigortacıya ödediği tazminatın haksız fiil ve zarara sebebiyet verenlerden ve haksız fiilden sorumlu olanlardan mevcut kusur oranına göre geri alma hakkı tanıdığından bahisle sigortalıya ödenen meblağın ödenmesi yönünde rücuen tazminat davası açmıştır. Kaza tarihi 19/03/2014 tarihidir, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16/06/2016 tarihli … Asliye Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ” Sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki çekicisi ile bölünmüş yolda mahal şartlarını dikkate alıp hızını yeterince azaltarak kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, sevk ve idare hatası ile direksiyon hakimiyetini kaybederek, ışıklarda bulunan araçlara çarptığı, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullanarak olayın meydana gelmesine zemin hazırladığı, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, müşteki sürücü … ‘un kusursuz olduğu ” belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlarının 4/a maddesinde ” rizikonun işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir eylemi veya ağır kusur sonucu oluşması halinde sigortacının sigortalısına rucü edebileceği ” hüküm altına alınmıştır. Davalı firma sürücüsü … ‘ın dosyadaki bilgi ve belgeler, olay yeri CD ‘leri, alınan kusur raporları ve tekmil dosya kapsamıyla; ağır kusur veya kasıt olarak nitelendirilebilecek kusuru olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karar karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirket üzerine kayıtlı aracın bakımlarının zamanında yapılmadığı ve sürücünün bakımsız araç ile ağır kusurlu şekilde yola çıktığı için araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/a maddesine göre sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olması nedeniyle rücu şartları oluşmasına rağmen davanın reddi kararının yerinde olmadığını iddia ederek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketinin ödediği tazminat bedelinin zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen davalı şirketten rücuen tazminine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafça, davalı şirkete ait sigortalı aracın bakımlarının yapılmaması nedeniyle kazanın meydana geldiği, araç sürücüsünün aracın frenlerinin bir anda tutmaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini ifade ettiği, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin ağır kusurlu olması nedeniyle sigortalısı olan davalıya rücu hakkının doğduğu iddia edilmektedir.
Davada, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesine dayanılmış olup, uyuşmazlığın çözümünde bu maddede düzenlenen “ağır kusur veya kasıt hâli”nin ne olduğu ve somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen ZMMS poliçesinde sigortacının işletene rücu hakkını düzenleyen B.4/a maddesinde; sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise sigortacının zarar görene ödeme yaptıktan sonra kendi sigortalısına rücu edebileceği ” hükme bağlanmış olup, bu maddede tam kusurdan değil, kasıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir. Kast, özel hukukta kusur çeşitlerinden olup, haksız bir sonucun elde edilmesi için bilerek ve isteyerek yapılan iradi faaliyettir.Kusur ise, tazminatı (ödenceyi) veya cezalandırılmayı gerektiren hukuka aykırı davranış biçimidir. Kusur, ihmal veya tedbirsizlik sonucunda ortaya çıkar. Ayrıca borçlunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi akdi kusurdur. İhmal; haksız sonuca yönelmemekle birlikte, durumun ve koşulların gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeme hâli, dikkatsizlikten ve/veya özensizlikten kaynaklanan kusur; savsama ve gerekli özeni göstermeme durumudur (Yılmaz, E: Hukuk Sözlüğü, Ankara 1996, s:363, 451, 490). KTK ve yasa ile yönetmeliklerde yapılan düzenlemelerle belirlenen, bir trafik kuralı ihlal edilmesine rağmen, her ihlal ağır kusur kavramında değerlendirilemeyecektir. Belirlenen kurallar kusurun belirlenmesinde önemli bir unsur olup, bunlara aykırı davranış, sorumluluk hukuku açısından kusurlu davranış olarak kabul edilir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, ağır kusur kavramı bir özel hukuk kavramı olarak; kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmiştir.
Somut olayda, davaya konu araç sürücüsünün aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini ifade ettiği, trafik bilirkişisi ve ATK kusur raporunda kazanın aracın frenlerindeki teknik arızadan meydana geldiğinden sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücücülerin kusurlarının bulunmadığı görülmektedir. Kazaya sebebiyet veren aracın frenindeki teknik arıza ağır kusur veya kast olarak nitelendirilemeyeceğinden, sigortacı davacının rücuen tazminat talebinde bulunma şartları oluşmamakla, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 05.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.