Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/387 E. 2021/1041 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/387
KARAR NO : 2021/1041
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2018 (Dava), 29/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2018/386 Esas, 2018/464 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
Taraflar arasında görülen İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile …… San. ve Tic. Ltd. Şti ile kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların da iş bu sözleşmeye müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun vadesinde ödenmediğini ve noterden ihtar çekildiğini, borçlular aleyhine Erzurum ….. İcra Müdürlüğü’nün……. Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin davalılar yönünden durdurulduğunu, hesap ekstrelerinde görüldüğü üzere kredi taksitlerinin ödenmediğini, bu nedenlerle davalıların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davacı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, mevcut rehin borcunun başka şahıs ve şirket tarafından verildiğini, müvekkillerinin bu borç kapsamında kefil ya da asıl borçlu olmadığını, Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile başlatılan rehin takibinde de müvekkillerinin isimlerinin borçlu olarak geçmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; davacı banka tarafından açılan kredi sözleşmesi ile kefil olduğu belirtilen … ve … hakkında Erzurum …..İcra Müdürlüğünün …….. esas nolu dosya ile icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından Erzurum İcra Hukuk Mahkemesinde şikayette bulunulduğu, Erzurum İcra Hukuk Mahkemesince “Alacaklının aynı borçlu için önce Erzurum …..İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talepli ilamsız takip yapıldıktan sonra Erzurum ……İcra müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yaptığı anlaşıldığından mükerrer Erzurum …….İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı ilamsız icra takibinin iptaline” yönünde karar verilmiş, mevcut dosyamızın dayanağı olan Erzurum … İcra Müdürlüğünün ….. Esas nolu dosyası iptal edildiğinden dava konusu ortadan kalkmıştır. İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup, itirazın iptali davasının görülebilmesi için ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, bu takibe borçlu tarafından yasal itiraz süresi dahilinde ve usulünce itiraz edilmesi ve davanın yasal süresi dahilinde açılması zorunludur. İtirazın iptali davasına dayanak teşkil eden Erzurum ….İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyasında yürütülen takibin iptal edilmesi nedeniyle geçerli bir takip olduğundan söz edilemeyeceği gözetilerek açılan davanın dava şartı yokluğundan reddi ” gerekçesiyle karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin davayı, geçerli bir ilamsız takip olmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan reddetmiş ise de, dava açılırken söz konusu ilamsız takibin derdest olduğu, sonrasında takibin iptal edilmesinin usulüne uygun olarak açılmış olan davanın dava şartından yokluğundan iptali sonucunu doğurmayacağını, Erzurum ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dosyası ile verilen iptal kararı için istinaf kanun yoluna başvurulduğunu ve kararın kesinleşmediğini, söz konusu davada istinaf sonucunun bekletici mesele yapılmasının talep edildiği, talebin reddi halinde dava konusunu alacak davasına dönüştürmek için ıslah talebinde bulunulmasın rağmen bu talebin değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İ.İ.K. 67. mad. gereğince iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı banka tarafından, davalılar aleyhine Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, borçluların itirazı nedeniyle Erzurum ……. Hukuk Mahkemesinin 2018/….. E.- 2018/…… K. Sayılı dosyasında yapılan yargılama da Erzurum …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı ilamsız icra takibinin iptaline karar verildiği, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile geçerli bir takip olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili Erzurum……. Hukuk Mahkemesinin 2018/…….. E.- 2018/….. K. Sayılı kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurduğunu beyan etmiş, dosyanın incelenmesinde Erzurum …….. Hukuk Mahkemesinin 2018/…….E.- 2018/…. K. sayılı kararının kesinleşme şerhinin olmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece davacının istinaf yasa yoluna başvurusu var ise, öncelikle sonucunun beklenilerek sonuca göre karar verilmesi gerekir. Kaldı ki davacı vekili duruşmada istinaf sonucu beklenilmeyecek ise davayı ıslah etmek için süre talep etmiştir. HMK’nın 74. maddesinde vekalette özel yetki verilmesi gereken haller düzenlenmiş olup, davanın tamamen ıslahı da bunlardan biridir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde ıslah yetkisi bulunmaktadır. O halde, HMK’nın 180. maddesi uyarınca, davanın tamamen ıslahı mümkün olup, davacının davasını ıslah ile alacak davasına dönüştürebileceği, bu nedenle davacıya talebi doğrultusunda HMK 180. maddesi uyarınca tam ıslah için bir hafta kesin süre verilmesi ve davacının kesin süre içerisinde davasını tam ıslah ile alacak davasına dönüştürmesi halinde alacak davasına ilişkin usul kurulları doğrultusunda davanın çözümlenmesi gerekirken, yasanın belirtilen hükmüne aykırı olacak şekilde davacı tarafa süre verilmeksizin davanın usulden reddi yoluna gidilmesi doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, mahkemece verilen kararın HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca, kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih ve 2018/386 Esas, 2018/464 Karar sayılı kararının, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 19/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.