Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/327
KARAR NO : 2021/1313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/702 Esas, 2018/379 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkil şirket ve ………Turizm İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ortak girişimi davalı kurum ile 15/01/2013 tarihinde Ağrı ili El Bilgisayarı/Endeksör cihazı ile GPRS ‘li Endeks Okuma Hizmet Alımı sözleşmesi imzalandığını, Sözleşmeler eki teknik şartnameye göre yapılacak iş, alçak gerilimden beslenen abonelerin el bilgisayarı/endeksör vasıtasıyla abone adresinde, endeksin okunarak fatura bildirimi tanzimi aboneye bırakılmasını, durum kodu konmasına yönelik sayaç, mühür kontrolü, kaçak ve usulsüz kullananların belirlenmesi abone kayıtlarının güncellenmesi ile bu bilgilerin idare bilgisayarına aktarıldığını, iş emrinin idare tarafından el bilgisayarlarına aktarıldığını, iş emri kodlarına giren kaçak bildirimini idareye ulaştıran müvekkilin edimini ifa ettiğini, bunun makul bir sürede tahakkuk ve faturaya bağlamanın, kayıtları güncellemenin davalının görevi olduğunu, davalıya Ankara ……. Noterliğinden 29/03/2015 tarihinde …….. yevmiyeli ihtarname çekildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, bu nedenlerle eksik ödenen endeks okuma iş emirlerinin karşılığı şimdilik hizmet bedeli karşılığı 9.500,00 TL, kaçak ihbar bedelleri karşılığı 500,00 TL, sözleşmenin erken feshi nedeniyle müvekkilin uğradığı zarar 1.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL’nin temerrüde uğradığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/09/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda; başlangıçta eksik ödenen hizmet bedeli karşılığı talep ettikleri 9.500,00 TL’yi 25.606,61 TL olarak artırarak 35.105,61 TL’ye, kaçak ihbar bedeli olarak talep edilen 500,00 TL’yi 1.012.387,40 TL artırarak 1.012.887,46 TL’ye, toplam hizmet bedeli ve kaçak ihbar bedelleri olarak davalıdan talep etmiş oldukları 10.000,00 TL’yi 1.037.993,00 TL artırarak toplamda 1.047.993,00 TL üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkil şirket tarafından ilgili mevzuat ve sözleşme hükümlerine göre hareket edildiğini, sözleşme gereği yaptıkları istihkamların tüm hak edişlerin ödendiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “Tüm dosya kapsamından;Davacı şirket ve ……….Turizm İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ortak girişimi davalı kurum ile 15/01/2013 tarihinde Ağrı ili El Bilgisayarı/Endeksör cihazı ile GPRS ‘li Endeks Okuma Hizmet Alımı sözleşmesi imzalandığı, Sözleşmeler eki teknik şartnameye göre yapılacak iş, alçak gerilimden beslenen abonelerin el bilgisayarı/endeksör vasıtasıyla abone adresinde, endeksin okunarak fatura bildirimi tanzimi aboneye bırakılması, durum kodu konmasına yönelik sayaç, mühür kontrolü, kaçak ve usulsüz kullananların belirlenmesi abone kayıtlarının güncellenmesi ile bu bilgilerin idare bilgisayarına aktarıldığını, iş emrinin idare tarafından el bilgisayarlarına aktarıldığı, iş emri kodlarına giren kaçak bildirimini idareye ulaştıran davacının edimini ifa ettiği, bunun makul bir sürede tahakkuk ve faturaya bağlamanın, kayıtları güncellemenin davalının görevi olduğunu dolayısıyla iş emri kodlarını giren ve kaçak bildirimini idareye ulaştıran müvekkilinin edimini ifa ettiğinden bahisle hizmet bedeli karşılığı 9.500,00 TL , kaçak ihbar bedeli 500,00 TL, sözleşmenin erken feshi nedeniyle 1.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL ‘nin temerrüde uğradığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte belirsiz alacak davası açmış olduğu;
Davacı…… inşaat …. Ltd. Şti ve …….. Elektrik Hizmetleri….Ltd. Şti ortak girişimi ile davalı ……Elektrik Dağıtım A.Ş. Arasında 15/01/2013 tarihinde …… ihale kayıt numaralı ” Ağrı İl Müdürlüğü El Bilgisiyarı-Endeksör ile endeks okuma GPRS ‘li hizmet alım işi sözleşmesi ” imzalanmış olduğu, sözleşmenin 4.maddesinde bu sözleşmenin uygulanmasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde ve ihale dokümanı oluşturan belgelerde yer alan tanımların geçerli olduğunun hüküm altına alındığı, davaya konu ihtilafın esasının ” Davalı şirketçe ödenmediği iddia olunan durum kodu atılan hizmet bedeli ile kaçak ihbarına ait hizmet bedelinin tahsil işleminin oluşturduğu ” sözleşme süresi boyunca taraflar arasında 10 adet hakediş tanzim edildiği, davalı …… ‘ın 22/10/2013 tarih ve …… sayılı yazısı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 30/3 maddesi gereğince 31/10/2013 tarihi itibariyle feshedildiğini bildirdiği, davacı tarafça da eksik bırakılan kısmın kendilerine ödenmesi için Ankara ……. Noterliğinden 29/03/2016 tarih …… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ihtarname çekildiği davacı tarafça da 08/06/2016 tarihinde alacak davasının açılmış olduğu, hizmet bedelinin ödenmesine ilişkin şartlarda; 1) Gerçekleşen okuma oranının % 90 ‘ın üzerinde olması 2) Yine davacı tarafça sahada yapılan çalışmalarda abonenin sayaca çeşitli nedenlerle görülememiş ve dolayısıyla okuması yapılamamış ise abone adresine boş bildirim bırakılarak ilgili aboneden sayaç endeksini idareye bildirmesi istenecek, bu çalışma akabinde sayaç endeks değerini şirkete ulaştırması ve davalı şirket tarafından fatura tahakkuku yapılması halinde ana hizmetin yapılmış sayılacağı ve hizmet bedeli ödeneceği 3) Kaçak bildirimin yapılması; bunun da Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında kalması durumunda, hizmet bedelinin ödeneceğidir. Dosyada alınan bilirkişi raporlarında özellikle 27/07/2018 tarihli raporun 7.sayfasında hakedişler ile bunların ekindeki cetvellerin incelenmesinde çizelge şeklinde tespitler yapılmış, ana hizmet karşılığı eksik ödenen bedelin 35.105,61 TL , kaçak ihbar karşılığı eksik ödenen bedelin de 1.012.887,46 TL olduğu, davacının talebinin aynı zamanda erken fesihten kaynaklı tazminat talebini içerdiği, taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin 30.3.maddesinde ” … Bağlı şirketlerin özelleştirilmesi halinde dağıtım şirketlerinin yeni sahiplerinin sözleşmeyi devam ettirmemeleri halinde işin yapılan kısmı henüz % 70 seviyesine ulaşmamış olsa bile yükleniciye bundan dolayı kâr mahrumiyeti dahil olmak üzere herhangi bir ödemede bulunulmaz, yüklenici bu sebeple kamudan, görevlilerden ve yetkililerden herhangi bir hak ve zarar tazmin talebinde bulunamaz” şeklinde sözleşme hükümleri gözönünde bulundurulduğunda, davalı ……… ‘ın 28/06/2013 tarihinde işletme hakkının ……. ve …..Holding Ortak Girişim tarafından devralınmasının ardından taraflar arasındaki sözleşmenin 31/10/2013 tarihinde feshedildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin bu hükümleri bir bütün olarak değlerlendirildiğinde; erken fesihden dolayı davacı tarafın talep ettiği 1.000,00 TL’lik tazminatın reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama devam ederken iş ortaklığının diğer şirketi olan …….Ltd. Şti ‘nin 02/05/2018 tarihli vekaletname, muvafakat ve yetkilendirme belgesini dosyaya sunmuş olduğu anlaşılmıştır. Ankara …….. Noterliğince gönderilen ihtarnamede davalı tarafa 31/03/2016 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiği, bu ihtarnamede üç günlük süre içinde alacağın ödenmesi talebinde bulunulduğu böylelikle davalı tarafın 04/04/2016 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu, ana hizmet karşılığı eksik ödenen abone durum kodu toplam bedeli olan KDV dahil 35.105,61 TL, ana hizmet karşılığı eksik ödenen kaçak ihbarı toplam bedeli 1.012.887,46 TL’nin temerrüt tarihi olan 04/04/2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ ile, Ana Hizmet Karşılığı eksik ödenen abone durum kodu toplam bedeli olan KDV dahil 35.105,61 TL ile; Ana Hizmet Karşılığı eksik ödenen sayaç durum kodu ( kaçak ihbarı ) toplam bedelinin KDV dahil 1.012.887,46 TL olmak üzere toplam 1.047.993,00 TL nin 04/04/2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, Sözleşmenin erken feshi nedeni ile talep ettiği 1.000,00 TL’lik tazminatın reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili, davacı tarafça talep ve iddia olunan eksik hak edişlere ilişkin dönemin müvekkil şirketin kuruluş tarihinden önce olduğunu, bu taleplerin muhatabının o dönemlere ilişkin olarak tekel niteliğinde bir kamu kurumu olan ……. olduğunu, ……Genel Müdürlüğü ile…… Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile 24/07/2006 tarihinde resmen kurulduğunu, kamu hukuku tüzel kişiliğini haiz bir şirket iken Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın özelleştirme kararı doğrultusunda fiilen 28/06/2013 tarihinde özelleştiğini ve …….Holding – ….. Holding ortaklığına devredildiğini, bu sebeple fiili devir tarihinden önceki döneme ilişkin davaya konu tüm taleplerin muhatabının …… Genel Müdürlüğü olduğunu, davaya konu hizmet sözleşmelerinin ……. genel müdürlüğü tarafından hazırlanmış tip sözleşmeler olup Kamu İhale Kanunu’na göre hizmet yürütüldüğünü, bu sebeple davanın husumetten reddine, aksi halde ise ……. Genel Müdürlüğü’nün davaya dahil / davanın ihbar edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ancak mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, ayrıca davacı yanın zaman aşımına uğradığından bu husus dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar davacı firma pilot ortak da olsa; birlikte iş aldığı ve iş yaptığı ……. Elektrik Hizmetleri Tur. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’nin muvafakati olmaksızın dava açamayacağından davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir4 borcunun bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından iligli mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olarak hareket edildiğini, sözleşme gereği yaptıkları istihkakların tüm hak edişlerinin ödendiğini, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin Hak Ediş Ödemeleri başlıklı 42. maddesine göre yüklenicinin itirazlarını belirtilen şekilde bildirmediği takdirde hak edişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağını, eksik ödendiği iddia olunan hak edişleri davacı şirketin bizzat hazırladığını, ıslak imzası ile kabul ettiğini, buna karşılık hiçbir ihtirazi kayıt da ileri sürülmediğini, bu durumda iyi niyetten söz edilemeyeceğini, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğünde olduğunu, bu suretle imzalamış olduğu sözleşme ve idari şartnameyi bilmemesinin ya da bilebilecek durumda olmamasının söz konusu olamayacağını, davacı şirketin belirtilen anlamda hak edişlerine itiraz ettiğine dair hiçbir kayıt yok iken mahkemece bu yöndeki beyanlarının da hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna karşı sundukları itiraz dilekçesinde ve 8. celsede sözlü olarak davaya konu sözleşmede hizmet şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesini sağlamak üzere müvekkil şirkete müzekkere yazılarak davacı tarafın dönemsel okumalarının %90’ı aşıp aşmadığının sorulmasının talep edildiği, ancak mahkemece ret ya da kabul yönünde herhangi bir karar verilmediğini, dosya kapsamında karar verildiğini, davacı firmanın sözleşmeden doğan bu yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin araştırılmadığını, bilirkişi raporlarında endeksörden gelen verilerin hepsinin kaçak okuma gibi değerlendirildiğini ve bu doğrultuda fahiş hesaplamalar yapıldığını, davacı tarafça okuma yapılmamış olsa bile mükerrer girilen kayıtların abone yıkık kodları, oku-gel vs. gibi kaçak dışı unsurların dahi kaçak olarak nitelendirildiğini, çelişkiyi giderecek şekilde rapor tanzim edilmediğini, talep ve itirazları dikkate alınmaksızın dosya sübuta ermeden hüküm tesis edildiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca eksik ödendiği iddia edilen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 15.01.2013 tarihinde “El Bilgisayarı/endeksör Cihazı Ile (gprs) ‘li Endekslerinin Okunması Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığı, davacının sözleşme kapsamında verilen hizmet bedellerinin eksik ödendiği iddiasıyla işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, davaya konu sözleşmelerin davacı ve davalı ……. Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında yapıldığı, sözleşmelerde ……’ın taraf olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 146. maddesinde zamanaşımına ilişkin genel hükümler düzenlenmiş olup, anılan madde; ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacının, davalı ile arasında kurulan 15.01.2013 tarihli sözleşme ilişkisine dayanarak ve akde aykırılık iddiasıyla ödenmeyen hak edişleri talep ettiğinin kabulü gerekir. Eldeki davada taraflar arasındaki ilişki hukuki nitelikçe “hizmet temini (alım) sözleşmesi” olup; kendine has özellikleri olan bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm de bulunmadığından, zamanaşımı konusundaki genel hüküm olan TBK’nın 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Bu durumda mahkemece, davalının zamanaşımı def’inin TBK’nın 146. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 23. HD’nin 2014/2481 Esas-2014/8470 Karar sayılı ilamı)
Ancak, taraflar arasında çeşitli tarihlerde hizmet sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin ….. maddesinin 9.1. bendinde ihale dokümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki olduğu zaman ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağının kararlaştırılmış olup; maddenin 9.2. bendinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında Hizmet İşleri Genel Şartnamesi de yer almaktadır.
Anılan şartnamenin 42. maddesinde “Yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hakediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun “İdareye verilen ……tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yani anılan maddede geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı sözleşme kapsamında verdiği hizmet nedeniyle eksik ödenen iş bedellerinin tahsilini istemiştir. Dava konusu sözleşmelere ilişkin hakediş raporlarından davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini aldığı anlaşılmakta olup davacı taraf da hak edişlere itiraz ettiğine dair bir delil bildirmemiştir. Bu durumda, mahkemece davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir itirazının bulunmadığı nazara alınıp davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. (Yargıtay 23.H.D.’nin 2015/9063 Esas-2016/5425 Karar, 2015/8858 Esas-2017/1203 Karar sayılı ve Yargıtay 15. H.D.’nin 2021/2146 Esas-2021/2192 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Ne var ki HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme ve yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davalı vekilinin kısmen yerinde görülen istinaf itirazları doğrultusunda mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/10/2018 tarih ve 2016/702 Esas, 2018/379 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
”1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 17.914,30-TL harçtan alınması gereken 59,30-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 17.855,00-TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesap ve takdir olunan 69.449,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
IV-Davalıdan alınan istinaf karar peşin harcının davalıya iadesine,
V-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 98,10-TL başvuru harcı, dosya gidiş dönüş masrafı 35,00-TL ve 14,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 147,10-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
VIII-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.