Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/3255
KARAR NO : 2022/1099
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/658 Esas, 2019/186 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 18/12/2009 günü, davalılardan … yönetimindeki …plakalı otobüs ile dava dışı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı otomobilin karşılıklı çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, yolcu konumunda olan müvekkilinin yaralandığını, dosyada ATK kusur raporu mevcut olmakla, müvekkilinin açısından malüliyet raporu alınması gerektiğini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, kazadan sonra çalışamaz, iş göremez hale geldiğini, davalının kullanmış olduğu aracın ZMMS ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası ile güvence altına alındığını belirterek şimdilik 100,- TL daimi ve geçici iş göremezlik, 100,- TL tedavi giderlerinin dolayı sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde müracaat tarihinden, diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte tahsili ile 40.000,- TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek reeskont avans faiziyle birlikte sigorta şirketi dışında kalan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta vekili, zamanaşımı definde bulunduklarını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğunun getirildiğini, öncelikle sorumluluğun taşımacılık poliçesini akdeden sigorta şirketine ait olduğundan, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kusur ve malüliyet konusunda rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin tedavi gideri ile geçici iş göremezlik giderlerinden sorumlu olmadığını, gerçek zararın ve tazminatların hesap edilmesi gerektiğini, müvekkilinin faizden sorumlu olmadığını ve sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, KTK’da belirtilen dava zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, kaza tarihinden 10 yıl sonra tazminat isteminde bulunulduğunu, yasal süresi geçtikten sonra dava açıldığından zamanaşımı sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacının yaşam tehlikesi geçirmediğini, hafif nitelikle bir yara sebebiyle sebepsiz zenginleşme amacı güden eylem ve durumla ilgisi olmayacak nitelikte aşırı ve afaki bir manevi tazminat isteğinin yasaya aykırı olduğunu, davacının hastane giderlerinin devlet tarafından karşılandığını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kaza tarihinin 18/12/2019 olduğu, sekiz yıllık ceza zaman aşımı süresinin TCK 89 ve 66/1-e uyarınca dolduğu, davacının en son Pasinler Asliye Ceza Mahkemesine dava açılmasıyla taraflardan haberdar olduğunun varsayılması gerektiği, bu nedenle davacıya kanunen tanınan iki yıllık süre içinde de davasını açmadığı anlaşılmakla davalıların zamanaşımı defide dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesiyle ” Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu olayda birden fazla yaralanma mevcut olduğunu, zamanaşımı konusunda ceza yargılaması ve kesinleşme tarihinin dikkate alınmadığını, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle cismani zararın giderilmesi için açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde 18/12/2009 günü meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ettiği, davalıların cevap dilekçesinde talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istediği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davaya konu trafik kazasının 18/12/2009 günü meydana geldiği, iş bu davanın 31/12/2018 tarihinde açıldığı, Karayolları Trafik Kanunu’na göre davada uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, Türk Ceza Kanunu’na göre ceza zamanaşımının 8 yıl olduğu, 8 yıllık süre geçirildikten sonra bu davanın açıldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.