Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/3110 E. 2022/1098 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/3110
KARAR NO : 2022/1098
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/162 Esas, 2019/394 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında personel taşıma sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında aylık 2.500,00 TL+KDV ücreti karşılığında anlaşmaya vardıklarını, daha sonra davalı şirketin müvekkilinden servis sayısının artırılmasını isteğini ve ücreti de 4.000,00 TL + KDV şeklinde güncellenerek yeni bir sözleşme tanzim edildiğini, bu sözleşmenin bitiş tarihinin 04/10/2018 olduğunu, ancak davalı tarafından tarihli kısımları boş bırakıldığını, tarihlerin davalı şirket tarafından gerçeğe aykırı şekilde sonradan doldurulduğunu, gerçeğe aykırı doldurulan sözleşmeden sonra da davalı şirket müvekkilinin hesabına taşıma ücreti gönderdiğini müvekkilinin ve davalı şirketin muhasebe kayıtlarının incelenmesinde müvekkilinin 4.000,00 TL+KDV den makbuz kestiğini, davalının muhasebe kayıtlarında da bu durumun kayıtlı olduğunu, dolasıyla davalı şirketin sözleşmenin süresinin boş olan kısmı evrakta sahtecilik yaparak gerçeğe aykırı doldurulduğunu, tarafların bağlı olduğu sürenin toplam 1 yıl olduğunu, bu sürenin sonuna kadar taraflar haksız olarak sözleşmeyi fesih ettiği takdirde bu 1 yıllık sözleşme bedelini ödemek zorunda olduğunu, sözleşmenin 12.Maddesine göre fesih işleminin 20 gün önce yazılı olarak bildirilmek zorunda olduğunu, davalı tarafın feshi hukuka aykırı bir fesih olduğunu, bu nedenlerle ücreti ödenmeyen 2017 yılı Nisan ayı ve 2017 yılı Ekim ayları arasındaki taşıma ücretinin toplam 7 aylık bedeli olan 4.000,00 *7=28.000,00 TL ‘nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkili ile davacı taraf arasında personel taşıma sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın sözleşmenin 6. Maddesinde bulunan servis anında uygulanacak prensiplere uymadığını, bu nedenlerle sözleşmenin fesih edildiğini, haksız feshin söz konusu olmadığını, ancak haksız fesih durumu kabul edilmesi durumunda dahi davacının talep edebileceği taşıma bedeli ancak ve ancak 20 günlük taşıma bedelinden mahrum kaldığı karı talep edebileceğini, bir yıllık taşıma bedelinin talep edilmesinin mümkün olmayacağını, bu nedenlerle davacının talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın konusunun ticari nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin olduğu, sözleşmede tarafların birbirinden memnun kalmamaları halinde sözleşmeyi fesih hakkı tanındığı, fesih nedeniyle tazminat ödenmesine yönelik düzenleme yapılmış ise de bu tazminatın tutarının ya da nasıl hesaplanacağının (aylık bedel vs. gibi) belirtilmediği, davalının sözleşmenin 12. Maddesinde kendisine tanınan hakkı kullanarak sözleşmeyi feshettiğinden davacının tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davanın REDDİNE, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafından sözleşme maddesine aykırı yazılı olarak fesih talep edilmeden haksız bir fesih yapıldığını, talep edilen tazminatın hasız fesih nedeniyle bir cezai şart veya tazminat olmadığını, sözleşmede haksız fesih nedeniyle ödenecek tazminat miktarının belirli olmasına gerek olmadığını, haksız fesih gününden itibaren sözleşmenin son gününe kadar 7 aylık ücret alacağının hak edilen ücret alacağı olduğunu, bilirkişi raporunda aylık 4.000,00TL olarak belirlenen toplam 28.000,00TL alacağın taraflarına ödenmesi gerektiğini, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 04/10/2017 – 04/10/2018 tarihli personel taşıma sözleşmesinin 12. Maddesinde sözleşmenin iptaline ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, “tarafların birbirinden memnuniyetsizlikleri halinde en az 20 gün önceden yazılı olarak bildirmek suretiyle sözleşmenin feshine talep edebilirler. Taşıyıcı ya da taşıtıcı firmalardan herhangi birinin sözleşmeye fesh etmesi halinde tazminat tutarı fesheden firma tarafından karşılanacaktır. Konu ile ilgili olarak Erzurum Mahkemeleri yetkili kılınacaktır. ” denilmektedir. Davalı tarafça taraflar arsındaki taşıma sözleşmesinin feshedildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının davalıdan memnuniyetsizliği halinde sözleşmeyi feshedeceğinin kabul edilmesi halinde dahi bu durumu karşı tarafa yazılı olarak 20 gün öncesinde ihtar etmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafa herhangi bir yazılı ihtar çekilmeden sonlandırıldığı, bu itibarla yapılan feshin sözleşmeye uygun bir fesih olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı tarafından davacı tarafa sözleşmenin haksız feshi nedeniyle bir tazminat ödemesi gerekir. Ancak burada ödemesi gereken tazminatın ne miktarda olacağı hususu sözleşmede açıkça belirtilmemiştir. Sözleşmenin iptali başlıklı 12. Maddede en az 20 günlük mehil verilerek sözleşmenin feshedilebileceği kabul edildiğine göre, sözleşmenin haksız feshi halinde talep edilebilecek mahrum kalınan kâr miktarı da 20 günlük kârdan fazla olmaması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak Yargıtay yerleşik uygulamasına göre de verilecek tazminat miktarının yine davacı taşıma firmasının aynı nitelikte bir sözleşme yapabilmesi için gerekli makul süreyi aşmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Bu itibarla davacının talebi hakkında aralarında taşıma işleri konusunda sektör bilirkişisinin de bulunduğu bir bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilemesi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf peşin karar harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.