Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2740 E. 2022/1077 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2740
KARAR NO : 2022/1077
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/174 Esas, 2019/328 Karar
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
Taraflar arasında görülen satışı yapılan taşınmazın satış işleminin yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu Erzurum ili, ……. ilçesi …… Mah. ……ada, ……. numaralı parsel üzerinde bulunan tapuda tek katlı betonarme su şişeleme ve arsası olan taşınmazın, müvekkilinin ………. A.Ş.’nin ortaklarından olduğunu ve söz konusu şirketin hakim ortağının ise ………..olduğunu ve hakimiyetini kötüye kullanıp şirket malvarlığının tamamını herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın sattığını bu nedenle söz konusu satış işleminin iptali gerektiğini, ………. A.Ş. ‘nin malvarlığının mühim bir kısmı değil tamamının … tarafından temsil yetkisine dayanarak satıldığını, … A.Ş. ‘nin malvarlığının mühim bir kısım değil tamamının … tarafından satıldığını, bu satışın şirket tarafından kesilen … sayılı fatura ile … İnşaat Gayrimenkul Ltd. Şti. ‘ye fatura edildiğini, söz konusu fatura içeriği olan su deposu, isale hattı ve su şişeleme tesisi satışları da yoklukla malül olduğunu, söz konusu satış bedelinin dahi şirket tarafından tahsil edilmediğini, davanın kabulü ile Erzurum ili, … ilçesi, … Mah. … Pafta, ……. Ada, ……… Parselde yer alan taşınmazın tapusunun iptali ile … Lojistik Hizm. Tic. San. A.Ş. adına tesciline, … nolu fatura ile toptan satışı yapılan 240 ton su deposunun 2100 metre isale hattının, 1.377 metrekare şu şişeleme tesisi satışının yok hükmünde olduğunun tespitine, yargılama gideri ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 05/06/2015 tarihinde usulüne uygun bir biçimde dava konusu taşınmazı iktisap etmiş ve ödemesini gerçekleştirdiğini, karşı tarafın bu bağlamda tapuda satış işlemini gerçekleştiren adına böyle bir dava açmakta taraf ehliyeti bulunmadığını, davacı yanın işbu davayı açmak bakımından taraf ehliyeti olmadığından davanın husumet nedeniyle usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm dosya kapsamından; Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Lojistik Hizmetleri Tic. San. A.Ş. ortaklarından olduğunu, şirket malvarlığının tamamını herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın satıldığını, satış işleminin iptalinin gerektiğini, önemli miktarda şirket mal varlığının toptan satışının şirket genel kurulunun devredilemez, vazgeçilemez yetkilerinden olduğunu, … A.Ş. ‘nin malvarlığının tamamının satıldığını, şirket tarafından kesilen … sayılı fatura ile davalı … Ltd. Şti’ne fatura edildiğini, bu nedenle satışın geçersiz olduğunu, satış bedeli olarak satış senedinde çok daha düşük bir bedel gösterilerek muvazaanın ortaya konulduğunu, Erzurum ili, … ilçesi, ……. ada, ……parselde yer alan taşınmazın tapusunun iptali ile, … A.Ş. adına tesciline, … nolu fatura ile toptan satış yapılan 240 ton su deposunun, 2100 metre risale hattının 1377 m2 su şişeleme tesisinin satışın yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiş, davalı … Ltd. Şti vekili ise cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 05/06/2015 tarihinde usulüne uygun bir biçimde dava konusu taşınmazı iktisap edip, ödemesi gereken bedeli de ödediğini, Anonim Şirketlerde dava konusu işlemin tarafı olmayan … ‘ın davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, 03/09/2014 tarihli şirket kararına göre bu kararın Genel Kurul İdaresini yansıtan bir karar olduğunu, davacı …’ın dava konusu taşınmazın satılması ile bu yetkinin …’a verilmesinden haberdar olduğunu, kötü niyetli bu davanın açıldığını beyan etmiş, davacı … vekilinin cevaba cevap dilekçesinde; yokluk ve butlan hallerinde herhangi bir süreye tabi olmaksızın şirket ortağı müvekkilinin davayı açmaya ehil olduğunu beyan etmiş, davalı tarafın 2. cevap dilekçesinde; işlemin yoklukla sakat olduğu iddiasının yersiz olduğunu, dava konusu işlem bakımından satışı yapılan ve satın alan kişilerin resmi senede imza atarak hukuki sonuç doğurma noktasında şeklen geçerli ve kurucu nitelikteki iradelerinin bulunduğunun sabit olduğunu, taşınmaz satış işleminin usulüne uygun ve yetkili temsilciler tarafından yapıldığını ” Yönetim Kurulu Kararı ve Genel Kurul Kararı altında imzası bulunan davacının bu davayı açmakta iyi niyetli olmadığını ” iddia etmiştir. … A.Ş.’nin 06/03/2014 tarihli Genel Kurulu’nun 7 numaralı kararında …, ……. ve ……..’ın kendilerine ait hisseleri devrederek şirketten ayrıldıkları ve bu hususun oy birliği ile kabul edildiğini, alınan Genel Kurul Kararı’na göre davacı hisselerini devrederek Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 26/12/2014 tarih … sayılı esasının …… sayfasında ilan edildiği, … A.Ş. ile ilgili olarak bu tarihten sonra herhangi bir ilanın mevcut olmadığı, davacı taraf TTK ‘nın 595.maddeye dayanmıştır, ancak bu düzenleme Limited Şirketlere ilişkin bir düzenlemedir, Limited Şirketlere ilişkin düzenlemeler kıyas yoluyla Anonim Şirketlere uygulanmaz aksine 6102 Sayılı TTK ‘nın 644. maddesi gereği Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerin Limited Şirketlere uygulanacağı belirtilmiştir. Davalı vekilinin 19/04/2019 tarihli celsede; şirkete ait defterlerde bir kısım defter kayıtları üzerine A4 kağıdı yapıştırıldığı, tekrar düzenlenip imzalandığı, çünkü şirketin genel kurul kararlarının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan etme zorunluluğu olduğu, o yıllara ait herhangi bir ilanın mevcut olmadığını belirtmiş, Davalı vekilinin talebi üzerine ve mahkememizce de uygun görülerek Grafoloji Uzmanı bilirkişi duruşmada resen dinlenmiş, şirkete ait ticari defterler gösterilmiş, söz konusu bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak şirketçe alınan kararlar belirtilip, 06/07/2014 tarihli Genel Kurul Gündem Maddeleri başlığı adı altında; ” Yeni Yönetim Ve Denetim Kurullarının seçim ve tespitine geçildi, …’ın başkan …’ın başkan yardımcısı …’ın Yönetim Kurulu üyesi olarak 3 yıllığına seçildiğini, Denetim Kurulu’na ise …’ın 3 yıllığına seçildiğinin hüküm altına alındığı, şirket defterinin bir çok sayfasında mevcut sayfalar üzerine A4 kağıdı yapıştırılmak suretiyle, tahrif edildiği anlaşılmıştır.” 06/03/2014 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı adı altında bizzat …’ın imzasının bulunduğu, bu tutanak Erzurum ……. Noterliği’nde 18/12/2014 tarih ve ………yevmiye numarası ile tasdik edilmiştir. 06/03/2014 tarihli bizzat imzaladığı genel kurul evraklarında şirket ortaklığından ayrılan ve bunun Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ilan edilmesi sonrasında, davacı … ‘ın şirket ortaklığı devam etmediğinden, herhangi bir hukuki menfaati de olamayacağından, Aktif Husumet Yokluğundan davasının reddine karar vermek gerekmiş, ihbar olunan … A.Ş.’nin 26/10/2018 tarihli dilekçesinde davalı … İnşaatın herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan etmiş ise de; ” … A.Ş. ile … Ltd. Şti. arasında 05/06/2015 tarihinde ……. ada, …… nolu parselin satışı ile ilgili satış sözleşmesinde … A.Ş. ‘yi temsilen …’ın hissesinin tamamını 546.000,00 TL bulundurulduğunda bunun aksini ispat edecek herhangi bir delil sunmamıştır. Kısacası davacı taraf dava konusu satım sözleşmesinin tarafı değildir, yine bu şirkette ortaklığı da dava açıldığı zaman mevcut değildir, … A.Ş. bir Anonim Şirket olduğundan, davacı … hisselerini devrederek şirketten ayrılmıştır.” gerekçesi ile “Davacı tarafın davasının aktif husumet yokluğundan reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın, … A.Ş.’nin ortağı olmakla Aktif Husumet Ehliyetine Sahip olduğunu, ticaret hukuku alanında ve davaya konu ihtilafla geçen bilirkişi iddialarını doğrulayarak müvekkilinin pay sahibi olduğunu, temel itibariyle çıplak pay devrinin ancak alacağın temliki yoluyla mümkün olacağını, temlik beyanının TBK m. 184 hükmü mucibince yazılı geçerlilik şartına tabi olduğunu, bu şartlar gerçekleşmeksizin imzalanmamış bir genel kurul kararına göre müvekkilin ortaklıktan ayrılmış olmayacağını belirtmek suretiyle ortaya koyduğunu, tekrara düşmemek adına ayrıntılar bakımından atıf yapmakla yetinilerek bilirkişi raporunda söz konusu ihtilafın her boyutuyla irdelendiğini, mahkemenin gerekçelerinin yetersiz ve isabetsiz olduğunu, müvekkilin herhangi bir temlik sözleşmesi imzalamadığı buna mukabil diğer ortakların temlik sözleşmesi imzalamak suretiyle ortaklıktan ayrıldığını, bariz bir şekilde ortadayken mahkeme kararında isabet olmadığını, müvekkilinin şirket ortağı olduğu, bizzat şirket tarafından da kabul edilmek suretiyle dosyaya bu yönde beyanda bulunulduğunu, ilama aykırı şekilde hüküm kurulmasının hukuken isabetsiz olduğunu, mahkeme kararına esas teşkil eden 06.03.2014 tarihli genel kuruldan sonra müvekkilinin 03.09.2014 tarihli yönetim kurulunda ve takip eden her yönetim kurulu ile genel kurulda oy kullanıldığı fikrini ortaya koyduğunu belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf talebinde bulunulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, satışı yapılan taşınmazın satış işleminin yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı …’ın dava dışı … Lojistik Hizmetleri Gıda Üretim ve Ambalaj İnşaat. Taahhüt Hayvancılık Petrol Ürünleri Tic. San. Paz. A.Ş şirketinin ortaklarından olduğu, bu şirketin hakim ortağının dava dışı … olduğu, şirkete ait Erzurum ili, … ilçesi … Mah. …… ada, …. numaralı parsel sayılı taşınmazın şirket tarafından davalı … Şirketine satıldığını, söz konusu satışın yoklukla malul olduğunu, satış bedelinin dahi şirket tarafından tahsil edilmediğini, bu nedenle söz konusu taşınmazın tapusunun iptali ile dava dışı … Lojistik Hizmetleri A.Ş adına tahsilini talep etmiş, davalı şirket vekili ise, 05/06/2015 tarihinde taşınmazı davalı şirketin iktisap ettiğini ve ödemesini gerçekleştirdiğini ifade ederek davanın reddini talep etmiş; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının dava dışı … Lojistik Hizmetleri Tic. San. A.Ş ‘nin ortaklarından olmadığını ifade ederek davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiş, karara karşı davacı vekili tarafından davacının şirket ortağı olduğu, zira alacağın temlikine dair bir sözleşmenin bulunmadığı, pay devrinin yapılmadığı, genel kurul kararında davacının imzasının bulunmadığı, ticaret sicil kayıtlarına göre ortak olduğunun ortaya konulduğu gerekçeleri ile kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı dava dışı Anonim şirketin ortağı olduğunu ve söz konusu şirketin davalıya taşınmaz satışı yaptığını bu satışın yoklukla malul olduğunu ifade etmektedir. Dava dışı … Lojistik Hizmetleri A.Ş ‘nin kayıtlarının incelenmesinde; 06/03/2014 tarihli Genel Kurul’da hisselerin devredilerek şirketten ayrıldıkları,. Bu genel kurul kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 26/12/2014 tarih ve … sayılı nüshasında yayınlandığı, yine Genel Kurul tarihi ile aynı tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı Başlıklı belgenin altında davacının imzasının bulunduğu ve bu tutanağın Erzurum …… Noterliği’nin 18/12/2014 tarih ve ……….yevmiye numarası ile tastik edildiği, dolayısı ile davacının dava dışı satışı yapan Anonim Şirkette ortaklığının 06/03/2014 tarihinden sonra bulunmadığı, ayrıca Ltd. Şirketlere özgü düzenlemelerin Anonim Şirketler hakkında uygulanacağına ilişkin bir yasal düzenlemenin bulunmadığı da dikkate alındığında ve taşınmaz satışının 2015 yılında yapıldığı gözetildiğinde, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu sebeplerle, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekilinin gerek istinaf dilekçesinde belirttiği makaleler ve gerekse dosya kapsamına sunulan uzman görüşlerinin davacının şirket ortağı olduğunu kanıtlamaya yeter nitelikte bulunmayıp, resmi kayıtlara dayanmadığı da anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 14/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.