Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2419 E. 2022/767 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2419
KARAR NO : 2022/767
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/219 Esas, 2019/302 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
Taraflar arasında görülen kooperatif genel kurul kararının iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muflis davalı kooperatifin 2000 yılında kurulduğunu, 2006 yılında unvan değişikliği faaliyette bulunup bu tarihten itibaren kooperatif bağımsız daire ve dükkan satışları yaptığını, kooperatifin ilk genel kurul toplantısını 2007 yılında yapmış olduğunu, 2007,2008,2009,2010 yıllarında olmak üzere yıllık olağan dört olağan genel kurul yapmak suteri ile değişik gündemler ile ibra raporu sunumu, satış ve kooperatif organları seçimi yaptığını, ancak yapılan bu genel kurul tamamen hayali olup katılımı olmayan üyelerin var gösterilerek ve imza tutanakları sahte imzalar ile oluşturulduğunu, görünüşte genel kurul toplantıları olduğunu, 1163 sayılı kooperatifler kanunu temel hükümlerine göre, 6102 sayılı Ticaret Kanunun ağır ve açık aykırılıklar bulunduğunu, bu nedenlerle 2007,2008,2009,2010 yıllarına ait genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu temsil yetkisini yokluk ile butlanın tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 1136 sayılı yasa gereğince açılacak genel kurul iptal kararları hak düşürücü süreye bağlandığından, öncelikle süresi içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ” Tüm dosya kapsamından; Davacı vekili davalı kooperatifin 2007, 2008, 2009, 2010 yıllarında yapılan Genel Kurul toplantılarının çağrı, nisap, ortakların bilgilendirilmesi gibi kanun ve ana sözleşmenin emredici hükümlerine aykırı yapıldığından bahisle, bu Genel Kurul kararlarının butlanla hükümsüz olduğundan iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Talimatla Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’nden alınan bilirkişi raporu, yine söz konusu Genel Kurul Kararlarındaki usulsüzlük nedeni ile Erzurum … Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/… E-2019/…K sayılı mahkeme ilamı ve bu mahkemece alınan grafoloji raporu dosya içine katılmış, söz konusu grafoloji raporlarında özellikle 12/06/2014 tarih Erzurum – BLG -14- … sayılı uzmanlık raporunda da mahkememiz davacılarının alınan imza örneklerine göre grafoloji raporu sonucunda tetkike konu ve davamızın da konusu olan belgeler üzerindeki imzaların davacıların kendi eli ürünü olmadıklarına ilişkin raporlar, yine talimatla alınan 16/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ve tekmil dosya kapsamına göre; Davaya konu 2007 yılı Genel Kurul Kararı, Yönetim Kurul Karar Defterinde dava konusu edilen Genel Kurul kararı ile ilgili bir karar bulunmamaktadır, hem hazirun listesi başlıklı listede hem de tebliğ alındı listesinde genel kurula katıldığı belirtilen bakanlık temsilcilerinin imzaları bulunmadığı gibi, listedeki isimler arasında da çıplak gözle dahi farkedilecek şekilde birbirinden ayrı karakterde olduğu, alınan grafoloji raporlarında da belirlendiği üzere 2007 ve 2008 yılında mevcut 10 ortakdan 7’sinin, 13 ortağın yer aldığı 2009 yılı Genel Kurulun’da 7 ortağın ve 15 ortağın yer aldığı, 2010 yılında yapılan Genel Kurul’a katılmış gözüken 7 ortağın imzalarının kendilerine ait olmaması karşısında iptale konu edilen Genel Kurul kararlarının Kanunun Emredici Hükümlerine alenen aykırı olduğu, bu tarihli Genel Kurul Toplantılarına kayıtlı ortakların hiç çağrılmadığı, ortakların toplantılara iştirak etmedikleri, ancak ortaklar usulünce çağrılmış, kararlar kanun ve ana sözleşmeye uygun alınmış gibi tutanak tanzim edildiği, keza genel kurul’a sunulan 2008, 2009 yılları faaliyet raporlarının da gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, bu nedenle davaya konu Genel Kurul Kararlarının 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 21,26,45,51 53. maddelerine aykırı olması nedeniyle, işlem tarihinde yürürlükte bulunan 819 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19 ve 20. Maddeleri uyarınca batıl olduğunda Davacıların davasının kabulü ile söz konusu Genel Kurul kararlarının iptaline karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Öncelikli olarak davacılar,müflis bir kooperatifin üyesi olduklarından artık kooperatif üyesi olarak genel kurul iptal davası açma hakkına haiz olmadıklarından, dava ve taraf ehliyetleri bulunmadığını, bilirkişinin dava konusu olayda uzman olmadığını, raporu geç hazırladığı gerekçesiyle adli yargıkomisyonu/yazı işleri tarafından uyarılması üzerine alelacele üstünkörü ve dosyayı incelemeden itiraza konu ilk rapordan kopya yöntemiyle gerekçelendirmeden ve uzmanlık alanı olmayan bir konuda rapor düzenlendiğini, davacı tarafca sahtecilik iddiasıyla genel kurul kararlarının butlanı /yokluğu istenilmekte olup , davacı tarafın dayandığı delillerin fotokopi olup hukuk sisteminde fotokopinin delil olarak kullanılması ve buna dayalı olarak hüküm kurulmasının mümkün olmadığını,uzman kriminal raporuna göre dahi imzaların davacılara ait olmadığına yönelik net bir şekilde tespitin mevcut olmadığını, raporda 2010 yılı dışındaki genel kurul toplantıları açısından davacıların genelkurula katılmadıklarına yönelik bir tespit ve imza incelemesinin mevcut olmadığını, bütün hususlarla beraber her ne kadar yokluk/butlan davasında süre yok ise de ; bu davaların TMK md. 2 gereğince dürüstlük kuralına aykırı hakkın kötüye kullanılması şeklinde açılamayacağını, iyiniyet kurallarına aykırı olan bu davada; hem masanın tasfiyesini sekteye uğratmakta; hem iyi niyetli 3.kişi olan alacaklıları mağdur ederek hukuki işlem güvenliğine aykırı olmakta, hem de farkında olmasalar da davacıların hakkını zayi edebilecek birkaos ortamı oluşturulduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacılar, davalı kooperatifin 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarındaki genel kurul kararlarının imza tutanaklarının sahte olması, gerçekte genel kurul toplantılarının yapılmadığı, genel kurul üyelerinin toplantılara katıldıkları gösterilmiş ise de gerçekte üyelerin toplantılara katılmadıkları, üyelerin toplantılara çağrılmadığı gerekçeleriyle genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu temsil yetkisinin yokluk ile butlanının tespitine karar verilmesini talep ettikleri, davalı kooperatif iflas idaresinin davanın reddini savunduğu, mahkemece davanın kabulü ile kooperatifin 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarındaki genel kurul kararlarının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Hükmü davalı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, Erzurum ….. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/… E.-2019/…K. Sayılı ilamı ile davalı kooperatifin dava konusu 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarındaki genel kurul tutanaklarında sahtecilik yapıldığının tespit edilmesi, genel kurul toplantılarına kooperatif üyelerinin hiç çağrılmadıkları, üyelerin toplantılara iştirak etmedikleri halde usulünce çağrıldıkları ve kararların kanun ve ana sözleşmeye uygun alınmış gibi gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlendiğinin bilirkişi raporları ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden tespit edildiği, hukuk hakiminin ceza mahkemesinin tespit ettiği maddi olgularla bağlı olması nedeniyle, mahkemece kooperatif ortaklarının genel kurula katılma haklarının ihlal edilmesi, genel kurul toplantı ve karar yeter sayılarına uyulmaması gibi emredici kurallara aykırılık kesin hükümsüzlük oluşturduğundan davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36.30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.