Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2417 E. 2022/533 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2417
KARAR NO : 2022/533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/430 Esas, 2019/312 Karar
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, Gıda sektöründe faaliyet sürdüren müvekkilinin davalı şahıs ile bir takım ticari ilişkiler kapsamında aralarında ürün ve mal satışı yapıldığını, bu kapsamda davalı şirkete müvekkilince düzenlenen 21/03/2017 tarihli, ……. numaralı ve 352.206,11.-TL meblağlı irsaliyeli fatura konusu çiğ süt satımı gerçekleştirilerek buna karşın faturaya ilişkin alacağın müvekkili tarafından davalıdan defaatle sözlü olarak talep edilmesine rağmen borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle faturaya dayalı olarak Erzurum İcra Müdürlüğü’nün 2017/… numaralı dosyasında 54.539,66.-TL Borç konusu edilerek takip işlemi başlatıldığını, akabinde davalı tarafça ödeme emrine ve ferilerine müteallik olarak borcunun olmadığı, alacaklı ile borç doğumuna sebebiyet verecek bir hukuki ilişkinin bulunmadığından bahisle itiraz edildiğini, borçlunun itirazında haksız olduğunu, taraflara ait ticari defterler ve faturaya ilişkin ……. formları bilirkişi tarafından incelendiğinde itirazın haksız olduğunun anlaşılacağını, bu nedenlerle Erzurum ….. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı ile müvekkilinin 2015 yılından bu yana ticaret yaptıklarını, davacı tarafın müvekkiline ürün vermeden önce bedelini peşin olarak aldığını, sonrasında civar köylerden süt alımı yaptıktan sonra müvekkiline ürün teslimi yaptığını, davacı yan tarafından kesilen faturalar bire bir teslim edilen mal yahut ödemeye karşılık değil peyderpey kesildiğini, davacı tarafın yalnızca faturaya dayalı olarak bir alacak talep ediyorsa icra takibinde faturaya dayalı alacak olarak belirttiğini, ancak müvekkilinin yapmış olduğu ödemeler, müşteri çekleri ile davacının ticari kayıtları incelendiğinde müvekkilinin kesilen fatura bedelinden çok daha fazla ödeme yaptığını ve halen ürün alacaklısı konumunda olduğunun görüleceğini, zira toplam kesilen fatura bedelinin 1.253.745,79.-TL iken müvekkilinin ekte makbuzları sunulan ödemeleri toplamının 1.190.000,00.TL ve davalıya doğrudan müvekkilin müşterileri tarafından ödenen 238.908,00.-TL müşteri çekide verildiğini, bu hesapla müvekkilinin alacaklı olduğunu, eğer ürün teslimine ilişkin bir alacağa dayanıyorsa o zaman da yapılan ödemelerden daha fazla ürün teslim edildiğine dair evrakın sunması gerekeceğini, bu nedenlerle, davanın reddine, davacı yanın % 20’den az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamından davacı tarafça davalıyla aralarındaki çiğ süt satımı ilişkisinde düzenlenen 352.206,11TL lik faturanın ödenmeyen kısmı olan 54.539,66TL yönünden davalı-borçluya karşı Erzurum …… İcra Müdürlüğü’nün 2017/…….E sayılı dosyasından başlatılan takibe borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamına yönelik itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu 3 yıldır alışverişlerinin olduğunu defterler incelendiğinde görüleceği üzere adına kesilen faturaları doğrudan havale/EFT veya müşteri çekleri ile ödediğini,takibe konu faurada belirtilen malların birebir kendilerine teslim edilmediğini defterler incelendiğinde görüleceği üzere davacı tarafa fazladan ödemeler dahi yapıldığının ortaya çıkacağını savunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, Erzurum ……. İcra Dairesinin 2017/… Esas sayılı dosyası, davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığına ilişkin banka ödeme dekontları, faturalar, davacı tarafa ait ticari defterler, davacı tarafa ait 21/03/2017 tarihli, …… numaralı ve 352.206,,11.-TL tutarlı irsaliyeli fatura sureti, davacıya ait …. formları, dosyamız arasına celp olunmuş, mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyaya sunulan kayıtların ve ödeme belgelerinin incelenmesinde; 2015-2016-2017 yıllarında defter kayıtlarına göre 929.113,89.-TL ödeme yapıldığı 2017 yılı defter kaydında 510.000,00.-TL verilen sipariş avansı …… kayıt yapıldığı … firmasının kayıtlarında görüldüğü bu kayıtlar doğrultusunda davalının, davacıdan alacaklı olduğu 2015-2016-2017 yılları süt alımları toplamı: 1.253.745,79.-TL, 2015-2016-2017 yılları davacıya yapılan muhasebe kayıtlarındaki ödeme toplamının 929.113.,89.-TL sipariş avansı olaraktan 510.000,00.-TL kayıtlar üzerinde değerlendirildiğinde … Firmasının 1439.113,89.-TL ödeme yaptığını, süt alış tutarının 1.253.745,79.-TL olarak fatura kayıtları doğrultusunda 185.368,10.-TL fazla sipariş avansı olarak ödeme yaptığının 2015-2016-2017 muhasebe kayıtlarından anlaşıldığını, ancak muhasebe kayıtlarının muhasebe ilkeleri ve tek düzen hesap planı kapsamında yapılmadığını, ödeme kalemlerinin banka cari ekstreleri ve çek keşide, müşteri çekleri ile yapılmış olsa dahi muhasebe kayıtları ile işlem hareketlerinin birbiri ile örtüşmediğini, yapılan yapılan cari hesap ödeme işlemlerinin ekseriyeti kayıtlara intikal ettirilmediğini, defter ve kayıtları ile birbiri ile aynı olmadığını, davacı … Gıda A.Ş.’nin 2015-2016-2017 yılları muhasebe defte4r kayıtlarında 2015 yılı kayıtlarının peşin satış şeklinde kaydedildiği, kambiyo mevzuatına uygun kayıtlarının olmadığı … firmasına yapmış olduğu satışlarının Cari Hesap kayıtlarında bulunmadığı, defterin kapanış maddesi kaydında herhangi bir borç alacak kaydının bulunmadığı, yalnız 2017 yılı …..-Defter kaydında 21/03/2017 tarih …nolu yevmiye maddesinde 353.206,11.-TL nursem süt ve ürünleri satış firmasının kaydının bulunduğu, davacı ve davalının tüm kayıt ve belgeleri üzerinde yapmış olduğu inceleme ve değerlendirmede muhasebe kayıtlarının yalnızca satış faturaları üzerinde 2015 yılı 753.586,58.-TL, 2016 yılı 146.953,10.-TL, 2017 yılı 353.206,11.-TL çiğ süt satışı olduğunu, davacının 2015-2016 yıllarında cari bakiye alacağının olmadığını, 2017 yılı satış faturasının davacının …. defter kayıt dökümlerinde 01/03/2017-31/03/2017 tarihleri arasında …nolu yevmiye kaydında olduğu fakat tahsilat kayıtlarının cari hesap alacak kayıtlarından incelemede görülemediği, icra konusu ettiği faturaya davalı alacak tutarının 54.539,66.-TL olduğunu iddia ederek takip başlattığı bu bağlamda borç alacak kayıtlarının defter kayıtlarında borç cari ve tahsilat ve ödemeler le verilen çekler, ödeme dekontları havalelerin irdelenmesiyle net olarak ortaya çıkartılmasının mümkün görülmediğini, netice itibariyle davacı şirketin, dava konusu isnat ettiği, davalı şirket bakımından haricen takip ettiği cari hesap kayıtlarında ödemeler açısından ekseriyetinin resmi kayıtlarına intikal ettirilmeyişi, yani delil olarak sundukları ilgili yıl yevmiye defterleriyle örtüşmediğinin görüldüğü davalının ticari alımdan dolayı defter kayıtlarına göre borcunun olmadığı, davacının ise 2017 yılı fatura tutarı bakiyesi 54.539,66.-TL olduğu iddiası ile icra takibi başlattığı bu kapsamda yapılan inceleme ve değerlendirmede ticari faaliyette bulunan davalı ve davacının muhasebe kayıt ve işlemleri ispat ve delil niteliğinde değerlendirilmediği tespit ve rapor edilmiştir.
Toplanan deliller, iddia, savunma ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu faturanın davacı defterinde kayıtlı olmasına rağmen bakiye alacak kaydının bulunmadığı,davalı defterlerinde de bu faturaya ilişkin borç kaydının bulunmadığı bu haliyle davacının alacağın varlığını usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davacının davasının REDDİNE; ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporunda dava konusu faturanın davalı tarafın ticari defterlerine işlendiğinin belirtilmesine rağmen mahkemece faturanın davalı defterlerine işlenmediği ve buna ilişkin borç kaydının bulunmadığından bahisle davanın reddedildiğini, davalının cevap dilekçesinde fatura konusu ürünlerin teslim alınmadığına ilişkin iddiasının bulunmamasına rağmen mahkemece bu hususta da teslim alınmadığına dair iddianın yer aldığının belirtildiğini, bilirkişi raporunun eksik tanzim edilmiş olduğunu ve mahkeme kararına esas teşkil edecek vasıfta olmadığını, bilirkişi raporunda birtakım ödemelerin yapıldığına dair sadece davalı yevmiye defterlerine dayanılmış olduğunu, bu sözde ödemelerin müvekkili ticari defterine işlenmediği gibi bu olgu ve iddiaları ispatlayacak kesin delil davalı tarafından dava dosyasına sunulmamış olduğunu, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, cari hesap ilişkisi bulunmadığını, bilirkişi tarafından çekişme konusu fatura ile sınırlı olarak rapor tanzim edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde talep edilen ve delil olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan celbedilmek üzere davalı tarafa ait bildirim alış formlarına ilişkin mahkemece herhangi bir müzekkere ile bu delilin toplanmadığını, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, yemin deliline dayanılmasına rağmen mahkemece bu delilin hatırlatılmadığını, müvekkilinin ispat külfetini yerine getirmiş olduğunu, davalı tarafın ödeme iddialarını ispat edemediğini, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, bakiye fatura bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili taraflar arasında çiğ süt satışına ilişkin sözleşme bulunduğunu, davalıya 21/03/2017 tarihli 352.206,11-TL bedelli irsaliyeli faturaya konu malın teslim edilmiş olmasına rağmen davalının bu faturanın 54.539,66-TL’sini ödemediğini, bu bedelin tahsili için başlatığı icra takibine davalının itiraz ettiğini, davalı vekilinin davacının yapılan avans ödemeleri karşılığı mal satışı yaptığını, davalının yapmış olduğu avans ödemeleri nedeniyle davacıya borçlu değil davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istediği, mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamında göre davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Erzurum …… İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının davacı …….. Gıda A.Ş., borçlunun … olduğu, alacağın 54.539,66-TL fatura alacağı ve 1.791,96-TL işlemiş faiz olmak üzere 56.331,62-TL olduğu, takip talebinde alacağın dayanağı olarak ticari defterlerin gösterildiği, ödeme emrinin borçluya 12/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 15/09/2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının incelenen ticari defterlerinde bakiye cari hesap alacağına ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davalı defterlerinde de davaya konu faturaya ilişkin borç kaydının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece alınan SMMM bilirkişi ……… tarafından düzenlenen 11/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde alacağına dayanak yapmış olduğu 21/03/2017 tarihli ve 353.206,11-TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, bu faturanın yine davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde 31/01/2017 tarihli …… hesap kodlu, verilen sipariş avansları olarak 510.000,00-TL’lik bir kaydın bulunduğu ve davaya konu bu faturanında ……hesap kodlu verilen avans kayıtları kaydıyla kapatıldığı saptanmıştır. Mahkemece davacı kayıtlarında bakiye alacağa ilişkin bir bilgi bulunmadığı ifade edilmekte ise de, 353.206,11-TL’lik faturanın davacı kayıtlarında yer almaktadır. Ancak davacının bu faturaya yönelik yapılan ödemelere ilişkin kayıtları defterine işlemediği anlaşılmaktadır. Somut olayda bahsedilen faturayı avans ödemesiyle kapattığı anlaşılan davalının yapmış olduğu avans ödemelerine ilişkin belgelerini dosyaya sunarak bu avans ödemelerini ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafından aldığı avans ödemelerine ilişkin ticari kayıtlarına herhangi bir bilgi kayıt edilmemiş olması avans ödemesi yaptığı hususunun davalı tarafından ispat edilmesine ilişkin yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Bu itibarla davalının davaya konu faturaya ilişkin davacı kayıtlarına yansıtılmayan avans ödemelerine yönelik belgelerinin dosya kapsamına getirtilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılması için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 355, 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf peşin karar harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.