Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1982 E. 2022/880 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1982
KARAR NO : 2022/880
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/403 Esas, 2018/270 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 15/01/2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın … istikametinden … İstikametine doğru seyir halinde iken yolun karlı ve buzlu olması sebebiyle aracın kayması sonucu sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve müvekkilinin içinde bulunduğu aracın takla attığını, meydana gelen kaza neticesinde çok ciddi sakatlık geçirdiğini yaklaşık 5 yıldır da tedavisinin devam ettiğini, öyle ki kazadan sonraki 3 yıl boyunca yatağa mahkum vaziyette yaşadığını son iki yıldır da tekerlekli sandalye üzerinde hayatını devam ettirdiğini, meydana gelen kazanın hemen akabinde … … Devlet Hastanesine sevki yapılan davacı müvekkilinin daha sonra … ……….. üniversitesine sevk edildiğini, uzunca bir süre bu hastanede tedavisinin devam ettiğini, daha sonra Erzurum … Hastanesi Fizik Tedavi gördüğünü ve halen tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası neticesinde sakatlanmış olduğundan şu an için işsiz ve çalışmadığını, meydana gelen kazadan ötürü … Cumhuriyet Başsavcılığının da olaya ilişkin soruşturma dosyasının mevcut olduğunu, müvekkilinin içinde bulunduğu kazaya karışan aracın … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigorta ettirildiğini, … Sigorta A.Ş.’nin başbakan yardımcılığı makamının 07/08/2015 tarih ve … sayılı onayları ile mali bünye zafiyeti içerisinde bulunması ve tüm branşlardaki ruhsatları hazine müsteşarlığınca iptal edildiğini ve yönetimin güvence hesabına devredildiğini bu sebeple iş bu davamıza güvence hesabına açtıklarını, bu nedenlerle haklı davalarının kabulü ile, trafik kazası sebebiyle geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybına uğrayan ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıtlardan ötürü davacı için fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin 6100 sayılı yasanın 107 maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın sigorta limiti aşılmamak üzere davalı sigorta güvence hesabı yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacı tarafından başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, 6704 Sayılı Kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı bulunduğunu, yargılamaya konu somut olayda, davacı tarafın maluliyet tazminatı talebine ilişkin müvekkili kuruma herhangi bir başvuruda bulunmadığını, iş bu sebepten dolayı davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davanın yetkili mahkemede açılmadığını, bu nedenlerle başvuru şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine, maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasına, teminata girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddine, kanun gereği manevi tazminat talebi teminat harici olduğundan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamından davacı tarafça adına kayıtlı … plakalı aracının içerisinde yolcu konumundayken 15.01.2012 tarihinde dava dışı sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında yaralanması sonucunda maddi tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/……. soruşturma sayılı dosyası, … Sigorta A.Ş. tarafından mahkememize gönderilen hasar dosyası ile sigorta poliçesi sureti, davacının tedavi olduğuna ilişkin Erzurum …………. Hastanesinde, … ……..Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden ve … Devlet Hastanesinden gönderilen tedavi evrakları, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 25/11/2016 tarih ve 2016/… karar sayılı uyuşmazlık hakem kararı dosyamız arasına celp olunmuş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan kusura ilişkin rapor aldırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından aldırılan kusur raporunda özetle; davalı tarafın otomobil sürücüsü …’ın % 100 kusurlu olduğunu, davacı yolcu …’ın ise kusursuz olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 25/11/2016 tarih ve 2016/… karar sayılı uyuşmazlık hakem kararında; Başvuran’ın …, Sigorta Kuruluşunun … Sigorta A.Ş. Uyuşmazlık Tutarının 1.000,00.-TL, Uyuşmazlık Konusunun ise ömür boyu bakıcı giderinin sigorta şirketinden faizi ile birlikte tahsil talebi olduğu, başvurunun esastan reddedildiği karar tarih ve sayısının 25/11/2016- 2016/21786 Esas, 2016/… Karar sayılı ilam olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dava konusunun ise geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan maddi tazminat davası olduğu anlaşılmakla son celse Davali tarafın kesin hüküm dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin talebinin HMK 303 md ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurularak, Sigorta tahkim komisyonunda görülen uyuşmazlığın hüküm fıkrası ile mahkememizde görülen davanın talep sonucu farklı olduğundan davalı tarafın kesin hüküm itirazının reddine karar verilmiştir.
Karayolları Trafik Kanununun İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu başlıklı 85 maddesinin son fıkrası “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı … kendi aracında yolcu konumundayken yani işleten durumundayken aracını kullanan şahsın %100 kusuruyla meydana gelen kazada tazminat talep etmişse de KTK 85/son fıkrası hükmü karşısında kimse kendi kusurundan yararlanamayacağından davacının davasında haksız olduğu sonucu ile davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davacının davasının REDDİNE; ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; işletenin sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanmakta olduğunu, her ne kadar da gerçek işletenin müvekkili gibi gözükse de meydana gelen kazada kusuru olmadığı ve araçta yolcu olduğu trafik kaza tespit tutanaklarında mevcut olduğunu, aracı kullanan …’ın ise aracı kullanan farazi işleten olduğunu ve meydana gelen kazada kusurlu olduğunu, kusur sorumluluğu esasına göre de davalı güvence hesabının farazi işletenin meydana getirmiş olduğu bedensel zararı karşılaması hakkaniyet gereği olduğunu, …’ın seyir halinde yoldan geçen yayaya çarpması sonucu bedensel zarara uğraması durumunda 3. kişinin meydana gelen zararın tazmini amacıyla dava açması durumunda işleten sıfatı ile meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını, kazanın meydana geldiği aşamada araç maliki olan davacı müvekkilinin bu esnada araçta yolcu olarak bulunduğunu, müvekkilinin kaza sonrası tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettirmesi, bedensel zararında tedaviyle giderilmesinin yurt dışı tedavisi ile mümkün olacağını, kazanın gerçekleştiği tarihle aracı sigorta ettirdiği … Sigorta şirketinin kapandığından bahisle ortaya çıkacak olan maddi zararın …… Hesabı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı ATK raporundan da anlaşıldığını, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesine davalı tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesi ile işletenlerin, aynı yasanın 85/1. maddesine göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere, trafik sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Anılan yasanın 85/1.maddesinde ise, bu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde, aracın işletenin bu tür zarara uğrayan 3. kişilere karşı sorumluluğu düzenlenmiş bulunmaktadır. Keza, aynı yasanın 92/a ve b bentlerinde de aynı amaca yönelik düzenleme yapılmıştır. Nitekim, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının sigortanın kapsamını belirleyen 1. maddesinde de bu husus açık bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır. O halde, bu tür sigortalarda sigorta teminatı altına alınan zararların üçüncü kişilerin beden ve mallarında meydana gelen zararların olduğu tartışmasız bir husustur.(Y. 17 HD.29/03/2011 tarihli 2010/7495 E. – 2011/2831 K. Sayılı)
Somut olayda davacı kendisine ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada yaralanmış ise de zarar gören 3. Kişi olarak sayılamayacağından mahkemece davanın reddine yönelik verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.