Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1559 E. 2022/89 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1559
KARAR NO : 2022/89
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/53 Esas, 2019/135 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
Taraflar arasında itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın … /Erzurum Şubesi ile dava dışı borçlu … Yapı Malzemeleri Nakliyat İnşaat Temizlik Temel Tüketim Ürünleri Taahhüt Pazarlama Ticaret Sanayi Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden adı geçen şirkete nakdi ve gayrinakdi kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalı borçlu tarafın 04.04.2012 tarih … sözleşme sayılı kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından borcun tamamından ve işleyecek temerrüt faizi ve ferilerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dava dışı … Yapı Malzemeleri Nakliyat İnşaat Temizlik Temel Tüketim Ürünleri Taahhüt Pazarlama Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’nin müvekkil bankadan nakdi krediler kullandığını ve bu kredi borçlarını da zamanında ödemediğini, müvekkil banka tarafından 3 adet çek için toplam 3.600,00 TL banka sorumluluk tutarının ödediğini, ayrıca dava dışı borçluya ait 39 adet çekin sorumluluk tutarlarının ise müvekkil banka tarafından ödeme riskinin devam ettiğini, müvekkil bankanın kullandırılan kredilerin sözleşme hükümleri uyarınca geri ödenmemesi üzerine kredi sözleşmelerinin müvekkil bankaya verdiği yetkiye istinaden borçlunun kredi hesabının 12.12.2014 tarihinde kat edilerek muaccel hale getirildiğini, kat tarihi itibariyle tespit edilen 223.108,02 TL borç bakiyesinin ödenmesi için Erzurum … Noterliğinin 12.12.2014 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname ile dava dışı asıl borçlu ve bir kısım kefiller ile davalı borçlu …’ a ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden dava dışı borçlular ile davalı borçlunun temerrüde düştüğünü, davalının kredi sözleşmesinde imzası bulunmasına rağmen imzanın kendisinden hata ve hile ile alındığını bahisle haksız olarak borca itiraz ettiğini, Erzurum …. Noterliğinin 12.12.2014 tarih ve … yevmiye n.lu ihtarnamesinin tebliğine rağmen müvekkil banka alacağının ödenmemesi üzerine muaccel hale gelen ve borçluları da temerrüde düşürülmüş olan banka alacağının tahsilini temin amacıyla Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. Sayılı dosyasından ilamsız icra takibine başlanıldığını , ödeme emrinin tebliğ üzerine davalı borçlunun borca itiraz ederek icra takibini durdurduğu, Davalı borçlunun müvekkil banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan krediye kefalet verdiği, hususları belirtilerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlu tarafın Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. sayılı dosyasına yapmış olduğu yasal dayanaktan yoksun mesnetsiz itirazlarının iptaline, borç miktarının tamamından ve takip tarihinden itibaren yürütülecek faiz ve ferilerinden davalı borçlunun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna, takibin takip talepnemesindeki şartlar dahilinde devamına, muteriz borçlunun takibi uzatmaya yönelik itirazlarında haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle takip konusu alacağın % 20 ‘ından az olmamak üzere icra- inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı bankanın müvekkilinden imzanın alınmasında kredi verme sürecinde basiretli davranma yükümlülüklerinde hukuka aykırı bir çok durum gerçekleştiğini, olayların seyri açısından ilk itirazlarının kredinin veriliş sürecindeki usulsüzlükler olduğunu, kefillik teminatının banka için tali bir teminat olduğunu, sadece kefil teminatına dayanılarak bir kredinin tesis edilmesinin bankaların uygulama talimatlarına aykırı olduğunu, hiçbir şeyi olmayan bir kefil alınarak 500.000,00 TL kredi tesis edilemeyeceğini, müvekkilinden imzanın hile ile alındığını, kredi ile ilgili yapılan her türlü işlemin usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin banka ile borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesine kefil olma gibi bir iradesinin ve beyanının bulunmadığını, itirazlarının imzanın alınış amacı ve bu imzanın alınmasında müvekkilinin maruz kaldığı hileye dönük olduğunu, söz konusu evraktaki yazı karakterlerinin incelendiğinde sözleşmeyi dolduran kişi ile müvekkilinin aynı kişi olmadığının anlaşılacağını, imzanın müvekkilinin dükkanına gidilerek alındığını, ayrıca davacı banka görevlisi … ile … … arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin belli bir dönem borçlu şirkete ortak olduğunu, ancak bu ortaklıktan ve yapılan işlemlerden rahatsız olduğunu ve ortaklık payını 2013 yılında … … ‘e devrettiğini , bu devir işleminden sonra banka personeli ile … …’in müvekkilinin dükkanına geldiklerini ve şirketle ilgili bir evrakı imzalaması gerektiğini söylediklerini, bankanın müvekkilinin iş yoğunluğundan, tecrübesizliğinden ve bilgisizliğinden yararlanarak hile ile boş kredi sözleşmesine imza alındığını, daha sonrada bankanın kendi iradesine göre szöleşmeyi dolduklarını, banka personelinin kendisine duyulan güveni hilesine araç olarak kullandığını, bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, 818 sayılı kanun kapsamında kefillik sözleşmesinin Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği şekliyle şekil açısından geçersiz olduğunu, 6098 sayılı kanun kapsamında da kefillik sözleşmesinde kefilin müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kefil olduğu miktarını, tarihi açıkça kendi el yazısıyla yazması gerektiğini, müvekkilinden boş bir sözleşmeye imzasının alındığını ,gerçekleştirilen sözleşmenin yasanın koyduğu usul şartlarına da aykırı olduğu, hususları belirtilerek müvekkili hakkında açılan bu mesnetsiz davanın reddine, Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nde açılan icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, kötüniyetli banka aleyhine en üst sınırdan kötüniyet tazminatına hükmedilmesine nihayetinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamından; Davacı bankanın … Erzurum şubesi ile dava dışı borçlu … Yapı Malz. Nak. …. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden adı geçen şirkete nakdi ve gayrinakdi kredi açıldığı, davalı borçlu tarafın 04/04/2012 tarih … sayılı kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığından bahisle borcun tamamından ve işleyecek temerrüt faizi ve ferilerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kredi borçlarının zamanında ödenmediği gibi üç adet çek için toplam 3.600,00 TL banka sorumluluk tutarının ödendiği ayrıca dava dışı borçluya ait dokuz adet çekin sorumluluk tutarlarının ise davacı banka tarafından ödeme riskinin devam ettiği, kredi borcunun 12/12/2014 tarihinde kat edildiği ve … yevmiye numaralı Erzurum …. Noterliğince kat ihtarı çekildiği, Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2015/… Esas sayılı icra dosyası ile borçlu … Nakliyat…. Ltd. Şti ile … … ve …’a yöneltildiği, 20/03/2012 tarih … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirket ortaklarından … …’in şirketteki sahibi bulunduğu 120 paya karşılık 30.000,00 TL tutarındaki sermayesinin tamamını …’a devrettiği, 13/09/2013 tarih … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki ilgili bölümde …’ın hissesinin tamamının … …’e devrettiği görülmüştür. Davacı banka ile dava dışı … Yapı … Ltd. Şti. arasında imzalanan 04/04/2012 tarihli … seri sıra nolu 500.000,00 TL limitli, 102 sayfadan oluşan Genel Kredi sözleşmesinde 04/04/2012 tarihli sözleşmenin 64.sayfasında … … ve …’ın 500.000,00 TL ‘ye kefil oldukları 65. sayfada alınan limit artırımında da 500.000,00 TL için yine 66.ve 67. sayfalarda da tutar belirtilmeksizin kefalet hükmünün düzenlenmiş olduğu, dava dışı firmaya kullandırılan kredi miktarı, ödenen taksitler düştükten sonra esas borç miktarı hesaplanmış yine taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 19.maddesinde temerrüt faizi ve oranının açıkça belirtildiği, …’ın 07/03/2012 tarihinde şirkete ait hisseleri devralıp 23/08/2013 tarihinde de hisselerini … …’e devrettiği, davaya konu edilen bütün kredilerin ilk açılış ve kullandırım tarihinin ise 07/03/2012-23/08/2013 tarihleri arasını kapsadığı, davaya konu kredi genel sözleşmesi 04/04/2012 tarihinde imzalanmıştır. Yeni TBK ‘nu 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir, yani davaya konu edilen kredi sözleşmesinin ilk düzenlendiği tarih Eski Borçlar Kanunu döneminde imzalanmış, dolayısı ile sadece kefalet miktarının tutarının rakam ve yazı ile yazılması şekil şartı açısından yeterlidir. Genel kredi sözleşmesi ile bir krediye kefil olma durumunda, kefil sadece kendi temerrütünün hukuki sonuçları ve kefalet limiti ile sorumludur. Taraflar arasında imzalanan ve genel kredi sözleşmesindeki davalının kefalet limitinin de 26/09/2017 tarihli düzenlenen bilirkişi raporundan daha fazla miktarlı olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın kefaletin geçersizliğine ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, bu tarihli bilirkişi raporununda usule uygun ve dosya kapsamına uyumlu olduğu gözönünde bulundurularak, Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2015/… Esas sayılı icra dosyasındaki sözü edilen kredi sözleşmeleri ve taleple bağlı kalınarak; Davacı tarafın davasının Kısmen Kabulüne karar verildiği, dosyanın davalı tarafça istinaf edildiği, BAM 3. Hukuk Dairesinin 13/02/2019 tarihli ilamı ile ” Somut olayda; 09.01.2018 tarihli son celsede duruşmaya son verildiği belirtilerek tefhim edilen hükümde “Davacı tarafın davasının kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine” denilmiş bunun dışında yukarıda belirtilen HMK’nın 294. maddesine uygun şekilde hüküm sonucu açıkça duruşma tutanağına geçirilmemiş, davanın kısmen kabul veya reddedilen bölümlerine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi fazlaya ilişkin takip yönünden de hükümde bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Bu haliyle tefhim edilen hükmün (kısa kararın) usule uygunluğundan bahsedilemeyeceği gibi bu kısa karara uygun nitelikte bir gerekçeli karar oluşturulduğundan da söz edilemez. Nitekim mahkemenin gerekçeli kararında” Kısa kararda bilirkişi raporu raporu sehven bilgisayar sisteminden kaynaklı rapor ayrıntısı hüküm fıkrasına geçerilememiş” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, akabinde dosya Mahkememizin 2019/ 53 Esas sırasına kaydının yapıldığı, BAM bozma ilamı doğrultusunda 19/03/2019 tarihli celsesinde yapılan yargılama sonucunda; Davacı tarafın davasının Kısmen Kabulüne, takibin;
… nolu kredi için
10.884,48 TL Asıl alacak
205,21 TL işlemiş akdi faiz
10,26 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
182,86 TL işlemiş temerrüt faiz
9,14 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere toplamda 11.291,95TL
… nolu kredi için
1.120,00 TL Asıl alacak
137,51 TL işlemiş akdi faiz
6,88 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
24,27 TL işlemiş temerrüt faiz
1,21 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere toplamda 1.289,87TL
… nolu kredi için
1.120,00 TL Asıl alacak
113,24 TL işlemiş akdi faiz
5,66 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
24,27 TL işlemiş temerrüt faiz
1,21 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere
toplamda 1.264,38TL
… nolu kredi için
1.120,00 TL Asıl alacak
139,13 TL işlemiş akdi faiz
6,96 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
24,27 TL işlemiş temerrüt faiz
1,21 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere
toplamda 1.291,57TL
… nolu kredi için
130.488,00 TL Asıl alacak
13.947,72 TL işlemiş akdi faiz
697,39 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
2.827,24 TL işlemiş temerrüt faiz
141,36 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere
toplamda 148.101,71 TL
…nolu kredi kartı için
23.976,13 TL Asıl alacak
500,46 TL işlemiş akdi faiz
25,02 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
422,94 TL işlemiş temerrüt faiz
21,15 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere
toplamda 24.945,70 TL
…nolu kredi için
31.535,60 TL Asıl alacak
1.098,80 TL işlemiş akdi faiz
54,91 TL işlemiş akdi faiz üzerinden % 5 BSMV
2.830,03 TL işlemiş temerrüt faiz
141,50 TL işlemiş temerrüt faizi üzerinden % 5 BSMV olmak üzere toplamda 35.660,84 TL olmak üzere; Toplam 223.846,02 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin takibin iptaline, alacak belirli ve likit olmadığından % 20 oranında icra inkar tazminat talebinin Reddine” şeklinde karar vermiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; usul yönünden tanık dinlenilmeden, beyanlar doğrultusunda rapor alınmadan karar verildiğini, sözleşme unsurlarının eksik olduğunu, kefalet limitinin belli olmadığını, sözleşmenin müvekkiline 2013 yılında imzalatıldığını, sözleşmenin müvekkilinin iş yerine getirilerek sonradan imzalatıldığını, dava dışı firmaya ilk olarak 2013 yılında kredi kullandırıldığını, bu da sözleşmenin tarihinin sonradan doldurulduğunu ispatladığını, kefil olma iradesini kabul etmemekle birlikte sözleşmenin her sayfasında davalının imzasının bulunmadığını, sözleşmenin müvekkili ile müzakere edilmediğini, okudum anladım şeklinde bir beyanı olmadığını, sözleşmenin 7. Sayfasının 10/3.md, 46. Sayfasının 36/3 maddesi ve 48. Sayfasının 36/6 maddesinin doldurulması gereken hususlar olduğunu ancak bu hususların doldurulmadığını, kamera kayıtlarının ortaya konmadığını, yetkili kisiler huzurunda aydınlatma ödevinin yerine getirilerek bir sözleşme akdedilmediğini, sözleşmenin banka sınırları dışında imzalatıldığını, kredi sözleşmesine ek olarak borçlu ve kefilden alınması gereken ” munza senet’in” dosyaya ibraz edilmediğini, müvekkilinden imza alan personelin, müşteriler ile alacak verecek ilişkisine girmek, senet yapıp imzalamak gibi işlemler nedeniyle iş akdine son verildiğini, sözleşmenin incelenmesinde yazı karakterlerinin ve kalem ucu kalibrelerinin farklılığının seçilebilir olduğunu, bunun da hile ile imza alındıktan sonra sözleşmenin doldurulduğunu, müvekkiline yönelik her hangi bir istihbari çalışma olmadığını, bu durumun hileyi ortaya koyan durum olduğunu, müvekkilinin yemin etmeye hazır olduğunu, ancak mahkemenin göz önüne almadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, ticari kredi sözleşmesine kefalet uyarınca yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Yapı Malz. Nak. İnş. Tem. Temel Tük. Ürn. Taah. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında 04/04/2012 tarihinde 500.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bila tarihli limit arttırım sözleşmesi ile limitin 500.000,00-TL olarak belirlendiği, yine bila tarihli iki adet kefalet miktarının belirtilmediği limit arttırım sözleşmesini davalı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, her ne kadar limit artırımında tarih yok ise de davalının genel kredi sözleşmesinde kefil olduğu miktarın 500.000,00-TL olarak yazıldığı, borcun ödenmemesi üzerine 15.01.2015 tarihinde davacı banka tarafından davalı kefil, asıl borçlu ve diğer kefil hakkında Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığı, davalı kefil hakkında 236.098,85 TL’den ve ferilerinden sorumlu olmak kaydıyla takip yapıldığı, davalının yasal sürede “hata ve hile ile imzasının alındığı, söz konusu kredi sözleşmesinin parçası niteliğindeki kefalet sözleşmesinin hukuki geçerliliği olmadığı” iddiasıyla borca itiraz ettiği, bu nedenle davacının, davalını itirazının iptali için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1. maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.
Somut olayda, sözleşme 818 sayılı B.K. yürürlükte iken kurulduğundan kefaletin geçerli olup olmadığının 818 sayılı B.K. hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 484. maddesinde kefalet akdinin yazılı şekilde yapılmasının yanı sıra kefilin sorumlu alacağı muayyen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, davacı banka ile asıl borçlu … Yapı Malz. Nak. İnş. Tem. Temel Tük. Ürn. Taah. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 04/04/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kefil olunan miktarın 500.000,00-TL olarak belirlendiği, davalının sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalının sözleşmenin sonradan doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı delille kanıtlanması gerektiği, davalının imzanın hile ile alındığı yönündeki savunmasının tanık ile ispatı mümkün ise de, dinlenen …’in konu ile ilgili bilgisinin olmadığını beyan ettiği, tanık …’e yapılan tebligatların iade edildiği, tanığın duruşmada hazır edilmediği, davalının imzanın hile ile iradesi fesada uğratılarak alındığı yönündeki iddiasını ispatla mükellef olup, davalı tarafça bu hususun usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı, bu hali ile kefaletin hukuken geçerli bir kefalet ve davacının kefalet limiti dahilinde ödenmeyen borçtan ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin kefaletin geçersizliğine ilişkin ve sair istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 15.290,92-TL karar harcından peşin alınan 3.822,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.468,19-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 24/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.