Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1451 E. 2022/905 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1451
KARAR NO : 2022/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/879 Esas, 2018/447 Karar
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı)
Taraflar arasında görülen muarazanın men’i ve haksız işlemin tesipiti davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. Madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedarı olan …’un davaya konu işyerini satın alarak 28/11/2014 tarihinde müvekkili firmaya kiraya verdiğini ve müvekkilinin de petrol işletmeciliği yaptığı işyerinin elektrik borcunu her ay düzenli olarak ödediğini, müvekkili firmanın 22/02/2016 tarih … nolu evrakla davalıya abonelik için başvurmasına rağmen aradan geçen 8 ayda olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap verilmediği gibi son olarak 13/10/2016 tarihinde tekel olmanın gücü ile petrol istasyonunun elektriğini keserek müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, yıllar öncesi döneme ait borcun zımmen gerekçe gösterilerek abonelik konusunda karar verilmesinin hukuka-hakka-nesafet kurallarına aykırı olduğunu, kaldı ki icra iflas türk ticaret kanunu ve ilgili mevzuat bağlamında borçların şahsilik ilkesi bulunduğundan bahisle kesilen elektriğin bağlanarak muarazanın giderilmesi ve haksız işlemin tespitiin talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın muvazaalı işlemler yaparak sürekli olarak isim değişikliği ile söz konusu tesisatı kullandığı ve borçlarını ödemediğini, buna karşılık her seferinde de müvekkili şirketin tekel olduğu ve borçlarını şahsiliği ilkesine dayanarak sözde iddialarını yasal bir zemine dayandırdığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Mahkememizce tarafların iddia ve beyanlarında geçen delilleri toplanmış, Mahkememizin 2015/596 Esas, 2017/107 Karar sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi, EPDK tarafından dava konusu iş yerini kullanmak üzere davacıya verilen 02/09/2015 tarihinde LPG otogaz ve 26/08/2015 tarihinde akaryakıt bayiliği lisansı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı tarafından verilen 01/09/2015 tarihli iş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı dosyamız arasına celp olunmuş, mahallinde 13/10/2017 tarihin de inşaat mühendisi ile elektrik mühendisi refakatinde keşif yapılmış, bilirkişilerden rapor aldırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mahkemenin 2015/596 Esas, 2017/107 karar sayılı dosyasında yer alan ….. Elektrik Dağıtım A.Ş. Tarafından mahkememize gönderilen 16/03/2016 tarih ….. sayılı yazı ekindeki Tesisat Cari Hesap Borç dökümü listesinde … cad. No:… … adresindeki işyerinin sözleşmesinin ….. nolu olduğu ve … İnş. Ve San. A.Ş.’nin toplam 10.869,60.-TL borcu bulunduğunu, söz konusu borcun 05/05/2009-01/10/2015 tarihleri arasına ait olduğu ancak belirtilen adresin ve sözleşme-sayaç numarasının keşfi yapılan işyeri olmadığı anlaşıldığını, dava konusu elektriği kesildiği için müdahalenin men’i talep edilen Petrol istasyonu ve müştemilatının Erzurum-Kars-Ağrı Karayolu üzerinde yer aldığını, halan … ile davacı arasında imzalanan 28/11/2014 başlangıç tarihli, kira sözleşmesine istinaden davacının kullanımında olduğu, elektriğin kesik olmadığı, yapılan iş için ilgili kurumlardan tüm izinlerinin alınmış olduğunu, davalı … Dağıtım A.Ş. Görevlileri tarafından dava konusu işyerine 13/10/2016 tarihinde gidilerek …… nolu sayaç mühürleme- kesme ve kontrol tutanağı düzenlendiğini, tutanakta abone numarasının ….ve isminin … Petrol olarak belirtildiğini, ancak söz konusu tarihte dava konusu işyerinin davacı tarafından işletildiğinin anlaşıldığını, davalı tarafından mahkemeye gönderilen 19/12/2017 tarih …. sayılı yazı ekindeki evraklar üzerinde yapılan incelemede dava konusu taşınmazda ilk olarak ….. ürünleri İnş. Taah. Tic. Şirketinin kurulduğu ve bu şirketin 2007-2010 yılları arasında davalıya toplam 354.386,14 TL borcu bulunduğunu, daha sonra …ürünleri şirketinin kurulduğu ve bu şirketin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, daha sonra ….Petrol İnş. Ltd. Şti şirketinin kurulduğu ve bu şirketin 2015-2017 yılları arasında davalıya toplam 100.179,71.-TL borcu bulunduğunu, daha sonra davacı …… Gıda. Tar. Hayv. Nak. Pet. San Tic. Ve Ltd. Şti’nin faaliyete devam ettiğinin anlaşıldığını, yapılan incelemelerde söz konusu şirketler adına abonelik sözleşmesini imzalayan yetkililerin farklı kişiler olduğunu, davalı tarafından mahkemeye gönderilen 19/12/2017 tarih ….sayılı yazı ekindeki Elektrik Piyasası İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından davalıya gönderilen 06/09/2012 tarih ….. sayılı yazıda bir kullanım yerindeki elektrik tüketiminden kaynaklanan şirket alacağının, o kullanım yerindeki tüketimi yapan asıl borçludan tahsil edilmesi, borcun ödenmemesi halinde asıl borçluya ilişkin yasal takibin başlatılarak tahsili yoluna gidilmesi, aynı kullanım yeri için abonelik talebinde bulunan yeni müşterilerin haklarının korunması esas olup, bu kapsamda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24. Maddesinin 4 fıkrasında “aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçları yeni müşterilerin üstlenmesi talep edilmez” hükmüne istinaden davacıya yapılan müdahalenin haksız olduğunu, yine aynı yazının devamında borcu bulunan bir tesis veya kullanım yerine asıl borçlu olan gerçek veya tüzel kişilerin dışında 3. Şahıslarca yapılan abonelik başvurularında; her somut olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi, söz konusu firmaların veya gerçek kişilerin ticaret sicil ve vergi kayıtları-tapu veya kira sözleşmeleri ile varsa diğer somut belgeler üzerinde yapılacak incelemeler ile borçtan kurtulmak kastıyla 3. Şahıslar ile borçlu abone arasında bir bağın bulunup bulunmadığı veya herhangi bir hukuki ilişkinin kurulup kurulmadığı hususlarının abonelik işlemlerini yapan ve müşteri ile direk karşı karşıya bulunan şirketleriniz (davalı) araştırılması ve ilgili mevzuat kapsamında şirketinizce (davalı) yapılacak tespit ve değerlendirmeler sonucuna göre işlem tesis edilmesi gerektiği beyanına istinaden dava konusu işyerinde daha önce faaliyet gösteren ve borçlu olan şirketlerle ilgili araştırmayı/icra takibini davalı kurumun yapması ve borçlarını tahsil etmesi gerektiğini, her ne kadar davaya esas mahalde, aynı amaçla (akaryakıt ve gaz satışı) faaliyet gösteren 4 şirketten 1’i hariç hepsinin davalı şirkete elektrik borcunun bulunuyor olması şüpheli bir durum arz etse de, mevcut mevzuatlar çerçevesinde ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre bu konuda somut bir delil olmadığından muvazaalı bir işlem gerçekleştiği sonucuna varılamamış olup yukarıda anılan Elektrik Piyasası İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısında belirtildiği gibi aynı yerde farklı tarihlerde faaliyet gösteren şirket hissedarlarının arasındaki varsa akrabalık durumlarının araştırılarak bir bağ veya yakınlık olup olmadığının ortaya çıkartılması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; bilirkişi incelemesi kapsamında, davacı … Gıda. Tar. Hayv. Nak. Pet. San Tic. Ve Ltd. Şti’nin petrol istasyonuna ait elektriğin abonelik için başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir cevap verilmediği, davalı tarafça elektriğin kesildiği belirtilmekle davacı tarafın zarara uğramasından bahisle kesilen elektriğin bağlanarak muarazanın giderilmesi ve haksız işlemin tespiti talep edilmiştir. Bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazda ilk olarak …-Pet ürünleri İnş. Taah. Tic. Şirketinin kurulduğu ve bu şirketin 2007-2010 yılları arasında davalıya toplam 354.386,14 TL borcu bulunduğu, daha sonra…ürünleri şirketinin kurulduğu ve bu şirketin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, daha sonra … Petrol İnş. Ltd. Şti şirketinin kurulduğu ve bu şirketin 2015-2017 yılları arasında davalıya toplam 100.179,71.-TL borcu bulunduğu, daha sonra davacı … Gıda. Tar. Hayv. Nak. Pet. San Tic. Ve Ltd. Şti’nin faaliyete devam ettiğinin anlaşıldığı, yapılan incelemelerde söz konusu şirketler adına abonelik sözleşmesini imzalayan yetkililerin farklı kişiler olduğu, bir kullanım yerindeki elektrik tüketiminden kaynaklanan şirket alacağının, o kullanım yerindeki tüketimi yapan asıl borçludan tahsil edilmesi, borcun ödenmemesi halinde asıl borçluya ilişkin yasal takibin başlatılarak tahsili yoluna gidilmesi, aynı kullanım yeri için abonelik talebinde bulunan yeni müşterilerin haklarının korunması esas olup, bu kapsamda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24. Maddesinin 4 fıkrasında “Aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçları yeni müşterilerin üstlenmesi talep edilmez” hükmüne istinaden davacıya yapılan müdahalenin haksız olduğu, ayrıca borcu bulunan bir tesis veya kullanım yerine asıl borçlu olan gerçek veya tüzel kişilerin dışında 3. Şahıslarca yapılan abonelik başvurularında; her somut olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmesi nedeniyle davalı ….’nin önceki abonelerin borcuna dayanarak davalı tarafın elektrik aboneliğinin başlatılmaması ve elektriğin kesilmesinde haksız olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda aynı yerde farklı tarihlerde faaliyet gösteren şirket hissedarlarının arasındaki varsa akrabalık durumlarının araştırılarak bir bağ veya yakınlık olup olmadığının ortaya çıkartılması gerektiği yönünde tespitte bulunulmuş ise de, gerçek kişiler gibi tüzel kişiliğe haiz şirketlerinde ayrı bir sicil ve varlıkları mevcuttur. Ticaret ile uğraşan kardeşlerin ayrı şirketler kurup işletmeleri ticaret hayatının olağan işlemlerindendir. Akrabalık bağı nedeniyle muvazaa talebinde hukuki bir menfaat bulunmamaktadır. Çünkü şirketlerin devri söz konusu olsa da, şirketlerin kullandığı elektrik tarih aralığı ve abonelikleri somut olarak bellidir. Davalı tarafça alacağına istinaden alacaklısı bulunduğu şirket hakkında hukuki yollarla takip yaparak alacağını alma imkanı bulunmaktadır.” gerekçesi ile “davanın kabulü ile, Davacı tarafın abonelik başvurusu üzerine davalı tarafından yapılan elektrik kesintisinin haksız olarak yapıldığının tespiti ile; davalı ….’nin murazasının menine “şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmazda sırasıyla … Petrol Ürünleri Ltd. Şti.’nin faaliyet gösterdiğini, daha sonra petrol işletmesini … Petrol Ürünleri Nak. Tic. Ltd. Şti’nin devraldığını, … Petrolün … firmasına devir yaptığını, …’den … petrole oradan da davacıya devredildiğinin yapılan araştırmada ortaya çıktığını, taşınmazın sahibi olarak görülen …’un davacı şirketin aynı zamanda hissedarı olduğu bu durum akrabalık ilişkilerinin yanında daha önceki firmalarla aralarında hukuki bağlantılarının olduğunu gösterdiğini, bu kapsamda söz konusu işlemlerin devir suretiyle borçtan kurtulmak amacıyla yapıldığı nedenleri ile tehir-i icralı olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü, hüküm kesinleşinceye kadar icranın ertelenmesi, kararın kaldırılarak davanın reddi, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacı tarafa yükletilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; muarazanın meni ve haksız işlemin iptaline yöneliktir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Petrol istasyonu olarak kullanılan yerin abonelik sözleşmesinden kaynaklanan elektrik fatura bedellerinin ödenmemesi sebebiyle, davalı … şirketi tarafından fatura bedellerinin tahsilinin davacıdan istenildiği ve elektriğinin kesileceğinin belirtilmesi üzerine davacı tarafça muarazanın men’i ve haksız işlemin iptali şeklinde dava açıldığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü yönünde karar verildiği, karara karşı davalı … şirketi tarafından şirket ortakları arasındaki akrabalık ilişkisi dikkate alınarak kararın kaldırılması gerektiği ifade edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; petrol istasyonu olarak kullanılan taşınmazdan farklı şirketlerce farklı dönemlerde işletildiği, bu işletme sırasında her birinin elektrik kullandığı ve elektrik aboneliğinden dolayı borçlarını ödemediği, en son petrol istasyonunu işleten davacı şirketten tüm fatura bedellerinin tahsilinin talep edildiği, bu yapılırken elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliğinin 24/4 maddesinin gözardı edildiği, bu şirketlerin ortakları arasındaki akrabalık bağı gözetilerek tüm elektrik kullanım bedellerinin aralarındaki bu bağdan dolayı davacı şirketten talep edildiği ve bu sebeple muarazanın men’i için dava açıldığı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında hangi şirketlerin ne kadar elektrik fatura bedeli borcu olduğunun tespit edildiği de anlaşıldığından, her ne kadar bu şirketlerin ortakları arasında bir akrabalık bağı mevcut bulunsa da her bir şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu, ayrıca elektrik kullanım dönemlerinin ve bu dönemlere tekabül eden borçlarının da farklı olduğu anlaşıldığından, petrol istasyonunu daha önceden kullanan şirketlerin kullanımlarından kaynaklı borcun son kullanan şirketten talep edilmesinin, bu sebeplerle usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş aynı sebeplerle davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunda belirttiği sebeplerin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 341,55-TL harçtan başlangıçta alınan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.