Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/130 E. 2021/1558 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/130
KARAR NO : 2021/1558
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/699 Esas, 2018/420 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’ın … iş ortaklığı tarafından inşa edilen … Ham Petrol Boru Hattı Projesi kapsamında çalışmakta iken 23/07/2005 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ve manende büyük sarsıntı yaşadıklarını, bu nedenle … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 5.000,00 TL maddi tazminatın, 23/07/2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31/05/2018 tarihli dilekçesi ile … için 1.000,00 TL tazminat istemini 14.133,48 TL, … için 1.000,00 TL tazminat istemini 65.550,92 TL artırarak toplamda talebini 81.684,40 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacıları tazminat isteminin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle ödemesi gereken poliçe limitini dava dışı işverene ödediğini, davacıların dava konusu taleplerini işveren şirkete yöneltmeleri gerektiğini, müvekkili şirkete yöneltme hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “TTK’nın 1482. maddesi gereğince ” Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemlerinin sigorta konusu olaydan itibaren 10 yılda zamanaşımına uğrar ” hükmü gereği, olayın meydana geldiği tarihin 23/07/2005, mahkememiz dosyasında dava açılma tarihinin ise 15/06/2016 tarihi olduğu gözönünde bulundurularak davacıların davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle ” Davacı tarafın davasının TTK 1482. maddesi gereğince ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya sebebiyet veren olayın müvekkillerinin murisleri olan …’ın operatör olarak olarak çalışmakta iken geçirmiş olduğu kaza nedeni ile vefat etmesi olduğunu, kazanın bir ceza davasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle uzamış zamaaşımı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu kaza 2005 yılında meydana gelmiş ise de davanın 2016 yılında 15 yıllık zamanaşımı süresi içerinde açıldığını, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, işveren mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında ölümlü iş kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacı vekilinin davacıların murisinin 23/07/2005 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat ettiğini, işyerinin işveren tarafından işveren mali mesuliyet sigortası yaptırıldığını, davacıların desteklerini kaybetmiş olmaları nedeniyle davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı vekilinin süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını ve davacıların davalıdan talepte bulunmalarının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini isteği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davanın TTK’nın 1482. maddesinde düzenlenen 10 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
… iş ortaklığı ile davalı sigorta şirketi arasında 25/11/2002-25/07/2005 tarihleri arasında geçerli işveren mesuliyet sigorta poliçesinin düzenlendiği, davacıların murisinin 25/07/2005 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/… esas sayılı dosyasında açılan iş kazası nedeniyle işverene karşı açılan tazminat davasının 04/01/2013 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Erzurum İş Mahkemesinin 2015/…. E. – 2016/…. K. Sayılı dosyasında davacılar tarafından iş ortaklığına karşı açılan davada 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle ret kararı verildiği, bu kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesince zararlandırıcı olayın aynı zamanda suç teşkil etmesi nedeniyle BK 60/2 maddesi uyarınca uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı üzerine Erzurum 1. İş Mahkemesi 2017/…. E. – 2018/… K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne 66.550,92 TL’nin davacı …’a, 15.133,48 TL …’a ödenmesine karar verildiği diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Sigorta Sözleşmesi” başlıklı 39. Maddesinde; “(1) 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış ve hüküm ifade etmeye başlamış sigorta sözleşmelerine, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl süreyle 6762 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Ancak, bu bir yıllık süre içinde sigorta ettireni, sigortalıyı ve lehdarı koruyan hükümler bakımından, 1517 nci maddesi müstesna, Türk Ticaret Kanunu hükümleri geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davaya konu sigorta poliçesi 25/11/2002-25/07/2005 tarihleri arasında geçerlidir. 6102 sayılı TTK 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş eldeki dava 15/06/2016 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davada 6102 sayılı TTK’nın uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 1482. Maddesinde; “Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemleri, sigorta konusu olaydan itibaren on yılda zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Davacılar vekili, davacıların murisinin geçirdiği iş kazasında vefat ettiğini, bu nedenle davada uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini ileri sürmektedir. Ancak somut olayda davacıların talebinin hukuki dayanağı BK’daki haksız fiil hükümleri ya da Karayolları Trafik Kanunu hükümleri değil 25/11/2002-25/07/2005 tarihli iş veren mali mesuliyet sigortası poliçesi olmasına göre ve 6102 sayılı TTK’nın 1482. maddesinde uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulacağına dair bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davacılar vekilinin uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine yönelik istinaf isteği yerinde görülmemiş istinaf isteğinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddisine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.