Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1178 E. 2021/806 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1178
KARAR NO : 2021/806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2015 (Dava), 29/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/286 Esas, 2019/37 Karar
MAHKEMEMİZ DOSYASINDA:
BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/768 ESAS , 2016/1113 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
Taraflar arasında görülen Menfi Tespit davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ……… şirketinin, …….. Ltd. Şti. İle yıllardır su arıtma cihazı alımı, müvekkilinin toptancı olan karşı taraftan mal alıp parekende olarak satış yaptığını, bu alışveriş zinciri karşılığında karşı tarafın düzenli mal gönderdiğini, müvekkilinin ise dava konusu olan sıralı çekleri davalıya verdiğini, davalının mal gönderdikçe çekleri ödediğini, ancak bir süre sonra davalının kendisine verilen sıralı teminat çekleri karşılığında vereceği malları göndermemeye başladığını, davalının malları göndermediği gibi çekleri iade etmediğini, çeklerin icra takibine konulduğunu, müvekkillerinin davalı şirkete borcunun olmadığını, icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerin karşı tarafa 28/10/2014 tarih …….. nolu 20.000,00 TL bedelli, 30/11/2014 tarih ………. nolu, 25.000,00 TL bedelli, 28/12/2014 tarih ……… nolu, 30.000,00 TL bedelli, 30/04/2015 tarih ……… nolu 30.000,00 TL bedelli, 30/05/2015 tarih, ……….. nolu 30.000,00 TL bedelli sıralı çek bedellerini düzenli mal gönderildiği dönemde ödemeleri de düzenli olarak yaptıklarını, ancak mal gönderimi durdurulduğu anda müvekkillerinin sıkıntıya düştüğünü, iş bu nedenlerle müvekkillere ait …… nolu, 30/07/2015 tarihli ……… nolu 30/08/2015 tarihli, ……. nolu 30/09/2015 tarihli, ……… nolu, 30/10/2015 tarihli, …….. nolu 30/11/2015 tarihli ………. nolu, 30/12/2015 tarihli, …….. nolu 30/01/2016 tarihli, ………. nolu, 30/02/2016 tarihli ………. nolu 30/03/2016 tarihli …….. nolu 30/04/2016 tarihli ……. nolu 30/05/2016 tarihli her biri 22.370,00 TL değerinde olan toplam 11 adet teminat çeklerinin iptali ile bu çeklere ödeme yasağı konulmasını, çeklerin istirdatı ile müvekkillere borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında su arıtma sistemleri cihazlarının satışına ilişkin uzun süreye dayanan ve devamlılık arz eden hukuki ve ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin cihazların ithalatını gerçekleştiren ana satıcı olduğunu, davacının ise ülke içindeki satış noktalarında ürünlerin toptan satışını yaptığını, özetle davacı şirketin ithalatçı davalıdan satın aldığı ürünü komisyon ekleyerek başkasına sattığını, esasen davacının sattığın ürünleri son satıcıya da bizzat davalı müvekkilinin gönderdiğini, tarafların genelde ay sonunda siparişler ve ödemeler konusunda mütabakata vararak ödeme planı çıkardığını ve davacının borcunu ileri tarihli çekler ile ödediğini, davacının fazla çek verildiği, çeklerin teminat amaçlı olduğu ve önden ödeme yapıldığı iddialarını kabul etmediklerini beyanla davanın davanın reddine, kötü niyetli davacıların %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı alacaklılarla herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu edilen İzmir ………. İcra Müdürlüğü’nün …….., ………, ………, ……., …….. ve ……. Esas sayılı dosyalarında 6 adet çek için icra takibi yapıldığını, çeklerin müvekkili …… ….. Ltd. Şti. tarafından düzenlenip müvekkilinin yetkili temsilcisi olan diğer davacı … tarafından ciro edildiğini, bu çeklerin dava dışı ………….. Ltd Şti’ne verildiğini, çeklerin verilme amacının ileride teslim edilecek mallar karşılığı olduğunu, ancak henüz bir ticari ilişkinin kurulmadığını, çeki teslim alan ……….. Ltd Şti’nin yetkili müdürü ………’ın teslim etmesi gereken malları teslim etmediğini, müvekkillerinin Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/286 Esas sayılı dosyasıyla bedelsiz kalan çeklere ilişkin olarak menfi tespit davası açtığını, bu konuda tedbir kararı dahi aldıklarını, ancak alınan tedbir kararının 3. kişileri bağlamayacağından ……… Ltd Şti’ne verilen çeklerin davalılar tarafından icraya konduğunu, davalılardan ….. Ltd. Şti.’nin dava dışı … Ltd. Şti.’nin tek ortağı …’ın eşinin (…) kurucusu olduğu firma olduğunu, … Ltd. Şti.’nin …, ………., …….. ve … tarafından kurulan şirket olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, ancak çeklerin bu firmaya ciro edildiğini, diğer davalı …’in de … Ltd Şti’nin yetkili müdürü ve kurucularından olduğunu, bu çekleri cirosuz teslim aldığını, diğer davalı … ……….Ltd. Şti.’nin ise çekleri …’den aldığını, …’in ……… Ltd Şti’nin 2010 yılından beri müdürlüğünü yaptığını, birbirleriyle ilişkilerinin bulunduğunu, ……….. Ltd. Şti. ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalıların kötü niyetli olarak bu çekleri … Ltd. Şti.’nden aldıklarını, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davayı bildiklerini, ………….Ltd. Şti.’nin, ………. Ltd. Şti.’nden çeki almasına rağmen takibi sadece davacılar aleyhine başlattığını, …………. Ltd. Şti.’ne takip yapmadığını, menfi tespit davasına konu yapılan çeklerin hamillerinin kötü niyetli iktisat ettiklerini, tanık dahil her türlü delille ispat edeceklerini, belirterek dava konusu olan çeklerden borçlu olmadıklarının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatının hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin davacılarla doğrudan ticari ilişkisinin bulunmadığını, çeki tanzim eden …… Ltd. Şti. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında su arıtma cihazları alım satım ilişkisinin bulunduğunu, ……’nin alıcı, …’un satıcı olduğunu, davacıların Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/286 Esas sayılı dosyasıyla dava konusu olan aynı çekler hakkında menfi tespit davası açtığını, müvekkillerinin … Ltd. Şti. ile sadece akrabalık değil dostluk ilişkilerinin de olduğunu, davacının dava dışı … Ltd. Şti.’ne karşı açtığı ve Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam eden menfi tespit davasında çeklerin önce … Ltd .Şti.’ne verildiğinin belirlendiği, böylece derdest bir davanın bulunduğunu, görülmekte olan davanın bu dava ile birleştirilmesi gerektiğini, davanın … Ltd Şti’ne ihbar edilmesini istediklerini, davacıların piyasadaki pek çok şirkete borcu olduğunu, 2015 yılından itibaren çekleri ödemediğini, amaçlarının takipleri engellemek olduğunu, davacının iddiasına göre ……’nin …’a herhangi bir borcunun olmadığını belirttiği ancak bu iddianın doğru olmadığını, müvekkili şirketlerin … Ltd. Şti. ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, ………….. Ltd. Şti.’nin … Ltd. Şti.’ne 01.08.2014 tarihinde 213.000 TL ve 09.01.2015 tarihinde 75.000 TL EFT yaptığını, müvekkile ait ticari defterlerin bilirkişi vasıtasıyla incelenmesini istediğini, müvekkilinin bu nedenle … Ltd. Şti. aleyhine takibe geçmediğini, asıl borçlu davacılardan alacağını tahsil etmeye çalıştığını, belirterek davanın öncelikle … Ltd Şti’ne ihbarı ile birlikte Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/286 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/11/2016 tarih, 2016/768 E. – 2016/1113 K. Sayılı kararı ile dosyanın Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/286 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ” Tüm dosya kapsamından; mahkememiz esas dosyasından davacı tarafça, müvekkilleri …… şirketinin …………..Ltd. Şti yetkilisi … ile su arıtma cihazı yaptığını, müvekkilinin toptancı olan karşı taraftan ürün alıp perakende olarak satışını yapmakta olduğunu, bu alış veriş nedeniyle sıralı teminat çekleri verildiğini, ancak davalı tarafça malların gönderilmediğini, müvekkilleri tarafından verilen ………. nolu 30/07/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……….. nolu 30/08/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek ……….. nolu 30/09/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……… nolu 30/10/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ………. nolu 30/11/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……….. nolu 30/12/2015 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……….. nolu 30/01/2016 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, …….. nolu 29/02/2016 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……. nolu 30/03/2016 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ……….. nolu 30/04/2016 vade tarihli 22.370,00 TL lik çek, ………. nolu 30/05/2016 vade tarihli 22.370,00 TL lik çeklerin teminat olarak verildiğinden iptali ile bilahare yargılama devamında ise ödenmiş olan çeklerden dolayı istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …………Ltd. Şti vekili ise taraflar arasında su arıtma cihazları konusunda ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında ay sonunda mutabakata varıldığını, davacının ödeme planının çıkartılmakta olduğunu, ileri tarihli çekler ile ödemekte olduğunu, çeklerin fazladan veya teminat amaçlı olarak verilmediğini beyan etmiştir.
Talimat mahkemesince alınan 22/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı …… Dağıtım Pazarlama…Ltd. Şti’nin 2014 yılı açılış tasdikinin usulüne uygun yapıldığı, 2015 ve 2016 yılı tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davalı ………….Ltd. Şti’nin davacı ……’nin kestiği çeklerin listesinin tutanakla ekli olduğu, ancak davalı …………Ltd. Şti’nin çeklere karşılık herhangi bir fatura düzenlemediği, davalının davacı adına 3 adet fatura kestiği, ancak bu faturaların da dava konusu çekler ile bir ilgisinin olmadığı, kısacası teminat çekleri karşılığında davalı tarafın herhangi bir mal gönderip faturaya bağlamadığının tespit edildiği, böylelikle davacının bu çekler nedeniyle davalıdan karşılığında mal gönderip fatura da düzenlenmemiş olduğundan mahkeme esas dosyasında davacı tarafın davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/768 Esas sayılı dosyasında; davacıların …… Dağıtım…Ltd. Şti ve … vekilinin müvekkillerinin davalı alacaklılarla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, dava konusu edilen İzmir ……….. İcra Müdürlüğü’nün ………, ………, …….., ………, …….. ve ………. Esas sayılı dosyalarında 6 adet çek için icra takibi yapıldığını, söz konusu çeklerin …… Dağıtım..Ltd. Şti adına düzenlenip, … tarafından ciro edildiğini, bu çeklerin dava dışı ………Ltd. Şti’ne verildiğini, verilme amacının ileride teslim edilecek mallar karşılığı olduğu, ancak mallar teslim edilmediğinden Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasında bedelsiz kalan çeklerden dolayı menfi tespit davası açıldığını, ancak çek olduğu için 3. Kişiler yönünden tedbir kararı verilmemiş olduğundan ……..Ltd. Şti’ne verilen bu çeklerin davalılar tarafından icraya konulduğunu, davalılardan … Ltd. Şti’nin dava dışı ………Ltd. Şti’nin tek ortağı olan …’ın eşinin …’ın kurucusu olduğu firma olduğu, ……Ltd. Şti’nin …, ……, …….. ve … tarafından kurulan şirket olduğu, taraflar arasında herhangi bir ilişki olmadığı, ancak bu çeklerin firmaya ciro edildiğini, diğer davalı …’in de ……Ltd. Şti’nin yetkili müdürü ve kurucularından olduğunu, bu çeklerin cirosuz teslim aldığını, ………..Ltd. Şti’nin çekleri …’den aldığı, …’in, …….Ltd. Şti’nin müdürlüğünü yaptığını, ……..Ltd. Şti’nin ………Ltd. Şti ile hiçbir ticaretinin olmadığını, kötü niyet iktisap ettiklerinden dava konusu olan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin mahkememiz dosyası ile kendi dosyaları arasında irtibat bulunmasından dolayı birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılama mahkememizde devam etmiştir.
………Ltd. Şti’nin sicil kayıtlarında açıkça …’ın tek ortağı ve yetkilisi olduğu, dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevaplarından anlaşılmıştır. Dosyaya katılan nüfus kaydına göre ise, … ile ………’ın eş olduğu, Yine …’ın eşi …’ın ise …………Ltd. Şti’nin kurucusu olduğu, yine …’in de ……………Ltd. Şti’nin kurucusu ve yetkili müdürü olduğu, …………Ltd. Şti’nin de yetkili ve harici müdürü olduğu, diğer davalı ……Ltd. Şti’nin kurucusu ve müdürü olduğu gelen ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalı …………………Ltd. Şti.’nin 2015 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içinde yaptırılmış olduğu, …….. Ltd. Şti’nin ticari defterlerine göre mal satmadığı mal aldığı, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, …….. Ltd. Şti.’nin …………….’dan alacaklı olduğu, ………. Ltd. Şti’nin ticari defterlerine göre 2015 yılında taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari bir ilişkinin mevcut olmadığı, sene sonunda ……………. Ltd. Şti’nin alacaklı olduğu bilirkişi raporuna göre anlaşılmıştır.
Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesince talimat ile dinlenen …………. ve Tanık ………….’in yeminli beyanlarında; …… tarafından ………Ltd. Şti’ne teminat çeki verildiğini, ………..Ltd. Şti’nin yetkilisi …’ın teminat olarak aldığı çekleri eşinin firması olan … Firmasına tahsil ettirdiğini, … Firmasının da …… Dağıtım Paz….Ltd. Şti’ni tanımadığı için çekleri tahsilata koyduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler, dosyaya katılan ticaret sicil müdürlüğü kayıtları ve nüfus kayıtları bir bütün olarak göz önünde bulundurularak davacı tarafın davalı ………Ltd. Şti ile ticari ilişki içerisinde bulunmakla birlikte teminat olarak verilen çeklerin birbirine ciro eden şirketlerin kurucusu, müdürleri ve yetkililerinin gerek akrabalık bağları ve gerek aynı kişilerden oluştuğu ve cironun birleşen davanın davalılarının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda da anlaşıldığı üzere herhangi bir alacağı olmadığı halde ciro edildiği, keza Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, yine bu bilirkişi raporunun 18. Sayfasında ……….Ltd. Şti’nin, ………. Şirketine çek ve havalelerle ödeme yapmış olduğu, ayrıca geçen yıllarda devreden 1.041.532,71.-TL fazla ödeme yapıldığı, yine aynı raporun sonuç bölümünde …………………Ltd. Şti’nin ………..Ltd. Şti’nden alacaklı olduğu, … Ltd. Şti ile ……. Ltd. Şti arasında mal alım satımına ilişkin herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı yönündeki bilirkişi belirlemesi göz önünde bulundurularak davacı tarafın menfi tespit davasında asıl ve birleşen davada davasının kabulüne, hüküm fıkrasında numara, vade ve meblağı belirtilen 11 adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, İzmir ………… İcra müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyasında, ……., ……… Esas sayılı dosyasında,……, ……… Esas sayılı dosyasında her birinde 22.370,00 TL bedelli ve davaya konu çek nedeni ile icra takibi yapıldığı yine ………. Esas sayılı dosyasında 3 adet çek için ( çek numaraları icra dosyasında ayrıca belirtilmiştir ) toplam 8 adet çek için asıl alacak miktarı toplamının 178.960,00 TL’nin % 20 ‘si oranında kötü niyet tazminatının icra takibi yapan …………. Ltd. ŞTi’den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı vekilince İzmir ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. Esas sayılı dosyasında 21.761,00.-TL, yine İzmir ….. İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı dosyası kapsamında toplam 41.504,26.-TL ödeme yapıldığı, böylelikle davacılar vekili tarafından toplam 63.265,26.-TL’nin icra dosyasına mahkememiz davacısı tarafından yatırılmış olduğundan bu miktarın birleşen davanın davalısı ………….Ltd. Şti’nden tahsili ile” gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; esasa ilişkin karar yönünden istinaf taleplerinin olmadığını, ancak yerel mahkemenin her iki dava için ayrı ayrı hüküm kurması gerekirken tek bir hüküm kurduğunu, istirdada dönüşen kısım için hata yapıldığını, birleşen dava açısından, icra dosya numaralarının tek tek belirtilmek suretiyle “İcra Takibinin İptaline” karar verildiğinin belirtilmesi gerektiğini, aksi halde kararın infazı sırasında gerekçeli kararının hüküm kısmındaki belirsizlik sebebiyle davacıların haklarının zarar göreceğini, yine birleşen dava açısından birleşen davacı yararına, birleşen davalıların tümünden tahsil edilmek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, asıl dava açısından ayrı vekalet ücretine, birleşen dava açısından ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, yine kötüniyet tazminatı açısından da asıl davanın dava dilekçesi incelendiğinde kötüniyet tazminat talebi olmadığını, oysa birleşen davanın davacısı olarak açılan dava da, kötü niyet tazminatı talep edildiğini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi uygun olduğu ancak miktarının eksik hesaplandığını, davalılardan sadece ………. aleyhine hüküm kurulduğunu, oysa birleşen tüm davalılardan tahsilinin gerektiğini, 178.960,00-TL üzerinden değil 246.070-TL üzerinden hesaplanması gerektiğini, her ne kadar davacıların icra yoluyla kısmi ödeme yapılıp davanın bir kısmı istirdata dönüşse de kötü niyet tazminatının bundan etkilenmeyeceğini, keza yine birleşen dava açısından istirdata dönüşmesinin önemi bulunmadığını, yargılama masrafları açısından da her iki dava bakımından ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiğini, yine davacıların dava devam ederken ödediği kısmın 63.265,26- TL olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, hali hazırda devam eden ödemeler mevcut olup bunlarında hesaplanması gerektiğini, ödenen kısımın eksik olarak kaldığını, teminat iadesi hakkında karar verilmediğini, gerekçeli karardaki hüküm kısmının düzeltilmesi ile davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar tarihinden önce davalılardan … 17/01/2019 tarihinde vefat etmesine rağmen mirasçılarına tebligat çıkarılıp davaya dahil edilmemesinin bozma sebebi olup dikkate alınmasını talep ettiklerini, 13/10/2016 tarihli raporun taraflarına tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunda eksik inceleme ve değerlendirmelerde bulunulduğunu, söz konusu raporda, sadece tarafların defterlerinde takibe konu çeklerin olup olmadığının incelendiği, davacılardan çeklerin düzenleyeni ……’nin, lehdara (…)’a borcu olup olmadığı, varsa ne kadar olduğuna dair bir inceleme yapılmadığını, raporda, …’a ait defterlerde ……….. ile … arasında bir ticari ilişki olup olmadığı, ……’ye ait defterlerde de ……… ile …… arasında alacak borç kaydının olup olmadığı hususlarının incelenmediğini, her ne kadar yerel mahkemenin gerekçeli kararında … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şti. arasında mal alım satımına ilişkin herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı belirtilmiş olsa da söz konusu bu hususun iyi irdelenmediğini, ………….’ın ticari defterlerinin dahi incelenmediğini belirterek haksız ve hukuka aykırı kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, davaya konu sıralı çeklerin asıl dosya davalısından alınacak mallara karşılık avans olarak verildiğini, ancak davalı tarafından malların teslim edilmediğini, bu sebeple çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Asıl dosya davalısı ise, davaya konu çeklerin avans olarak verilmediğini, davacıya teslimi yapılan mallar karşılığı alındığını savunmuştur. Dosyada fotokopisi bulunan çeklerin incelenmesinde çeklerin davacı …… …………………… Ltd. Şti. tarafından tanzim edildiği, çeklerde lehdarın … olduğu, çeklerin cirolanarak birleşen dava davalılarına verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar çeklerde davalı ………… Ltd. Şti.’nin cirosu yok ise de davacı ve davalıların beyanları ile çeklerin mal karşılığı davalı ………… Ltd. Şti.’ne verildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesi tarafından çekleri karşılığında davalı tarafından “herhangi bir mal gönderilip faturaya bağlanmadığı tespit edildiğinden”, davalının ispat yükünü üzerine aldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, çek, bir ödeme aracıdır. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, çekler bedeli kadar malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu çekler karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. ( Bkn. Yargıtay 19. H.D. 2018/2473 E.- 2019/5340 K)
Somut uyuşmazlıkta, çeklerin avans olarak verildiğini ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı ve davalının ticari defterlerinin incelendiği, bilirkişi ………… tarafından hazırlanan raporda davacının 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının tespit edildiği, çeklerin teminat amaçlı verilip verilmediğinin tespit edilemediği, 22/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının tespit edildiği, davalının çeklere karşı herhangi bir fatura, irsaliye tanzim edip defterlerine kaydetmediği, davacı …… …. Ltd. Şti.’nin yasal defterleri üzerinde yapılan incelemede dava konusu çekleri muhasebe kayıtlarında göstermediklerinin tespit edildiği, her iki tarafında da ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için usulüne uygun tutulmuş olmaları ve açılış/kapanış tasdiklerinin yapılmasının gerekli olup, ispat yükü üzerinde olan davacının çeklerin avans olarak verildiğini ispatlayamadığı anlaşılmış olup, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca davanın davalı alacaklı lehine sonuçlanması halinde tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir, dolayısıyla alacağa kavuşmasının geciktirilmiş olması şartının gerçekleşmesi gerekir. İİK 72/3-4 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği tazminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmaktan dolayı doğan zararını gösterilen teminattan alır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Bu yasal düzenleme doğrultusunda, davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve kararın fiilen infaz edilmesi gerekir. Somut olayda; 23/10/2015 tarihli tensip tutanağında teminat karşılığında İ.İ.K. 72/2 md. uyarınca dava konusu çekle ile ilgili olarak icrai işlem yapılmasının tedbiren engellenmesine karar verdiği, dava konusu çeklerin birleşen dava davalısı tarafından takibe konulduğu, bir kısım takiplerde ödeme yapıldığı, takiplerin devam ettiği, birleşen dava yönünden davacı tarafından talep edilen tedbir talebinin 11/01/2018 tarihli karar ile reddedildiği, kararın fiilen infaz edilmediği, dava konusu çeklerin takip konusu yapıldığı anlaşılmakla, asıl dava da davalı lehine İİK. 72/4 md. uyarınca tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekilinin esasa ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile sair istinaf itirazlarının reddi ile HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi gereğince mahkemece verilen karar düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih ve 2015/286 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararın HMK 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a) Asıl davanın REDDİNE,
b) Birleşen davanın REDDİNE,
c) Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE,
ç)Asıl dava da; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 4.202,27TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.142,97 TL’nin talep halinde davacılara İADESİNE,
d) Birleşen dava da; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 3.399,51TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.340,21-TL’nin talep halinde davacılara İADESİNE,
e) Asıl ve birleşen dava da davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
f) Asıl ve birleşen dava da davalılar tarafından yapılan 112.00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
g)Asıl dava da; davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği takdir olunan 25.674,90-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
h)Birleşen dava da; davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği takdir olunan 22.384,42-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
ğ)Arta kalan gider avansının ilgili tarafa iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
5-Davalı tarafından yatırılan 4.418,63-TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yatırılması gereken 59,30- TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.90-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 61.30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-İstinaf başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
11-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 17/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.