Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2016 E. 2021/1083 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2016
KARAR NO : 2021/1083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2014 (Dava), 06/04/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/294 Esas, 2018/144 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 2012 yılı Nisan ayında ………… Ltd. Şti.’yi kurduklarını, söz konusu şirketin müvekkilinin eski iş yeri ile aynı adreste kurulduğunu, şirketin kuruluş aşamasındaki bütün masraflarını müvekkilinin karşıladığını, davalının işten anlaması, işi takip edecek olması ve müvekkiline güven vermesi nedeniyle kendisinden şirketin kuruluşunda sermaye istenmediğini; Müvekkili ile davalının %50-%50 ortak kurmak üzere anlaştıklarını ve şirketi kurduklarını, müvekkilinin sermaye koymak suretiyle ve davalının da çalışma ve yönetimsel faaliyetler ile işin sürdürülmesini temin etmek üzere birlikte ortak ticaret yapmak üzere anlaştıklarını, resmi olarak davalıya %51 hisse ve tek başına yetki verilmek suretiyle işleri daha iyi takip edebilmesi için imkan tanındığını; Şirketin kuruluş aşamasında ”aylık hesap yapılacağı hususunda” anlaşma sağlandığını ancak davalının sürekli olarak hesapları ertelediğini ve işleri bu şekilde yürüttüğünü, müvekkilinin denetim ve bilgi alma hakkını kullanmasının engellendiğini, davalının maaş ve ücret olarak herhangi bir ücret belirlenmediği halde keyfi olarak aylık 3.000,00.-TL maaş belirlediğini ve aldığını;Bu süreçte tamamlanmış ve satılmış olan gayrimenkuller olmasına rağmen müvekkiline herhangi bir para verilmediğini ve inşaatların yapımları sırasında müvekkilinin sürekli olarak maddi destek sağladığını, bütün bunlara rağmen müvekkiline bilgi ve hesap verilmediğini; İnşaatın sonlarına doğru hesaplarda inceleme yapmak için müvekkilinin ısrar ederek davalıdan kasa defterini aldığını, müvekkilinin yaptığı incelemeler sonucunda kasa defteriyle hesapların çok farklı olduğunun görüldüğünü; Bu süreçte müvekkili ile davalının artık birlikte çalışamayacaklarına karar verdiklerini ve 2014 yılı Nisan ayında hazırlanan bir sözleşme ile müvekkiline hazır bir dairenin teslim edilmesi suretiyle müvekkilinin şirketten ayrılması hususunda tanıklar huzurunda mutabakat sağlandığını, müvekkiline herhangi bir hazır daire/konut tesliminin yapılmadığını; Müvekkili tarafından Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde davalı hakkında şikayette bulunulduğunu; Müvekkilinin mahkeme harç ve giderlerinin ödeyemeyecek durumda olduğunu ve adli yardım kurumundan yararlandırılması hususunda karar verilmesini; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630. Maddesi uyarınca, davalının yönetim hakkı ve temsil yetkisinin bu aşamada tedbiren, yargılama neticesinde nihai olarak kaldırılmasına ve bu hususta gerekli tedbirlerin alınmasına; Davalının mal kaçırma riski olduğundan davalı … ve davalının tek başına sahibi, ortağı ve yönetici olduğu ………… Ltd. Şti. adına tespit edilecek olan gayrimenkul mallar ve trafik siciline kayıtlı araçlar üzerine davalı tarafından yapılacak devir ve temliklerin önlenmesi bakımından ihtiyaten tedbir konulmasına; Davaya konu ………… Ltd. Şti. adına kayıtlı tüm mal varlığına davalı tarafından 3. Şahıslara yapılacak devir ve temliklerin önlenmesi bakımından ihtiyaten tedbir konulmasına; Yargılama neticesinde şirketi ve müvekkilini zarara uğratan ve rekabet yasağına aykırı hareket eden davalının, ………… Ltd. Şti. Ortaklığından çıkartılmasına; Müvekkilinin uğramış olduğu zarar ile müvekkiline ödenmesi gereken kar payının şimdilik 12.000,00.-TL olarak ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine; Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, yazılı beyanlarında ve duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça … isimli davalı ile 2012 yılında ………….. isimli Ltd. Şti kurduklarını % 50 % 50 ortaklık olarak kurulduğunu ancak % 51 hisse ve tek yetki verilmek suretiyle davalının şirket müdürü olarak atandığı, aylık hesap yapılacağı konusunda anlaştıklarını, davalının maaş ve ücret olarak 3.000,00 TL maaş belirlediğini, davalının kendisinden şirket gelirlerini kaçırdığını, davalının ………. Yapı İnşaat…. Ltd. Şti ‘ni daha önce kurmakla birlikte şimdiki ortak oldukları şirket zararına hareket ettiğini, rekabet yasağına aykırılığından dolayı da davanın şirket ortaklığından çıkartılması, kâr payından kaynaklı da belirsiz alacak niteliğinde alacak davası açmış olduğu, tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporu gözönünde bulundurularak, dava konusu ……………Yapı İnşaat … Ltd. Şti ‘nin niteliği gereki TTK 641/1. fıkrada ” Bir ortağın diğer bir ortağı limited şirketinden çıkarılmasını şirket ana sözleşmesinden herhangi bir hüküm olmadığı takdirde istenemeyeceği ” davaya konu şirket ana sözleşmesinde böyle bir hüküm olmadığı, davacı tarafın taraf ehliyeti bulunmadığından ortaklıktan çıkma payına ilişkin hesabın mümkün olmadığı, bu yönülü davada aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş,
Davalının şirket müdürü olarak aylık 3.000,00 TL ücrete ilişkin bir genel kurul kararı olmamakla birlikte fiili olarak çalışmada bulunduğu gözönünde bulundurulduğunda fahiş olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Yine rekabet yasağına aykırılıktan dolayı davalının kurmuş olduğu yeni şirkette tespit edilen 10.527,62 TL kârın davacı zararına olduğuna ilişkin illiyet bağı kurulamadığından, bu yönlü talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, sermaye ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve ticari defterin zorunlu kapanış tasdiklerini yapmaması nedeni ile özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve şirkete kayyım atanması gerektiği sonucuna ulaşılmış, davacının bu yönde talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle ” Davacı tarafın davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile; Davacının davalının Ortaklıktan Çıkarılma talebinin Aktif Husumet Yokluğundan Reddine, Davacı tarafın Haksız Rekabetten Kaynaklı açılan tazminat ile şirket müdürlüğü nedeni ile ödenen maaşla ilgili alacak talebinin de Reddine, Davacı tarafın Özen Yükümlülüğü ve Şirket İşleyişi vb. taleplerinin kabulü ile Erzurum bilirkişilik listesinde kayıtlı … ……………. ‘un Yönetici Kayyım olarak atanmasına, kayyım ücreti olarak aylık 500,00 TL ücret takdirine, kayyım ücretinin şirket hesabından karşılanmasına, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili, müvekkili ve davalıya ait defter ve belgelerin bilirkişi marifeti ile incelenerek karara dayanak rapor tanziminin gerektiğini, delillerin incelenmediğini, davalının defterleri sunmadığını, taraflarınca sunulan kayıt, defter ve belgelere de itiraz etmediğini, zararın miktar itibariyle tespitinin yapılmadığını, eksik inceleme yapıldığı talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, davalının temsil yetkisinin kaldırılarak limited şirket ortalığından çıkarılmasına ve davacının uğradığı zararın giderilerek ödenmesi gereken kar payının tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, tarafların dava dışı ………. İnş. Ltd. Şti.’ni 2014 yılı Nisan ayında kurduklarını, davacının davalıya duyduğu güven nedeniyle sermayenin davacı tarafından konulmasına karşılık davalıdan sermaye talep edilmediğini, davalıya %51 hisse verilerek işleri tek başına takip edebilme imkanı verildiğini ancak davalının davacının şirket ortağı olarak denetim ve bilgi alma hakkını engellediğini, şirket zararına hareket ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek TTK’nın 630. Maddesi uyarınca davalının yönetim hakkının kaldırılmasına, davalının ortaklıktan çıkarılmasına ve davacının zararı ile ödenmesi gereken kar payının şimdilik 12.000,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının iddialarını kabul etmeyerek davanın reddini isteği, mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının ortaklıktan çıkarma talebinin aktif husumet yokluğundan reddine, davacının tazminat talebinin reddine, davalının şirkete karşı özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesiyle … ……………….’un şirkete yönetici kayyım olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkemece yargılama sırasında alınan 16/10/2017 tarihli tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı ………… Ltd. Şti.’nin defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve gerçeği yansıtmadığı, davacının şirket işlemlerini inceleme ve denetleme yetkisinin engellendiğini somut olarak ispat edemediği, davalının başka bir şirket kurduğunun sabit olmasına karşılık haksız rekabet nedeniyle davacının zarara uğraması ile illiyet bağı kurulamadığı gibi davacının bu hususta somut delillerini sunmadığının belirtilmesi ve ayrıca davalının şirket müdürü olarak almış olduğu 3.000,00 TL ücretin çalışmasının karşılığında fahiş olarak değerlendirilemeyeceğinin ifade edildiği, davacı vekili davalının sunmadığı ve sunamadığı belgeler aleyhine delil olacağı ihtarı ile celbedilmesinin gerektiği yönünde itiraz etmekte ise de davalı tarafından 12/01/2015 tarihli tutanakla ticari defterlerin sunulduğu ve bilirkişi tarafından incelendiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu anlaşıldığından ve taraflar arasındaki imzası inkar edilmeyen 09/04/2014 tarihli Tutanak başlıklı belgede; “… ve … ile aralarında yapılan anlaşma tutanağıdır. ……… Konut…Ltd. Şti. ortakları arasında mutabakata varılmıştır. Bu mutabakat neticesinde … %49 hissesinin tamamını …’na devredecektir. … daha önce noter sözleşmesi olan …………’a ait arsanın tapusunu ilgili şahıslarla birlikte yardımcı olmak kaydıyla devir yapacaktır. … noterde arsanın tapusunu aldığında …’e hazır bir adet dairenin tapusunu verecektir. İlgili daire ve arsa ile ilgili sözleşme noterde imzalanacaktır. Bunun haricinde taraflardan her hangi birisi hak talebinde bulunmayacaktır. Ortaklar arasında alacak verecek kalmamak şartıyla anlaşılmıştır. Şirket mal varlığı …’na bırakılmıştır. İş bu sözleşme şahitler huzurda imza altına alınmıştır.” yazılı olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali/iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 25.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.