Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1506 E. 2021/848 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1506
KARAR NO : 2021/848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/08/2017 (Dava), 15/03/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/357 Esas, 2018/109 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, genel kredi sözleşmesine kefil olan davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ın icra dosyasına kefil olmadığı yönünde itirazının olduğu halde kredi sözleşmesinin 64. sayfasında kefil olarak imzasının bulunduğu ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, toplam 96.968,12 TL yönünden borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle icra dosyasına yapılan itirazın 96.968,12 TL’lik kısmı için itirazın iptaline, bu miktar yönünden takibin devamına, söz konusu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı banka alacağının hatalı hesaplandığını, takip talebinde bulunmasına rağmen talep edilen ana para faizi ve ihtarname masrafı ile BSMV’ye yönelik hesaplama yapılmamasının ve hükümde bu taleplere yer verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine kefil olan davalı hakkında yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davanın temelini oluşturan icra takibinde davalı borçluya ödeme emri 23/01/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı borçlu tarafından 31/01/2014 tarihinde takibe itiraz edilmiştir. Görüldüğü gibi itiraz 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapılmış olduğundan takip bu kişi yönünden kesinleşmiştir. Nitekim İcra Dairesince de itirazın reddine karar verilmiştir. Kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılamaz. Zira böyle bir durumda alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesindeki dava şartları arasında sayılmış olup aynı kanunun 115. maddesine göre mahkeme dava şartlarını yargılamanın her aşamasında gözetmek zorundadır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek, itirazın iptali davalarında asıl alacak ve bu alacağa işlemiş faiz ile ferilerinin ve uygulanacak faiz oranının infazda tereddüte neden olmayacak şekilde gösterilerek hüküm kurulmaksızın temerrüt faizine temerrüt faizi işlemesine sebebiyet verilecek şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılarak, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle :
I-Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2017/357 Esas, 2018/109 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355 ve 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca resen KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, dava açıldığında peşin alınan harcın da davacıya iadesine,
3-Karar gereği vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına
4-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, arta kalan avansın kesinleştiğinde davacıya iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
IV-Başvuru sırasında davacı harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
V-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
VI-Kararın kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
VII-Gerekçeli kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 22.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.